DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni – 1

ABONE OL
Ekim 17, 2024 04:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL

1) MALATYA’DA 5.9 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM;
5 İLDE EĞİTİME ARA VERİLDİ
(GENEL DERLEME)

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerin vurduğu Malatya, saat 10.46’da büyük bir depremle sallandı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), depremin merkez üssünü Kale ilçesi, büyüklüğünü ise 5.9 olarak açıkladı. Yerin 10,07 kilometre derinliğinde olan deprem, paniğe neden oldu.

BİRÇOK İLDE HİSSEDİLDİ

Deprem, Malatya’nın yanı sıra Kahramanmaraş, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Kayseri, Tunceli, Sivas, Erzincan, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Batman ve Bingöl’de de hissedildi. Birçok ilde deprem ile birlikte vatandaşlar evlerinden çıktı ve güvenli alanlara yöneldi. Yüzlerce kişi parklarda ve açık alanlarda gelişmeleri takip ederken, birçok kişi de araçlarıyla güvenli gördükleri müstakil evlerinin bulunduğu köylerine gitti, trafikte yoğunluk oluştu. Saatlerce dışarıda bekleyenler, bir süre sonra evlerine dönmeye başladı.

KALE’DE YIKILAN BİNADA 1 KİŞİ YARALANDI

Depremin merkez üssü olan Kale ilçesinde bir bina yıkıldı, bir kişi hafif yaralandı. Kale Belediye Başkanı İhsan Özbay, depremin ardından tüm mahallelere ulaştıklarını ve ciddi bir hasar olmadığını belirterek, “İlçemizde her yere ulaştık ve bir binanın yıkıldı 1 kişinin de hafif yaralandığı bilgisini aldık. Deprem nedeniyle binalarda sıva çatlakları gibi hafif hasarlar dışında olumsuz durum yok. Ekiplerimiz hala çalışmalarını sürdürüyor” dedi.

5 İLDE EĞİTİME ARA VERİLDİ

Merkez üssü Kale ilçesi olan 5.9 büyüklüğündeki depremin en çok hissedildiği Malatya, Elazığ, Şanlıurfa, Batman ve Adıyaman’da okullarda eğitime 1 gün ara verildi. 5 ilin valiliklerinden yapılan açıklamalarda, deprem nedeniyle kentlerde bulunan tüm eğitim kurumlarında bugün (17 Ekim) tatil kararı alındığını duyuruldu.

‘RİSKLİ YAPILARDAN UZAK DURUN’ ÇAĞRISI

AFAD ekiplerinin saha tarama çalışmaları devam ederken, depremden etkilenen kentlerin vali ve belediye başkanları, vatandaşları riskli yapılardan uzak durmaya çağırdı. Daha önceki depremlerde hasar gören ve boşaltılarak yıkılması beklenen binaların son deprem ile birlikte risk oluşturduğuna dikkat çeken yetkililer, vatandaşları bu tip hasarlı yapıların bulunduğu alanlara çok yaklaşmamaya özen göstermemeleri konusunda uyardı.

ADIYAMAN’DA DAĞDA TOZ BULUTU

Depremden en çok etkilenen kentler arasında yer alan Adıyaman’ın Gerger ilçesinde dağda toz bulutu oluştu, bölgedeki vatandaşlarda endişeye yol açtı.

BELEDİYE BAŞKANI BASIN TOPLANTISINDA DEPREME YAKALANDI

Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar ise basın toplantısı sırasında depreme yakalandı. Toplantıya katılan belediye yetkilileri ile gazetecilerin kısa süreli tedirginlik yaşadığı depremin ardından toplantı yarıda bırakıldı.

BAKAN YERLİKAYA: DEPREMDEN 187 VATANDAŞIMIZ ETKİLENDİ

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, merkez üssü Kale ilçesi olan 5.9 büyüklüğündeki depremin ardından Malatya’ya geldi. Malatya Afet Koordinasyon Merkezi’nde son duruma ilişkin bilgiler alan Bakan Yerlikaya, daha sonra gazetecilere açıklama yaptı. Bakan Yerlikaya, depremden başta Malatya olmak üzere Elazığ, Diyarbakır, Adıyaman, Şanlıurfa, Tunceli, Batman ve Kahramanmaraş’ın etkilendiğini söyledi. Depremin ardından AFAD ekiplerinin çalışma başlattığını depremin büyüklüğü ve merkez üssünün 8 dakika içerisinde belirlendiğini ve ilk bilgiyi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aktardıklarını belirten Bakan Yerlikaya, “Durumu Cumhurbaşkanımıza arz ettikten sonra süratle valilerimizle irtibata geçtik. Depremin hemen ardından Malatya Valimiz başta olmak üzere tüm valilerimiz, AFAD, jandarma, emniyet, büyükşehir ve il belediyeleri, ilçe belediyeleri ile tüm kamu ve kurum kuruluşları ile koordinasyon sürecini başlattık ve ilgili yerleşim yerlerinde mahalle mahalle, köy köy saha taraması başlattık. İlk etapta saha taramalarında ihbarlar önceliğiyle başlıyor, akabinde diğer taramaları yapıyoruz” dedi.

HASAR TESPİT EKİBİ ÇALIŞMALARA BAŞLADI

Depremin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının bölgeye ekip gönderdiğini de dile getiren Bakan Yerlikaya, “Bakanlığımız süratle hemen faaliyete geçti ve 2 genel müdür, 3 daire başkanı Malatya’da, 1 genel müdür 2 daire başkanı Elazığ’da görevlendirildi. Şu anda 10 hasar tespit ekibi Malatya, 10 hasar tespit ekibi Elazığ’da görevlendirildi. Diğer illerle ilgili hasar tespit komisyonları da kuruldu. Şu an için Malatya ve Elazığ’da hasar tespit süreci başlatıldı” diye konuştu.

UÇAK VE İHA’LARLA ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

Depremin ardından Malatya ve diğer illerde çalışmalara başlandığına vurgu yapan Bakan Yerlikaya, “AFAD 55 araç ve 210 personel ile bunun yanı sıra jandarma ve emniyetimiz 3 İHA ve 1 insanlı keşif uçağı ile saha tarama çalışmalarına devam ediyor. Şu an bile ekiplerimiz anbean bütün bölge takip ediliyor” dedi.

112’YE 1112 İHBAR GELDİ, 187 KİŞİ HASTANELERE BAŞVURDU

Depremin ardından 112 Acil Çağrı Merkezi’ne 1112 ihbar geldiğini de dile getiren Bakan Yerlikaya, “Saat 15.00 itibarıyla 112 çağrı merkezine 1112 ihbar geldi. Bu ihbarlardan 963’ü bilgi, 149’u ise yardım amaçlıdır. Saat 11.00 gibi Malatya, Şanlıurfa ve Elazığ’da 3 binada kısmi çökme meydana geldiğini ve can kaybımızın bulunmadığını ifade etmiştik. Sağlık Bakanlığımızdan alınan bilgilerine göre Malatya’da 33, Elazığ’da 32, Adıyaman’da 18, Diyarbakır’da 17, Kahramanmaraş’ta 3, Şanlıurfa’da 2 olmak üzere 187 vatandaş depremden etkilendi. Bu vatandaşlarımızdan 43’ü hastanelerimizde gözetim altında, diğerleri taburcu edildi” diye konuştu.

Depremin etkilediği Malatya, Elazığ, Şanlıurfa, Adıyaman ve Batman’da eğitime 1 gün ara verildiğini hatırlatan Bakan Yerlikaya, depremin ardından yola düşen kayaların temizlenip yolların açıldığını, şu an bölgede elektrik, su, altyapı problemi bulunmadığını sözlerine ekledi.

‘ELAZIĞ’DA 16 AĞIR HASARLI BİNA TESPİT EDİLDİ, 104 KİŞİ HASTANEYE BAŞVURDU’

Malatya’nın Kale ilçesinde meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremden etkilenen Elazığ’da Vali Numan Hatipoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, saha taramalarında 13’ü kent merkezinde, 3’ü de kırsal bölgede olmak üzere 16 ağır hasarlı binanın tespit edildiğini söyledi. Vali Hatipoğlu, açıklamasında, “Merkez üssü Malatya’nın Kale ilçesi olan 5.9 büyüklüğündeki deprem sonrası yapılan ihbarlar ve ekiplerimizin gerçekleştirdiği saha taramaları sonucunda, şu ana kadar 13’ü il merkezinde, 3’ü de kırsal bölgede 16 ağır hasarlı bina tespit edilmiştir. Deprem sırasında yaşanan panik nedeniyle çeşitli sebeplerle yaralanan 104 vatandaşımız hastanelere başvurmuş olup, bunlardan 95’i ayakta tedavi edilerek taburcu edilmiştir. 9 vatandaşımız ise tedbir amaçlı olarak hastanede tedavi altına alınmıştır. Deprem sonrası oluşan trafik yoğunluğu nedeniyle 21 trafik kazası meydana gelmiş, bunların 12’si yaralanmalı, 9’u maddi hasarlıdır. Trafik ekiplerimiz gerekli yol güvenlik önlemlerini alarak vatandaşlarımızın güvenli bir şekilde ulaşımlarını sağlamıştır. Depremin etkisiyle yaşanan kaya düşmeleri sonucu kapanan 7 yol, Özel İdare ve Karayolları ekiplerimizin çalışmaları sonucunda yeniden ulaşıma açılmış olup trafiğe kapalı herhangi bir yolumuz bulunmamaktadırö dedi.

DEPREMDE ÖĞRENCİSİNİ KUCAĞINDA TAŞIDI; O ANLAR KAMERADA

Malatya’nın Kale ilçesinde saat 10.46’da meydana gelen ve çevre illerde de hissedilen 5.9 büyüklüğündeki deprem kentin birçok ilçesinde de etkili şekilde hissedildi. Arapgir ilçesinde bulunan Mehmet Akif İlkokulu’nda görev yapan Özel Eğitim Öğretmeni Şura Özçelik, öğrencisi A.K.’yı kucağında taşıyarak, güvenli alana tahliye etti. O anlar, okulun güvenlik kameralarına yansıdı.

ELAZIĞ’DA HASARLI BİNA SAYISI 18’E YÜKSELDİ, YARALILARDAN 117’Sİ TABURCU EDİLDİ

Malatya’nın Kale ilçesinde meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremden etkilenen Elazığ’da hasar tespit çalışmaları sürüyor. Valilikten yapılan açıklamada, kentteki ağır hasarlı bina sayısının 18’e yükseldiği, 126 yaralıdan 117’sinin taburcu edildiği belirtildi. Açıklamada, “Mevcut durumda şu ana kadar, ilimizde 865 yapı ekiplerimiz tarafından incelenmiş olup 18 ağır hasarlı bina (15’i il merkezinde, 3’ü kırsal bölgede) tespit edilmiştir. Saha tarama çalışmaları devam etmektedir. Deprem sırasında yaşanan panik nedeniyle çeşitli sebeplerle yaralanan 126 vatandaşımız hastanelere başvurmuş olup, bunlardan 117’si ayakta tedavi edilerek taburcu edilmiştir. 9 vatandaşımız ise tedbir amaçlı olarak hastanede tedavi altına alınmıştır. Deprem sonrası oluşan trafik yoğunluğu nedeniyle 21 trafik kazası (12’si yaralanmalı, 9’u maddi hasarlı) meydana gelmiştirö denildi. (DHA)

GÖRÜNTÜLER GEÇİLDİ.

Haber-Kamera: MALATYA, ELAZIĞ, ADIYAMAN, DİYARBAKIR, KAHRAMANMARAŞ, ŞANLIURFA, BATMAN- (DHA)

===================================================

2) SURİYE’DE MUHALİFLER ARASINDA ÇATIŞMA; KİLİS’E 2 HAVAN MERMİSİ DÜŞTÜ

KİLİS’in karşısında bulunan Suriye’nin Azez kentinde muhalif 2 grup arasında çatışma çıktı. Ağır silahların kullanıldığı çatışmada sınırı aşan 2 havan mermisi ise Kilis’in Akıncı köyündeki mayınlı araziye düştü.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin düzenlediği Fırat Kalkanı Harekatı ile terör örgütlerinden arındırılan Suriye’nin Azez kentinde akşam saatlerinde Sultan Murat ve Sukur Şamil isimli iki grup arasında bilinmeyen nedenle çıkan anlaşmazlık silahlı çatışmaya döndü. Kilis’in Akıncı köyünün karşısında bulunan Azez kırsalındaki gruplar birbirlerinin bulunduğu alanları ağır silahlarla ateş altına aldı.

Çatışmalar yer yer yoğunlaşarak sürerken, sınırı aşan iki havan mermisinin Türkiye tarafına düşmesi endişeye yol açtı. Havan mermileri, Akıncılar köyünün sınıra yakın noktadaki mayınlı arazisine düşerek patladı. Kimsenin yaralanmadığı patlamalar bölgede yangın çıkmasına neden oldu. Paniğe neden olan patlamaların ardından birçok kişi köyden ayrılarak kent merkezinde bulunan yakınlarının yanına gitti.

Sınır hattında güvenlik önlemleri artırılırken, çıkan yangının da söndürülmesi için itfaiye ekipleri çalışma başlattı.

VALİLİK: KİLİS’E YÖNELİK SALDIRI SÖZ KONUSU DEĞİL

Kilis Valiliği, sınır hattında mayınlı araziye düşen roket mermisinin mayınlı alanda yangına yol açtığını açıkladı. Türkiye ve Kilis’e yönelik saldırının söz konusu olmadığına dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi:

“Bugün saat 17.53 sıralarında Kilis merkez Akıncı köyü karşısında bulunan Suriye sınırları içerisindeki bölgede 2 SMO grubu arasında çıkan çatışmada 1 RPG 7 roketi mayınlı alana isabet etmiş ve o bölgedeki bitki örtüsünde yangına neden olmuştur. Sosyal medyada dolaşımda bulunan söz konusu görüntüler sınırın Suriye tarafına aittir. Olayda Kilis’e yönelik herhangi bir saldırı gerçekleşmemiştir.” (DHA)

Görüntü Dökümü

———————–

– Mayınlı alanların yanışı

– Köylü vatandaşın konuşması

– Çatışma alanlarından görüntü

– Köyde alınan tedbirler

– Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Reşit ÇELEBİOĞLU-KİLİS-DHA)

===================================================

3) ANKARA’DA OTOMOBİL BİSİKLETLİ İKİ KARDEŞE ÇARPTI: 1 ÖLÜ, 1 YARALI

ANKARA’nın Çubuk ilçesinde seyir halindeki otomobil, bisikletle yolun karşına geçmeye çalışan kardeş olan yabancı uyruklu iki çocuğa çarptı. Kazanın şiddetiyle savrulan çocuklardan 1’i hayatını kaybettiği, diğeri ise ağır yaralı olarak hastanede tedavi altına alındı.

Kaza, saat 21.45 sıralarında Ankara Bulvarında İbni Sina Caddesi ile Elçi Sokağın kesiştiği kavşakta meydana geldi. Çubuk’tan Ankara istikametine seyir halinde olan Emre M. idaresindeki 37 KL 427 plakalı otomobil, cadde üzerinden bisikletle yolun karşısına geçmeye çalışan Suriye uyruklu İsmail Ades (12) ve kardeşi Gays Ades’e (8) çarptı. Kazanın şiddetiyle çocuklar savruldu. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin müdahalesinin ardından iki kardeş, Halil Şıvgın Çubuk Devlet Hastanesine sevk edildi. Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen İsmail Ades hayatını kaybetti. Durumu ağır olan Gays Ades (8) ise daha sonra Ankara’ya sevk edildi.

Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı. (DHA)

Görüntü Dökümü

—————————

– Olay yerinden görüntüler

– kazadaki bisikletin görüntüsü

– Kazaya karışan otomobil

– Polislerin inceleme anları

– Genel ve detay.

Haber- Kamera: Müfit ONBAŞI/ÇUBUK (Ankara), (DHA)-

===================================================

4) KOCAELİ’DE CİP, TAKLA ATTI: 4 YARALI

KOCAELİ’nin Körfez ilçesi Kuzey Marmara Otoyolu’nda, yol kenarındaki su kanalına düşerek takla atan cipteki 3’ü yabancı uyruklu 4 kişi yaralandı.

Kaza, akşam saatlerinde Kuzey Marmara Otoyolu’nun Körfez ilçesi Sevindikli mevkisinde meydana geldi. İstanbul yönünde seyir halinde olan N.Ç. yönetimindeki 34 GAU 648 plakalı cip, sürücüsünün direksiyon kontrolünü yitirmesi sonucu yol kenarındaki su kanalına düştü. Cip, sonrasında takla atarak yaklaşık 100 metre sürüklendikten sonra durdu. Kazayı görenlerin ihbarı üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Cipteki 4 kişi, çevredeki vatandaşlar tarafından araçtan çıkarıldı. Kaza yerine gelen sağlık ekiplerinin kontrolünde cipteki sürücü N.Ç. ve 1’i İranlı olmak üzere 3 yabancı uyruklu kişinin yaralandığı belirlendi. Yaralılar, ambulanslarla çevredeki hastanelere kaldırıldı. Jandarma ekipleri, cipteki yabancı uyruklu 2 kişinin pasaportlarını kaza yerinde bulamadı. Yaralanan yabancı uyruklu kişilerin hastanedeki tedavilerinin ardından kimlik tespiti için Kocaeli İl Göç İdaresi’ne teslim edilecekleri öğrenildi. Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

Görüntü Dökümü

———————————

– Kaza yerinden görüntüler

– Ekiplerin çalışmaları

– Detay

HABER-KAMERA: Dinçer AKBİR/KÖRFEZ(Kocaeli), (DHA)

===================================================

5) GURBETÇİ ÇİFT ‘BANKA KASASINDAKİ 8 KİLOYA YAKIN ALTINIMIZ KAYBOLDU’ DİYEREK POLİSE BAŞVURDU

BELÇİKA’da yaşayan gurbetçi çift, Afyonkarahisar’ın Bolvadin ilçesindeki bir kamu bankasına ait kasada 2014 yılından bu yana biriktirdikleri 8 kiloya yakın altının kaybolduğu iddiasıyla polise şikayette bulundu. Savcılığın da geniş çaplı soruşturma başlattığını belirten çiftin avukatı Samet Özaydın, altınların değerinin yaklaşık 25 milyon lirayı bulduğunu belirtti.

Belçika’da yaşayan R.Ö. ile eşi Ü.Ö., 2014 yılından bu yana biriktirdikleri altınları güvenlik gerekçesiyle bir kamu bankasının Bolvadin şubesindeki iki kasada muhafaza etmeye başladı. İddiaya göre bugüne kadar yaklaşık 8 kilo altını muhafaza için kasalara bırakan R.Ö. ve Ü.Ö. çifti, 11 Ekim 2024 günü Bolvadin’e gelerek, altınlarından bir kısmını almak istedi. Kasa odasına inen R.Ö., altınların yerinde olmadığını görünce yetkilileri çağırdı. Yapılan kontrollerde kasalardan birinin boş olduğunun belirlenmesi üzerine R.Ö., avukatı Samet Özaydın ile birlikte emniyete giderek suç duyurusunda bulundu. Şikayet üzerine banka şubesine gelen olay yeri inceleme ekipleri çalışma yaptı. Kasada aile üyeleriyle birlikte çok sayıda kişinin parmak izine rastlanırken, savcılık da olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı.

‘BANKA KASASI AÇILIYOR ANCAK BOMBOŞ’

Avukat Samet Özaydın, DHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Müvekkilimin ve eşinin 2014 yılından bu yana kullanmış oldukları bir banka kasası mevcut. Bu kasa birçok kişinin bildiği bir kamu bankasının Bolvadin şubesine ait. Bu banka kasasına müvekkillerim kendi birikimlerini, çocuklarının gelecekleri için topladıkları birikimleri muhafaza ediyor. Bu kasalardaki altınlar yaklaşık olarak 7- 8 kiloya, güncel fiyatlanması da 21- 25 milyon liraya tekabül ediyor. Bunlar yurt içi ve dışında bilindik kuyumculardan alınmış faturalı altınlar. Bu kasaya altınlar sürekli birikim olarak bırakmaya gidiyor müvekkiller. Hiçbir alım gerçekleştirmiyorlar. Ta ki 11 Ekim 2024 tarihine kadar. Müvekkil o gün banka kasasından altın almak amacıyla bankaya başvuruyor. Banka kasası açılıyor ancak kasa bomboş. Müvekkil bunun üzerine şok oluyor. Banka personeli ve müdürüyle görüşüyor. Ancak şube tarafından bununla ilgili hiçbir aksiyon alınmıyor” dedi.

‘KASADA FARKLI PARMAK İZLERİ MEVCUT’

Aynı gün müvekkillerinin kendisine başvurduğunu ve birlikte bankaya gittiklerini anlatan avukat Samet Özaydın, “Kasanın boş olduğunu tespit ettik. Bizzat banka personeliyle ve banka müdürüyle görüştük ancak sonuç değişmedi. Biz de müvekkillerle beraber emniyete şikayetçi olduk. Emniyet personeli ve ilgili savcı, geniş kapsamlı soruşturma yürütüyor. Kasada farklı parmak izleri mevcut. Kasaya zamanında çilingir işlemi gerçekleştirilmiş. Bu süreçte banka personeli kişiler, giren çıkanlar araştırılacak. Soruşturma devam ediyor. Soruşturmanın her aşamasında cezai ve hukuki tüm dava haklarımızı kullanacağız ve takipçisi olacağız bu işlemin” diye konuştu. (DHA)

Görüntü Dökümü

———

-Röp. Samet Özaydın

-Özaydın’ın dosyaları incelemesi

-Özaydın çalışırken detaylar

-Genel detay görüntü

Haber-Kamera: İlyas Kaan TAYTAK/BOLVADİN (Afyonkarahisar), (DHA)-

===================================================

6) KIRKLARELİ’NDE BARINAKTA 17 KEDİ VE KÖPEK ÖLDÜ; ADLİ, İDARİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Kırklareli Belediyesi Geçici Hayvan Bakımevi’nde son 48 saat içinde 8 köpek 9 kedi olmak üzere 17 hayvan öldü. Hayvanseverler ölümlere tepki gösterirken, olayla ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldı.

Kırklareli Belediye Başkanı Derya Bulut, konuyla ilgili yaptıkları incelemede hayvanların hastalıklara bağlı olarak öldüğünü söyledi. Bulut, ortaya çıkan bazı görüntülerin herkesin içini acıtıp, derinden üzüp yaraladığını belirterek, “Son 48 saatte maalesef barınağımızda bulunan 8 köpeğimiz, 9 da kedimiz hayatını kaybetti. Hayatlarını kaybetme sebeplerine baktığımızda özellikle bana iletilen ve raporları da tutulmuş hastalıklar özellikle; köpeklerimizde kanlı ishal, gençlik hastalığı, kedilerimizde ise herpes virüs ve panlökopeni benzeri ağır hastalıkların sebebiyet verdiğini görüyoruz. Şunu açık yüreklilikle ifade etmek istiyorum ki ölen tüm canlarımızla ilgili herhangi bir itlaf asla söz konusu değildir. Oradaki arkadaşlarımıza biz sonuna kadar güveniyoruz. Sonuna kadar da bu anlamda arkasındayız. Onlar da en az bizim kadar görevlerini en iyi şekilde yapmaya gayret ediyorlar ve hepinizin o hassas duyarlılığına sahip mesai arkadaşlarımız. O anlamda biz sonuna kadar onların arkasındayız” dedi.

‘SONUÇLAR KAMUOYUYLA PAYLAŞILACAK’

Hayvanların bertaraf edilmesine de değinen Bulut, “Arkadaşlarımızın bertaraf noktasında ihmalleri varsa şayet, görüntüler maalesef onu gösteriyor gibi, gerekli idari soruşturmayı başlatıp, biz üzerimize düşen her türlü görevi yerine getireceğiz. Bundan hiçbir vatandaşımızın şüphesi olmasın. Zaten konuyla ilgili gerek Tarım İl Müdürlüğümüz tarafından, gerekse veterinerlerimiz tarafından konu incelenmekte olup, yapılacak otopsi neticesinde gerekli sonuçlar kamuoyuyla da paylaşılacaktır” ifadelerini kullandı

‘HAYVANLARI ÇÖPLÜĞE ATIYORLAR’

Kırklareli Sokak Hayvanlarını Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Seyhan Esen, barınakta ölen hayvanların çöplüğe atıldığını söyledi. Önceki gün akşam saatlerinde barınakta hayvanların öldüğüne yönelik kendilerine ihbar geldiğini söyleyen Esen, “İhbar üzerine barınağın bulunduğu yere gidip beklemeye başladık. Bir süre sonra çöp arabası çıktı, takip ettik. Çöp arabasının arkasında ölü hayvanlar görülüyordu. Bir kısmı da çöp poşetleri içindeydi. Aracı durdurunca barınak görevlileri geldi, biz hayvanların indirilmesini istedik. Aramızda tartışma çıktı, araç sonra yoluna devam edip çöplüğe gitti, biz de takip ettik. Hayvanları çöplüğe atacaklardı, buna izin vermedik. Çöp arabasındaki hayvanların hepsini boşalttırdık. Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’ne haber verdik. Onlar iki hayvanı incelemek üzere aldılar” dedi.

Ölen hayvan sayısının 17 değil, 22 olduğunu öne süren Esen, “Oonların 20’sini orada gömdürdük, 2 hayvan ise incelenmeye götürüldü. Kırklareli’nde hayvan mezarlığı yok, hayvanları götürüp çöplüğe atıyorlar” dedi.

‘GİZLİCE ÇÖP ALANINA ATACAKLARDI’

Kırklareli Belediyesi Geçici Hayvan Bakımevi’nde, 8’i köpek ve 9’u kedi olmak üzere 17 hayvanın ölümüyle ilgili Kırklareli Barosu, Özgürlük Parkı’nda basın açıklaması düzenledi. Baroya kayıtlı avukatlar ve hayvanseverlerin katıldığı eylemde konuşan Kırklareli Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Emrecan Güven, sokak hayvanlarına yönelik çıkarılan yasanın, yaşam hakkı ihlal ettiğini, toplumun vicdanını yaraladığını ve kabul edilemez olduğunu söyledi. Güven, şunları söyledi:

“Maalesef zaman bizi haklı çıkardı ve neredeyse her gün ülkenin farklı yerlerinden uygulayıcılar eliyle hayvanlara yönelik şiddet ve katliam haberleri gelmekte. Dün de ilimizde maalesef vicdanlarımızı yaralayan, insanlık adına utanç verici bir durum yaşandı. İçinde çok sayıda cansız hayvanın olduğu ve geçici hayvan bakımevinden çıktığı tespit edilen çöp aracı, cansız hayvanları gizlice çöp alanına götürüp atacakken hayvanseverlerin olaya müdahale etmesiyle çöp aracı durduruldu ve şehrimizin katı atık tesisinin, Kırklareli Belediyesi’ne ait çöp kamyonunda bulunan cansız hayvan bedenleri ile ilgili haberi alması ile beraber çöp kamyonunu tesisin kabul etmemesi ile birlikte, tesisin hemen önünde olan boş araziye halk sağlığını tehlikeye atacak şekilde Kırklareli Belediyesi’ne ait çöp aracınca, çöpler arasında olan cansız hayvan bedenleri ortalık alana döküldü. Hayvanseverlerin kendi çabaları dahilinde cansız hayvan bedenleri çöpten çıkarılarak tarafımızca 11 adet köpek, 9 adet kedinin tespit edildiğini kamuoyu ile paylaşıyoruz. Ne yazık ki dün belediye tarafından yapılan çöpleri halk sağlığını tehlikeye atacak şekilde dökme davranışından kaynaklı olarak cansız hayvan sayısını net olarak tespit edemedik.”

‘GEREKEN SAYGI GÖSTERİLMEDİ’

Hayvanların çöp aracıyla götürüldüğü çöplükte görevlilerin, içinde ölü hayvanlar olan çöpleri alana boşattığını anlatan Güven, Belediye Başkanı Derya Bulut’un açıklamalarına değindi. Bulut’un, ölen hayvanların ağır hastalıkları bulunan hayvanlar olduğunu söylediğini belirten Güven, “Bu hayvanlar sokakta değil bakımevindeydiler ve neden orada tedavi edilmediler? Bakımevleri hasta hayvanların rehabilite ve tedavilerinin yapıldığı yerler değil midir? Daha öncesinde gönüllüler tarafından yapılan ziyaretlerde hayvanların sürekli sağlıklı olduğundan, iyi bakıldığından bahsederken, toplamda 20 adet hayvanın öldüklerinde ise birden hepsinin çeşitli hastalıkları olduğunu iddia etmeniz sizlerce de bir tutarsızlık değil midir? Bir şekilde bakımevinde ölmüş yada öldürülmüş bu canların, hem de ağır hastalık taşıdıkları iddia edilirken, prosedüre göre hastalıktan ölen hayvanların bakımevlerince kireçlenerek ve üstü sıkı bir toprak ile kapatılması marifeti ve veteriner hekim eşliğinde gömülmesi gerekirken uygun bir şekilde gömülmeden, bu canların ölü bedenlerine gereken saygı gösterilmeden, halk sağlığı, doğa ve çevre güvenliği hiçe sayılarak atıl bir araziye atılması kanuna açıkça aykırı iken ayrıca vicdanen doğru ve etik midir? Temizlik işleri müdürünün Kırklareli Belediyesi’ne ait çöp kamyonunu ile ilgili birimler gelmeden biz hayvanseverlerin önüne çöp kamyonunu boşaltarak ‘alın buradan bulun hayvanlarınızı’ demesi doğru mudur, temizlik işleri müdürü hakkında gerekli işlemleri yapacak mısınız? Gerek bakımevinin gerekli hijyen koşullarını sağlamayan personel, gerekse zamanında uygun ve gerekli tedavileri yapmayan veteriner hekimler ve teknikerler hakkında bu kadar hayvanın bir günde hastalıktan ya da başka nedenlerle ölmesinde ihmal ve kusurlarının olduğu gerçeğinden hareketle soruşturma başlatacak mısınız?” diye konuştu.

Görüntü dökümü

———————————–

-Açıklamaya katılanlar

-Emrecan Güven’in açıklaması

-Hayvanların fotoğraflarını taşıyanlar

-Hayvanseverlerden detaylar

Haber-Kamera: Ömer KUŞÇU/KIRKLARELİ,(DHA)

===================================================

7) ANNESİNİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN SÜRÜCÜNÜN SERBEST BIRAKILMASINA TEPKİ GÖSTERDİ

ORDU’da yaya geçidinde Nadire Karaca’ya (59) otomobiliyle çarpıp ölümüne neden olup kaçan, 4 gün sonra da jandarmaya teslim olan Ayhan K. (55) adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Karara tepki gösteren Karaca’nın oğlu Emrah Karaca, “Serbest bırakılması, acımızı daha da katladıö dedi.

Kaza, 11 Ekim’de Samsun-Ordu kara yolunun Fatsa ilçesi Bolaman mevkisinde meydana geldi. Ayhan K. yönetimindeki 61 AHV 647 plakalı otomobil, yaya geçidinden yolun karşısına geçmeye çalışan Nadire Karaca’ya çarptı. Çevredekilerin ihbarı üzerine kaza yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Ekipler, Nadire Karaca’nın hayatını kaybettiğini belirledi. 3 çocuk annesi Karaca’nın cenazesi, bir gün sonra Fatsa’da Kaleönü Mahallesi’ndeki aile kabristanlığında toprağa verildi.

TUTUKSUZ YARGILANACAK;

Olayın ardından kaçan sürücü Ayhan K. dün Fatsa İlçe Jandarma Komutanlığı’na teslim oldu. Ayhan K. jandarmadaki işlemlerin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlik tarafından tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

KARAR SONRASI ACIMIZ KATLANDI

Nadire Karaca’nın oğlu Emrah Karaca, bu karara tepki gösterdi. Emrah Karaca, “Şu anda acımızın tarifi yok. Bu olayların sonucunda, zanlının vurup kaçması, olay yerinde aracını terk etmesi ve hiçbir şekilde yardımcı olmaması bizleri çok yaraladı. Vicdanen büyük bir rahatsızlık yaşıyoruz. Daha sonrasında zanlının 4 gün firari olarak kaçması ve hiçbir şekilde teslim olmaması, niyetinin ne kadar kötü olduğunu açıkça gösterdi. Bu noktadan sonra çıkarıldığı mahkemede tutuksuz yargılanma kararı ile adli kontrol şartıyla serbest bırakılması, acımızı daha da katladı. Zaten üzüntülüydük, bu durum üzüntümüzü daha da arttırdı. Bu durumda ne yapabiliriz? İlgili makamlardan ricamız, zanlının tekrar yakalanıp tutuklu yargılanmasını talep ediyoruz. Ancak bu şekilde acımız bir nebze hafifleyebilirö dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü

——————————

– Kaza anı (güvenlik kamerası)

-Karaca Ailesi’nden detay görüntü

-Nazife Karaca’nın oğlu Emrah Karaca ile röportaj

HABER:Haber – Kamera: Emrullah CESUR/ORDU,(DHA)

===================================================

8) ASLIHAN SİNEM ÇİÇEK DAVASINDA SANIKLAR HAKKINDA ÖLÜME SEBEBİYET VERMEKTEN SORUŞTURMA

İZMİR’de iş görüşmesi için evden çıkıp, bir gün sonra hastanede olduğu ortaya çıkan ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre uyarıcı madde zehirlenmesi sonucu hayatını kaybeden Aslıhan Sinem Çiçek (18) davasında, ‘Nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından yargılanan Cem A. (27) ve ‘yağma’ suçundan yargılanan Burak Kaya (28) için mahkemenin talebi üzerine ‘ölüme sebebiyet verme’ suçundan savcılık tarafından yeni bir soruşturma başlatıldı.

Bayraklı ilçesinde oturan Aslıhan Sinem Çiçek, 26 Temmuz 2022’de iş görüşmesi için Bornova ilçesindeki bir adrese gitti. Eve dönmeyen Çiçek’e ulaşmayan babası Serdar Çiçek, polise kayıp başvurusunda bulundu. Yapılan araştırmada Çiçek’in, Ege Üniversitesi Hastanesi’nde olduğunu belirlendi. Durumu ağır olan Çiçek, bir gün sonra hastanede yaşamını yitirdi. Çiçek’in ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada Burak Kaya gözaltına alındı. Çiçek’in telefonu üzerinde bulunan Kaya, emniyetteki işlemlerin ardından sevk edildiği adliyede Sulh Ceza Hakimliği’nce ‘gasp’ suçundan tutuklandı.

Olayla ilgili yapılan araştırmada Çiçek’in son olarak beyaz bir hafif ticari araca bindiği tespit edildi. Aracın geçtiği noktaları inceleyen polis, Cem A.’ya ulaştı. Belirlenen adrese operasyon yapan ekipler, şüpheliyi gözaltına aldı. Polisteki işlemlerinin ardından ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçlamasıyla adliyeye sevk edilen Cem A., adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ayağına elektronik kelepçe takılan Cem A.’ya, konutunu terk etmeme ve yurt dışına çıkış yasağı konuldu. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Cem A.’nın kuzeni Diyar A. da mahkemece adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Burak Kaya için istenilen Adli Tıp raporunda kanında ve idrarında uyuşturucu madde tespit edildi. Kaya, 27 Ekim’de savcının istemiyle yurt dışı çıkış yasağı konularak tahliye edildi, ancak ilerleyen süreçte başka bir suçtan hüküm giyerek cezaevine girdi.

Olayla ilgili yürütülen soruşturmanın ardından hazırlanan iddianame, İzmir 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede, şüphelilerden Cem A. için ‘Nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 19 yıla kadar, Burak Kaya için ise ‘Yağma’ suçundan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi. ‘Olası kastla öldürme’ suçundan ise kovuşturmaya yer olmadığı belirtildi.

ORMANDA BULUNDU

İddianamede, 26 Temmuz 2022’de 112 Acil Çağrı Merkezi’ne gelen ihbarda, otoyoldan Bornova Çiğli yönüne giderken Bayraklı Tünelleri çıkışında sağ tarafta genç bir kızın olduğu, sağlıklı görünmediği, arabaların önüne atladığının bildirilmesi üzerine kolluk görevlilerinin olay yerine yönlendirildiği ve Aslıhan Sinem Çiçek’in ormanda yerde yatar durumda, vücudunda yaralar, elbisesinde kan izleri olduğu, pantolonun ön düğmesinin ve fermuarının açık olduğu bilgisi yer aldı. Çiçek’in polislere kendisine bir kişinin tecavüz etmeye çalıştığını ve sonrasında bilincinin kapandığını söylediği de kaydedildi.

TELEFONU SANIKTAN ÇIKTI

İddianamede ayrıca, Aslıhan Sinem Çiçek’in yakınında park halinde 35 BBB 189 plakalı motosiklet olduğu, motosikletin trafik ekipleri tarafından inceleme yapılmak üzere götürüldüğü, hemen sonrasında şüpheli Burak Kaya’nın maktulün başında ambulansta bekleyen kolluk görevlilerinin yanına geldiği belirtildi. Burak Kaya’nın kollarında ve yüzünde kan izlerinin bulunduğu, motosikletin kendisine ait olduğunu, benzini bittiği için park etmek zorunda kaldığını, yakıt almak için akaryakıt istasyonuna gittiği yönündeki ifadesine yer verildi. Burak Kaya’nın üzerindeki kan izleriyle ilgili ise yardım etmek istediği Çiçek’in kendisine saldırması sonucu oluştuğunu söylediği belirtildi. Burak Kaya’nın üst aramasında Çiçek’e ait cep telefonu, motosiklette ise 30 santim uzunluğunda bir bıçakla kanlı bir yeşil mont bulundu. Yapılan incelemede monttaki kanın Çiçek’e ait olmadığı da iddianamede yer aldı.

11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın önceki duruşmalarında tanıklar, Cem A.’nın Aslıhan Sinem Çiçek’e uyuşturucu verip, darbettiğini söyledi. 25 Eylül’deki duruşmaya sanıklar katılmazken, Aslıhan Sinem’in anne ve babası Remziye ile Serdar Çiçek, taraf avukatları ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platform üyesi kadınlar salondaki yerlerini aldı. Mahkeme başkanı ara kararını açıkladı. Mahkeme başkanı, “CMK’nun 173/6 maddesi uyarınca kamu davasının açılmasına yer olmadığına dair kararın yeniden ele alınarak, gerekirse Sulh Ceza Mahkemesi’ne müracaatla, bu kararın kaldırılarak tanıkların ifadeleri ışığında sanık Cem hakkında yeniden soruşturmanın başlatılması ve dava açılmasının değerlendirilmesi durumunda, mahkememize birleştirme istemli dava açılması için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulmasına” karar verdi.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, mahkemenin talebini uygun buldu. Savcılık, daha önce kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen Aslıhan Sinem Çiçek’in uyuşturucu madde ile ölümüne ilişkin sanıklar Cem A. ve Burak Kaya’nın ayrıca yargılanması için tekrar soruşturma başlattı. (DHA)

Görüntü Dökümü

——————————

– arşiv

Haber – Kamera: Kadir ÖZEN / İZMİR, (DHA)

===================================================

9) AİLE SAĞLIĞI MERKEZİNDE DOKTORUN KALP KRİZİ GEÇİRDİĞİ ARBEDENİN SANIĞINA İLK DURUŞMADA TAHLİYE

MUĞLA’nın Bodrum ilçesinde, aile sağlığı merkezindeki Doktor Mustafa Hürkal Tezvar’ın (63) kalp krizi geçirip, 14 gün hastanede tedavi görmesine neden olan arbedeyle ilgili ‘Kasten yaralama’ suçundan 3 yıl ve ‘Ağırlaştırılmış kasten yaralama’ suçundan da 5’er yıla kadar hapisleri istenen tutuklu sanık Engin Seymen (55) ile kardeşi tutuksuz sanık Özlem Seymen A.’nın (48) yargılanmasına başlandı. Mahkeme heyeti haklarındaki suçlamaları kabul etmeyen sanıklardan Engin Seymen’in imza yükümlülüğü ve adli tedbirlerle tahliyesine, Özlem Seymen A.’nın ise adli kontrol şartının devamına karar verip, duruşmayı erteledi.

Olay, 29 Temmuz’da saat 15.30 sıralarında, Ortakent Mahallesi 12 No’lu Aile Sağlığı Merkezi’nde meydana geldi. İstanbul’da yaşayan ve ailesiyle tatile gelen Engin Seymen, yüksek ateş şikayetiyle eşi Hilal Seymen’i kız kardeşi Özlem Seymen A. ile aile sağlığı merkezine götürdü. Engin Seymen, içeride hastası olan Doktor Mustafa Hürkal Tezvar’ın muayene odasına girdi. Tezvar, iddiaya göre, Engin Seymen’e, ateşi olan eşini hastaneye götürmesini söyledi. Seymen ise eşinin burada tedavi edilmesini isteyip, doktoru kolundan çekti. Çıkan tartışmada Tezvar ile Seymen arasında arbede yaşandı. Odaya giren diğer hasta yakınları ile merkezde çalışan personel kavgayı sonlandırdı. Olay sırasında fenalaşan Doktor Tezvar, yere yığıldı. Tezvar’a ilk müdahaleyi mesai arkadaşları yaparken, ihbarla aile sağlığı merkezine ambulans ve polis ekibi sevk edildi. Sağlık görevlilerinin kalp masajı yaptığı Tezvar, özel hastaneye kaldırıldı. Polis ekipleri, Seymen ve kız kardeşi Özlem Seymen A.’yı gözaltına alıp, Yalıkavak Polis Merkezi Amirliği’ne götürdü. Olayda Seymen tutuklanırken, kardeşi Özlem Seymen A. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Kentteki özel hastanede tedaviye alınan doktor Mustafa Hürkal Tezvar, 14 gün sonra 12 Ağustos’ta taburcu edildi.

SANIKLAR HAKİM KARŞISINA ÇIKTI

Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Engin Seymen ile kardeşi Özlem Seymen A. hakkında ‘Kasten yaralama’ suçundan 3’er yıl, ‘Ağırlaştırılmış kasten yaralama’ suçundan da 5’er yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame Bodrum 6’ncı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davanın ilk duruşması, dün görüldü. Duruşmaya, tutuklu sanık Engin Seymen ile tutuksuz sanık Özlem Seymen A., Engin Seymen’in eşi Hilal Seymen, şikayetçi Doktor Mustafa Hürkal Tezvar, tarafların avukatları, Tezvar’ın meslektaşları ve tanıklar katıldı.

‘SUÇSUZUM’

Tutuklu sanık Engin Seymen, duruşmadaki savunmasında hakkındaki suçlamaları reddedip, “Eşimin ateşi ve öksürüğü vardı. Biz de yakındaki aile sağlığı merkezine gittik. Görevliye doktorun bakması için rica ettim, eşim müşahede odasına götürüldü. Doktor odasında bir arkadaşıyla çay, kahve içiyordu. Doktora eşime bakmasını söyledim. Bana, ‘Salgın var, ilaç içsin eve gitsin’ dedi. Bu sıra kız kardeşim, ‘Burada çay, kahve içiyorsunuz neden hastamıza bakmıyorsunuz’ dedi. ‘O da ister çay içer, ister kahve içerim; bakmıyorum’ diye karşılık verdi. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı’nı arayıp, kendisini şikayet edeceğimi söyledim. ‘Arayın ben de muhabbet edeyim’ dedi. Sonra ben odaya girip, koluna rica manasında dokunarak ‘Eşime bakar mısınız’ dedim. Ayağa kalkarak, küfretti ve boğazıma sarıldı, kafa atmaya çalıştı. Başımı geri çektim. Kız kardeşim araya girerek doktorun ellerini boğazımdan çekmeye çalıştı. Doktorun yanındaki arkadaş beni tutarak dışarı çıkarmaya çalıştı. Doktor beye vurmadım, biz dışarı çıktıktan sonra içeriden bağırış sesleri geldi. Doktor beyin kalp krizi geçirdiğini söylediler, sonra ambulans geldi. Biz o sırada dışarıdaydık. Suçsuzum, beraatimi talep ediyorum” dedi.

Tutuksuz sanık Özlem Seymen A. da hakkındaki suçlamaları kabul etmeyip, ağabeyinin ifadesinde söylediklerini tekrarlayarak, beraatini istedi.

‘BOĞAZIMI SIKTI, 7 GÜN YOĞUN BAKIMDA KALDIM’

Şikayetçi Ooktor Mustafa Hürkal Tezvar da ifadesinde, Engin Seymen’in boğazını sıktığını belirterek, “Randevulu hastamı odaya aldığım sırada hemşire ateşli hastanın olduğunu söyledi. Ateşinin ölçülmesini istedim. Ateşini ölçüp geldiğinde 37 derece olduğunu söyledi. Hastanın eşine ‘Evde ilaç verdiniz mi’ diye sordum. Verdiklerini söylediler. Eve gidip dinlenmesini söyledim. Daha sonra randevulu hastamla ilgilendim. Ancak o sırada odamın kapısına hışımla gelip, ‘Fahrettin Koca’yı sen mi ararsın ben mi arayayım’ dedi. Kolumdan tutup, ‘Karıma bakacaksın’ diye, zorladı. Boğazımı sıkmaya başladı. Vurmak için sol kolunu kaldırdığında randevulu hastam araya girdi. Bu sırada ağzımdan köpükler geldi, bayılmıştım. 4 gün solunum cihazına bağlı kaldım. 7 gün yoğun bakımda kaldım. Kalp krizi geçirdim, erken müdahale sayesinde hayatta kaldım. Olay sebebi ile sanıklardan şikayetçiyim. Doğuştan mitral kapak yetmezliği hastalığım var. Düzenli olarak tansiyon ilacı kullanıyorum. Bu olayda kalbim durdu ve daha sonra çalıştırıldı” diye konuştu.

Yaklaşık 3 saat aralıksız süren duruşmaya mahkeme heyeti karar için 5 dakika ara verdi. Aranın ardından açıklanan ara kararda sanıklardan Engin Seymen’in imza yükümlülüğü ve adli tedbirlerle tahliyesine, diğer sanık Özlem Seymen A.’nın ise adli kontrol şartının devamına karar verdi. Mahkeme heyeti, ayrıca İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan Doktor Tezvar’ın kalp krizi geçirdiği sırada sanıkların eylemleriyle arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığına dair rapor istenmesi de karar verip, duruşmayı 25 Şubat’a erteledi.

‘KATALOG SUÇ OLMASINA RAĞMEN SERBET BIRAKILDI’

Duruşma sonrası verilen kararı değerlendiren Bodrum Baro Temsilcisi ve Doktor Mustafa Hürkal Tezvar’ın avukatı Onursal Özbek, “Tahliyeyi ne yazık ki bekliyorduk. Kadına, çocuğa ve sağlık çalışanlarına şiddet gibi konular gün geçtikçe yaygınlaşmakta. Sağlık çalışanına karşı işlenen bu kasten yaralama suçu katalog suçtur. Doktor Tezvar yaşam tehlikesi atlatmıştır. Kalbi durmuştur, katalog suç olmasına rağmen tutuklu sanık serbest bırakılmış, darp eylemini gerçekleştiren diğer sanık ise zaten hiç tutuklanmamıştır. Şiddetin gittikçe kanıksanması ve cezasına yönelik bu süreç hepimizi yaralıyor” dedi.

Sanıkların kendisinden özür dilemediğini söyleyen Doktor Tezvar ise “Yargılama sürecinde sanıkları gördüm. Herhangi bir pişmanlıkları ya da özürleri yok. Hacı Bektaş Veli der ki, ‘Marifet ehlinin ilk işi edebidir.’ Bizler birer hekim olarak yine edepli kalmaya devam edeceğiz. Ancak bu olaya sebebiyet veren kişilerin herhangi bir özrünün olmaması da çok üzücüdür.” (DHA)

Görüntü Dökümü

——————————-

– Şikayetçi Dr. Dr. Mustafa Hürkal Tezvar’n duruşma çıkışındaki açıklaması

– Bodrum Baro Temsilcisi ve Dr. Mustafa Hürkal Tezvar’ın avukatı Onursal Özbek duruşma çıkışında açıklaması

– ‘Bodrum’da doktorun kalp krizi geçirdiği olayda, koridordaki kargaşa kamerada’ haberini 06.08.2024 tarihli arşiv görüntüsü

– Genel ve detay görüntü

Haber – Kamera: Fırat AKAY / BODRUM (Muğla), (DHA)

===================================================

9) BURSA’DA MOTOSİKLETİN ÇARPTIĞI YAYA ÖLDÜ; KAZA KAMERADA

BURSA’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde, yolun karşısına geçmek isterken motosikletin çarptığı Yusuf Aydemir (77), yaşamını yitirdi. Kaza, bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.

Kaza, saat 13.00 sıralarında Cumhuriyet Mahallesi’nde meydana geldi. 14 Eylül Bulvarı üzerinde seyir halinde olan A.Z. (29) yönetimindeki motosiklet, yolun karşısına geçmeye çalışan Yusuf Aydemir’e çarptı. Kazada Yusuf Aydemir ağır yaralanırken, ihbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralı, sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedaviye alınan Aydemir, doktorların tüm müdahalesine rağmen yaşamını yitirdi.

Öte yandan kaza anı güvenlik kamerasına yansırken, polis merkezine götürülen motosiklet sürücüsü A.Z. ise ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürdürülüyor. (DHA)

Görüntü Dökümü

———————————–

GÜVENLİK KAMERASI

-Yayanın yolun karşısına koşması

-Motosikletin çarpması

-Yayanın yere düşmesi

Haber-Kamera: Gökhan ÖZHAN/MUSTAFAKEMALPAŞA(Bursa), (DHA)

===================================================

10) BATMAN’DA RAYLI İŞ MAKİNESİNİN ÇARPTIĞI KADIN, AĞIR YARALANDI

BATMAN’da tren rayının üzerinden karşıya geçmek isterken raylı iş makinesinin çarptığı E.B. (44) isimli kadın, ağır yaralandı.

Kaza, saat 20.30 sıralarında Fatih Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre tren raylarının üzerinden karşıya geçmek isteyen E.B. isimli kadına, tren yolunda çalışan raylı iş makinesi çarptı. İhbarla olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kazada ağır yaralanan E.B., ilk müdahalenin ardından Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedaviye alındı. E.B.’nin hayati tehlikesinin olduğu belirtilirken, kazayla ilgili inceleme başlatıldı. (DHA)

Görüntü Dökümü

—————————-

Olay yeri

Ambulans

Hastane

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Bayram AYHAN/BATMAN, (DHA)

===================================================

11) SİVAS’TA SAC YÜKLÜ TIR DEVRİLDİ, ŞOFÖR YARALANDI

SİVAS’ta kontrolden çıkan sac yüklü TIR’ın devrilmesi sonucu şoför Sinan Aslan (36) yaralandı.

Kaza, saat 21.30 sıralarında Şeyhşamil Mahallesi, Şehit Hamit Kandur Caddesi üzerinde meydana geldi. Sinan Aslan idaresinde 58 AER 652 çekici ve 58 AAE 161 dorse plakalı sac yüklü TIR, kontrolden çıkarak devrildi. Kazanın haber verilmesiyle olay yerine sağlık, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Devrilen TIR’ın şoförü sıkıştığı yerden itfaiye ekipleri tarafından çıkarıldı. Yaralı sürücü ambulansla Numune Hastanesine kaldırılarak tedaviye alındı. Sürücünün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. TIR içerisinde bulunan rulo halindeki sacların bir kısmı üç katlı apartmanın bahçe duvarına zarar verip bahçeye düştü. TIR’ın vinç yardımıyla yoldan kaldırıldığı kaza ile soruşturma başlatıldı. (DHA)

Görüntü Dökümü

———————-

-Kaza yerinden görüntüler

Haber-Kamera: Uğur YİĞİT/SİVAS, (DHA)

===================================================

12) BİNGÖL’DE BAHÇE KAPISINA TIRMANIRKEN KOLUNA DEMİR PARÇASI SAPLANDI

BİNGÖL’ün Genç ilçesinde, bahçe kapısından atlarken koluna demir parçası saplanan 12 yaşındaki M.Ş., itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı.

Olay, Genç ilçesi Kültür Mahallesi 178. Sokak’ta meydana geldi. M.Ş., bahçe kapısından atlamaya çalışırken koluna çelik çitin demiri saplandı. İhbar üzerine bölgeye sevk edilen Genç Belediyesi itfaiye ekipleri, demir makas kullanarak çocuğu kurtardı. M.Ş. ilk müdahalesinin ardından Genç Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Çocuğun sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Görüntü Dökümü

———-

İtfaiye ekiplerinin çocuğun koluna müdahalesi

Sağlık ekiplerini çocuğun kolunu sarması

Detaylar

Haber:Aziz ÖNAL/BİNGÖL,(DHA)-Kamera:BİNGÖL,(DHA)

===================================================

13) DİYARBAKIR’DA ANIZ YANGINI, 5 SAATTE SÖNDÜRÜLDÜ

DİYARBAKIR’ın Sur ilçesinde çıkan anız yangını, itfaiye ekiplerinin 5 saatlik müdahalesiyle kontrol alındı. Soğutma çalışmaları sürdüğü yangın 2 bin dönümlük alanda etkili oldu.

Yangın, akşam saatlerinde ilçeye bağlı kırsal Karpuzlu Mahallesi’nde henüz bilinmeyen bir nedenle meydana geldi. Yangın, rüzgarın da etkisiyle kısa sürede büyüdü. İhbarla olay yerine itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi. Alevlerin evlere sıçramaması için önlem alınırken, çevredekilerinin de yardımıyla yangın, ekiplerin 5 saatlik çalışmayla kontrol altına alınarak söndürüldü. 2 bin dönümlük alanda etkili olan yangının çıkış nedeninin belirlenmesi için inceleme başlatıldı. (DHA)

Görüntü dökümü

————–

Yangın

İtfaiye ve traktörün yangını söndürmesi

Köylülerin müdahale etmesi

Genel ve Detay görüntüler

Haber ve Kamera:Gıyasettin TETİK,Selim KAYA/DİYARBAKIR(DHA)

===================================================

14) İZMİR’DE ORMAN YANGINI 3 SAATTE KONTROL ALTINA ALINDI

İZMİR’in Kemalpaşa ilçesinde ormanlık alanda çıkan yangın, İzmir Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin müdahalesiyle 3 saatte kontrol altına alındı.

Yangın, dün saat 23.00 sıralarında Kemalpaşa ilçe sınırları içerisinde Spil Dağı Beşpınar Mahallesi mevkisinde çıktı. Henüz belirlenemeyen nedenle ormandan yükselen alevleri fark eden vatandaşların ihbarı bölgeye çok sayıda İzmir Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Rüzgarın da etkisiyle alevler kısa sürede yayıldı. Ekiplerin bölgede koordineli müdahalesi ile yangın 3 saat sonra kontrol altına alındı. Bölgede soğutma çalışmaları devam ederken, yangının çıkış nedeninin belirlenmesi için inceleme başlatıldı.

Görüntü Dökümü

———————————–

-Ekiplerden görüntü

-Genel ve detay görüntü

Haber – Kamera: Emircan DURAK/KEMALPAŞA, (İzmir), (DHA)

===================================================

15) OTOMOBİL, AKARYAKIT İSTASYONUNDA ALEV ALDI; O ANLAR KAMERADA

KÜTAHYA’nın Gediz ilçesinde, yakıt almak için akaryakıt istasyonuna giren otomobil, park halindeyken alev aldı. Yangın görevlilerin yangın söndürme tüpleriyle müdahalesiyle kontrol altına alınırken, o anlar ise iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.

Olay, 13 Ekim günü akşam saatlerinde, Gediz ilçesine bağlı Dayınlar Mahallesi’ndeki bir akaryakıt istasyonunda meydana geldi. Yakıt almak için akaryakıt istasyonuna giren 26 ABF 385 plakalı otomobilin sürücüsü, pompaların yanına park ettiği aracından çıktı. Kısa bir süre sonra ise otomobil alev aldı. Çevredeki araç sürücüleri panikle istasyondan ayrılırken, görevliler ise alevlere yangın söndürme tüpleriyle müdahale etti. Alevler görevliler tarafından kontrol altına alınırken, o anlar ise iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde; park halinde olan otomobilin alev aldığı, görevlilerin ise yangın söndürme tüpleriyle alevlere müdahale ettiği, diğer araç sürücülerinin de panik halinde akaryakıt istasyonundan ayrılmaya çalıştığı anlar yer aldı. (DHA)

Görüntü Dökümü

—————————————

-Güvenlik kamerası görüntüleri

Haber-Kamera: GEDİZ(Kütahya),(DHA)-

===================================================

16) SEYİR HALİNDEYKEN ALEV ALAN İŞÇİ SERVİS OTOBÜSÜ YANDI

BURSA’da, fabrika işçilerini taşıyan servis otobüsü seyir halindeyken alev aldı. İşçiler tahliye edilirken, yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü.

Osmangazi ilçesi Dürdane Mahallesi mevkisinde saat 15.30 sıralarında fabrika işçilerini taşıyan otobüs, motor kısmından alev aldı. Yangın rüzgarın da etkisiyle büyürken, işçilerin ihbarı üzerine olay yerine jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi. İşçiler otobüsten tahliye edilirken, yangın itfaiye ekiplerinin kısa süreli müdahalesiyle söndürüldü. Otobüsün kullanılamaz hale geldiği yangınla ilgili soruşturma başlatıldı. (DHA)

Görüntü Dökümü

——————————————

-Yangından cep telefonu görüntüleri

-Yanan otobüsten cep telefon görüntüleri

-İtfaiye ekiplerinden detaylar

-Haber: Yiğithan HÜYÜK-Kamera:Abdulselam UĞUR/BURSA, (DHA)

===================================================

17) AĞRI’DA CEVİZ BÜYÜKLÜĞÜNDE DOLU YAĞDI

AĞRI’nın Eleşkirt ilçesinin yüksek rakımlı köylerine ceviz büyüklüğüne dolu yağdı.

Ağrı’da günlerdir etkili olan sağanak yağış günlük yaşamı olumsuz etkiledi. Yağışın etkili olduğu kentte dün öğleden sonra Eleşkirt ilçelerinin yüksek rakımlı köylerine ceviz büyüklüğüne dolu yağdı. Dolu yağışı sırasında Eleşkirt ilçesine bağlı Toprakkale (Kelê) köyünde seyir halinde olan bir kişi, yadadığı olumsuzluk nedeniyle aracını durdurmak zorunda kaldı. Aracından inen vatandaş, eline topladığı ceviz büyüklüğündeki dolunun fotoğrafını çekip paylaştı.

Görüntü Dökümü

————————

-Doludan görüntü

HABER: Ümit OKTAN, (AĞRI)-

===================================================

18) YAZICIOĞLU AİLESİNİN AVUKATI: RADAR GÖRÜNTÜLERİNİN OLDUĞU HARD DİSK İMHA EDİLMİŞ

YAZICIOĞLU ailesinin avukatı Kemal Yavuz, Büyük Birlik Partisi (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikoptere etki mesafesinde uçuş yapan uçakların radar kayıtlarının tutulduğu Diyarbakır Birleştirilmiş Kontrol İhbar Merkezi’nde (BİKİM) yakın bir zamanda keşif yapıldığını belirterek, “Diyarbakır BİKİM’e gittiğimizde 4 Nisan’da görüntülerin muhafaza edildiği bu hard diskin imha edildiğine dair tutanağını gördük” dedi.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin 2009 yılında Kahramanmaraş’ta düşmesiyle ilgili yürütülen soruşturmayı FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve örgüt yöneticilerinin talimatıyla yönlendirdikleri öne sürülen 19 kişinin yargılandığı davanın 13’üncü duruşması görüldü. 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Ebubekir Semih Yüksekkaya, taraf avukatları, Muhsin Yazıcıoğlu’nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu, ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Murat Bakan ve Sevgi Kılıç, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır ile partililer katıldı. Diğer sanıkların katılmadığı duruşmaya tutuksuz sanık Davut Uçum, başka suçtan hükümlü olduğu cezaevinden SEGBİS ile duruşma salonuna bağlandı.

‘DELİL NİTELİĞİNDEKİ CİHAZLARDAN DOLAYI HIRSIZLIKTAN DAVA AÇILMASINI ANLAMIYORUM’

Duruşma, Davut Uçum’un savunmasıyla başladı. Uçum, suçlamaları kabul etmedi. İddianamede kendisine yöneltilen hırsızlık suçlamalarını reddeden Uçum, “Bir önceki mahkemede delilleriyle cihazlar ilgili hususu açıkladım. Zaten şunu hiçbir zaman anlamadım, delil niteliğindeki cihazlardan dolayı savcı hırsızlıktan açıyor. Ben bunu hiçbir zaman anlamadım, anlamayacağım da zaten. Bu delilleri kimlerin yok ettiğini artık herkes biliyor. Bundan sonra ‘Cihazları bu askerler çaldı, aldı’ diyenler suçlularla iş birliği içindedir. Bilerek yanıltmaktadırlar. Bunların hepsi belli ve ben size bir tane delil sunmadım onlarca delil sundum, hepsi de hukuki deliller. Bunların içinde bilirkişi raporları var, ODTÜ’nün raporu var” diye konuştu.

‘ÜZERİME ATILAN EN BÜYÜK İFTİRA’

Tutuksuz sanık Ebubekir Semih Yüksekkaya da suçlamaları reddederek kendisini şöyle savundu:

“Bir kaza kırım incelemesi yapılıyorsa, savcılık girmeden hiç kimsenin o bölgeye girmesine muhafaza edilmez ve çevresi emniyet şeridi içerisinde alınır. Fakat maalesef bu kaza soruşturma heyetimiz en düşük ifadeyle görevi suistimal etmişlerdir ve vazifelerini yeterince yerine getirmemişlerdir. Daha sonra köylülerin ahırlarından helikopterin kapısı, parçaları çıkıyor. Üzerimize atılan en büyük iftira GPS cihazları. KSK’nın kendi üyesi fotoğraflıyor, bu helikopterin bakımını yapan teknisyeni de yanında götürüyorlar ve teknisyene ‘Bu cihaz nedir?’ diye soruyorlar o da ‘Helikopterde kullanılan Skymap III-C cihazı’ diyor ve bu el kadar GPS’i karın içerisinde bırakıp gidiyorlar, 2 gün sonra geldiklerinde de bu vardı yoktu, orada kim vardı, askerler vardı, askerler çalmıştır. Yani böyle bir suçlamayla karşı karşıya kaldığım için üzülüyorum. 15 yıldan beri yargılanıyorum ve bu adamlar çok rahat bir şekilde gezip tozuyorlar. Ve ‘Helikopterin kayıtlarında yok’ dedikleri Argus için de ‘Tutanak tuttuk’ diyorlar. Argus da helikopterin kayıtların da kayıtları yok, helikopterin bulunmasını sağlayacak ELT cihazının da kayıtları yok, şirketin kendi pilotu zaten bir ay önce ‘Bu helikopterde ELT’siz uçtuk’ diye ifadesi var.”

‘BU UNSURLARLA BAKTIĞINIZ ZAMAN TEK TEK FETÖ’YE ULAŞIYORSUNUZ’

Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz da bir önceki duruşmanın olduğu tarihte ana soruşturma dosyası kapsamında Diyarbakır BİKİM’de keşifte olduklarını söyledi. Keşifte yapılan tespitleri anlatan Yavuz, şunları söyledi:

“Ondan önce Erzurum Dumlu Radar Mevzi Komutanlığı’nda 14 Şubat 2014’te bir keşif yapılmıştı. Burada elde ettiğimiz verilerde 590 Nat süratle, yani ses hızından yüksek bir süratle askeri jetin helikopterin bulunduğu alana daldığı, daldıktan sonra da radarlardan kaybolduğu, 23 bin feetten sonra görülmediği ve ileriden daha yüksek bir hızla çıktığı görülüyor. Daldığı an, tam da helikopterin düşme anına denk gelen bir dalış olduğu tespit edilmişti. Bu askeri jetin helikoptere etki edip etmediğiyle ilgili 2014’teki keşifte etki mesafesine girmesinin muhtemel olduğu tespit edilmişti. Ancak daha sonra bu celse arasında yaptığımız keşifte Erzurum Dumlu’da yaptığımız keşifte o görüntülerin kaybolduğunu, görüntülerin üzerinde oynama yapılarak 30 kilometre güneyden uçuşu gösterdiklerini tespit ettik. Bu görüntüler, yansıtmalarla çeşitli radar merkezlerine geçiyor. Ama bunun asıl aktarılması gereken yer Diyarbakır BİKİM. Erzurum Dumlu’da delili bir merkezin yok ettiği anlaşıldı. Diyarbakır BİKİM’e gittiğimizde 4 Nisan’da görüntülerin muhafaza edildiği bu hard diskin imha edildiğine dair tutanağını gördük. Bunu yapanlar kim? Bu unsurlarla baktığınız zaman tek tek FETÖ’ye ulaşıyorsunuz. Orada ulaşıyorsunuz, Erzurum’da ulaşıyorsunuz, hava kuvvetlerinde ulaşıyorsunuz. ‘O eskidendi, artık öyle değil’ diyeceksiniz. Öyle de değil yani baktığınız zaman TSK’da olmak üzere özellikle hava kuvvetlerinde yüzde 70-80’e varan FETÖ yapılanmasının tam olarak temizlendiği de söylenemez.”

‘ÇALINDIĞI İDDİA EDİLEN ARGUS’UN VARLIĞINI ORTAYA KOYAN BİR DELİL YOK’

Ebubekir Semih Yüksekkaya’nın avukatı Zafer Tınazcı ise müvekkilinin 15 yıldır suçsuz şekilde yargılandığını ve suçsuz olduğuna dair delillerin de dosyada olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:

“Helikopterin üstünde Argus ve Skymap III vardı ve bunlar çalındı. Bu Argus’u savcılık araştırdı Amerika’ya yazdı ‘Var mı üzerinde?’ dedi, yok. Türkiye’deki tüm hava araçlarının üzerindeki tüm cihazlar Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne bildiriliyor ve oradaki listeye bakıyoruz Argus yok. Bakım kayıtlarında yok. Meclis araştırma komisyonu şirketin genel müdürünü çağırıyor ‘Helikopterde hangi cihazlar vardı?’ diye soruyor ama Argus yok. Argus’un var olup da kaybolduğu nereden ortaya çıkıyor? Ferudun Seren’in beyanından, ‘Biz gittiğimizde vardı, sonra kayboldu’ diyor. ’29’unda vardı, 31’inde yoktu’ diye tutanak tutuyor ama duruşmada ’29’unda ben gitmedim’ diyor. Bu adamın tuttuğu tutanakla müvekkilim 15 yıldır yargılanıyor. İddiaya göre bu Argus var ve çalınmış. Daha Argus’un varlığını ortaya koyan hiçbir delil yok. Kar üzerinde çekilen fotoğrafta kokpitte Argus yok ama daha sonra oda ortamında çekilmiş fotoğrafta oraya Argus tutturulmuş. O resmi incelediğimizde bütün göstergeler sağlam ve yerinde. Bir tek Argus cihazı vidaları sağlam olarak hafif yerinden çıkmış gözüküyor. Ne hikmetse helikopter dağa çarpıyor ve vidalarında tek bir yamulma olmadan cihaz yerinden oynuyor, diğer göstergelerin hiçbirinde hiçbir şey yok.”

Duruşmanın sonunda, mahkeme heyeti, davayı 14 Şubat 2025’e erteledi.

‘BU SİS PERDESİNİN ARALANMASI TÜRKİYE’NİN FAYDASINA OLACAK’

Davanın ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan ile Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, açıklamalarda bulundu. Murat Bakan, Muhsin Yazıcıoğlu davasının 15 yıldır sürdüğünü ve üzerinde bir sis perdesi olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:

“CHP olarak başından beri süreci takip ediyoruz. O dönemin Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, arkasından Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün de CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bu davayı takip ettiğini ve biz partimiz adına Sayın Genel Başkan Yardımcım Sevgi Kılıç’la beraber burada olduğumuzu, adaletin tecellisi için, hakikatin ortaya çıkması için buradayız. Remzi beyler yol arkadaşı ama biz siyasal olarak aynı düşüncede olmadık hiçbir zaman Muhsin Yazıcıoğlu’yla. Ama Muhsin Yazıcıoğlu cinayeti, suikastı her neyse bu sis perdesinin aralanmasının Türkiye’nin faydasına olduğunu düşünüyoruz. Biz Gezi tutukluları için de adalet istiyoruz, Tayfun Kahraman için de adalet istiyoruz, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ailesi, sevenleri, yol arkadaşları için de adalet istiyoruz, Sinan Ateş için, onun ailesi için, sevenleri için de adalet istiyoruz. Biz Türkiye’de nerede bir hukuksuzluk varsa, adaletsizlik varsa, yargıda sürüncemede kalan bir dava varsa o davanın takipçisiyiz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak. Bugün de bunun için geldik. 15 yıl süren bir soruşturma olmaz, dünyanın hiçbir yerinde. Yani olayın olduğu tarihten bu yana ana soruşturma 15 yıldır açık, ne dava açılıyor ne soruşturma bitiriliyor. Her nedense sanki yukarıdan bir el, bir yargılama olmasın, bu sır perdesi aralanmasın, gerçekler ortaya çıkmasın istiyor ama gerçeklerin ortaya çıkma gibi bir huyu var. Ve biz bu gerçek ortaya çıkıncaya kadar adalet yerini buluncaya kadar hem ailenin yanında olacağız hem de bu davanın takipçisi olacağız.”

‘HANGİMİZE HAKSIZLIK YAPILIRSA YAPILSIN BİR BAŞKASI SAHİP ÇIKMADIĞI MÜDDETÇE ADALET SAĞLANAMAZ’

Remzi Çayır da davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını ifade ederek, “15 yıl geçti. Üzülerek ifade edelim ki; aynı sözleri duymaktan, aynı sonuçlarla karşılaşmaktan bıkmış olabiliriz ama usanmayacağız. Ve bu sonucun adalete ulaşması için ne gerekiyorsa onun yapılacağı hususunda hiç kimsenin tereddüdünün olmaması gerekir. Yani bizler onun yol arkadaşları, dava arkadaşları hiçbir zaman usanmayacağız, bıkmayacağız, yeter demeyeceğiz, nereye varırsa oraya doğru hareketleneceğiz ve adaleti eninde sonunda bulmak için çabanın içinde yer alacağız. Bugün burada yanımızda bulunan gerçekten davaya destek veren ve ‘Adalet arayışında biz de varız’ diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan Beye ve Sevgi Kılıç Hanımefendiye huzurlarınızda teşekkür ederiz. Gösterdikleri hassasiyetten dolayı zira hepimiz bilmeliyiz ki bu topraklarda hangimize ne haksızlık yapılırsa yapılsın bir başkası sahip çıkmadığı müddetçe beraber yaşama iradesi olamaz ve adalet sağlanamaz” diye konuştu. (DHA)

Görüntü Dökümü

—————–

– Adliye binası

– Adliye önü

– Remzi çayır’ın gelişi

– Murat Bakan ve Sevgi Kılıç ile tokalşması

– Sohbet etmeleri

– Adliyeye girişleri

– Duruşma salonu önüne gelmeleri

– Furkan Yazıcoğlu’nun gelişi

– Gülefer Yazıcıoğlu’nun adliyeden ayrılması

– Davaya katılanların adliye önünde toplanması

– Remzi Çayır’ın konuşması

– Murat Bakan’ın konuşması

– Adliyeden ayrılmaları

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

===================================================

19) PROF.DR. GÜRKAN: 100 MEME KANSERİNDEN 35’İ AİLESEL

TRAKYA Üniversitesi (TÜ) Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.H akan Gürkan, meme kanserinde doğru ve zamanında tanı koymanın önemine dikkat çekerek, “Her 100 meme kanserinden 35’i ailesel. Kanser genetik bir bozukluk ama ailesel meme kanseri bizim için çok çok daha önemli. Çünkü bireyde eğer meme kanseriyle ilgili bir genetik hata, mutasyon varsa onu bir sonraki nesile kalıtma ihtimali yüzde 50” dedi.

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Meme Hastalıkları Konseyi ve Trakya Meme Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu tarafından, ekim ayı boyunca devam eden ‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ etkinlikleri kapsamında basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda, hastanede görev yapan alanında uzman öğretim üyeleri, meme kanseri ve tedavisi hakkında bilgiler verdi. Toplantıya Trakya Üniversitesi Genel Cerrahi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atakan Sezer, Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nermin Tunçbilek, Nükleer Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Funda Üstün, Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Gürkan, Medikal Onkoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sernaz Topaloğlu ve Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruşen Coşar katıldı.

‘AMACIMIZ MEME KANSERİ FARKINDALIĞINI TÜM TOPLUMA BİLDİRMEK’

Genel Cerrahi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atakan Sezer, meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu belirtti. Prof. Dr. Sezer, “Meme kanseri, kadınlarda maalesef en sık gözüken kanser ve bununla beraber kadın kanserleri içerisinde de en sık ölüme sebep veren kanser. Değerli hocalarım hepsi kendileri dallarında çok etkin meslektaşlarımız, yıllardır beraber çalışıyoruz. Amacımız aslında ekim ayının meme kanseri farkındalığını tüm kadınlara, aslında tüm topluma bildirmek. Bilindiği gibi erken teşhis çok önem taşıyor meme kanserinden korunmak için” dedi.

’40 YAŞINI GEÇEN HER KADIN YILDA BİR KEZ MAMOGRAFİ ÇEKTİRMELİ’

Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nermin Tunçbilek de meme kanserinin her 8 kadından birisinde görülen patolojik olgu olduğunu belirtti. Tunçbilek, “Meme kanseri her 8 kadından birisinde maalesef ki gördüğümüz bir patoloji. Bunu erken saptamak bizim açımızdan çok önemli. Hasta klinisyene başvurduğunda eline gelen bir kitle ile geldiği takdirde bunun ileri evre meme kanseri olma olasılığı daha yüksek. Bizim amacımız Radyoloji olarak, görüntüleme yapıyoruz. Bu görüntülemedeki tek amacımız meme kanserini yarı evreye atlamadan, erken evrede yakalayabilmek. Bunun için taramalar önemli. Tarama dediğimiz program, Sağlık Bakanlığı’nın ve derneklerin yürüttüğü, çeşitli kanser cemiyetlerinin yönlendirmeleri doğrultusunda yaptığımız, 40 yaşını aşmış kadında her yıl düzenli mamografi kontrolü. Tarama için mamografi altın standart. Bunun yerine geçen bir yöntem yok. O yüzden biz her yıl ekim ayında bu farkındalık programı kapsamında mamografi çekimlerinin yapılması gerektiğini hatırlatmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.

‘HER 100 MEME KANSERİNDEN 35’İ AİLESEL’

Trakya Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Gürkan da kadınlarda görülen her 100 meme kanserinden 35’inin aileden gelen genetik kalıtım olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Gürkan, “Doğru tanı koymak, zamanında tanı koymak, tedaviyi doğru yapmak, hasta için çok önemli. Kanser genetik bir bozukluk ama ailesel meme kanseri bizim için çok çok daha önemli. Çünkü bireyde eğer meme kanseriyle ilgili bir genetik hata, mutasyon varsa onu bir sonraki nesile kalıtma ihtimali yüzde 50. Aynı zamanda yapılan testler sonucunda belirli genlerde, belirli hatalar saptanırsa hastanın cerrahisi ve kullanacağı akıllı ilaç dediğimiz ilaçlar ona göre bir yön değiştirebiliyor. Dolayısıyla burada hastalara Trakya Üniversitesi Hastanesi bünyesinde bu hizmetlerin verilmesinin ben çok çok değerli olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.

‘ERKEN TANIDA YÜZDE 90’IN ÜZERİNDE İYİLEŞME SAĞLIYORUZ’

Trakya Üniversitesi Medikal Onkoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sernaz Topaloğlu da erken tanı koyulması halinde meme kanserinin yüzde 90’ın üzerine tedavi sağlanan bir hastalık olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Topaloğlu, “Aslında meme kanseri, kadın kanserlerinin yüzde 30’unu oluşturuyor. Yani her 10 hastadan üçü, dördü kadın kanseri gelişmişse meme kanseri. Bizim için erken tanı çok önemli. Erken tedavi etmek çok önemli. Çünkü erken tanı koyduğumuzda meme kanseri aslında yüzde 90’ın üzerinde kür sağladığımız bir kanser. Yani tamamen iyileştirebildiğimiz bir kanser. O yüzden de ekip halinde çalışmak, bir arada karar vermek çok önemli. Biz tedavimizi planlarız. Fakat iyi bir cerrahınız yoksa, radyoloğunuz yoksa, iyi bir radyasyon onkolojiniz yoksa, genetiğiniz iyi değilse, görüntüleme yöntemleriniz iyi değilse o hastayı mümkün değil bir tıbbi onkolog olarak tek başımıza tedavi edemeyiz. 2000’li yıllardan önce aslında meme kanserine bağlı ölüm riski ve ölüm oranları çok artıyordu. Ve aslında şimdi görüyoruz ki son 10-15 yıl içinde meme kanseri ölüm riskinde azalma var. Bu neye bağlı? Erken tanıya bağlı, farkındalığın artmasına bağlı ve bir miktar da tedavide çok güzel yenilikler oldu” ifadelerini kullandı. (DHA)

Görüntü Dökümü

—————————–

– Toplantıdan detay

– Prof.Dr. Atakan Sezer’in konuşması

– Prof.Dr. Nermin Tunçbilek’in konuşması

– Prof.Dr. Hakan Gürkan’ın konuşması

– Prof.Dr. Sernaz Topaloğlu’un konuşması

Haber – Kamera: Olgay GÜLER -Umut IŞIK / EDİRNE, (DHA)

===================================================

20) ‘ULUSLARARASI SİİRT KISA FİLM FESTİVALİ, ‘ÖZGÜR GAZZE’ TEMASIYLA BAŞLADI

SİİRTte bu yıl 7’ncisi düzenlenen ‘Siirt Uluslararası Kısa Film Festivali’ İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları nedeniyle, ‘Özgür Gazze’ temasıyla başladı. Festivale bu yıl 27 ülkeden 293 kısa metrajlı filmin başvurusu yapıldı. 41 yönetmen, akademisyen, yazar ve oyuncunun davet edildiği festivalde finalde 31 film yarışacak.

Siirt Valiliği’nin himayesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve Siirt Üniversitesi’nin desteklediği 7’nci Siirt Uluslararası Kısa Film Festivali, Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen programla başladı. 27 ülkeden 293 kısa filmin katıldığı festival, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları nedeniyle ‘Özgür Gazze’ temasıyla başladı. 3 gün sürecek Film festivaline başvurusu yapılan filmlerin temasının çoğunun Filistin olduğunu belirten Anadolu Kültür ve Sanat Meclisi Derneği Başkanı Baran Mayda, “Bugün resmi açılışımızla beraber ayın 18’inde finale kadar 3 gün boyunca, söyleyişiler, atölyeler bunun yanında düşünürler, aktivitelerle beraber sohbetlerle beraber film gösterimleri ve atölyelerle beraber ciddi bir film festivalini daha geride bırakmanın gururunu yaşayacağız. Festivale 293 film başvurdu, 27 farklı ülkeden başvurular yapıldı. Çok ciddi derecede Filistin belgeselleri ve filmleri var. Bu da bizim için daha hoş bir duygu. Festival kapsamında sadece Siirt merkezde değil Eruh ve Kurtalan ilçelerinde de gösterimler devam edecek” dedi.

Festivalin Onursal Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay, İsrail’in yıllarca sinemayı kendilerini acındırmak için kullandıklarını ifade ederek, “Festivalimizi geçen sene ‘Kalbimiz Gazze’ başlığı altında gerçekleştirdik. Bu sene daha planlı olarak ‘Özgür Gazze’ temasıyla aynı kararda durduğumuzu gösterdik. Ne de olsa Gazze’ye karşı soykırım uygulayan siyonist caniler yıllarca sinemayı, medyayı kamerayı şu veya bu şekilde kullanarak dünyanın gözünü boyadılar. Yahudi soykırımı üzerine yazılmış film var” diye konuştu.

‘HER ESER, GAZZE İÇİN ATILAN BİR ÖZGÜRLÜK ADIMIDIR’

Açılışta konuşan Siirt Valisi Kemal Kızılkaya da “Bugün burada sinema aracılığıyla Gazze’nin acısını, direnişini ve özgürlük umudunu daha geniş kitlelere duyurmayı amaçlıyoruz. Festivalimizin bu yılki teması olan ‘Özgür Gazze’, sinemanın evrensel diliyle insanlık vicdanına dokunan derin bir meseleye işaret ediyor. Gazze’nin yıllardır süren acılı mücadelesi, sadece bölgesel bir sorun değil, tüm insanlığın ortak vicdanını ilgilendiren bir meseledir. Sanat, zulmün karşısında duran, mazlumun yanında yer alan en etkili araçlardan biridir. Bu festivalde sergilenecek her eser, Gazze için atılan bir özgürlük adımıdır ve Filistin halkının haklı mücadelesine sanatsal bir destektir. Sinemanın evrensel gücüyle bu haklı davayı daha geniş kitlelere ulaştırarak, vicdanlara dokunmak festivalimizin temel amacıdır” ifadelerini kullandı. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————

Festival Sayısı

Saygı duruşu ve istiklal marşı

Gezze konulu kısa film gösterimi

Baran Mayda’nın konuşması

Yasin Aktay’ın konuşması

Siirt Valisi Kemal Kızılkaya’nın konuşması

Kısa film gösterimleri

Haber-Kamera: Akif ÖZALP/SİİRT, (DHA)

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r