Mübariz Mansimov’un Yolculuğu ve Türkiye Sevdası

Bir Ülkeye Adanmış Hayat

Halil Gökmen ATILAN yazdı…

Bazı hayatlar vardır ki, sadece başarı hikâyesi olarak anlatılamaz. Onlar, azmin, inancın, çalışkanlığın ve en önemlisi bir ülkeye olan sevdanın yansımasıdır. Azerbaycan’ın topraklarından doğup Türkiye’de bir destana dönüşen Mübariz Mansimov Kurbanoğlu’nun hikâyesi, tam olarak böyledir. Sıfırdan başlayıp dünya çapında bir imparatorluk kuran bu vizyoner iş insanı, yalnızca ticaret dünyasında değil, gönüllerde de iz bırakmıştır. Onun yolculuğu, paradan çok değere, kazançtan çok insana, şirketten çok vatana yatırım yapan bir adamın hikâyesidir.

⸻

🇦🇿 Mütevazı Başlangıçlardan Küresel Zirveye Uzanan Yol

1968 yılında Azerbaycan’da dünyaya gelen Mübariz Mansimov, hayatın zorluklarını genç yaşta tanıdı. Mütevazı bir ailenin çocuğu olarak büyüdü, hayata sıfırdan başladı. Asker kökenli oluşu, onun karakterini ve gelecekteki liderlik tarzını şekillendiren en önemli unsurlardan biri oldu. Genç yaşta öğrendiği disiplin, sabır ve görev bilinci; yıllar sonra iş dünyasında attığı her adımda kendisini gösterdi.

Türkiye’ye geldiğinde elinde büyük bir sermaye yoktu, hatta çoğu kişinin hayal bile edemeyeceği kadar mütevazı bir başlangıç yaptı. İstanbul’un Karaköy semtinde küçük bir gemi acenteciliği şirketi kurdu. Ancak bu küçük ofis, büyük bir vizyonun temelleriydi. Mübariz Mansimov’un hedefi sadece bir iş kurmak değil, bir hayal inşa etmekti.

Disiplinle İnşa Edilen Bir Dev

Kısa sürede gemi işletmeciliği alanında adından söz ettiren Mansimov, bir girişimciden çok daha fazlası olduğunu kanıtladı. Palmali Holding, bugün dünyanın en saygın denizcilik ve taşımacılık gruplarından biri haline geldiyse, bu başarının arkasında onun vizyonu, cesareti ve bitmeyen azmi vardı.

Palmali çatısı altında gemi taşımacılığı, lojistik, gemi üretimi, tersane yatırımları, liman işletmeleri gibi birçok alanda faaliyet gösteren şirketler kurdu. Zamanla faaliyet alanını genişletti; turizm, medya, televizyon, radyo ve enerji sektörlerinde de varlık göstererek holdingi çok yönlü bir yapıya dönüştürdü. Bugün Palmali Group, yalnızca Azerbaycan ve Türkiye’de değil, Avrupa ve Orta Doğu’da da önemli bir ekonomik aktör olarak faaliyet göstermektedir.

Bu büyüme süreci yalnızca ekonomik bir başarı değil, aynı zamanda binlerce insana istihdam sağlayan bir kalkınma hikâyesiydi. Mansimov’un en büyük gurur kaynaklarından biri, “bir şirket büyürken insanları da büyütmek” fikrine olan sadakatidir. Onun için ticaret yalnızca kazançla değil, insan hayatına dokunmakla anlam kazanır.

Aile Babası, Lider ve İnsan

Mübariz Mansimov’un iş dünyasındaki başarısı kadar, insani yönü de takdire şayandır. O, sadece bir yönetici değil; aynı zamanda iyi bir aile babası, dost, yol gösterici ve örnek alınacak bir karakterdir. Hayatının merkezine koyduğu değerlerin başında sadakat, vefa ve insan sevgisi gelir.

Çalışanlarına karşı her zaman adil, şeffaf ve destekleyici bir liderlik anlayışı benimsedi. Onunla çalışanlar, yalnızca bir patronla değil, bir ağabeyle, bir rehberle çalıştıklarını hissederler. Çalışma ortamlarında hâkim olan disiplin, saygı ve güven iklimi, onun askerlik yıllarından iş dünyasına taşıdığı temel prensiplerin sonucudur.

Hayırseverlik Kazandığını Paylaşmanın Gücü

Mansimov’un iş hayatındaki başarıları, topluma olan katkılarıyla birleştiğinde çok daha anlamlı hale gelir. Eğitimden sağlığa, gençlik projelerinden sosyal yardımlara kadar birçok alanda destek verdi. O, kazandığını yalnızca şirketini büyütmek için değil, toplumun refahı için de kullandı.
Bu yönüyle yalnızca bir iş adamı değil, topluma hizmet eden bir hayırsever olarak da anılmaktadır.

Mansimov’un destek verdiği projeler arasında gençlere yönelik eğitim bursları, spor altyapı projeleri, sağlık alanında yapılan yatırımlar ve doğal afet dönemlerinde sağladığı yardımlar yer almaktadır. Her fırsatta “paylaşmanın zenginleştirdiğine” inandığını dile getiren Mansimov, kazancını daima insanlara değer katmak için kullandı.

Futbol Aşkı ve Kültürel Katkılar

Mübariz Mansimov’un en bilinen özelliklerinden biri de futbola olan sevgisidir. Koyu bir Beşiktaş taraftarı olarak bilinir ve futbolun birleştirici gücüne inandığını her fırsatta vurgular. Azerbaycan’da kurduğu futbol kulübü, gençlere sporun kapılarını açan önemli bir projedir.

Futbola yaptığı yatırımlar yalnızca bir hobi değil; aynı zamanda gençleri spora teşvik eden, onların sosyal hayata katılımını artıran bir sosyal sorumluluk anlayışının parçasıdır. Bu da onun vizyonunun yalnızca iş dünyasıyla sınırlı olmadığını, kültürel ve sosyal alanlara da taşındığını gösterir.

Fırtınalı Günler: 2020 ve Gerçekler

Başarılarla dolu bir hayat bile zaman zaman zorluklarla karşılaşabilir. Mübariz Mansimov için bu dönüm noktalarından biri, 2020 yılında hakkında ortaya atılan FETÖ/PDY bağlantısı iddiaları oldu. Bu iddialar nedeniyle bir süre tutuklu kaldı. Ancak onu yakından tanıyanlar için bu suçlamalar baştan sona haksız ve temelsizdi.

Onu Türkiye’ye geldiği ilk yıllardan itibaren tanıyan biri olarak açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, Mübariz Mansimov’un bu yapıyla hiçbir ilgisi olmamıştır. Ticari ilişkileri üzerinden yanlış yorumlanan bağlantılar, gerçekte onunla hiçbir bağ taşımayan kişilere dayanıyordu. Bu süreçte ben de sessiz kalmadım; 15 Mart 2020 ve 19 Nisan 2020 tarihlerinde sosyal medya hesaplarımdan onun yanında olduğumu, bu iftiraların karşısında durduğumu açıkça dile getirdim.

Bu zorlu süreç, onun karakterinin gücünü bir kez daha gösterdi. Mansimov, haksızlıklara karşı dimdik durdu, inandığı yoldan sapmadı ve adaletin eninde sonunda yerini bulacağına olan inancını hiç yitirmedi.

⸻

🇦🇿🤝🇹🇷 İki Kardeş Ülke Arasında Gönül Köprüsü

Mübariz Mansimov’un kariyeri sadece ticari başarılarla değil, Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine yaptığı katkılarla da doludur. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesine, ortak projelerin hayata geçmesine ve karşılıklı yatırımların artmasına büyük katkı sağladı.

Onun çalışmaları, iki ülke halkı arasındaki kültürel bağların da güçlenmesine vesile oldu. Yatırımları yalnızca ticari değil, aynı zamanda stratejik ve kültürel bir anlam taşıdı. Mansimov için Türkiye ve Azerbaycan iki ayrı ülke değil, tek milletin iki devletidir. Bu anlayış, onun iş yapma biçimine de yansır.

Vefa ile Bitmeyen Bir Hikâye

Mübariz Mansimov’un hayat hikâyesi, yalnızca bir iş adamının yükselişini anlatmaz; aynı zamanda bir adamın bir ülkeye olan sevgisini, inancını ve sadakatini de gözler önüne serer. Onu yıllardır tanıyan biri olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki; o sadece bir yatırımcı değil, bu ülkeye âşık bir yürektir.

Ben, onun sofrasında yemek yeme imkânı bulmuş, şirketine hizmet etme ve iş yapma şansı yakalamış biri olarak bu satırları bir vefa borcu bilinciyle kaleme alıyorum. Çünkü bazı insanlar vardır ki, bıraktıkları iz yalnızca rakamlarla değil, dokundukları hayatlarla ve kazandırdıkları değerlerle ölçülür. Mansimov da onlardan biridir.

Gerçek Sevda Emekle Yazılır

Bugün geldiği nokta, onun vizyonunun, azminin ve Türkiye’ye olan sevgisinin bir sonucudur. Küçük bir ofisten doğan Palmali, bugün dünya çapında bir marka; binlerce kişiye ekmek kapısı açan, iki kardeş ülkenin dostluğunu pekiştiren, ekonomik ve sosyal katkılar sunan bir güç haline gelmiştir.

Mübariz Mansimov’un hikâyesi henüz bitmedi. Çünkü bu hikâye, yalnızca bir iş adamının değil, bir ülkeye adanmış bir kalbin hikâyesidir. Gerçek sevda, kelimelerle değil, emekle yazılır. Ve o emek, bugün olduğu gibi yarın da Türkiye’nin geleceğine değer katmaya devam edecektir.

“Bir zamanlar sofrasında yemek yeme imkânı bulmuş, şirketine hizmet etmiş bir kardeşin kalbinden dökülen bu satırlar; bir ülkeye sevdalı, emeğiyle iz bırakan bir adamın hikâyesine duyulan vefanın ifadesidir.”

Bu yazı, yalnızca bir başarı öyküsünü değil, aynı zamanda bir insanın yüreğini, mücadelesini, sadakatini ve bir ülkeye adanmışlığını anlatır.

Mübariz Mansimov’un hikâyesi, bugünün değil, yarının da ilham kaynağı olmaya devam edecektir.

Halil Gökmen ATILAN Saygılarımla…