DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni – 1

ABONE OL
Eylül 17, 2024 05:23
0

BEĞENDİM

ABONE OL

1)ARTVİN’DE KUVVETLİ YAĞIŞ ARDINDAN TAŞKIN VE HEYELAN; 32 KÖY YOLU KAPANDI

ARTVİN’de etkili olan sağanak yağışın ardından Arhavi, Borçka ve Hopa ilçelerinde oluşan sel suları taşkın ve heyelanlara neden oldu. 3 ilçede 32 köy yolu ulaşıma kapandı. Taşkın riski taşıyan Kapisre Deresi’nin çevresinde bulunan sanayi sitesi sakinleri ile bölgede bulunun bir öğrenci yurdu, tedbir amaçlı tahliye edildi.

Kentte, akşam saatlerinde etkili sağanak yağış, günlük yaşamı olumsuz etkiledi. Sağanağın etkili olduğu Arhavi’de cadde ve sokaklar yağmur sularıyla dolarken, sürücüler ve yayalar zor anlar yaşadı. İlçe merkezinden geçen Kapisre Deresi’nde su seviyesinin yükselmesi nedeniyle bölgede güvenlik önlemleri alındı. Taşkın riski tehlikesi bulunan Kapisre Deresi’nin çevresinde bulunan sanayi sitesi sakinleri ile bölgede bulunun bir öğrenci yurdu, tedbir amaçlı tahliye edildi.

Hopa’da Sundura Mahallesi’nde ise çay toplarken yağış nedeniyle mahsur kalan Bedriye Yarar (56), AFAD ve Hopa Arama Kurtarma Ekipleri tarafından bulunduğu bölgeden kurtarıldı. Taşkın ve heyelanlar nedeniyle Arhavi’de 18, Borçka’da 8, Hopa’da ise 6 olmak üzeri toplamda 32 köy yolu, ulaşıma kapandı. Kapalı yolların açılması için İl Özel İdaresi, Karayolları, DSİ ve ilçe belediye ekipleri tarafından çalışma başlatıldı.

VALİ ÜNSAL’DAN İLÇELERDE İNCELEME

Artvin Valisi Cengiz Ünsal, sağanak yağıştan etkilenen Arhavi ve Hopa ilçelerinde incelemelerde bulundu. Kapisre Deresi’nde olası ani taşkınları önlemek amacıyla yürütülen çalışmaları yerinde inceleyen Vali Ünsal, “İlimiz genelinde ve Arhavi ilçemizde meydana gelebilecek acil durumlara hızlı ve etkili müdahale edebilmek için tüm önlemleri almış bulunuyoruz. Halkımızın güvenliği için ekiplerimiz titizlikle çalışmalarını sürdürüyor. Olası yeni yağış ve taşkın risklerine karşı tüm birimlerimizle teyakkuz halindeyiz” dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü

———————–

-Derelerden görüntü

-Suyla dolan yollardan görüntü

-İş makineleri çalışması

-Çöken yollardan görüntü

Haber-Kamera: Nurbay USTA/ARTVİN,(DHA)-

===================================================

2)BARO BAŞKANI NAHİT EREN: NARİN GÜRAN SORUŞTURMASINDA YENİ GELİŞME YOK

DİYARBAKIR Baro Başkanı Nahit Eren, Narin Güran cinayetine ilişkin Adli Tıp Kurumu raporlarının önemli olduğunu belirterek, “Adli Tıp Kurumu’nun ölüm sebebine ilişkin raporu henüz gelmedi dosyaya. Bu aşamada raporlar bekleniyor. Onun dışında DNA örneklerine ilişkin rapor daha önce gelmişti. Belirli kan örnekleri vardı. Onlarla ilgili raporlar da geldi ama şu an itibariyle soruşturma dosyasında yeni bir gelişme maalesef yok. En son Hediye Güran alınmıştı. Hediye’nin gözaltı işlemleri devam ediyor” dedi.

Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin soruşturma sürüyor. 11 kişinin tutuklu bulunduğu soruşturmada şüpheli olmayan ve cenazesinin Adli Tıp Kurumu işlemleri sonrası teslim edildiği Narin’in ağabeyi Baran Güran’ın başvurusu üzerine Diyarbakır Barosu’nun da soruşturmaya müşteki olarak katıldığını belirten Baro Başkanı Nahit eren, “Diyarbakır Barosu, dosyayı ilk günden zaten hukuk örgütü olarak takip ediyordu. Birçok işlemde de bulundu, otopsi olmak üzere birçok işlemde de soruşturma ve dosya takibi konusunda savcılık ile iletişim ve temasımız sürekli vardı. Geçen hafta itibariyle Diyarbakır Barosu kurumsal olarak müşteki sıfatıyla davaya eklenme talebinde bulunmuştu. Bu konuda henüz bir karar verilmedi ama bugün itibariyle sabah baromuza, Narin Güran’ın dosyada şüpheli olmayan ve Adli Tıp Kurumu önünde cenazenin de kendisine teslim edildiği ağabeyi Baran Güran, baromuza hukuki destek talebinde bulundu. Yazılı başvurusunda, Diyarbakır Barosu’ndan kardeşinin faillerini, kurduğu cümleyi de ifade etmek istiyorum, kim olursa olsun tespit edilmesini ve hak ettiği cezayı alması için de baromuzun kendisine hukuki destek sunmasını talep etti. Tabi hukuki ilişki kurabilmek adına da baromuza vekaletname çıkardı. Biz de Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğumuz vekalet ile birlikte, Baran’ın talebinin içeriği ile de uyumlu katılan taraf olarak, yani soruşturma aşamasında suçtan zarar gören Narin’in, şu an şüpheli olmayan tek ağabeyi olan Baran Güran’ın vekili olarak dosyaya vekaletnameyi sunduk. Bu sahip olduğumuz konum şu an bize ne sağlıyor? Bu Diyarbakır Barosu’nun aynı zamanda talepte bulunması, resmi yazılı delil toplanması talebinde bulunması talebi gibi soruşturma sürecinin bütün işlemlerinde eksik gördüğü hususları, daha önce sözlü olarak iletişime geçip eksik gördüğümüz konu başlıklarını bir taraf sıfatıyla, bir tarafın vekili olarak soruşturma sürecinde savcılığa sunma hakkı elde ettik. Bu anlamda bizlerde kurduğumuz soruşturmayı ve buna açılacak davayla takip edebilecek komisyonumuz üzerinden soruşturma sürecini daha yakından takip ediyor olacağız” dedi.

‘YENİ BİR GELİŞME YOK’

Eren bugün yaptığı açıklamada, 13 Eylül Cuma günü gözaltına alınan tutuklu amcası Fuat Güran’ın eşi Hediye Güran’ın ifade işlemlerinin devam ettiğini belirterek, “Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin, baromuzun yönetim kurulu ve Baro Başkanı olarak daha önce bu ve benzeri davalarda tecrübe sahibi olan, bu davaları bilen avukatlarımızla oluşturduğumuz bir komisyonla takip edeceğiz. Sayımıza şu an eklemeler devam ediyor, 10 kişiyi bulacağız. Şu an ifade işlemleri devam ediyor, her gün bir gözaltı oluyor. Adli Tıp Kurumu raporları önemli. Adli Tıp Kurumu’nun ölüm sebebine ilişkin raporu henüz gelmedi dosyaya. Bu aşamada raporlar bekleniyor. Onun dışında DNA örneklerine ilişkin rapor daha önce gelmişti. Belirli kan örnekleri vardı. Onlarla ilgili raporlar da geldi ama şu an itibariyle soruşturma dosyasında yeni bir gelişme maalesef yok. İfade işlemleri devam ediyor. En son Hediye Güran alınmıştı. Hediye’nin gözaltı işlemleri devam ediyor. Bugün, en kötü gözaltı süresi sona ereceği için yarın adliyeye sevk edileceği konusunda soruşturma savcılarından bilgi aldık. Şu an kolluk ifadesi var ama savcılık ifadesi henüz başlamadı. İfade içeriği ile ilgili beyanda bulanamayacağımızı biliyorsunuz, soruşturma gizliliğini ihlal etmek istemiyoruz. Çünkü sürekli gözaltılar, sürekli yeni bilgi alma konusunda insanlar getiriliyor. Bu ifade içerikleriyle insanlar sorulacak sorulara maalesef önceden hazırlıklı geliyorlar. Bu anlamda içerik konusunda tabii ki haber yapma, kamuoyunun bilgi alma hakkı vardır ama dediğim gibi ifade içerikleri konusunda bizlere soru sormazsanız seviniriz” diye konuştu. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————

-Baro başkanı Eren’in konuşması (canlı)

Haber-Kamera: Gıyasettin TETİK- Seyfettin EKEN/ DİYARBAKIR, (DHA)-

=========================================================

3)TEKİRDAĞ BARO BAŞKANI EGEMEN GÜRCÜN: CİNSEL İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUĞUMUZUN DURUMU KÖTÜ STABİL OLARAK DEVAM EDİYOR

Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün, Malkara ilçesinde şiddet ve cinsel istismara uğrayan S.Y.,(2), soruşturmasında baro olarak yürüttükleri çalışmayı düzenlediği basın toplantısıyla anlattı. Dosyada gizlilik kararı bulunduğunu hatırlatan Gürcün, bu duruma riayet etmek kaydıyla önemli gördükleri hususları anlatmak istediğini belirterek, “Hep söyledik; burada Tekirdağ kamuoyunun içinin rahat olması gerekiyor. Etkin bir soruşturma yürütüldü ve bu soruşturma gerçekten çok taraflı ve ilk başta söylediğimiz gibi henüz daha raporlar gelmeden, ATK raporları henüz daha ulaşmadan savcılık itirafları aldı ve suçtaki suçlar sübut bulmuş oldu. Ayriyeten ATK raporlarıyla durum tescil edilmiş olacak. Böyle önemli bir durumda kamuoyunun tabii ki sessiz kalmaması, buradaki sürece karşı etkin bir soruşturma yürütüldüğünün bilinmesi gerekmekte. Biz de bu anlamda Tekirdağ Barosu olarak bu sürecin doğru şekilde yürütüldüğünü bir kez daha bilinmesini istiyoruz. Bu vesileyle soruşturma yürüten soruşturma makamlarını keza emniyet müdürlüğümüzü ve bebeğimizin sıhhati için dört gözle çalışan hastane yönetimimizi kutluyoruz. İnşallah S.Y., bebeğimiz sağlığına kavuşacak. Durumuyla ilgili de az önce toplantıya girmeden önce başhekimimizle bir görüşme gerçekleştirerek sağlık durumu hakkında son bilgiyi de aldım. Çocuğumuzun sağlık durumu şu aşamada kötü stabil olarak devam ediyor. Ne yazık ki beyin kanamasının etkileri birden fazla yerde meydana geldiğinden, beyin kanaması birden fazla yerde ortaya çıkınca bebeğimiz ciddi bir travmayla karşı karşıya. Dualarımız bebeğimizle. Bunun da bilinmesini istiyorum” dedi.

‘EVDE BAŞKALARI VARKEN KAPIYI KAPATMIŞLAR’

Şiddet ve cinsel istismara uğrayan S.Y.’nin durumunu annesinin gizlediğini anlatan Gürcün, “Bu anlamda çocuğun bugünkü sağlık durumunun ortaya çıkmasına sebebiyet veren aslında bu geç müdahale olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Şöyle bir ifade edebileceğimiz bazı bilgiler size paylaşmak istiyoruz. Bugün keşif yapılan mahallede, olayın oluş biçimiyle ilgili de bir çalışma yürütüldü. Cinsel istismarı vuku bulduğu sırada evde başka çocukların da olduğu ve çok yaşlı durumda olan bir babaannenin bulunduğunu biliyoruz. İki şüpheli, iki suça sürüklenen çocuk kapıyı kapatarak ne yazık ki çocuğumuzun üzerinde bu elim fiilleri gerçekleştirdiklerini öğreniyoruz. Savcılık makamları tüm dijital verilere el koymuş durumda. Bunlar inceleniyor. Başkaca suç ve suç şüphesi orada tutulacak ne varsa bunlarla ilgili de ek tahkikat yürütüleceğini, soruşturma makamlığından edindiğimiz bilgiler olarak sizlerle paylaşıyoruz” dedi.

‘ANNE 2 AY ÖNCE CEZAEVİNDEN ÇIKMIŞ’

Başkan Gürcün, S.Y.’nin birden fazla noktada beyin kanaması geçirdiğini belirterek, “Bu da durumun aslında ağırlaştıran bir etkin olarak karşımıza çıkıyor. Burada anne figüründen biraz bahsetmek gerekirse; anne olaydan yaklaşık 2-2.5 önce cezaevinden tahliye edilen bir kişi, uyuşturucu kullanmak ya da satmak suçlamasıyla gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor. Tutuklandığı süre boyunca çocuklarına teyzeleri göz kulak oluyor. Ancak çıkar çıkmaz tekrar çocuklarını alıyor. Ve olayın meydana geldiği evin karşısında bulunan evi şüphelilerden birisi olan şüphelerden birinin evi olan yerde geçici bir barınma yapıyor. Bu sırada da çocuğunu karşı komşundaki eve bırakıyor. Olay oluş biçimi bu şekilde. Şunu ifade etmek gerekiyor; olay ilk ortaya çıktığında bir üvey baba cinsel istismarı olarak ifade edildi. Ancak burada şunu biliyoruz ki; yetişkin şüphelilerin her ikisi de bu anlamda bir baba ya da üvey baba değiller. Burada hali hazırda Bakiye hanım evli durumda ancak 4-5 yıldır evli olduğu kişiyle görüşmüyor. Yine çocuğun biyolojik babası başka bir şehirde yaşamakta, Malkara’da yaşamıyor. O da çocuğunu kabul etmemekte. Velhasıl aslında göz göre göre gelen bir olaydan bahsediyoruz” diye konuştu.

‘VÜCUDUNDA DİŞ İZLERİ VAR’

Bebeğin vücudunda diş işleri bulunduğunu söyleyen Gürcün, “Diş iziyle ilgili yaptığımız görüşmelerden edindiğiniz bilgi diş izinin varlığını doğruluyor. Bu anlamda sayısal olarak şu kadardır dememiz pek mümkün değil. Ancak diş izleri var ve bu diş izlerinin şüphelilerin çene yapılarının hangisine uyduğunu da çıkartılması için Adli Tıp Kurumu’na bunlar örnekler gönderildi. Henüz daha bir dönüş olmadı. Bu aşamada devam tahkikat devam ediyor diyebiliriz. Tekirdağ Barosu olarak etkin soruşturma yürütülmesi için tüm imkanlarımız seferber ederek bu dosyayı takibimize aldık. Gerek çocuk hakları komisyonu başkanımız ve yönetimi olsun, gerek yönetim kurulu üyelerimiz olsun. Biz bu süreci sonuna kadar takip edeceğimizin bilinmesini isteriz. Ne yazık ki toplumumuzda ve sosyal medyada bu tür olaylar çıktığı andan itibaren ilk yazılan şey ‘idam istiyoruz’ olur. Biz bir hukuk kurumuyuz. Yasalara bağlı ve yasaların bu anlamda doğru uygulanması için görev alan kişideyiz. Türkiye’de biz bir idam tartışmasının açılmasını doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.

‘HASTANEYE GÖTÜRMEDİ’

Gürcün, anne Bakiye Yeniçeri’nin cezaevinden çıktıktan sonra çocuklarla ilgili takibin yapılıp yapılmadığı konusunda bilgileri olmadığını belirterek, “Bunları elbette zaman içerisinde ortaya çıkacak hususlar. Yani aslında Bakiye’nin burada yaptığı davranış aslında klasik anlamda bir anneden bahsetmiyoruz. Yani çocuğunun düştüğünü, zarar gördüğünü bile göre tekrar aynı yere bırakıyor. Delilleri görüyor, karartmaya çalışıyor. Gizlemeye çalışıyor. Soruşturma makamına da bilgi vermiyor. Bilgi vermediği gibi çocuğunun bu noktaya evrilmesine giden süreçte hastaneye götürmeyerek onun beyin kanaması geçirdiği halde, hastaneye götürmeyerek çocuğun uyanmamasına sebep oluyor ve en son hastaneye getiriyor. Yani aslında burada bir ihmaller var. Yani aslında bir yetkinliği yok. Yani devletin bir çocuğa bakma yükümlülüğünü yerine getiremeyeceği olduğunu tespit edebilmesi durumunda bu çocuğun zaten koruma altına alması gerekiyor. Zaten dikkat ederseniz başında ne dedim? Savcılık tekrar bu çocuk düşme şikayetiyle gelince zaten hiç daha istismar vakası ortaya çıkmadan doğrudan çocuğu koruma altına alınması ilgili yazıları yazıyor. Yani soruşturma makamı o anlamda gerekeni yapıyor ama acaba öncesini bir denetleme makamı olarak bakanlık yetkilileri bir şey yaptılar mı? Onu henüz bilmiyoruz. O konu da dediğim gibi ilerleyen aşamalarda değerlendirilecek hususlar” dedi.

‘ABLASI KONUSUNDA DOSYAYA YANSIYAN BİR DURUM YOK’

Bebeğin devlet korumasına alınan 5 yaşındaki ablasının durumuna değinen Gürcün, “Ablasıyla ilgili de savcılık makamıyla yaptığımız görüşmelerde bu çocuğun da acaba böyle cinsel istismar olma vakasına karşı karşıya kalıp kalmadığı yönünde bir muayenesi ve diğer psikologlar eşliğinde görüşmeleri yapılmış olup ve şu an dosyayı yansıyan bir durum yok. Yani çocuğumuzda çok şükür böyle bir durum yok. O da zaten biliyorsunuz devlet koruması altına alındı. Artık o da bu süreçte bu şekilde devam edecek. Ailesiyle ilgili de dediğim gibi kısa bilgiler verdik sizlere. Yani Bakiye’nin özellikle iki ablası da irtibata geçti benimle. Buradaki olayda gerçekten tabii şunu da ifade etmek gerekiyor. Biz toplumsal olarak çok tepki gösteriyoruz. Özellikle sosyal medyadan bu konularla ilgili yazıp çizen çok sayıda insan da var. Burada sakin olmak gerekiyor. Aileyle ilgili işte bu ablalarla ilgili de bazı bize ulaşan şikayetler oldu. Sosyal medya üzerinden yayılan yalan haberler var. Asılsız iddialar var. Bunların hepsini aslında biz biliyoruz, adaletin işlemesini zorlaştıran hususlar. Yani savcılık dosyaya el koymuş vaziyette. Süreci yürütüyor. Biz Tekirdağ Barosu olarak gözlemlemeye devam ediyoruz. Onu takip etmeye devam ediyoruz. Yani tam bir koordinasyon halindeyiz ve bu konuda tüm herkesin içinin ferah olması gerektiğini söylüyoruz. Aile de zaten yani Bakiye’nin ablası, babası, çocuğu takip ediyorlar. Onun sağlık durumuyla yakından ilgileniyorlar. Bunlar da Bakiye’nin, çocukların ve yetişkinlerin kim suçluysa en ağır ceza alması gerektiğiyle ilgili bizim bu çağrımız bu taleplerimize olumlu yanıt vererek onlar da bizim yanımızda bulunacaklarını ifade ettiler. Baro olarak biz hem yerelde hem ulusal düzeyde bu tür yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmasını, çocuk haklarının daha güçlü bir şekilde korunmasını talep etmeye devam edeceğiz. Toplumun her bir ferdinin haklarını eşit bir şekilde korunması adına üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğimizin kimsenin şüphesi olmadığının altını çiziyorum” şeklinde konuştu.

Tutuklanan 2 çocuğun durumunu anlatan Gürcün, “Bu çocuklar 15 yaşından küçükler. Ve 15 yaşından küçük oldukları için ki ikisi de suça sürüklenen çocuk olduğu için konuşuyorum, bunları zaten Türk Ceza Kanunu 31’inci maddesinin ikinci fıkrasında ne kadar ceza alacakları yazıyor. Yani alacakları ceza zaten yarı oranında indiriliyor veya ağırlaştırılmış müebbetse, müebbet hapse ya da daha az cezalara, o sürede daha düşük cezalara çevriliyor. Bunlar da çocuk ve onların da ceza kanunu kapsamında özel düzenlemeler gereğince yarı oranına kadar cezaları indirilebilen bir süreçten bahsediyoruz. Bu da tabii ki ceza infaz kurumunda geçirecekleri bu süreçleri kişilerin, çocukların etkin bir şekilde devletimizin onları rehabilite etmesi gerektiğini aslında ceza infazının temel amacı biliyorsunuz rehabilite ve toplumu kazandırılmaları olduğunu bir kez daha söylemek gerekiyor. Bu anlamda da Ceza İnfaz Kurumlarımız bu çalışmaları yürütecekler diye düşünüyoruz” dedi.

Görüntü dökümü

———————

-Baro Başkanı Egemen Gürcün’den detaylar

-Gürcün’ün açıklaması

-Toplantıya katılanlar

Haber-Kamera: Mehmet YİRUN-Abdullah YALÇIN/TEKİRDAĞ, (DHA)

========================================

4)BAKAN GÖKTAŞ: NARİN KIZIMIZ DA SILA BEBEK DE BU MİLLETİN, HEPİMİZİN EVLADIDIR

AİLE ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Mersin’de katıldığı programda, “Son günlerde yaşanan ve asla kabul edemeyeceğimiz iki olayla ilgili de gerekli adımları atacağız. Narin kızımız da Sıla bebek de bu milletin, hepimizin evladıdır. Bakanlık olarak, her iki olayla ilgili dava süreçlerine müdahil olacak ve suçluların en ağır cezayı almasının yakından takipçisi olacağızö dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, bir dizi açılış ve programlara katılmak üzere Mersin’e geldi. Bakan Göktaş, ilk olarak Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile Toroslar Çocuk Evleri Sitesi hizmet binası açılış törenine katıldı. Burada konuşan Bakan Göktaş, “Sayın Cumhurbaşkanımızın da dile getirdiği gibi, kimsesizlerin kimsesi olan devletimiz, çeşitli sebeplerle anne ve babasından ayrı düşen çocuklarımızın sığınacağı yegane güvenli limandır. Devletimizin kanatları altındaki çocuklarımız, 85 milyon vatandaşımızın ortak evladıdır. Bu anlayıştan hareketle Bakanlık olarak, temel önceliğimiz, çocuklarımıza güvende yaşayabilecekleri bir aile ortamı sunmaktır. Çocuklar, hepimizin umudu, geleceğimizin teminatıdır. Onlara sağlıklı ve mutlu bir hayat sunmak, en büyük sorumluluklarımızdan biridir. Bu anlamda çocuk evleri sitemizle, çocuklarımızın gelişimlerine katkıda bulunacak, onları hayata hazırlayacak bir ortam sunuyoruz. Büyük bir özenle koruduğumuz evlatlarımızın aile sıcaklığında büyümelerini sağlayarak her birini parlak bir geleceğe hazırlıyoruz” dedi.

Açılışı yapılan çocuk evleri siteleri ile çocukların sosyal çevreden kopmadan büyümelerine imkan sağladıklarını belirten Bakan Göktaş, 13-18 yaş arasında olan 50 çocuğumuza sıcak bir yuvanın kapısını aralıyoruz. Yaklaşık 9 bin metrekareye kurduğumuz bu güvenli alanda, çocuklarımız sosyalleşerek, sanatsal ve sportif faaliyetlerle kaliteli zaman geçirebilecek. Bu kuruluşumuzun yanı sıra Mersin’de 25 çocuk evinde 159 çocuğumuzu, 2 çocuk evleri sitesinde 113 çocuğumuzu himaye ediyoruz. Bunun yanı sıra 1 ihtisaslaştırılmış çocuk evleri sitesinde ise 30 çocuğumuzu ağırlamaya devam ediyoruz. 2012 yılından bugüne kadar Mersin’deki çocuk bakım kurumlarımıza yaklaşık 521,5 milyon lira ödenek ayırarak milletimizin geleceğine en güçlü yatırımı yaptığımıza inanıyoruz. Ben bu anlamda bir yenisini daha eklediğimiz bu kuruluşumuzun Mersin için, Mersin’in çocukları için hayırlı olmasını diliyorumö diye konuştu.

‘SUÇLULARIN EN AĞIR CEZAYI ALMASININ YAKINDAN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’

Türkiye’yi sarsan Narin ve Sıla bebek olayları hakkında konuşan Bakan Göktaş, şunları söyledi:

“Aile odaklı hizmetlerimizden biri olan evde bakım yardımlarımızla, vatandaşlarımıza destek olmaya gayret ediyoruz. Bu kapsamda eylül ayı için toplam 4,9 milyar lira evde bakım yardımını vatandaşlarımızın hesaplarına aktardık. Evde Bakım Yardımı kapsamında her bir hak sahibine aylık 9 bin 77 lira ödeme yapıyoruz. Bugün halihazırda 550 bin vatandaşımız bu yardımdan yararlanıyor. Böylece evlerinde bakılan tam bağımlı vatandaşlarımıza ve ailelerine ekonomik destek sağlamanın ötesinde aile birliğinin korunmasına ve güçlenmesine destek oluyoruz. Bakanlık olarak, engelli vatandaşlarımızın eğitim, sağlık, güvenlik, istihdam gibi temel haklarına tam erişimleri için hak temelli bir bakış açısıyla politikalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Geliştirdiğimiz bütüncül ve adil sosyal hizmet modelleriyle, toplumun her bir ferdine ulaşmayı sürdüreceğiz. En büyük zenginliğimiz olan çocuklarımızın geleceği için bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz. Onların yaşama sevinci, neşesi, gözlerindeki ışık hiç solmasın istiyoruz. Bu anlamda çocuklarımızın hayallerinin gerçekleşmesi için hayatlarının her aşamasında onların elinden tutmaya devam edeceğiz. Çünkü biz çocuklarımızı insanlığın en değerli hazinesi olarak görüyoruz. Bu noktada çocuklarımızın can güvenliğini tehdit eden hiçbir duruma sessiz kalmayacağımızı özellikle belirtmek isterim. Son günlerde yaşanan ve asla kabul edemeyeceğimiz iki olayla ilgili de gerekli adımları atacağız. Narin kızımız da Sıla bebek de bu milletin, hepimizin evladıdır. Bakanlık olarak, her iki olayla ilgili dava süreçlerine müdahil olacak ve suçluların en ağır cezayı almasının yakından takipçisi olacağız.”

Konuşmaların ardından Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü binası açıldı.

‘MERSİN’E 210 MİLYAR 408 MİLYON LİRALIK YATIRIM GERÇEKLEŞTİRDİK’

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Mersin’de AK Parti il ve ilçe teşkilatları ile bir araya geldi. İl başkanlığında gerçekleştirilen buluşmada konuşan Bakan Göktaş, “İktidarda olduğumuz 23 yıllık süre zarfında AK Partimiz insanı merkeze alan bir anlayışla hareket etti, politika üretti. Hizmet siyaseti dedi, hiçbir ayrım gözetmeden vatandaşlarımızın talep ve beklentilerini karşılayacak şekilde 81 ilimizin tamamına hizmet götürdü. Eser siyaseti dedi, hayata geçirdiği yatırımlarla 85 milyon vatandaşımız için Türkiye’nin dört bir yanında yaşam kalitesini yükseltecek eserler kazandırdı. AK Parti, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin makus talihini değiştiren tarihi bir dönüşüme, gelişime imza attı. Kökü asırlar öncesine dayanan medeniyet değerlerimizden aldığı güçle belirlediğimiz büyük hedeflere doğru başarılı adımlar attı. Edirne’den Kars’a, Sinop’tan Mersin’e, 7 bölgede, 81 ilimizde adeta bir kalkınma seferberliği gerçekleştirdi. Bu süreçte AK Parti olarak, hep beraber unutulmaz başarılara ulaştık. Mersinimiz de ülkemizin önde gelen üretim ve turizm merkezlerinden biri olarak bu başarıdan pay aldı. Bugün uluslararası limanlarımızdan biri olan Mersin limanı ile Akdeniz ticaret yollarında etkili bir konumdayız. Bu anlamda Türkiye için vazgeçilmez bir değer taşıyan Mersin için, bugüne kadar 210 milyar 408 milyon liralık yatırım gerçekleştirdik. Bu kapsamda aile ve sosyal hizmetler alanında ise 25 milyar liralık yatırım ve destek sağladık” dedi.

‘MERSİNLİLERİN YAŞAM KALİTESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ’

Mersin’de hayata geçirilen 9 sosyal hizmet merkeziyle tüm hizmetleri tek çatı altında ulaşılabilir kıldıklarını dile getiren Bakan Göktaş, “Merkezlerimizle, 2017 yılından bugüne kadar toplam 279 bin 293 haneye ulaştık. Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını yerinde görüp karşılamak için çalıştık. Ailelerin daha güçlü bir zemin üzerinde kurulması için hizmet modelleri geliştirdik. 2013 yılından itibaren evlilik öncesi eğitim programımızla 28 bin 456 kişiye, aile eğitim programımızla 145 bin 346 kişiye eğitim verdik. 2 bin 530 vatandaşımıza aile danışmanlığı hizmeti sunduk. Çocuklar için sunduğumuz kurum bakım hizmetlerimizi geliştirdik. Mersin’de 25 çocuk evinde 159 çocuğumuz ile 2 çocuk evleri sitesinde 113 çocuğumuza korumaya devam ediyoruz. Kurum bakımlarımızdaki çocuklarımız için, 2012 yılından bugüne kadar yaklaşık 521,5 milyon lira ödenek ayırdık. Kadın üretimini teşvik etmek amacıyla 16 kadın kooperatifi kurulmasına öncülük ettik. Yaşlı ve engelliler için kurum ve evde bakım imkanlarımız ile hizmet çeşitliliğimizi artırdık. Bu kapsamda 2 huzurevi ile yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezinde 150 yaşlının, 6 özel huzurevinde 285 yaşlının yaşamını kolaylaştıran destekler veriyoruz. 1 bakım ve rehabilitasyon merkezimizde 90 engelli bireye, 10 özel engelli bakım merkezinde ise 820 engelli bireye hizmet sunuyoruz. Kurum bakımlarımızla birlikte 17 bin 482 kişinin evde bakım yardımından faydalanmasını sağlıyoruz. Ayrıca şehrimizde bulunan 14 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımız aracılığıyla ihtiyaç duyan vatandaşlarımızın yanında oluyoruz. Sosyal yardımlarımız ile yalnızca bu sene ocak-temmuz ayları arasında 146 bin 862 hane için 4,68 milyar lira ödenek ayırdık. Mersin’e 2003-2024 yılları arasında yaklaşık 20,75 milyar lira sosyal yardım kaynağı aktardık. Şu an sosyal hizmet merkezleri, çocuk evleri ve çocuk sitelerine, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinden engelsiz yaşam merkezlerine kadar toplam 70 kurumumuz ile Mersinlilerin yaşam kalitesi için çalışıyoruz” diye konuştu. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————

-Buluşmanın yapıldığı salon

-Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş’ın açıklamaları

Haber-Kamera: Mustafa ERCAN- Soner ADYIN/MERSİN, (DHA)

=======================

5)ÖZGÜR ÖZEL: SEÇİM ZAMANI SUSTURDULAR, ŞİMDİ KONUŞUYOR

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Seçim zamanı susturdular. Ağzını kapattılar. ‘4 vekil al otur aşağı’ dediler. Seçimde sustu, şimdi konuşuyor. Diyor ki; ‘Biz anayasanın 4’üncü maddesine karşıyız.’ Benim HÜDAPAR’a sözüm yok. Mikroba sen niye hastalık yapıyorsun diye hesap soramazsın. Mikrop mikroptur. Ama milliyetçi muhafazakarım diyenler, hele hele Tayyip Bey’in sağ kolunda HÜDAPAR, öbür kolunda Devlet Bahçeli var. Devlet Bahçeli’ye soruyorum. Sen bu HÜDAPAR’a ne diyorsun Devlet Bey? Kimler kimlerle beraberö dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin belediyelerini ziyaret etmek üzere Balıkesir’e geldi. Özel’in ilk durağı Susurluk oldu. Susurluk Belediye Başkanı Hakan Yıldırım Semizel’i makamında ziyaret eden Özel’e, CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin de eşlik etti. Semizel’den çalışmalarla ilgili bilgi alan Özel, daha sonra belediye binası önünde nokta miting düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Özgür Özel, şunları söyledi:

“CHP’li belediye başkanları işini, görevini yapıyor ama bu millet bir tek belediye başkanlarına vazife vermedi. 2024’te bize vazife verdi. Ama 2023’te Sayın Erdoğan’a, Recep Tayyip Erdoğan’a vazife verdi. O geldiğinde sorunları bildiğini, çözeceğini söyledi. Tabii temiz, dürüst bir kampanya yürütmek yerine bir karalama kampanyası yürüttüler. Hakaretlerle, iftiralarla maalesef bir grup seçmenin kafasını karıştırmak için çok gayret sarf ettiler. Ve insanlara şöyle dediler, ‘Açsın, yoksulsun, işsizsin, güvencesizsin ama tehlike büyük, oyu bize vermelisin. Yoksa bayrağı indirecekler. Yoksa ezanı dindirecekler. Yoksa vatanı böldürecekler.’ Millet bütün zorluklarına rağmen, kimi de bunlara kanarak son bir kez oy verdi. Şimdi iki şey görünüyor. Vallahi ezanı dindirecekler diyorlardı, Cumhuriyet Halk Partili belediyeler köyde eksik olan camiyi yapıyor. Kiminin açılışına gidiyorum kiminin temel atışına gidiyorum. Milletvekillerimiz, müezzinlerin, imamların promosyon haklarını vermediler. Ben uğraşıyorum. Şimdi milletvekillerimiz uğraşıyor. Diyanet-Sen Sendikası, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yöneticiler gelip dosya veriyorlar, ‘Derdimizi siz söyleyince sesimiz duyuluyor’ diyorlar. Şu mübarek caminin müezzinin, bu caminin imamının hakkını savunmak da Cumhuriyet Halk Partisi’nin boynunun borcudur. Çünkü bu parti yüzyıl önce, diyorlar ya ‘Ezanı susturacaklar’, ey kendini bilmezler, ezanı susturmuştu Yunanlılar, susturmuştu Fransızlar, İtalyanlar, işgal kuvvetleri. Bu partiyi kuranlar, bu ezanı tekrar okuttular. ‘Vatanı böldürecek’ diyorlar. Hepimizin dedeleri kol kola, koyun koyuna yatıyor Conkbayırı’nda. Koyun koyuna yatıyor İnönü’de, Sakarya’da. Koyun koyuna yatıyorlar her tarafta. Burası Kuvayımilliye’nin kenti. İlk kurşunu atan da son kurşunu atan da Balıkesir’den, söylüyorum ki, CHP varken kimse bu vatanı bölemez.ö

‘BENİM HÜDAPAR’A SÖZÜM YOK, MİKROP MİKROPTUR’

Eleştirilerini, anayasanın 4’üncü maddesine karşı olduklarını açıklayan HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu üzerinden sürdüren Özel, “Maalesef 3 oy uğruna, 5 oy uğruna olmadık işler yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Şimdi bedeli ödenmeye başlandı. Efendim, onunla ittifak, bununla ittifak. En güzel ittifak, bizim ittifak. Milletle yaptığımız ittifak. Türkiye ittifakı, ay yıldızlı al bayraktan renklerini alan Türkiye ittifakı. Ama bir tarafta Cumhur İttifakı var. Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinden bir tanesi de HÜDAPAR. Kim Hüdapar? Hüdapar, ‘Kadınları sokak hayvanları gibi sahipsiz bırakmayın. Birine sahiplendirelim’ diyen HÜDAPAR. Kadının seçme seçilme hakkına karşı çıkan HÜDAPAR. Domuz bağcıları avukat tutup savunan, sonra partisine kaydeden ve onları Tayyip Erdoğan’la ittifak şartıyla affettiren HÜDAPAR. Şimdi çıkmış diyor ki; ‘Anayasanın ilk 4 maddesine karşıyız’ diyordu. Tüzüğünde yazıyor, programında yazıyor, seçim vaatlerinde yazıyor. Şimdi seçim zamanı susturdular. Ağzını kapattılar. ‘4 vekil al otur aşağı’ dediler. Seçimde sustu, şimdi konuşuyor. Diyor ki, ‘Biz anayasanın 4’üncü maddesine karşıyız.’ Neymiş 4’üncü maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nitelikleri, bayrağı, İstiklal Marşı ve başkentidir. Atatürk yapmış Ankara’yı başkent, Ankara’nın başkent olmasına karşılar. Şehit kanlarıyla sulanmış bayraktan alıyor renklerini bayrağımız, alıyor şehitten. Bayrağa karşılar. İstiklal Marşı yazılmış, hep bir ağızdan okuyoruz. İstiklal Marşı’na karşılar. Türkiye Cumhuriyeti diyoruz, cumhuriyete karşılar. Benim HÜDAPAR’a sözüm yok. Mikroba sen niye hastalık yapıyorsun diye hesap soramazsın. Mikrop mikroptur. Ama milliyetçi muhafazakarım diyenler, hele hele Tayyip Bey’in sağ kolunda HÜDAPAR, öbür kolunda Devlet Bahçeli var. Devlet Bahçeli’ye soruyorum. Sen bu HÜDAPAR’a ne diyorsun Devlet Bey? Kimler kimlerle beraber, kimler kimlerle beraber. O yüzden oy toplarken vatan, millet, bayrak, ezan deyip milli duyguları, dini duyguları sömürenler, milletin bayrağına, İstiklal Marşı’na karşı olanlara, Anıtkabir’in bulunduğu Ankara’nın başkenti olmasına karşı olanlara yüz veriyorlar, sırt sıvazlıyorlar. Artık takke düştü, kel göründü. Halep oradaysa arşın buradadır. Bu milletin birliğinin, beraberliğinin, bayrağının garantisi Cumhuriyet Halk Partisi’dirö ifadelerini kullandı.

‘TARAFSIZ OLSA MECLİS’TE TARAFSIZ OLUR’

Gazze’de İsrail askerleri tarafından vurulan aktivist Ayşenur Ezgi Eygi’nin Didim’deki cenaze törenine değinen Özgür Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Cenazeye 5 bakanla geldiler. Hepsinden Allah razı olsun. Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Meclis Başkanı ile geldiler. Memnun olduk. Dedik ki birlik beraberlik olsun. Filistin için hep beraber duralım. Efendim bir baktık bir kürsü kurmuşlar. Kim konuşacak? Cumhurbaşkanı Yardımcısı. Ya başka kim? Meclis Başkanı. Başka? Başka yok. Bizim evladımız Türkiye’ye mal olmuş, bizim mücadelemiz Türkiye’nin mücadelesi olmuş. Bu beraberliği biz önemserken orada çıkıp siyaset yapmaya kalktılar. Burada ilçe örgütümüzün şahsında Didim örgütümüze selam olsun. O siyasetçiliğe, oradaki o siyasi cambazlığa izin vermediler. O kürsüyü oraya kurdurtmadılar. Ama bunlarda oyun biter mi? En içime dokunan o. Oturduk namazı kıldık, duamızı ettik. Tam cenazeyi, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı, ‘Efendim sözü Meclis Başkanımıza vereyim’. Ben bunu önceden duydum, aradım, dedim ‘Böyle numaralara kalkmayın, haksızlık yapmayın. Şehit cenazesinde ikilik çıkartmayın. Tayyip Bey’in yaptığı gibi bir elinde tabut, bir elinde mikrofon siyaset yapmayın. Ayşenur Ezgi sol sosyalist düşüncede bir evladımızdır. Demiyoruz ki cenaze bizim, diyoruz ki hepimizin. Ama sen kim oluyorsun bunu yapıyorsun? Halledeceğim efendim, öyle yapacağız efendim. Din görevlisine oldubitti yaptırıp, alet edip oradan mikrofonu alıp 1 saat orada yine güya tarafsızmış gibi, tarafsız olsa Meclis’te tarafsız olur. Didim’de cenazede tarafsız, hepimiz adına beyefendi konuşacak, Ankara’ya gidince Tayyip Bey’in emrinden çıkmayacak. Olmaz olsun öyle tarafsızlık. Olmaz olsun. Sonra söyleyeceğimi söyledim. ‘Ayıp ettiniz’ dedim. ‘Yazık ettiniz’ dedim. ‘Bu yaptığınız gerçekten Filistin davasına sahip çıkmak değil’ dedim. Ve ‘Din görevlisini bu işe alet etme’ dedim. Hıh diyemediler, omzumuzu sevdiler, kalkıp gittiler. Ama ne oldu, kamu vicdanında mahkum oldular. Herkes, herkes Meclis Başkanı’nı ayıplıyor, o yapılanı işi ayıplıyor.”

‘ÖNCE SİZİN İKTİDARINIZI YOLLAYACAĞIZ, SONRA SURİYELİLERİ GÖNDERECEĞİZ’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın dün yaptığı Kocaeli ziyaretine değinen Özgür Özel, “Bilal Erdoğan, hafta sonu mesai yaptı. Gezdi, dolaştı, konuştu. Bakın, Bilal Erdoğan sahaya indiyse 2 şey vardır. Bir, AK Parti’de işler yolunda gitmiyordur. İki, sonuç beklediklerinden de kötü olacaktır emin olun. Nereden biliyorum, 2019 yerel seçimleri. Ekrem İmamoğlu birinci seçimi kazanmış, hazmedememişler ikinci seçime ülkeyi götürmüşler. Bilal Erdoğan Fatih’te geziyor. Bilal Erdoğan, Bakırköy’de, Bilal Erdoğan Eyüpsultan’daö diye konuştu.

Özgür Özel, Bila Erdoğan’ın Suriyelilerin suç oranının Türklere göre daha düşük olduğunu söylediğini belirterek, “Bilal Bey, sen Suriyelileri burada tut. Biz önce sizin iktidarınızı yollayacağız. Sonra da Suriyelileri memleketine yollayacağızö ifadelerini kullandı.

Bilal Erdoğan’ın ‘EYT çok büyük bir hataydı. Muhalefet bize EYT’yi dayattı. Karşı çıkamadık, Emeklilikte Yaşa Takılanları emekli ettik, çok yanlış yaptık. Yattığı yerden para almak yok’ dediğini belirten Özel, “Bak sen, dünya kadar Suriyeli yattığı yerden para alacak buna alkış tutacaksın. Şurada işsiz güçsüz, ‘Ya iş ver veremem yaşlandın, emekli olayım, olamazsın çok gençsin’, insanlar perişan oluyordu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin gayretleriyle birer maaş bağlandı. O da 10 bin lira bağlandıö dedi.

‘AK PARTİ’NİN AKBABALARINI ORADAN UZAKLAŞTIRACAĞIZ’

Susurluk’un ardından, Manyas Belediye Başkanı Ahmet Duru’yu makamında ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, burada gazetecilere açıklamalarda bulundu. Kırşehir Seyfe Gölü’nde koruma alanının daraltılıp, altın arama alanı yapılmasını eleştiren Özel, “Maalesef büyük bir üzüntü içindeyiz. Hukukçu arkadaşlarımıza söyledik. Milletvekili arkadaşlarımızdan hukukçu olanlar ve partimizin hukukçuları, bu karara karşı hızlı bir hazırlık yapıyoruz. Bu Cumhurbaşkanı kararıyla ilişkin olarak, kapsamına bakarak, Anayasa Mahkemesi ve özellikle Danıştay’da, Bölge İdare Mahkemesi’nde hızlı bir aksiyon alacağız. Flamingoların gittiği yere akbabalar üşüşmeye kalkıyor. Seyfe Gölü, flamingolar için güvenli ve hem üreme hem konaklama alanıyken, orayı akbabalara, AK Parti’nin akbabalarına bırakmayacağız. Bunu hepsi bilsinler. Gölü koruyamadıkları gibi, oradaki kuş cennetini koruyamadıkları gibi, kendileri yüzünden yaşanan daralmayı, hemen koruma alanı dışına çıkarıp, orayı altın arama alanına çeviriyorlar. Burada gerçekten kötü niyetten fazlası var. Burada gerçek tarafsız bir mahkeme, bu kararı alanları, aldıranları, orada altın arayanları vatana ihanetle yargılamalı. Olacak bir iş değil. Biz var gücümüzle karşı çıkacağız. Ülkenin ana muhalefet partisi olmanın sorumluluğuyla takip edeceğiz. En kısa zamanda da bu konuda elimizden gelen tüm çabayı sarf ettiğimizi insanlar görecekler. Burası da kuş cenneti. Buradan, Manyas’tan Seyfe’ye bir selam gönderiyoruz ve oradaki akbabaları, AK Parti’nin akbabalarını oradan uzaklaştıracağız. Elimizden geleni yapacağız” dedi.

‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’Nİ CHP’Lİ CUMHURBAŞKANI YÖNETECEK’

Manyas Belediyesi’nin balkonundan kendisini bekleyenlere seslenen Özgür Özel, “Zorlu bir seçim sürecinde yüzde 46 gibi bir oyla Manyas’ı yeniden Cumhuriyet Halk Partisi kazandı. Bunun önemli bir özelliği var. Bundan önce Manyas bizdeydi ama Büyükşehir bizde değildi. Büyükşehir olmayınca ve 2014’ten beri, Büyükşehir Yasası’nın, Büyükşehir’e verdiği yetkilerle ilçe belediyesinin imkan ve kabiliyetleri çok zayıftı. Halen zayıf ama Ahmet Akın’ın Büyükşehir Belediye Başkanı olmasıyla, ilçe belediyesiyle uyumlu çalışmalarıyla işte şimdi kırsal mahallelerde, eski adıyla köylerde artık Manyas çok daha iyi hizmet alacak. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ama Manyas’ın sorunu, iktidarın Manyas’ı gözden çıkarmış olması. Burayı ikinci sınıf bir ilçe olarak görüyor olması. Maalesef Manyas’ın hem siyasi tercihlerinden dolayı hem de iktidarın bakış açısından dolayı buraya bir ihmal etme, bir hor görme anlayışı var. Biz bunu büyükşehir belediyesi yetkileri dahilinde elimizden geldiği kadar açacağız. Burada nüfus 18-19 bin. Bandırma’da yaşıyor, elli bin tane Manyaslı. Manyas devamlı dışarıya göç veriyor. Oysaki burasının bir cazibe merkezi haline gelmesi lazım. Kuş Cenneti var, aynı ismi taşıyor. Sınırlarımızın dışında ve bundan yerli turizm anlamında da uluslararası turizm anlamında da istifade edemiyoruz. Ama şuna inanıyorum. Yapılacak ilk seçimlerde artık Manyas yerelde nasıl uzun yıllardır CHP’den vazgeçmediyse, başkalarına inat o Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki tutumunu sürdürüp Büyükşehir’i de Cumhuriyet Halk Partili yaptıysak, bundan sonraki ilk seçimlerde de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de bir Cumhuriyet Halk Partili cumhurbaşkanı yönetecek” diye konuştu.

‘BUGÜN İKTİDARA DÜNDEN DAHA YAKINIZ’

CHP’nin anketlerde birinci parti olduğunu söyleyen Özel, “Bundan sonraki süreçte her gün biraz daha heyecanlıyız. Çünkü bugünün dünden farkı ne? Bugün iktidara dünden daha yakınız. Yarının bugünden güzelliğine yarın daha da yakın olacağız. Her gün bir bir iktidar yürüyüşümüz adım adım, gün gün ilerliyor. Parti kurulduğu gün Türkiye’nin birinci partisiydi. Son seçimlerde Türkiye’nin birinci partisi oldu. Bütün anketlerde Türkiye’nin birinci partisi. Göreceksiniz nasıl geçen seçim söz verdim kurultayda, dedim ki, ‘Ecevit’in yaptığı gibi 70’lerde girdiği iki yerel iki genel seçimden partiyi birinci parti çıkardı’. İlk yerel seçim bitti. Dediğim gibi gece 12.30’da çıktık partiyi gösterdik, söz verdiğimiz gibi ışıklar ışıl ışıl yanıyordu. Sabaha kadar bu partinin 973 ilçesinde ışıklar yandı. Gelecek seçimde de sabaha kadar o ışıklar yanacak. Cumhuriyet Halk Partisi gelecek seçimlerde de Türkiye’nin birinci partisi olacak. Buna yürekten inanıyorum. Hepinizin inanmasını istiyorum. Bunun önüne kim engel olabilir? Vallahi ne Tayyip Bey olabilir, ne Devlet Bey olabilir, ne geçmişleri karanlık, bugün söyledikleri bulanık, anayasanın ilk 4 maddesine karşı çıkan HÜDAPAR’lı, geçmişin Hizbullahçı domuz bağcıları olabilir” ifadelerini kullandı.

‘SORUN ÇIKARANLA BENİM SORUNUM VAR’

Partililere birlik ve beraberlik çağrısı yapan Özgür Özel, “Bu yol yürüyüşümüze engel olamazlar. Bizim yol yürüyüşümüzde bize zorluk çıkaracak şey, Cumhuriyet Halk Partililerin birbiriyle iyi geçinmemesi olur. Sözüm meclisten dışarı, meydandan dışarı ama ilçeyle belediye, ilçeyle il, ilçe belediyesiyle büyükşehir, etle tırnak gibi, bir elmanın iki yarısı gibi olacak. Sorun çıkaranla benim sorunum var. Sorun çıkarmayan başımın üstünde. Çünkü hep birlikte bir tane sorumluluğumuz var, bu partiyi iktidar yapmak. Onu yapana kadar çalışacağız hep birlikte. Yaptıktan sonra duracak mıyız, hayır” dedi.

‘SENEYE KASIMDA ERKEN SEÇİMDEN KAÇAMAZLAR’

Enflasyon rakamlarını eleştiren ve 2025 Kasım’da erken seçim olacağını öne süren Özel, şöyle konuştu: “Bakın Tayyip Bey, 2017’de dedi ki, ‘Enflasyonun tek haneye indireceğim’. Aldı, yüzde 12’deki enflasyonu kendi hesabıyla yüzde 68’lere çıkardı. ‘Büyük krizler sonucunda, enkaz devraldım’ diyordu. Ecevit, 29’da verdi. Bugün enflasyon 59. Yüzde 85’leri gördü. TÜİK’e göre gördü. Tayyip’i Üzmeyen İstatistik Kurumu’nun baş harfleri. Gerçekte yüzde 125 enflasyonları gördü. Enflasyonu düşürmek de, maaşları yükseltmek de, fiyatları düşürmek de, sizin alım gücünüzü artırmak da, emekliyi insanca bir emeklilikte yaşatmak da asgari ücrete evrensel standartlarda bir kazanç getirecek maaş haline getirmek de, ürünlere en uygun taban fiyatı vermek de, şeker fabrikalarından tutun, bunların göz diktiği bütün varlıkları korumak da, bu devletin yapması gereken her şeyi yapmasını, vatandaşına sahip çıkmasını, bu ülkenin zengin bir ülke haline gelmesini sağlamak da Cumhuriyet Halk Partisi’nin boynunun borcudur. Çünkü bütün dertlerin var bir çaresi, onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi. Bunun için birbirinize sahip çıkın. Buraya gelenler kadar, gelmeyenler bizim için kıymetlidir. AK Parti’liyi, MHP’liyi kenarda dışarıda bırakmayın. Onlar da bıktı, bıçak kemiğe dayandı. Artık oy vermeyecekler. Bir kısmı vermedi, bize verdi. Hepiniz biliyorsunuz. Bir kısmı sandığa gitmedi. Ama yıldı hepsi, yıldı. Kimse fakirliğe oy vermez. Kimse yoksulluğa, işsizliğe oy vermez. O insanlara hep birlikte sahip çıkacağız ama itmeyin, koluna girin. ‘Biz iktidar olduk mu, kimseyle derdimiz yok. Teminatı benim komşu’ deyin. ‘Uzak durma’ deyin. Geleni partiye getirin, gelmeyeni evinde ziyaret edin. Tarlasında ziyaret edin. Kahvede yanına oturun. Domino oynarken onu izleyin. Ama ikna edin ve artık bu iktidardan kaçışı hızla devam ettirelim. Bu gidişle olursa 1 seneyi geçmeden, 1 seneyi biraz geçe seneye kasımda bir erken seçimden kaçamazlar.”

’31 MART’TA İKTİDARA SARI KART GÖSTERDİLER’

Manyas ziyaretinin ardından Gönen’e gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Belediye Başkanı İbrahim Palaz’ı makamında ziyaret etti. Özel’in ziyaretine Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın da eşlik etti. Belediyenin çalışmaları hakkında bilgi alan Özgür Özel, belediye binası önünde kurulan kürsüden kendisini bekleyenlere seslendi. Ekonomi yönetimini eleştiren ve ’31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri’ni hatırlatan Özel, “Tayyip Bey’e 31 Mart’ta dedim ki ben, AK Parti’liler, MHP’liler oy verir. Bu genel seçim değil, yerel seçim. Bu kırmızı kart değil, sarı kart. Sesinizi duyurun. Bir de böyle belediye başkanlarını seçin. Seçtiyseniz devam ettirin. Sağ olsunlar oy verdiler. Tayyip Bey’e 31 Mart’ta dedim, eğer ben 31 Mart seçimini kendime, partime sadece CHP’ye mal edersem yanlış yaparım. 31 Mart’ta ne dedik, ‘Türkiye ittifakı dedik, bütün demokratlar gelsin dedik. Sosyal demokratların koluna muhafazakar demokratlar, öbür koluna milliyetçi demokratlar, Kürt demokratlar gelsin. Yeter ki vatanını, milletini, bayrağını, Atatürk’ünü sevsin, gelsin bizimle olsun’ dedik. Geldiler, bizimle birlikte oldular. Bu iktidara sarı kartı gösterdiler. Ondan sonra dedim ki, ‘Bak hemen seçim çağrısı yapmayacağım. Bu seçim sonucunu kendime mal edip, gel erken seçim demeyeceğim. Ama milletin sesini duy, duy. Bu meydanları emekliler dolduruyor. 10 bin liraya geçim olmaz’ dedik. ‘Bu milletin sesini duy, bu meydanları asgari ücretliler dolduruyor, 17 bin liraya geçinemiyorlar. Kira mı ödesin, çocuk mu okutsun, karın mı doyursun, üstüne kıyafet mi alsın? Bu maaşa olmaz’. Geçim var mı? Geçim yoksa seçim var kardeşim. Seçim var. Seçim sandığı. Başka çaresi yok” dedi.

Seneye kasımda seçimle iktidarı değiştireceklerini söyleyen Özel, “Türkiye’nin dört bir yanını geziyorum. Kimse geçinemiyor. Bu şartlar altında kaçamazsınız. Kaçıyorlar mı, vallahi kaçıyorlar. Halep oradaysa arşın burada, seneye kasımda sandığı getirecek, iktidarı değiştireceğiz. Başka çaresi yok. Başka lamı, cimi yokö diye konuştu. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————–

-CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in konuşmaları (canlı)

Haber-Kamera: Mehmet İNAN-Yiğithan HÜYÜK/MANYAS (Balıkesir), (DHA)

======================================================

6)KAVGAYI AYIRMAK İSTERKEN ŞEHİT OLAN POLİS MEMURU, KABRİ BAŞINDA ANILDI

KAYSERİ’de, kıraathanedeki kavgaya müdahale ettiği sırada pompalı tüfekle vurulup 34 gün sonra şehit olan polis memuru Murat Akpınar (37), 1’inci yıl dönümünde mezarı başında anıldı. Şehidin 3 yaşındaki oğlu Çınar, babasının mezarından aldığı toprağı, oyuncak kepçesine doldurarak oynadı.

Olay, geçen yıl 13 Ağustos’ta saat 19.00 sıralarında Kocasinan ilçesi Sanayi Mahallesi Serdarlı Sokak’ta meydana geldi. Adnan ve Muhammet Tosun kardeşler, Mehmet ve Mustafa Coşkun kardeşlerin bulunduğu kıraathaneye geldi. İki grup arasında borç meselesi yüzünden çıkan tartışma, silahlı kavgaya dönüştü. Bu sırada devriye görevi yapan polis ekipleri, kavgaya müdahale edip tarafları ayırmaya çalıştı. Pompalı tüfekle ateş eden Adnan Tosun, polis memuru Murat Akpınar’ı göğsünden, Mustafa Coşkun’u ise kolundan yaralayıp, kaçtı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Durumu ağır olan Akpınar ve Coşkun, ilk müdahalelerinin ardından Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Şüphelilerden Adnan Tosun polisin takibiyle, Muhammet Tosun ise saklandığı Kocasinan ilçesi Yenişehir Mahallesi’ndeki adreste yakalandı. İki kardeşe yardım ettiği belirlenen Celil T., Halil T. ve Hakan T. de gözaltına alındı. Şüphelilerden Adnan Tosun tutuklandı, diğerleri ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Polis memuru Murat Akpınar hastanede 34 gün sonra, 16 Eylül’de şehit oldu.

Polis memuru Murat Akpınar için, şehadetinin 1’inci yıl dönümünde anma töreni düzenlendi. Asri Mezarlık’taki Polis Şehitliği’nde düzenlenen programa, şehidin babası Mustafa, eşi Demet ile polis kıyafetleri giydirilen çocukları Çınar ve Murat Akpınar, İl Emniyet Müdürü Atanur Aydın, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Kayseri Şube Başkanı Ali Yavuz ve şehidin yakınları katıldı. Kur-an’ı Kerim okunmasının ardından İl Emniyet Müdürü Aydın, aileye baş sağlığı diledi. Şehidin 3 yaşındaki oğlu Çınar, oyuncak kepçesi ile kamyonuna, babasının mezarından aldığı toprağı doldurarak oynadı.

‘BAŞKALARININ ÇOCUKLARI ŞEHİT OLMASIN’

Şehidin babası Mustafa Akpınar, “İnsan, bir baba olarak ne hisseder? Ömür boyu unutamayacağımız bir şey oldu. Kayseri’de, hain bir gangsterin yüzünden oğlum şehit oldu. 34 gün hastanede kaldıktan sonra şehit oldu. Allah, onların belalarını versin. Hükümetimizden, emniyetimizden ve güvenlik güçlerimizden, bu gibi insanların içeriye tıkılıp da sonradan salıverilmesini istemiyoruz. Benim çocuğum şehit oldu. Başkalarının çocukları şehit olmasın. Tek dileğimiz bu. Şehit ailelerine de başsağlığı diliyorum. Allah, emniyetimize, polis teşkilatımıza ve ailelerine böyle acılar göstermesin” dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————-

-Anma programından görüntü

-Dua okunmasından görüntü

-Şehidin oğlu Çınar’ın kepçe ile oynamasından görüntü

-Şehidin babası Mustafa Akpınar’ın konuşması

Haber-Kamera: Furkan KAVUKLU/KAYSERİ, (DHA)

========================================================

7)ÇANAKKALE’DE 109 YILLIK 18 TOP MERMİSİ BULUNDU

ÇANAKKALE Savaşları’nın yaşandığı Gelibolu Yarımadası’nın Eceabat ilçesinde, 109 yıllık, patlamamış 18 top mermisi bulundu. Topların Türk tarafının kullandığı Krupp marka toplara mı yoksa Avusturya- Macaristan’dan yarımadaya ulaşan obüs bataryalarına mı ait olduğu yapılacak araştırmayla netleşecek.

Dünyanın en kanlı savaşlarından olan Çanakkale Savaşı’nın yaşandığı Gelibolu Yarımadası’nda 109 yıl geçmesine rağmen savaşın izleri gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Eceabat ilçesine bağlı Büyükanafarta köyü yakınlarında bir köylünün köpeğinin doğum yaptığı yerden yavruları almak için gittiği arazide top mermisi buldu. İhbar üzerine gelen Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı ve jandarma ekipleri, bölgede güvenlik önlemi aldı. Alan Başkanlığı’na bağlı ekipler tarafından bölgede yapılan kazı çalışmalarında 150 milimetre çapında, patlamamış18 top mermisi tespit edildi.

Bölgede kazı çalışmalarının devam ettiğine dikkati çeken Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Müzeler Koordinatörü Mert Çatalbaş, “Çanakkale Tarihi Alanı dünyanın en iyi korunan savaş mahallerine sahip ve bu alanlarda halen 109 yıl önce yaşanan çarpışmalardan kalan savaş buluntularına çokça rastlamak mümkün. Bu topraklara maneviyat kazandıran da bu özelliği. Bu kalıntılar bazen arkeolojik araştırmalarda bazen de rastlantısal olarak karşımıza çıkabiliyor. Bugün Büyükanafarta köyünde ortaya çıkarılan top mermileri de bunlardan bazıları. Bir vatandaşımızın haber vermesi ile direkt Jandarma Patlayıcı Madde İmha Timleri ekipleri ile birlikte bölgeye intikal ettik. Gerekli önlemleri aldıktan sonra dedektör taraması ile daha fazla top mermisi olup olmadığını kontrol ettik” dedi.

‘KAZI ÇALIŞMALARI 10 GÜN KADAR SÜREBİLİR’

Sahada görünür durumda 150 milimetrelik 18 top mermisi tespit ettiklerini belirten Çatalbaş, “Topların Türk tarafının kullandığı Krupp marka toplara mı yoksa Avusturya- Macaristan’dan kasım ayında yarımadaya ulaşan obüs bataryalarına mı ait olduğu yapılacak araştırmalarla netleşecektir. Alanın temizliğinin ardından mermilerin tam sayılarının tespiti ve güvenli bir şekilde kaldırılması için kazı çalışmaları 10 gün kadar sürebilir. Başkanlığımız kurulduktan sonra imha edilen tehlike arz eden top mermilerinin sayısı 60’a yaklaştı. Bu konuda il ve ilçe jandarma PAMİT ekiplerine de teşekkür etmek gerekiyor. Vatandaşlarımızın da artık bu konu hakkında bilinçlendiğini ve herhangi bir kazaya mahal vermediğini görmek sevindirici” diye konuştu.

13’Ü İHMA EDİLDİ

Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Gelibolu Yarımadası’nın Eceabat ilçesinde bulunan 109 yıllık, patlamamış 18 top mermisinden 13’ü Beşyol köyü yakınlarında güvenlik önlemi alınıp imha edildi. Diğer 5 top mermisinin ise incelemesinin sürdüğü bildirildi. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————-

-Top mermilerinin bulunduğu yerden genel görüntü

-Top mermilerinden görüntü

-Top mermileri üzerinde yapılan çalışmalardan görüntü

-Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Müzeler Koordinatörü Mert Çatalbaş ile röp.

-Top mermilerin imha edilmesinden görüntü

-Top mermilerinin imha edilmesinden dron görüntüsü

Haber-Kamera: Nazif Cemhan ŞEN / ÇANAKKALE, (DHA)

========================================================

8)KARABÜK’TE ORMAN YANGINI KISA SÜREDE SÖNDÜRÜLDÜ

KARABÜK’te ormanda çıkan yangın ekiplerin müdahalesinin ardından kısa sürede kontrol altına alınarak büyümeden söndürüldü.

Yangın, saat 13.40 sıralarında Yeşilköy köyü ile Yeşil Mücavir Mahallesi arasında kalan ormanda meydana geldi. Ormandan dumanların yükselmesinin ardından bölgeye itfaiye ve Orman Bölge Müdürlüğü’nden arazözler sevk edildi. 6 arasöz ,2 su tankeri, 5 ilk müdahale aracı, 2 itfaiye aracı ve 55 personel ile müdahale edilen yangın kısa sürede kontrol altına alındı. Ekiplerin yangın bölgesindeki soğutma çalışmaları devam ediyor. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————-

-Orman yangınından detaylar

HABER:Murat ÖZELCİ/KARABÜK(DHA)

=========================================================

9)SİİRT’TE ÖRTÜ YANGINI; 15 DÖNÜM ALAN ZARAR GÖRDÜ

SİİRT’in Pervari ilçesinde çıkan örtü yangını, ekiplerin müdahalesiyle kontrol altına alınarak söndürüldü. Yangında 15 dönüm arazi zarar gördü. Pervari ilçesine bağlı Köprüçay köyü kırsalında, 14.30 sıralarında henüz bilinmeyen bir nedenle örtü yangını çıktı. İhbarla bölgeye İlçe Orman İşletme Şefliği ekipleri sevk edildi. Yangın, ekiplerin 1 saatlik müdahalesiyle kontrol altına alınarak söndürüldü. Yangında 15 dönüm alanın zarar gördüğü belirtildi. Yangının çıkış nedeninin belirlenmesi için inceleme başlatıldı.(DHA)

Görüntü Dökümü

————————-

Çıkan örtü yangınına ekiplerin müdahalesi

Haber-Kamera: Akif ÖZALP/SİİRT, (DHA)

==========================================================

9)MARDİN’DE SİLAHLI KAVGA: 1 ÖLÜ, 1 YARALI

MARDİN’in Kızıltepe ilçesinde iki grup arasında çıkan silahlı kavgada Engin Kaymaz (43) öldü, 1 kişi yaralandı.

Kızıltepe ilçe merkezindeki Yeni Mahalle’de bulunan Özmen Sitesi mevkisinde iki grup arasında, akşam saatlerinde henüz bilinmeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle taraflar, yanlarında getirdikleri tabancalarla birbirlerine ateş etti. Olayda Engin Kaymaz ile R.K. (59) yaralandı. İhbarla olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralılar, ilk müdahalelerinin ardından kentteki hastanelere kaldırılarak tedaviye alındı. Ağır yaralanan Engin Kaymaz, kaldırıldığı Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Kaymaz’ın cenazesi otopsi işlemleri için hastane morguna kaldırıldı. Kaçan şüphelilerin yakalanması için polis ekiplerinin çalışması sürerken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————-

Kavga sonrası olay yerinden görüntüler

Toplanan kalabalıktan görüntüler

Olay yerinden ayrılan ambulanstan görüntüler

Hastaneden arşiv görüntüler

Detaylar

Haber-Kamera: Salih KESKİN/MARDİN,(DHA)

=========================================================

10)BURSA’DA YOL VERME KAVGASI; 1 ÖLÜ

BURSA’nın İnegöl ilçesinde 2 sürücü arasında yol verme tartışmasından çıkan silahlı kavgada, hafif ticari araç sürücüsü Ömer N. (25) tarafından tabancayla vurulan kamyonet sürücüsü Ali Çubuk (30) hayatını kaybetti.

Olay saat 16.30 sıralarında kırsal Cerrah Mahallesinde meydana geldi. 16 BIF 983 plakalı kamyonet sürücüsü Ali Çubuk ile 16 LLJ 13 plakalı hafif ticari aracın sürücüsü Ömer N., kontrolsüz kavşakta yol verme nedeniyle tartışmaya başladı. Tartışma kavgaya dönüşürken, Ömer N., Ali Çubuk’a tabancayla ateş açtı. Çubuk, karnına isabet eden kurşunla ağır yaralanırken, şüpheli araçla olay yerinden kaçtı. Özel araçla İnegöl Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Ali Çubuk, müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT), hafif ticari araçla olay yerinden kaçan Ömer N. ile yanında bulunan kardeşi Can N.’yi (20), suç aleti tabancayla birlikte yakalayarak gözaltına aldı. Şüphelilerin jandarmadaki işlemleri sürüyor. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————–

-Olay yerinden görüntüler

-Detaylar

-Hastaneden detaylar

-Ölen Ali Çubuk’un yaralı halde hastaneye getirilmesi

-Ölen Ali Çubuk’un fotoğrafı

Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/İNEGÖL (Bursa), (DHA)

===========================================================

11)MARDİN – BARIŞ KARARI ALAN HUSUMETLİ AİLELER ARASINDA BIÇAKLI VE SOPALI KAVGA: 3 YARALI

MARDİN’in Kızıltepe ilçesinde arazi anlaşmazlığı nedeniyle husumetli olan aileler, barış töreni öncesi kavga etti. Bıçak ve sopaların kullanıldığı kavgada 1’i ağır, 3 kişi yaralandı.

Kızıltepe ilçesine bağlı Dügürk Mahallesi’nde akraba aileler arasında geçen ay arazi anlaşmazlığı nedeniyle kavga çıktı. Kavga nedeniyle aileler arasında husumet oluştu. Mahallenin ileri gelenleri, ailelerle görüşerek barışmaya ikna etti. Barış programı düzenlemek için çalışmalar sürerken, öğle saatlerinde ilçenin Cumhuriyet Meydanı’nda karşılaşan aile bireyleri arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle taraflar, yanlarında getirdikleri bıçak ve sopalarla birbirine saldırdı. Kavgada 1’i ağır, 3 kişi yaralandı. İhbarla olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralılar, müdahalenin ardından ilçedeki hastanelere kaldırıldı. Yaralılardan birinin sağlık durumunun ağır olduğu öğrenilirken, kaçan şüphelilerin yakalanması için çalışma başlatıldı. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————-

Çarşı merkezindeki kavgada görüntüler

Kavga sonrası toplanan kalabalıktan görüntüler

Olaya müdahale eden polisten görüntüler

Yaralıların olay yerindeki ambulansta ilk müdahale etmesinden görüntüler

Detaylar

Haber-Kamera: Salih KESKİN/MARDİN,(DHA)

=======================================================

12)MİNİBÜS SÜRÜCÜSÜNÜ ARACININ İÇİNDE ÖLDÜREN ŞÜPHELİ TUTUKLANDI

İZMİR’in Bornova ilçesinde, son durakta yolcularını indiren minibüs sürücüsü Doğukan Akgün’ü (28) aracının içinde tabancayla öldüren A.Y. (19), yakalandı. A.Y., emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Akgün’ün minibüs içerisinde öldürüldüğü anlar, güvenlik kamerasına yansıdı.

Olay, 12 Eylül Perşembe saat 22.30 sıralarında Evka 3 Mahallesi’nde bulunan yolcu minibüsü durağında meydana geldi. Doğukan Akgün (28) yönetimindeki 35 M 8569 plakalı minibüs, Alsancak Mahallesi’nden son durak olan Evka 3 Mahallesi’ne gelerek burada yolcularını indirdi. Bu sırada kimliği belirsiz bir şüpheli, minibüsün içine girerek burada Akgün ile tartıştı. Tartışmanın ardından şüpheli, Akgün’e yanında getirdiği tabanca ile ateş ederek olay yerinden uzaklaştı. Diğer sürücülerin ihbarıyla bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde, Akgün’ün hayatını kaybettiği belirlendi. Polis, şüphelinin yakalanması için çalışma başlattı.

Şüpheli A.Y., Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği, Suç Analiz Büro Amirliği, İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Menderes İlçe Jandarma ekipleri tarafından yapılan ortak çalışma sonucu dün Menderes ilçesinde yakalandı. A.Y., işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

CİNAYET ANI GÜVENLİK KAMERASINA YANSIDI

Akgün’ün minibüsünün içinde öldürüldüğü anlar, güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde yolcularını indirdikten sonra minibüsünün içinde oturan Akgün’ün yanına gelen A.Y.’nin, burada konuşmasının ardından Akgün’e tabanca ile ateş ettiği anlar yer alıyor. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————-

– Akgün’e saldırı anı (güvenlik kamerası)

– Şüphelinin emniyetten görüntüsü

Haber: Burak UÇAR / İZMİR, (DHA)

========================================================

13)OT YANGINI ÇIKTI, TEM BİR SÜRE TRAFİĞE KAPATILDI

EDİRNE’de TEM Otoyolu’nun kenarında çıkan ot yangını, ekiplerin müdahalesiyle söndürüldü. Yoğun duman nedeniyle trafiğe kapanan yol, yaklaşık yarım saat sonra yeniden açıldı.

TEM Otoyolu’nun Edirne gişelerine yaklaşık 500 metre mesafede yol kenarında ot yangını çıktı. Otoyolu duman kapladı, sürücüler ilerlemekte güçlük çekti. İhbar üzerine bölgeye polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis, görüş mesafesinin düşmesi nedeniyle otoyolda trafiği çift yönlü trafiği kapattı. İtfaiye ekiplerinin çalışmasıyla yangın, kontrol altına alınarak söndürüldü. Otoyol yaklaşık 30 dakika sonra trafiğe açıldı. Yangının çıkış nedeni araştırılıyor.

Görüntü dökümü

—————————–

-Alevlerden detay

-Yoğun dumandan detay

-Otoyolu kaplayan dumanlar

-Trafiğin kontrollü sağlanması

-İtfaiye ekiplerinin söndürme çalışması

-Soğutma çalışmalarından detay

Haber-Kamera: Umut IŞIK / EDİRNE, (DHA)

====================================================

14)ORDU’DA BAŞIBOŞ KÖPEK SALDIRISI KAMERADA

ORDU’da Nuh Ç. (55) sokakta yürüdüğü esnada başıboş köpeklerin saldırısına uğradı. O anlar çevrede bulunan bir iş yerinin güvenlik kamerası tarafından kaydedildi.

Olay, dün akşam saat 23.30 sıralarında Korgan ilçesi Merkez Mahalle Dip Sokak’ta meydana geldi. Nuh Ç. isimli bir kişi yolda yürüdüğü sırada sokak köpeklerinin saldırısına uğradı. Sokak üzerinde bulunan 4 köpekten 3’ü Nuh Ç.’nin üzerine yürümeye başladı. Köpeklerden ikisi saldırıp ısırdı. Köpeklerle bir süre mücadele eden Nuh Ç., bağırarak çevredekilerden de yardım istedi. Sokak köpeklerinin kol ve bacak kısmından yakaladığı Nuh Ç. yere düştü. Mahalle sakinlerinin yüksek sesle bağırması üzerine ürken köpekler kaçtı.

Köpeklerin saldırısından sonra kendi imkanlarıyla hastaneye gittiği belirtilen Nuh Ç.’nin ayakta tedavisinden sonra taburcu edildiği ve sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Olay anı ise çevredeki bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. (DHA)

Görüntü Dökümü:

—————————

– Güvenlik kamerası görüntüsü

Haber: Ordu,(DHA)

=========================================================

15)KURAKLIĞIN ETKİLEDİĞİ EDİRNE’DE ÇELTİKTE ‘VERİM KAYBI’ ENDİŞESİ

EDİRNE Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı, aşırı sıcaklarla yağışsız geçen yaz aylarında kuruma noktasına gelen Tunca ve Meriç Nehri’nden sulanan çeltiklerde az da olsa verim kaybı yaşanacağını söyledi. Bölgede dönüşümlü sulamayla kaybın önüne geçilmeye çalışıldığını belirten Arabacı, “Bunun neticesinde tabii ki zarar görecek alanlar var. Bir kısım alanlarda verim kaybı olacak mıdır? Tabii ki olacaktır ama sonuç itibarıyla hasat dönemine kadar bu süreci yürüttük” dedi.

Türkiye’nin çeltik ihtiyacının yaklaşık yüzde 45’inin karşılandığı Edirne’de, aşırı sıcaklarla yaz aylarının yağışsız geçmesi, sulamanın yapıldığı Tunca ve Meriç nehirlerini kuruma noktasına getirdi. Edirne Valiliği de bu süreçte, bölgedeki kurumlar ve üreticilerle görüşerek, dönüşümlü sulama modeliyle verim kaybının önüne geçmeye çalıştı. Üretici hasat mesaisine hazırlanırken, bölgedeki son durumu değerlendiren Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı, yaşanan kuraklık nedeniyle çeltiklerde az da olsa verim kaybı yaşanacağını söyledi.

‘ÇELTİKTE SIKINTILI BİR YIL GEÇTİ’

Çeltikte çok zor bir yıl geçtiğini belirten Arabacı, “Çeltikte ciddi anlamda su sıkıntısı yaşadık. Meriç Nehri’nde de sıkıntılar yaşandı, hatta belli aralıklarla su kesintileri yapıldı ama en büyük sıkıntı da Tunca Nehri’nde yaşandı bu yıl. Tunca Nehri’nden sulanan çeltiklerde aşağı yukarı 2 aydan fazla sıkıntı yaşandı. Çeltiği ekip, otla mücadele için zirai ilaç attığımız dönemden sonra çeltikte su sıkıntısı başladı. Bu süreçte bir toplantı yaptık vali beyin başkanlığında ve onun talimatıyla dönüşümlü sistem sulamaya geçtik, Tunca Nehri’nde. Bu dönüşümlü sistem sulamada da Bulgaristan sınırından Edirne’ye kadar olan üreticilerimizi mağdur etmemek için elimizden gelen emeği verdik. Burada belli aralıklarla en başta suyun bol olduğu bölgelerde de su kesintisi yapılarak alt kısma su iletilmesi sağlandı. En azından can suyu diyebileceğimiz su verildi alt kısma. Tabii burada Edirne’ye yakın olan kısımlarda bazı üreticilerimiz su yetmediğinden belli miktar alanları bıraktı. Genel olarak baktığımızda dönüşümlü sistemde elimizden geldiğince mücadele edip üreticilerimizin sulamasını sağladık” diye konuştu.

‘VERİM KAYBI MUTLAKA OLACAK’

Yaşanan sıkıntı nedeniyle verim kaybının olacağını anlatan Hüseyin Arabacı, “Bunun neticesinde tabii ki zarar görecek alanlar var. Bir kısım alanlarda verim kaybı olacak mıdır? Tabii ki olacaktır ama sonuç itibarıyla hasat dönemine kadar bu süreci yürüttük. İnşallah üreticilerimiz hayırlısıyla ürünlerini toplar, hasadını yapar, diye düşünüyorum. Edirne ekilişinin tamamına baktığımızda, özellikle Tunca Nehri’ndeki zarar gören kısım azınlıkta kalıyor. Bir miktar verim kaybı olacaktır ama Tunca Nehri’nde olan sıkıntı Meriç Nehri’nde de oldu fakat Meriç, Tunca kadar çok sıkıntı yaratmadı. Orada üç gün arayla 24 saat kesinti yaparak idare edildi ama tabii o bölgede de kooperatiflerimiz zaman zaman iki gün bir bölgeye verdiler, iki gün başka bölgeye verdiler. Orada da bölge bölge suyu yöneterek süreci aşmaya çalıştılar. Yani Meriç ve Tunca’da da, ikisinde de bir su sıkıntısı vardı. Bunun verime etkisi var mıdır? Muhakkak az da olsa olacaktır. Şu an hasat dönemi başlayan üreticilerimiz var ama daha çok fazla değil. Önümüzdeki hafta birçok yerde hasat başlayacaktır. Hasat başladıktan sonra bunları yorumlamak daha kolay olacaktır. Çünkü verimler nerelerde? Kaç kilo civarında? O zaman göreceğiz bu süreci ve daha net rakam konuşabiliriz” ifadelerini kullandı.

‘AÇIKLANAN FİYAT BEKLENTİNİN ALTINDA, REVİZE EDİLMELİ’

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıkladığı alım fiyatının, beklenin altında kaldığını söyleyen Arabacı, “Bizim odalarımız ve birliklerimiz yaptığı maliyetleri içerisinde dekar başına aşağı yukarı 700 kilo üzerinden hesaplama yaparız. Bazen otla mücadeleyle, bazen su sıkıntısından 500 kilo verim alan üreticimiz de var, 800-900 kilo alan üreticimiz de var. O yüzden 700 kilo ortalamadan maliyeti hesapladığımızda bizim en az 25 ile 30 lira arasında dekar maliyetimiz çıkıyor. Bugün açıklanan fiyatlara baktığımızda; ufak tane 22, orta tane 25, iri tane de 31 lira fiyat açıklandı. Bu rakamlar tabii ki beklentinin altında kaldı. Ufak tane dediğimiz, 22 lira olan çeşidin en az 25 lira, 25 lira olan orta tanenin en az 28 lira, iri tanenin de en az 32-33 lira olması gerektiğini düşünüyoruz. İnşallah bu fiyatları bakanlığımız revize eder çünkü üreticilerimizin gerçekten sadece çeltikte değil, bu yıl buğdayda ve ayçiçeğinde de sıkıntılar yaşadı. Çok zor bir yıl geçirdi üreticimiz. İnşallah bu fiyatlar revize edilir, bu dediğimiz rakamlar da olursa üreticilerimiz en azından bu zorlu sürecin ardından bir nebze olsun bir miktar para kazanıp, önümüzdeki dönem için sürdürülebilirliğini ve devam etmesini sağlayacak bir rakam olur” dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————

– Çeltik tarlasından genel

– Çeltik çeşitlerinden detay

– Çeltik tarlasından detay

– Sudan ve tarladan detay

– Oda Başkanı Arabacı açıklaması

– Tarladan detay

– Sudan ve tarladan detay

Haber – Kamera: Olgay GÜLER / EDİRNE, (DHA)

============================

16)SATALA ANTİK KENTİ’NDEKİ KAZILARDA KADIN MEZARINA RASTLANDI

GÜMÜŞHANE’nin Kelkit ilçesindeki, Roma’nın 15’inci Lejyonu’nun 600 yıl hüküm sürdüğü Satala Antik Kenti’ndeki kazılarda kadın mezarına rastlandı. Kazı başkanı Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Elif Yavuz Çakmur, “Nekropol çalışmalarında yaklaşık şu an süren 1,5 aylık, 2 aylık çalışmalarda biz 16 adet mezar açtık. Bu mezarlarda genellikle basit toprak gömü ve kiremit mezarlarla karşılaştık. Bize ilginç gelen şey bir kadın mezarıyla karşılaşmamız. Nekropol de bizim için dikkat çekici oldu. Gelecek antropolojik verilerle de kadının hakkında daha ayrıntılı bilgileri de sahip olacağız” dedi.

Roma İmparatorluğu döneminde sınırı muhafaza etmek amacıyla askeri karargah olarak kullanılan antik kentte çalışmalarını sürdüren ekip, bu alanlar üzerinde çeşitli birçok cam, metal, pişmiş toprak eserlerle ulaşırken, bronz bir obje de keşfetti. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle Gümüşhane Valiliği, Kelkit Kaymakamlığı, Kelkit Belediyesi ve Türk Tarih Kurumu’nun desteğiyle kazı çalışmaları gerçekleştiriliyor. Kelkit’in Sadak köyü sınırlarında, Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırındaki 4 büyük lejyondan 15’inci Apollinaris Lejyonu’nun 600 yıl hüküm sürdüğü Satala Antik Kenti’nde 16 Ağustos’ta başlanan yeni dönem kazı çalışmaları, Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Elif Yavuz Çakmur başkanlığında, 18 kişilik ekiple sonbaharın sonuna kadar devam edecek.

Kazı çalışmalarında kadın mezarıyla karşılaştıklarını belirten Dr. Öğretim Üyesi Elif Yavuz Çakmur, “Nekropol çalışmalarında yaklaşık şu an süren 1,5 aylık, 2 aylık çalışmalarda biz 16 adet mezar açtık. Bu mezarlar içerisinde genellikle basit toprak gömü ve kiremit mezarlarla karşılaştık. Bir lejyon mezarı olarak adlandırılan yapıda kadın mezarıyla karşılaşmamız dikkat çekici oldu. Aslında orada bir mekan bulduk. Bu mekanın hemen yanına açılmıştı. Muhtemelen bu kadın mezarı geç dönemde kullanılmak üzere koyulmuş bir mezar. Geç dönem mezarı olarak nitelendirdik. Ama tabii gelecek antropolojik veriler de bunu daha sağlıklı olarak yorumlamamızı sağlayacak” dedi.

‘ONUR VERİCİ’

Batum’da gerçekleştirilen Roma dönemine ait çalışmaların incelendiği 26’ncı Uluslararası Arkeoloji Kongresi’nin ardından gezi ve inceleme programı kapsamında İngiltere, Almanya, Macaristan, Fransa, Çek Cumhuriyeti, Hollanda, Avusturya, Finlandiya, Polonya ve ABD ülkelerinden gelen 69 arkeolog Satala Antik Kenti’ni ziyaret etti. Arkeologların Satala’yı gezmelerinden mutluluk duyduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Elif Yavuz Çakmur, “Avrupa’nın en önemli kongrelerinden biri, bu yıl itibarıyla Batum’da gerçekleştirildi. Kongrenin ziyaretçileri, arkeologlar, gezi rotası olarak da Satala’yı son durak olarak seçtiler. Biz de bugün 16 Eylül itibarıyla onları Satala’da ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Bizim için çok büyük bir adım, çünkü Avrupa’nın en büyük kongrelerinden biri ve yaklaşık olarak sadece 3 yılda bir gerçekleştiriyor. Bu sene itibarıyla Batum’da gerçekleştirilmesi ve bir ayağının da Satala olarak ziyarete gelmeleri bizim için çok onur verici. Bu sürecin sürekli olarak biz uluslararası iş birlikleriyle Satala’yı öne çıkarmayı, Satala’nın değerini, önemini ortaya çıkarmayı planlıyoruz” diye konuştu.

‘ROMA LEJYONERİNE AİT ZIRH GÜMÜŞHANE MÜZESİ’NDE SERGİLENECEK’

Çalışma alanını ziyaret eden AK Parti Gümüşhane Milletvekili Celalettin Köse, “69 kişiden oluşan misafir heyetimiz, Satala’dan ayrıldıktan sonra Gümüşhane şehir merkezindeki müzede de misafirimiz olacaklar, Gümüşhane’nin sokaklarında da gezecekler. Kelkit’imizin ve Gümüşhane’mizin tanıtımında çok önemli bir gün olan bu günü en verimli şekilde değerlendireceğimize inanıyorum. 2 bin 800 yıllık olduğu söylenen Urartu Kemeri buradan çıkarılarak Gümüşhane Şehir Müzesi’nde sergileniyor. Aynı şekilde buradan çıkarılan Roma Lejyonerlerine ait zırh Erzurum’da sergilenmekte, biz de onu önümüzdeki günlerde belki 1 hafta 10 gün içerisinde Gümüşhane Müzesi’ne getirip, inşallah onu da Gümüşhane Müzesi’nde sergilenecek hale getireceğiz. Tüm hemşerilerimizi buraya bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Satala Antik Kenti’ni ziyarete gelen arkeologlardan Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinde bulunan Anıtlar Kurulu yetkilisi ve Uluslararası Limes Kongresi Direktörü Dr. Andreas Thiel, “Duygularımı tercüme etmek zor. Burayı gözümün önüne daha farklı getirmiştim. Arkeologlar için büyük bir şans. Üzerinde yerleşim olmadığı için kazı yapılabiliyor. Önemli olan soru, neden burada büyük bir şehrin oluşmadığı. Umarım meslektaşlarımızın çalışmaları bu soruya bir cevap bulur” dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————-

-Satala Antik Kenti hakkında bilgi veren yazıdan görüntü

-Kazı çalışmalarının yapıldığı alanlardan detaylar

-Kazı başkanı Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Elif Yavuz Çakmur’un konuşması

-Arkeologlar alanı gezerken görüntüler

– AK Parti Gümüşhane Milletvekili Celalettin Köse’nin konuşması

-Anıtlar Kurulu yetkilisi ve Uluslararası Limes Kongresi Direktörü Dr. Andreas Thiel’in konuşması

Haber-Kamera: Efnan DEMİREREN/GÜMÜŞHANE, (DHA)-

=========================================

17)TRAKYA ÜNİVERSİTESİ’NDE HEKİM ADAYLARI İÇİN ‘BEYAZ ÖNLÜK’ TÖRENİ

EDİRNE’de Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi’nde eğitim görmeye hak kazanan hekim adayları için ‘Beyaz Önlük Giyme’ töreni düzenledi.

Trakya Üniversitesi’nin Balkan Kongre Merkezi’nde yapılan törene Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa İshak Yıldırım, Tıp Fakültesi öğretim üyeleri, diğer davetliler ve hekimliğe ilk adımlarını atan 270 Tıp Fakültesi birinci sınıf öğrencisi katıldı. Törene bazı öğrencilerin aileleri de katılarak çocuklarına destek verdi.

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni birincilikle kazanan Rabia Hocaoğlu, uzun ve zorlu bir sürecin ardından bir doktor adayı olarak yaşadığı heyecanı dile getirdi. Hocaoğlu, doktorluğun sadece bir meslek olmadığını çocukluk hayali, gençlik hedefi olduğunu söyledi. Yaptığı işin hakkını veren bir doktor olacağına inandığını ifade eden Hocaoğlu, kendisinden sevgilerini ve desteklerini esirgemeyen ailesine teşekkür etti.

‘6 YIL GÖZ AÇIP KAPAYINCAYA DEK BİTECEK’

Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ da, tüm öğrencilerin donanımlı hekimler olacağına inandığını kaydetti. Üstündağ, “Yaşamınızda yepyeni ve verimli geçecek bir döneme giriyorsunuz. Emin olun ki bu 6 yıl göz açıp kapayıncaya dek bitecek. Sizler çok donanımlı hekimler olarak yetişecek ve dünyanın dört bir tarafında en değerli varlık olan insanın sağlığını korumaya, tedavisine katkıda bulunmaya başlayacaksınız” dedi.

Kendisi de Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunlarından olan Edirne İl Sağlık Müdürü Mustafa İshak Yıldırım ise hekimlik mesleğinin önemine vurgu yaptı. Yıldırım, hekimliğin bir meslek değil yaşam biçimi olduğunu belirtti.

İLK DERS REKTÖRDEN

Törende öğrencilere ilk dersi de Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler verdi. Öğrencilerin hayatlarında zorlu bir dönemi geride bıraktıklarını ifade eden Hatipler, “Uzun yıllar vermiş olduğunuz çabaların ve bu yolda döktüğünüz uğraş, çaba, alın teri ve akıl terinin sonunda, Türkiye’nin en zeki öğrencileri ve münevver zihinleri olarak Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesine girdiniz ve ülkemizin parlak geleceğine birer kandil oldunuz. Gözlerinizdeki ışıktan, ruhlarınızdaki kıpırtıdan ve yüzlerinizden okunan heyecanınızdan bu duygularımın sizlerdeki yansımasını görüyorum ve sizlerle ülkem adına, üniversitem adına gurur duyuyorum” diye konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından Tıp Fakültesi öğrencilerine beyaz önlükleri giydilrid. Tören, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ tarafından beyaz önlük andının okutulmasıyla sona erdi.(DHA)

Görüntü dökümü

—————————–

-Tıp Fakültesi öğrencilerinin salona gelmesi

-Protokol üyelerinden detay

-Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunması

-Fakülte birincisi Rabia Hocaoğlu’nun konuşması

-Tıp Fakültesi Dekanı Sedat Üstündağ’ın konuşması

-İl Sağlık Müdürü İshak Yıldırım’ın konuşması

-Rektör Mustafa Hatipler’in konuşması

-Önlük giyme töreninden detay

Haber -Kamera: Umut IŞIK / EDİRNE, (DHA)

==============================

18)SİİRT’TE ‘YEŞİL ALTIN’ OLARAK BİLİNEN FISTIĞIN HASADI BAŞLADI

SİİRT’te 400 bin dekar arazide ekili ‘Yeşil altın’ olarak bilinen Siirt fıstığında hasat başladı. Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Günbat, “Çiftçilerimiz karlı bir tarım ürün olduğunu öğrendi. Siirt’te herkes modern tarımı, fıstıkçılıkta hangi tarihte ilaç, hangi tarihte gübre atılacağını iyice öğrendiler” dedi.

Kentte ‘Yeşil altın’ olarak bilinen ve 400 bin dekar arazi üzerinde ekili Siirt fıstığında hasat başladı. Kentte fıstık hasadının 15 Eylül itibariyle başladığını belirten Günbat, “Eylül ayının 15’i itibariyle yeşil altın dediğimiz, Siirt’in en büyük ekonomik katkısı olan Siirt fıstığı hasadına başladık. Siirt’te 400 bin dönüm arazi üzerinde fıstık hasadı yapılmaktadır. Her yıl yaklaşık olarak 10 bin dönüm fıstık bahçeleri oluşturuluyor. Çiftçilerimiz karlı bir tarım ürün olduğunu öğrendi. Siirt’te herkes modern tarımı, fıstıkçılıkta hangi tarihte ilaç, hangi tarihte gübre atılacağını iyice öğrendiler” dedi.

‘FİYATTA BİRAZ ŞİKAYETİMİZ VAR’

Fıstık tüccarlarının, çiftçinin elinden Siirt fıstığının ucuza alıp pahalıya sattıklarını söyleyen Günbat, “Fiyatta biraz şikayetimiz var, geçen yıl 270-280 TL’ye fıstık sattık, bir süre sonra bu fıstık binleri aştı. En son İstanbul’da bir fotoğraf çektim. Fıstığın kilosu 2 bin 350 TL’ye satılıyordu, buda aracıların bu tarihten itibaren Siirt’te gelip, birkaç para babasının İstanbul’dan, Gaziantep’ten, Mersin’den geliyorlar, çiftçinin elindeki fıstığı ucuza alıp pahalıya satıyorlar. Devletimiz bunu önleyebilseydi, yada toprak mahsulleri ofisi gibi nasıl fındık alıyorsa Siirt fıstığını da alsaydı değerlendirseydi. Bu seneki hasadımız da çok iyi, çiftçimize de bol ürünlü bir hasat diliyorum” diye konuştu.

‘VERİM İYİ, FİYAT DÜŞÜK’

Bu yıl verimin iyi ancak fiyatların düşük olduğunu belirten Siirt fıstığı üreticisi Bilal Çelik ise şöyle konuştu:

“Hasılatımızı almaya başladık. Bu sene kalitede verimde çok güzel. Tek sıkıntımız fıstığın fiyatı bu sene biraz düşük. Fiyat geçen sene bu vakitlerde 270-280 lira bandındaydı. İşçilik 400 liraydı, bu sene işçi maliyeti kişi başı bin lira. Bu sene masraflar iki, üç kat oldu. Şuan satışımız 300-350 lira arasında gidip geliyor. Açılış güzel başladı ama düştü şuan. Gittikçe de düşüyor. İnşallah böyle devam etmez, inşallah emeğimizin karşılığını alırız.”(DHA)

Görüntü Dökümü

———————–

Fıstık bahçesinin genel görüntüsü

Fıstık ağacı

İşçilerin fıstık hasadı

Toplanan fıstıkların çuvallanması

Ziraat odası başkanı Hüseyin Günbat’ın konuşması

Çiftçi Bilal Çelik’in konuşması

Haber-Kamera: Akif ÖZALP/SİİRT, (DHA)

===========================================================

Gündem Ver,Baş,Gel,Çocuk,Yaş,Alan,Top,Seçim,Süre,Gün,Çalışma,Görüntü,Kim,Aile,Tür,Hak,Soruşturma,Yol,İfade,Lira,Olay,İş,Üzeri,Taraf,Devlet,Tek,Şüpheli,Parti,Müdahale,Çıkar,Polis,Yaz,Ceza,Soru,Belediye,Olacak,Gelen,Yüz,Bilgi,Orada,Hastane,Suç,Başkanı,İktidar,Şehit,Ağır,Gerçek,Geldi,Yaptığı,Hizmet,Ziyaret,He

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r