0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Haber: Eren Cesur

(ANKARA) – Aralarında Ankara Barosu’nun da bulunduğu 50 baro, Diyarbakır’da 8 yaşında öldürülen Narin Güran davasının 7 Kasım’da yapılacak duruşmasına katılacak. Ankara Barosu Lideri Mustafa Köroğlu, Türkiye Barolar Birliği (TBB) öncülüğünde baroların duruşmaya katılacağını belirterek; “Küçücük bir çocuğun katledilmesiyle tabana vuran ahlaksızlık karşısında en azından hukukun var olduğunu ve adaletin tecelli etmesi için uğraş etmemiz gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Diyarbakır’da 21 Ağustos’ta kaybolan ve cansız vücudu 8 Eylül’de bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti ile ilgili açılan davanın birinci duruşması 7 Kasım’da Diyarbakır’da görülecek. TBB ve 50 baro, Narin Güran cinayeti davasının birinci duruşmasına katılmak için talepte bulunacak. Ankara Barosu da duruşmaya katılacak barolar arasında.

Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, süreci sonuna kadar takip edeceklerine dikkat çekerek “Küçücük bir çocuğun katledilmesiyle tabana vuran ahlaksızlık karşısında en azından hukukun var olduğunu ve adaletin tecelli etmesi için çaba etmemiz gerektiğini düşünüyorum” dedi.

“Adalet arayışı her vakit hatalı yahut hatasız arayışı değildir, bir masumiyet arayışıdır”

Toplumdaki adalet hissinin tekrar oluşmasını istediklerini belirten Köroğlu, Anka Haber Ajansı’na şu değerlendirmelerde bulundu:

“İlk duruşmaya biz de baro olarak katılacağız. Katılma talebinde bulunacağız Türkiye Barolar Birliği’yle, davayı ve süreci başından sonuna kadar takip edeceğiz. Sıkıntıya yalnızca cinayet olarak bakılması gerekmediğini düşünüyoruz zira adalet arayışı her vakit hatalı yahut hatasız arayışı değildir, bir masumiyet arayışıdır.

Burada küçücük bir çocuk katledildi ve haftalarca hala iddianame düzenlenmesine karşın kimin öldürdüğüne ait olarak kocaman bir köy dalga geçer üzere kollukla, yargıyla bir süreç yürüttü. O yüzden bu çocuğun öldürülmesi işinin içinde kimler varsa herkesin yargılanıp ceza almasını istiyoruz. Toplumdaki adalet hissinin yine oluşmasını istiyoruz. Barolar olarak bizim zaten avukatlık kanunu gereği esasen sorumluluğumuz var. Hukukun üstünlüğünün sağlanması tıpkı vakitte barolara yüklenen bir vazife. Küçücük bir çocuğun katledilmesiyle tabana vuran ahlaksızlık karşısında en azından hukukun var olduğunu ve adaletin tecelli etmesi için uğraş etmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Müdahil olma talebimiz adap açısından reddedilse bile davayı sonuna kadar tekrar gözlemci sıfatıyla takip edeceğiz ve müdahil olma talebimiz reddedilirse kararı üst makamlara taşıyacağız.”