DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni – 13

ABONE OL
Ekim 11, 2024 17:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL

1) BAKAN MEMİŞOĞLU:
‘ŞİDDETE TOLERANS YOK’

AĞRI’YA GEÇTİ

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Iğdır’dan karayoluyla Ağrı’ya geçti. Bakan Memişoğlu, yol güzergahındaki İshak Paşa Sarayı’nı gezdi. Ağrı Valisi Mustafa Koç ve yetkililerden bilgi alan Memişoğlu, Ağrı programına valilik ziyaretiyle başladı. Kurum yöneticileriyle basına kapalı toplantıya katılan Memişoğlu, kent merkezinde esnafı ziyaret etti. Ağrı Sağlıklı Hayat Merkezi’ni ziyaret eden Vali Memişoğlu, “Sağlıkla ilgili ihtiyaçları değerlendirdik. Sağlıklı hayat merkezini ziyaret ettik. Sağlıklı hayat merkezleri malum. Her türlü fizik tedavisinden, egzersizine, çocuk gelişiminden fizyoterapistine, diyetisyenine, hekiminden mamografisine ve kanser taramalarına kadar her türlü altyapısı olan mahallede insanlarımıza hizmet veren güzel bir örneği de var burada. Ağrı’da 200 yataklı bir hastane inşaatımız var. Bunun yanında Sayın Cumhurbaşkanımızın belirttiği gibi buraya güzel bir hastane yapma ile ilgili planlama ve çalışmalar yapıyoruz. Onun haricinde sağlık hizmetlerinin daha iyi olabilmesi için de elimizden geleni yapıyoruz. Daha da iyi olacak Ağrı. Ağrı sağlıkla ilgili çok daha gelişmeye müsait bir şehir. Hep beraber ekibimizle bunun daha iyi yapılması için bugün değerlendirmeler yaptık. Eksiklikleri ihtiyaçları tespit ettik. İnşallah Ağrı’da çok daha iyi sağlık hizmeti sunacağız ve özellikle sağlık hayat merkezi gibi bazı Doğubayazıt olsun Ağrı merkezi olsun yenilememiz gereken her tarafı düzelteceğiz” dedi.

‘ŞİDDETE TOLERANS YOK’

Sağlıkta şiddete toleranslarının olmadığını belirten Bakan Memişoğlu, şunları söyledi:

“Biz sağlıkçıları insanlara yardım etmeleri, onlara iyilik etmeleri için yetiştiriyoruz. Amacımız insanların dertlerine derman olmak. Onun için kesinlikle sağlıkla ilgili şiddete toleransımız yok. Bunu herkes bilmesini istiyoruz. Sağ olsun bugün adalet dağıtan hakimlerimiz olsun, savcılarımız olsun artık bu konuda tavizsiz hareket ediyorlar. Şiddet gören sağlıkçıların haklarını bizim kadar savunuyorlar. Onun için bu cezalar caydırıcılığın yanında biz yine de insanlarımızın ceza yemesinden çok şiddet göstermemesini istiyoruz. Çünkü biz onlara iyilik yapıyoruz. Biz onlara hayatımızı adadık. Onları iyileştirmeye çalışıyoruz. Onun için sağlıkçılar şiddet gördüğü zaman bunu anlamlandıramıyor. Biz onun için iyilik yaparken insanlara faydamız dokunsun diye çalışırken şiddet görmeye tahammül edemiyoruz ve moralimiz ve açıkçası motivasyonumuz bozuluyor. Onun için ben özellikle toplumdan sağlıkçılara lütfen değer vermelerini korumalarını istiyorum. Tabii ki eksikler olabilir, hatalar olabilir. Bunu da biz elimizden geldiğince düzeltmeye çalışıyoruz. Bizlere iletebilirler. Ama biz biliyoruz ki Türkiye’nin sağlık sistemi ve Türkiye’nin sağlık insan gücü dünyaya örnek olmuş bir yer. Bu konuda insanlar Türkiye’den sağlık hizmeti almaya geliyorlar. Çünkü sağlık çalışanımızın da kalitesi, sistemimizi de işlerliği dünyanın en iyi sistemlerinden bir tanesi. Onun için toplumdan da bunu değerlendirmesini bekliyoruz. Sağlıkla ilgili şiddet gösterenleri hep beraber engelleyeceğiz. Buna tolerans yok bizim açımızdan. Toplumun da olmadığını düşünüyorum. Onun için herkese bu konuda hassasiyet tavsiye ediyorum.”

‘HASTALIĞI ERKEN TEŞHİS İÇİN UĞRAŞIYORUZ’

Koruyucu sağlığı ön planda tuttuklarını kaydeden Bakan Memişoğlu “Biz temel sağlık dediğimiz koruyucu sağlığı ön planda tutuyoruz. Aşılar olsun, topuk kanları olsun, bunları almamızın en önemli sebebi çocuklarımız hastalanmasın veya hastalığı varsa erken teşhis ederek o hastalığın hayatı boyunca etkisini yaşamasın diye uğraşıyoruz. Onun için bugün burada koruyucu hekimliği temel sağlığı çok önemsediğimizi hep belirtiyoruz. İşte kilo alırsanız, sigara içerseniz, tütün kullanırsanız, hareketsiz olursanız, sağlığınızın bozulacağı aşikar. Onun için bu tür tesisleri, aile hekimliklerini hep biz hastalanmadan başvurmanız gereken, danışılarak sağlığımızı daha nasıl iyi korumayı öğrenmemiz gereken birimler olarak konumlandırdık” diye konuştu.

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, AK Parti İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————-

-Bakanın valilikte karşılanması

-Toplum Sağlığı Merkezini ziyareti

-Bakan Memişoğlu’nun açıklaması

-Esnaf ziyareti

Haber-Kamera: Ümit OKTAN / AĞRI,(DHA)

====================================

2) VAN’DA ROJİNE AİT BAŞÖRTÜSÜNÜ BULAN İTFAİYE ERİ DHA’YA KONUŞTU

Van’da kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra haber alınamayan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’i (21), arama çalışmaları devam ediyor. Jandarma Sahil Güvenlik, Polis Arama Kurtarma, AFAD, İtfaiye ve gönüllü ekipler, günlerdir arama kurtarma çalışması yaparken, dün saat 15.30’da Bardakçı Mahallesi sahilinde başörtüsü bulundu.

Van Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’nda görevli Sinan Avcı (33), Rojin’e ait başörtüyü bulup polise haber verdi. DHA’ya konuşan Avcı, “Diğer arama kurtarma ekipleriyle birlikte dün Van Gölü sahilinde aramalarda bulunduk. Polis ekipleri de o arama kurtarma çalışmalarında vardı. Bardakçı Mahallesi sahiline doğru ilerlerken bir bez parçası fark ettim. Sonra başörtüsü olduğunu fark ettim. Hemen polise haber verdim” dedi. (DHA)

Görüntü dökümü

————————–

İtfaiye eri Sinan Avcı ile röportaj

Behçet DALMAZ-Gülay KUYUCU/VAN,(DHA)

========================

3) ÖZGÜR ÖZEL BURSA’DAKİ MUDANYA MÜTAREKESİ ETKİNLİKLERİNE KATILDI

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Mudanya Mütarekesi’nin 102’nci yılı etkinliklerine katılmak üzere Bursa’ya geldi. ‘Kuruluşta imzamız var-9 GÜN: BARIŞA GİDEN YOL’ başlığı altında 3 Ekim’den bu yana sürdürülen etkinliklerin son gününe Özel’in yanı sıra eski Sosyal Demokrat Halk Partisi Genel Başkanı Murat Karayalçın, İsmet İnönü’nün kızı Özden İnönü Toker, torunu Gülsün Bilgehan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Osmangazi Belediye Belediye Başkanı Erkan Aydın ve CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş da katıldı.

PARTİ ŞARKISININ ÇALINMASINA TEPKİ

Konuşmasına parti müziği çalındığı için Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç’ı eleştirerek başlayan Özel, “Öncelikle sözlerime bir özür ve bir eksikliği gidererek başlamak isterim. Kürsüye çıkarken çalan şarkı, partimizin toplantılarında çaldığında çok hoşumuza giden bir şarkı. Burası bir kamusal alan, burası bir belediyenin etkinliği. Aksini görüyorsunuz, biliyorum. Devlet, parti ayrımı kalmadı. Ülkenin cumhurbaşkanı, bir başka partinin genel başkanı ve maalesef bu iç içe geçmişlik, zaman zaman bize de bu hataları yaptırtıyor. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi, birazdan bahsedeceğimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten başlayarak İsmet Paşa’yla birlikte cumhuriyet kurmuş, devlet kurmuş, demokrasi kurmuş. Başka parti yokken bile devletle partinin işlerini ayırmayı ilke edinmiş ve en sonunda çok partili rejime geçip, ülkeyi demokrasiye teslim etmiş olan, bu anlayıştaki insanların partisi, kötü örnekler bir yana, partiyle devlet işini ve kamusal alanda, tüm siyasi partilerin davetli olduğu alanlarda, bu işlere çok dikkat edeceğiz. Bu kusuru, minicik bir nazar boncuğu olarak çok başarılı Mudanya Belediye Başkanımızın yakasına takıyorum. İnerken bir daha çalarsanız, bu sefer ayıp olur. Başkanım mahcup edersiniz, başka bir müzik ayarlayın” diye konuştu.

İSMET PAŞA’NIN SÖZLERİYLE MÜTAREKE SÜRECİNİ ANLATTI

Mudanya Mütarekesi’nin cephede kazanılan başarının, masada büyük bir kazanıma dönüştürüldüğü 9 günlük çok önemli bir süreç olduğunu hatırlatan Özel, şöyle konuştu: “İsmet Paşa, buraya Batı Cephesi Komutanı olarak gelmiştir. Ancak Lozan’da, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedini kabul ettirecek, öz güveni yüksek bir müzakereci olarak buradan ayrılmıştır. Burada bütün hesap, görüşmeleri uzatmak, dağılmış olan düşman ordularının yeniden toplanmasını sağlamak, dışarıdan o ordulara destekler sağlamak ve kazandığımız Kurtuluş Savaşı’nı nihai bir zafer değil, yine düşman askerlerinin bulunduğu Anadolu topraklarında hazırlanarak yeniden saldırıya geçip, işgali sürdürmek üzere hesap yapanlara karşı İsmet Paşa konferansın havasını anlatırken şöyle der; ‘Mudanya’nın ilk 3 günü Trakya meselesinin müzakeresiyle geçmiştir. İlk müzakere açılır açılmaz benim dikkatlerimi çektiğim mesele budur. Biz muharebe halindeydik. Karşımızda düşman vardı. Düşmanı yendik ve takip ettik. Anadolu’dan çıkardık. Mudanya Konferansı’nın toplanması ile askeri harekat durmuştur. Bu hal uzun müddet devam edemez. Böyle bekleyerek karşımızdaki hasım kuvvetlerin yeniden zaman ve hazırlık yapmasına fırsat vermeyiz, veremeyiz. Onun için bir an evvel bütün memleketin tahliyesi işini halletmek lazımdır. Bu tezimi bu şekilde ifade ettim.’ İsmet Paşa’nın bu diplomatik zekasıyla Trakya’daki işgal kurşun atılmadan sona ermiş. Doğu Trakya ana vatana dahil edilmiştir. Sahada kazanılmış olan askeri zafer, Mudanya’daki diplomatik zaferden sonra, Lozan’a gidecek İsmet Paşa’ya büyük bir güç vermiştir.”

‘OTORİTER BİR LİDER OLMAYI, TEK ADAM OLMAYI ELİNİN TERSİYLE İTTİ’

Atatürk ile İsmet İnönü’nün demokrasi kahramanları olduğunu söyleyen Özgür Özel, oğlu Erdal İnönü’ye yazdığı mektubu işaret ederek, “14 Mayıs 1950 günü seçimleri kaybedip, bundan 8 gün sonra eliyle kaleme aldığı mektupla, kendi el yazısıyla, oğlu Erdal’a yazdığı mektupta, ‘Bu seçim memlekette hayat tarzı kurmak için giriştiğimiz teşebbüste, ne kadar ciddi ve samimi olduğumuzu ispat etmiştir. Memleket için, hepimiz için bu bir şeref olmuştur’ diyor. Dediği şu; bundan önce memleketi yönetenler, sarayda oturuyorlar. Bütün yetkiler elinde ve yetkileri vefatlarıyla birlikte evlatlarına geçiyor. Eğer ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk sarayı seçseydi, eğer ki ‘Hangi yönetimi benimsiyorsunuz Sayın Kemal. Amerikan tipi başkanlık mı.’ O devirlerde Amerika’da başkanlık 70 yıldır var. ‘İngiliz tipi bir monarşi mi yoksa padişahlığa saraydan devam mı2 diyenlere. ‘Biz 23 Nisan’da, 1920’de bir Meclis kurduk. O Meclis’in verdiği görevleri yapıyoruz. Ne görev verirse Meclisi’miz ve milletimiz, o görevi yaparız’ deyip elinin tersiyle otoriter bir lider olmayı, tek adam olmayı, padişah olmayı, kral olmayı ya da çok yetkili bir başkan olmayı itip, cumhurun seçtiği, Millet Meclisi’nin verdiği yetkiyle, cumhurbaşkanı olmayı tercih etmiştir. Onun ölümünden sonra yerine geçen en yakın arkadaşı, en büyük mücadele arkadaşı ve silah arkadaşı İsmet Paşa’da ülkeyi yönetmiş, yönetirken çok partili rejim ihtiyacının demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu görmüş, 1946’da çok partili yarışa geçilmiş, 1950’de Milli Mücadele Kahramanı İsmet Paşa, girdiği genel seçimlerde partisi ikinci olmuş, seçimleri kaybetmiştir. Dünya, bütün dünya o konjonktür, ondan sonra daha neler yaşanacak, ne tek adamlar gelecek, ne faşizmler kurulacak, ne o faşist tek adamlar, ülkelerine, Avrupa’ya, dünyaya ne felaketler yaşatacaklar. Ama İsmet Paşa öyle bir bilinçle geliyor ki 1918’ten Mondros’tan, 1920’den Ankara’da Meclis’in kurulmasından, 1922’den savaşlardan, mücadelelerden, meydan mücadelelerinden, 1923’te cumhuriyet ilanından geldiği için, İsmet Paşa çağında yaşayanlar gibi, ne Gazi Mustafa Kemal’in tek adamlığa yeltenmediğini görmüş, ondan aynı rüyayı görmüş, aynı hayali kurmuş, günü gelince de ‘Yönetimi teslim etmem’ dememiş, aksine ‘Bu benim en büyük yenilgim ama demokrasimizin en büyük zaferidir’ deyip Demokrat Parti’ye yaveriyle haber yollamış, ‘Paşa devir teslime hazırdır’ deyip, oğlu Erdal’a 1 hafta sonra bu kalemle, bu yazıları yazmıştır. Söylemek istediği, memlekette kurmak istediğimiz yeni hayat tarzı dediği, bunun kendisidir” dedi.

‘GERÇEK DEMOKRATİK TÜRKİYE’Yİ YENİDEN KURMAK İSTİYORUZ’

Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konuma rağmen ayakta kalabilmesini Atatürk ve İsmet Paşa’ya borçlu olduğunu söyleyen Özgür Özel, “Artık millet kendini yönetecekleri kendi seçiyor. İktidarlar değişebiliyor. Milletin yetki verdikleri, oy verdikleri yönetime gelip, oy vermedikleri gidebiliyor. İktidarlar kalıcı değil, kalıcı olan milletin iradesi. İşte biz cumhuriyeti de demokrasiyi de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, İsmet Paşa’ya borçluyuz. Ve bugün Türkiye’de birileri birilerinin arasında mezhep savaşları çıkmıyorsa, Türkiye’de taraflar arasında etnik savaşlar çıkmıyorsa, birileri birinin kalbini söküp, o vahşi IŞİD’çilerin o coğrafyaya yaşattıkları bu ülkede yaşamıyorsa, bu ülkede her şeye rağmen bir belediye başkanı çıkıp Barış Festivali düzenliyor, Barış Ödülü dağıtıyor, ‘Yurtta barış, cihanda barış’ diyorsa, bu ülkenin iktidarı da ana muhalefet partisi de bütün çelişkilerine rağmen, ‘Filistin’de barış olsun’ diye bütün dünyaya seslenebiliyorlarsa, bu ülkenin kurucu partisi, Ukrayna Savaşı’na da Filistin’deki savaşa, mezalime, soykırıma da aynı şekilde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten miras, yurtta barış, cihanda barış yaklaşımıyla yaklaşabiliyorsa ve 31 Mart seçimlerinde bu ülkenin kurucu partisi, 47 yıl sonra birinci parti olmuşsa ve yine bu ülkenin kurucu partisi önümüzdeki seçimlerde iktidara adaysa, iktidarı alacak ve bu ülkeyi bir kez daha demokrasiyle, bu sefer ayrımsız, katıksız, bütün yıpratılmışlıklarına rağmen, kuvvetler ayrılığının tam olarak sağlandığı, parlamentonun yeniden güçlendiği, milletin birini seçip gerisine karışmadığı değil, milletin seçtiği parlamentonun her türlü denetim imkanına sahip olduğu, kendi içinden başbakan çıkardığı, kendi içinden hükümet çıkardığı, adet olsun diye masasında, kürsüsünde bir yemin edilip, sonra hiçbir sorumluluğu olmayan, bir kalemin ucundan çıkan bakanların değil, parlamentodan çıkan bakanların parlamento eliyle denetlendiği, hesap sorulduğu, gensoru verildiği, güven oylamasında güvensizlik oyu alan bakanın gittiği, bakanların istifalarının birinin uygun görmesiyle değil, bakanların göreve gelişinin de gidişinin de Millet Meclisi’nce karara bağlandığı gerçek demokratik bir Türkiye’yi yeniden kurmak istiyoruz. Bütün ümidimiz, bütün yaklaşımımız buna dairdir” diye konuştu.

‘TÜRKİYE İTTİFAKI, TÜRKİYE’NİN BÜTÜN DEMOKRATLARINI KUCAKLAR’

Türkiye İttifakı’nın iktidarına talip olduklarını ve bu nedenle öz güvenli bir siyaset yürüttüklerini söyleyen Özel, “O yüzden öz güvenli bir siyasetle, bu ülkedeki 83 milyonu kucaklayarak, daha önce Mudanya’da söylemiştim, Mudanya’yı Mudanya İttifakı kazandı. Bursa’yı Bursa İttifak kazandı. Türkiye’yi de Türkiye İttifakı kazanacak. Türkiye İttifakı, renklerini ay yıldızlı al bayraktan alır. Türkiye İttifakı, Türkiye’nin sosyal demokratlarını, muhafazakar demokratlarını, milliyetçi demokratlarını, Türk demokratlarını, kimsenin mezhebine bakmadan, Türkiye’nin bütün demokratlarını kucaklar, hedefi Türkiye’ye gerçekten güçlü bir parlamento, güçlü bir yürütme, bağımsız bir yargı, tam bir kuvvetler ayrılığı ve en nihayetinde güçlenen ve zenginleşen bir Türkiye’yi yeniden hediye etmektir. Mudanya’daki her görüşten herkesi yürekten kucaklayarak, 102’nci yılda burada olmanın onurunu yaşıyorum. Nice 10 yıllarda, yüzyıllarda Mudanya’da bu törenler yapılacak, İsmet Paşa anılacak, Gazi Mustafa Kemal anılacak. Cumhuriyet ilelebet payidar kalacak. Cumhuriyetin kıymetini bilenleri kıymetle, hürmetle selamlıyorum” dedi. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————-

-Özel’in açıklamaları

-Genel ve detay

HABER: Mehmet İNAN-Barış YILMAZ/MUDANYA (Bursa), (DHA)-

========================================

4) TEKİRDAĞ KAVŞAKTAKİ KAZADA ARAS BEBEK DE ÖLDÜ

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde kırmızı ışık ihlali yapan Faruk A.’nın çarptığı otomobilde Çetin Karakuş, yanındaki eşi Çiğdem Karakuş, kızları Çisem Meriç’in ölümünün ardından ağır yaralanan 6 aylık torunları Aras Meriç de tedavi altında bulunduğu Çorlu Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.

SÜRÜCÜ 1.97 PROMİL ALKOLLÜ ÇIKTI

Gözaltına alınan sürücü Faruk A. da emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Faruk A.’nın yapılan kontrolünde 1.97 promil alkollü olduğu belirlendi. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————

-polis ekiplerinden görüntü

-Zanlı’nın görüntüsü

HABER:TEKİRDAĞ-DHA

==========================

5) MANSUR YAVAŞ: İNSANLARI TARIMA YÖNLENDİRİRKEN EN İYİ BİLDİKLERİ İŞİ YAPARAK PARA KAZANMALARINI SAĞLIYORUZ

ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara’da çiftçilere 1 milyar lira destek verdiklerini belirterek, “Ankara’da yeniden insanları tarıma yönlendirirken yeni bir şey öğretmiyoruz, en iyi bildikleri işi yaparak para kazanmalarını sağlıyoruz. Onlar para kazanırken biz de torunlarımızın gıda güvenliğini garanti ediyoruz” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, bir dizi ziyaretler kapsamında Afyonkarahisar’a geldi. İlk olarak Belediye Başkanı Burcu Köksal’ı makamında ziyaret eden Başkan Yavaş, ardından partisinin İl Başkanlığı’na geçti. İl Başkanı Faruk Duha Erhan’ı ziyareti sonrasında cuma namazını kılan Mahsur Yavaş, namazın ardından da Zafer Meydanı’nda halkla buluştu. Zafer Müzesi’ni de gezen Başkan Yavaş, Kurtuluş Savaşı’nda kullanılan savaş malzemeleri ve diğer materyalleri inceledi. Yavaş ve beraberindeki protokol üyeleri Zafer Müzesi önünde hatıra fotoğrafı çektirdi. Daha sonra Zafer Meydanı’nda düzenlenen halk buluşması etkinliğine katılan Başkan Yavaş, halka hitap etti.

‘AFYONKARAHİSAR MİLLİ MÜCADELE ROTASI’NIN EN ÖNEMLİ MERKEZLERİNDEN BİRİ’

Başkan Yavaş, Tarihi Kentler Birliği Başkanı olarak Milli Mücadele Rotası’nı oluşturduklarını ve bu rotanın en önemli merkezlerinden birinin de Afyonkarahisar olduğunu belirtti. Başkan Yavaş, “Ankara’ya, Anıtkabir’e sadece Ege’den yıllık 3-4 milyon turist geliyor. Bu gelen turistlerin Milli Mücadele Rotası üzerinden Afyonkarahisar, Sivrihisar ve Polatlı üzerinden Ankara’ya gelmesi ve orada da Cumhuriyetimizin kurulduğu alanları birebir görmelerini sağlayacağız. Bu, elbette Afyonkarahisar için de çok çok önemli olacak. Çünkü burada gördüğüm kadarıyla biraz önce çarşıda gezerken Afyon dışından gelen epey misafir gördüm. Bu rotanın tertip edilmesi, en az buranın 10 misli, 20 misli insanın buraya gelmesi, hem buradaki atalarımızın bu Cumhuriyetimizi emanet eden insanların bıraktığı eserleri görmek hem Afyonkarahisar’ın kültürünü tanımak açısından hem de gelir sağlaması açısından çok çok önemlidirö dedi.

‘TARIM SON DERECE STRATEJİK BİR SEKTÖRDÜR’

Tarıma çok büyük destek verdiklerini anlatan Başkan Mansur Yavaş, “Bir kentin ayağa kalkması için üretir olması lazım. Üretim için şartları da hükümetin desteklemesi lazım. Son 20, 30, 40 yıldır tarımda ve hayvancılıkta uygulanan politikalar, insanların tarımı bırakmasına sebep oldu. Ayrıca köy okullarının kapatılması nedeniyle herkes şehir merkezlerine geldi ve üstelik en iyi bildikleri işi yapıp, tarımı yapıp para kazanmak varken, onun yerine bilmedikleri işlerde asgari ücretle çalışmak durumunda kaldılar. Ankara’nın yüzde 3’ü böyle beton binalarla dolu tamamı. Yüzde 97’si boş ve yüzde 50’si tarıma uygun. Biz, 5,5 yılda yaptığımız desteklerle, 3 yıl önce rakamı söylüyorum, böyle bir tarım kurultayı yapmıştık Sayın Kılıçdaroğlu ile. Bizim yaptığımız 600 milyon liralık desteğe karşılık 4,5- 5 milyar lira çiftçimiz gelir elde etmişti. Bugün itibarıyla çiftçilere yaptığımız destek 1 milyar liradır Ankara’da. Yarın bir gün biz tarıma devam etmezsek, dışarıdan çok daha büyük bedellerle almak zorundayız. Tarım son derece stratejik bir üründürö diye konuştu.

‘TÜRKİYE, ESKİDEN KENDİ KENDİNE YETEN BİR ÜLKEYDİ’

Pandemi döneminde Ukrayna’nın ve Rusya’nın Türkiye’ye buğday vermediğini dile getiren Başkan Yavaş, şöyle devam etti:

“Halbuki Türkiye’miz kendi kendine yetebilen ülkelerden birisiydi. Niye böyle olduk? İşte bu politikalar yüzünden ve bu nedenle biz bu destekleri yapıyoruz. Biz Ankara’da bütün çiftçilerimizi aynı sistemleri inşallah burada kuracağız. Uydudan takip ediyoruz, tarlasında herhangi bir problem varsa cep telefonuna mesaj gidiyor. Neyi ne zaman yapacağını biz kendisine mesajla bildiriyoruz. Alım garantileri, mazot veriyoruz, tohum veriyoruz, fide veriyoruz, kendi belediyemizde ürettiğimiz sıvı gübreyi ücretsiz olarak veriyoruz. Yeter ki siz üretin diye. Onlar bizim için üretiyorlar aslında ve elbette para da kazanacaklar. Ben Afyon’da da 600 bin ton buğday ve arpa üretimi olduğunu öğrendim. Bu 600 bin tonu inşallah 1 milyon tona çıkarmamız lazım. Çünkü kapasite uygun ve insanlar zaten en iyi bildikleri işi bu. Biz de Ankara’da yeniden insanları tarıma yönlendirirken yeni bir şey öğretmiyoruz, en iyi bildikleri işi yaparak para kazanmalarını sağlıyoruz. Onlar para kazanırken biz de torunlarımızın gıda güvenliğini garanti ediyoruz.ö

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş meydanda yaptığı konuşmanın ardından Afyonkarahisar Belediyesi’nin Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nde personelle öğle yemeğinde buluştu. Yemekte kendi tabildotunu alarak masaya geçen Başkan Yavaş, personelle yemek yedi. Son olarak Afyonkarahisar Belediyesi’nin kendi arazisine buğday ve arpa ekimi yapacağı programa katılan Mansur Yavaş, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal ile elleriyle araziye tohum serpti. Başkan Köksal ile tarım makinesinde gazetecilere poz veren Başkan Mansur Yavaş sonrasında kentten ayrıldı. (DHA)

Görüntü Dökümü

———————-

– Başkan Yavaş, Afyon Belediye Başkanlığı makam ziyaret detay,

– Başkan Yavaş, CHP İl Başkanlığı ziyaret,

– Başkan Yavaş, Zafer Müzesi ziyaret,

– Başkan Yavaş’ın meydanda konuşması,

– Başkan Yavaş Afyonkarahisar Belediyesi personeli ile yemeğinden detaylar,

– Başkan Yavaş’ın tohum ekiminden detaylar

HABER- KAMERA: Ali Fuat Güçlüer

===========================

6) SOSYAL MEDYADA ‘MÜSTEHCENLİĞE’ GÖZALTI

ESKİŞEHİR’de, sosyal medya platformlarında canlı yayın yapan Gökben D. (22), ‘müstehcenlik’ suçlamasıyla gözaltına alınarak adliyeye sevk edildi.

Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, Gökben D.’nin yaptığı sosyal medya canlı yayınları sırasında küçük yaşta olduğu belirtilen kız çocuklarına karşı müstehcen hareketlerde bulunduğunu belirledi. Gelen şikayetlerle birlikte Gökben D. hakkında soruşturma başlatıldı. Sosyal medyada da Gökben D. hakkında tutuklanması için kampanya başlatılırken, canlı yayınladığı anlardan videolar paylaşıldı. Gökben D.’nin, videoların birinde şehit oğlu olduğunu anlatan bir çocuğa hareket ettiği görüldü.

Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Gökben D., evinde yakalanarak gözaltına alındı. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’nde ifadesi alınan Gökben D., işlemlerinin ardından elleri arkadan kelepçeli olarak adliyeye sevk edildi.

ÖZÜR YAZISI YAYINLAMIŞ

Sosyal medyada gelen tepkiler üzerine Gökben D.’nin gözaltına alınmadan önce hakkındaki iddialara cevap verip, özür dilediği ortaya çıktı. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————–

-Gözaltına alınan Gökben D.

-Adliyeye sevk edilmesi

-Canlı yayın görüntüleri

-Eskişehir Adliyesi

-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN/ESKİŞEHİR,(DHA)-

===============================

7) TEKİRDAĞ’DA KADINLAR, ‘SİYAH’ GİYEREK ‘KADINA ŞİDDET’İ PROTESTO ETTİ

TEKİRDAĞ’da kadınlar, siyah giyerek yaptıkları yürüyüşle kadınlara yönelik şiddeti protesto etti.

Tekirdağ Kadın Platformu, kadınlara yönelik şiddeti protesto etmek için yürüyüş düzenledi. Tekirdağlı kadınların siyah giydiği yürüyüşe, Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer, CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun de katıldı. Süleymanpaşa ilçesi Hükümet Caddesi üzerinde yürüyen kadınlara çevrede bulunanlar da destek verdi.

ÖLDÜRÜLEN FATMA İÇİN ALKIŞLI PROTESTO

Kadınlar, geçen cumartesi günü Fatma Özdemir’in arkadaşı Barkın Perçin ile birlikte çay evi önünde otururken, aynı iş yerinde çalıştığı ve kendisine platonik aşk beslediği Eren Uzuner tarafından öldürülmesini de iş yeri önünde protesto etti. Kadınlar, burada 1 dakika alkışlı protestoda bulundu.

Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Canden Yüceer, kadın haklarını her zaman savunduğunu belirterek, “Kadın erkek eşitliğini, kadına yönelik şiddetin, cinayetlerin son bulmasıyla, kadına yönelik ayrımcılığın son bulmasıyla kadınların sadece doğuştan gelen haklarının uygulanması gerektiğini savundum ve savunmaya da devam ediyorum. Ama bugünden, Tekirdağ’dan genel olarak ülkemizdeki, Tekirdağ’ımızdaki kadınların yaşam koşullarına baktığımızda maalesef istediğimiz, hedeflediğimiz, arzu ettiğimiz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti kurarken hedeflediği o eşit yurttaş hedefinden hala uzakta olmanın, o hedefe yaklaşamamış olmanın üzüntüsü ve maalesef yorgunluğu içerisindeyiz. Yorgunluk derken asla mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi. (DHA)

Görüntü dökümü

————————–

-Kadınların yürüyüşünden detaylar

-Sloganların atılması

-Fatma Özdemir’in iş yeri önünde alkışlı protesto

-Belediye Başkanı Candan Yüceer’in konuşması

-Detaylar

Haber-Kamera: Abdullah YALÇIN/TEKİRDAĞ,(DHA)

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r