6 okunma

Hacamatın Geçmişine Doğru Bir Zaman Yolculuğu Yapıyoruz

ABONE OL
Eylül 20, 2024 17:34
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Alternatif tıp uygulamalarından biri olan hacamatın tarihi aslında çok eskilere dayanıyor. Hacamat uygulamalarında dikkatli olunması ve mutlaka uzmanlara danışılması oldukça önemlidir.

Hadi gelin hacamatın tarihsel sürecine birlikte bakalım.

Hacamat, vücudun belirli bölgelerinin hafifçe çizilmesiyle üzerine boynuz, bardak veya şişe yerleştirilerek kanın çekilmesiyle gerçekleştirilen bir uygulamadır.

Hacamat kelimesi, Arapça kökenli olup ’emmek’ anlamına gelen ‘hacm’ fiilinden türemiştir. Bu tedavi yöntemine başvurma eylemi ‘ihticam’, bu işi meslek edinen kişiye ise ‘haccam’ denir. Farklı kültürlerde de yaygın olarak kullanılan bu yöntem, Somali ve Singa gibi dillerde ‘Shinga’ ya da ‘Toobin’ olarak bilinirken, Batı dünyasında ise ‘wet cupping therapy’ adıyla anılır.

Tıp tarihinde kan alma yönteminin kökenleri net olarak belirlenememiştir. Ancak eski Mezopotamya, Mısır ve diğer Ön Asya uygarlıklarında hastalıkların bedene giren cinler ve kötü ruhlar tarafından meydana getirildiğine inanılıyordu.

Bu inançla birlikte, hastalıkların tedavisinde sihir ve büyünün yanı sıra kan alma yöntemi de kullanılıyordu. Zamanla, bu mistik yaklaşımlar yerini deneyim ve bilimsel yöntemlere bırakınca, kan alma gerçek anlamda bir tedavi yöntemi haline geldi.

Şaşırtıcı ama hacamatın bir tedavi yöntemi olarak ilk kez Mezopotamya toplumları ve Mısırlılar tarafından kullanıldığı düşünülmektedir.

Mısır’da hacamat tedavisi Antik Çağ’a kadar uygulanmış ve tıbbi olarak ilk kez M.Ö. 1550 yılına tarihlenen Ebers Papirüsü’nde bahsedildiği bilinmektedir.

Çin’de yapılan arkeolojik kazılarda ise M.Ö. 1000 yılına ait kupa tedavisi izlerine rastlanmıştır.

Jin Hanedanlığı döneminde, ünlü bitki bilimci ve simyacı Ge Hong’un yazdığı ‘Acil Durumlar İçin Reçeteler El Kitabı’ adlı eserde, hayvan boynuzlarından yapılan kupaların ve akupunkturun birleştirilmesiyle birçok hastalığın etkili bir şekilde tedavi edilebileceğine inanıyordu.

Eski Yunan’da, M.S. 400 yıllarında Hipokrat’ın iç hastalıklar ve yapısal sorunlar için kupa terapisini kullandığı bilinir.

Hipokrat, anjin, adet düzensizlikleri ve diğer sağlık problemlerinde hacamatı önerirken zamanla Asya ve Avrupa medeniyetlerinde farklı formlarıyla  uygulandı.

Araplar hacamatı, hem İslamiyet öncesi hem de İslamiyet sonrası dönemlerde yaygın olarak kullandı.

Pek çok esere konu olan hacamat, Eski Anadolu Türkçesi dönemine ait olduğu tespit edilen ‘Kitâbı Kehhal-nâme-i Nûrü’l-Uyûn’ isimli eserde de anlatılmıştı.

İslam dünyasının ünlü hekimlerinden İbn-i Sina ve Ebu Bekir El-Razi hacamat uygulamalarını incelemişti.

İbn-i Sina’nın ‘El-Kanun fi’t-Tıb‘ isimli eseri de hacamata dair bilgilerden bahseder.

Rönesans döneminde İtalya ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde kupa uygulaması oldukça yaygındı.

Hacamatın Rönesans döneminde özellikle İtalya’da kullanıldığı düşünülür. Daha sonra popülerliğini kaybetmeye başlamıştır.

Sultan II. Abdulhamit Han’ın hacamat yaptırdığı, Osmanlı arşivlerinde kaydedilmiştir.

Osmanlı sarayında da kullanıldığı düşünülür.

Günümüzde hacamat hala kullanılmaya devam etmektedir.

Hacamat uygulamaları konusunda dikkatli olunması ve uzman kişilere danışılması önemlidir.

Peki sizin hacamatla ilgili görüşleriniz neler?

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r