BEŞİKTAŞ’IN DİRİLİŞİ!

“Ligde Kasımpaşa’ya farklı yenilen Beşiktaş hayal kırıklığı yaratmıştı. Avrupa Ligi, Siyah-Beyazlılar için çok kıymetliydi. Taraftarı kazanmak, itimat tazelemek, ben Beşiktaş’ım diyebilmek istiyordu.

Malmö müsabakası öncesi umutlu konuşanların sayısı çok azdı doğal olarak. Grubun golcüsü Immobile sakat, forvette gol umudu tek bir oyuncu üzerinde ağırlaşmıştı. Genç Semih’den çok şey bekleniyordu. 19 yaşındaki oyuncu omzunda büyük tartıyla alana çıktı. O da biliyordu. Taraftarın beklentilerini.

Maçın genelinde Semih’in performansı attığı golle artıya döndü. Birinci yarı aldığı her topu rakip oyunculardan sökmek için çok çaba etti. Büyük çaba gösterdi. Topları kazandı. Kalabalık savunma içerisinde yüksek efor harcadı. Lakin, yardımlaşma konusunda cimriydi. Başını öne eğip, direk kaleyi düşünüyor. Pası düşünse skora elde edilmesi daha kolay olacak. Semih’e bu mevzuda teknik grubun yardımcı olması gerekir. Genç ve kuvvetli olması en büyük avantajı. Gücünü oyun aklı ile birleştirdiğinde hem kendine hem de kadrosuna büyük katkı sağlayacaktır. Birinci yarıya nazaran ikinci kısımda daha aktifti.

Beşiktaş ekip olarak enerjikti. Kazanma isteğinin yanı sıra, uğraş olarak büyük istek vardı. Presi ferdi olarak gereğince yaptılar. Kazandıkları toplar bu baskıların sonucunda geldi. Durumlar da yakalandı.

Karşılaşmanın ikinci yarısı Beşiktaş’ın şahlanışı olarak yorumlanabilir.

(İbrahim Yıldız-HABERTÜRK)

GALİBİYETİN ŞİFRESİ TEMPO!

“İlk devresinde ligdeki birinci devrelerden başka bir Beşiktaş yoktu alanda. Rakip kaleye çarçabuk geçme konusunda sorun olduğu için ‘bitiricilik’ tartışması da anlamsızdı. Gol üretebilecek istatistiklerde Malmö’den gerideydiler. ‘Kaleci kurtarışı’nda ise 3-0 önde! Devrenin birinci ve tek büyük talihi da 27. dakikada Malmö’den geldi. Onu da Mert Günok kurtardı.

Nihayet 58. dakikada birinci önemli atakla ortaya çıktı Beşiktaş. Rafa Silva’nın taşıdığı kontratakta evvel kendisi akabinde Joao Mario golü bulamadı fakat hamlenin dönüşünde bu kere golü önleyen de Jonas Svensson oldu! Maçın şifresi ‘tempo’ydu. Oyuncu değişiklikleri sonrası yükselen tempoda tıpkı Svensson, ki bu andan sonra ekibinin en görüneniydi, 76’da golü Ernest Muçi’ye attıran isim oldu. Derken Semih sırtı dönük aldığı topu açıyı aradıktan sonra daha uygun durumdaki Milot Rashica’ya servis etmek yerine şutu denedi. Rakibe de çarpan top maçı bitiren golü getirdi.”

(Cem Dizdar-FANATİK)

AVRUPALI BEŞİKTAŞ

“Beşiktaş Teknik Yöneticisi Giovanni Van Bronckhorst bu dönem birinci kere olumlu değişikler ile grubunu üste taşıdı. Al-Musrati ve Milot Rashica girdikten sonra taşlar yerine oturdu ve Beşiktaş kısa müddette skoru 2-0’a getirdi. Ernst Muci ve Semih Kılıçsoy, 2 genç oyuncu vakit zaman tercih yanlışları ile top kayıpları yapsa da 2’nci yarıda daha tesirli oynayıp gollere imza attılar.

Kasımpaşa maçından sonra dün Beşiktaş’ın kazanma dileği ve gücü yüksekti. Sakatlıktan dönen Milot Rashica, Gabriel Paulista ve Al Musrati ile siyah-beyazlılar tekrar eski güçlü oyununa dönecek izlenimini verdi.”

(Güntekin Onay-HÜRRİYET)

SEMİH YERİNDE KENDİNİ BULDU

“Semih, son derece hırslıydı. Gerçek yerine geçince bunu pahalandırmak istediği her halinden belirliydi. Ancak grubun ofansif tertibinin yetersiz oluşu, ileri 3’lünün uyumlu olmayışı Semih’i de mecburen kişiselliğe itiyordu. Hoş bir golle hem maçı hem de geceyi bitirdi.

Gecenin yıldızı Svensson’du. Skorda istikrar varken %100’lük golü önlerken birinci golün de asistini yaptı.

Beşiktaş’ta iki önemli sorun var. Dün 2-3 klas hareket yapsa da Rafa’da önemli fizikî düşüş gözüküyordu. Sakatlık geçiren İmmobile de fizik açıdan son derece yetersiz.

Semih, dün gece kendisinden son derece çok daha kaliteli bir isim olmasına karşın İmmobile’ye nazaran son derece taşınabilir oynuyor.”

(Ömer Üründül-SABAH)

İKİ KAHRAMAN

“Kahramanını arayan bir maç izledik. Beşiktaş, Malmö karşısında golü kovalayan, maçı sahiplenen mesken sahibi üzere oynadı. Fakat topu kullandığı her alanda üç pas, bir dripling yapmadan, ya da bir duran top kazanamadan baskılı oynayan rakibine teslim oluyordu.

Immobile’nin sakatlığında tekrar santrfor vazifesine atanan (!) Semih de ayağına atılan topları alamadı, aldıklarını da şutlama fırsatı bulamadan kaybetti. Lakin kaybettiği her topun peşine düşerek, bir seferinde da düştüğü yerden kalkıp rakibinin ayağındaki topu sökerek çabasını sürdürdü. Bu emek ikinci yarıda karşılıksız kalmadı… 84’te Malmö kalesinin köşesine adeta çakarak attığı gol çok şıktı.

Ernst Muçi, hiç de gol vadetmeyen, akıcı ve çabuk futbol da oynamayan bir oyuncu… Şutsuz ve etkisiz oyununda tekrar de gollük fırsatlar yakalıyor. Dün de sağ kanattaki durağan oyununa karşın yarıda 76’da attığı gol, ligde başlayan serisinin üçüncüsüydü. Elbette çok pahalı bir vuruştu o.”

(Attila Gökçe-MİLLİYET)