0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AK Parti Filistin’in Geleceği Konferansı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gazze’den sonra artık de Lübnan’a uzanan soykırım siyaseti, insanlığın siyonizmi tanımasına sebep oldu” dedi.

İsrail’in Gazze’ye yönelik taarruzlarında bir yıl geride kaldı.

AK Parti, “Filistin’in Geleceği Konferansı” düzenledi. Oturumlara birçok akademisyenler, STK temsilcileri ve yabancı konuklar katıldı.

Oturumlarda Filistin’in geleceğinde siyasetin, parlamentonun ve milletlerarası hukukun rolünün ele alındı.

“SİYONİZMİN GERÇEK YÜZÜNÜ ORTAYA ÇIKARDI”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde Filistin’in Geleceği Konferansı’na katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

Filistin sorununun konuşulmaksını bilhassa içinden geçtiğimiz bu kritik periyotta tüm taraflarıyla ele alınmasını çok kıymetli buluyoruz. Mazlumlarla dayanışma içindeyiz.

Geçen yıl 7 Ekim’de İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı taarruzlar Filistin sıkıntısını tekrar gündeme taşıdı.

50 bin günahsızın hayatına mal olan Filistin halkına olan zülmü bir kere daha tüm dünyanın dikkatine getirdi. Artık de Lübnan’a uzanan İsrail’in soykırım siyaseti, insanlığın siyonistizmin gerçek yüzüyle tanışmasına da vesile oldu.

BM Güvenlik Kurulu ile memleketler arası örgütlerin İsrail’in şımarıklıkları karşısında nasıl büyük acze düştüklerini daima birlikte yüzümüz kızararak takip ettik. Canlı yayında gazeteciler kurşunlandı. Hastaneler, mescitler, okullar vuruldu. Sivillerin üzerine bombalar yağdırıldı.

“DEVLET DEMEM”

Söz konusu Filistin olunca, Gazzeli Lübnanlı mazlumlar olunca nasıl derin bir sessizliğe büründüklerine, nasıl 3 maymunu oynadıklarına yeniden sizlerle birlikte şahitlik ettik.

360 kilometrekarelik daracık alana sıkıştırdıkları 2 milyon beşere her türlü zulmü reva gördüler. Her ne kadar dünya İsrail vahşetine 7 Ekim’den sonra gözlerini açmış olsa da Filistin halkı bu zulmü on yıllardır yaşıyor. İsrail’in işgal, yıkım ve infaz siyaseti tam 76 yıldır aralıksız devam ediyor. Temelinde Filistin’de kan, gözyaşı, zulüm hiçbir vakit dinmedi.

İsrail devleti 1948 yılında kuruldu. Buna devlet dersem yanlış olur. Birinci adımı bu türlü atıldı. Filistin halkının gözünde 14 Mayıs 1948 büyük bir felaket demekti. İsrail güçleri Nekbe sırasında yaklaşık 1 milyon Filistinliyi sürgün etti. Filistinlilere ait 675 köyü ve kasabayı yok etti. Binlerce Filistinliyi öldürdü.

İsrail, Filistin topraklarının yüzde 85’ini işgal etmiş durumdadır. İsrail, milyonlarca Filistinliyi göçe zorlamıştır. Yalnızca Nekbe’de sürgün edilen Filistinli sayısı 1 milyona yaklaşıyor. Bugün dünya genelinde meskenlerine dönmeyi hasretle bekleyen, hatta zorla çıkarıldıkları konutlarının anahtarını saklayan 6 milyonu aşkın Filistinli mülteci bulunuyor. Yasa dışı yerleşimcilerin sayısı, gasp ettikleri Filistin toprağı her yıl katlanarak büyüyor.

İNSANİ YARDIM

İsrail’in yıldırma siyasetiyle daima sürüklenen beşerler büyük trajedi yaşıyor. Gazze’ye kış mevsiminden evvel daha fazla insani yardım ulaştırılması noktasında memleketler arası toplumun daha fazla uğraş sarfetmesi gerekiyor.

Kendi işçisinin hakkını korumayan bir Birleşmiş Milletler, diğerlerinin hakkını nasıl savunacak? Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu, bölgemizin kan deryasına dönmesini, Gazze’de sivillerin canlı diri yakılmasını daha ne kadar seyredecek?

Tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimizin yanında olduk. Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardım faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

“9,5 MİLYARLIK TİCARET HACMİNDEN VAZGEÇTİK”

Gazze’deki katliama en güçlü yansıyı gösteren bununla yetinmeyip İsrail’e somut önlemler alan tek devletiz. Evvel 54 kalemde akabinde da bütün kalemlerde İsrail ile ticari ilgiyi durdurduk. 9,5 milyarlık ticaret hacminden sarfı nazar ettik.

İnsani yardımların toplam ölçüsü 54 bin tonu aştı. Türkiye, Gazze’ye en fazla yardIm ulaştıran ülkedir.

Elimizden geleni yapıyoruz ve yapacağız. Milletimiz boykot ve protesto şovla katliama reaksiyonunu ortaya koyuyor. Tüm imkansızlıklara karşın vatan topraklarını kahramanca savunan Filistin halkının yanında sapasağlam duruyoruz ve duracağız.