DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni – 3
1) KALE İLÇESİ, TOKİ SAYESİNDE DEPREMİ AZ HASARLA ATLATTI
MALATYA'da, dün meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremin merkez üssü Kale ilçesi, sarsıntıyı az hasarlı atlattı. Bunun en büyük nedeninin TOKİ tarafından yapımı tamamlanan konutlar olduğu belirtildi.
Elazığ'ın Sivrice ilçesinde 4 yıl önce meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremden etkilenen Malatya'nın Kale ilçesinde depremzede vatandaşlar için 439 konut, 302 köy evi, 56 ahır ve 16 iş yeri yapıldı. Dün meydana gelen depremin merkez üssü olan Kale ilçesi, Elazığ depreminden sonra inşa edilen TOKİ konutlarıyla ayakta kaldı. Kale ilçesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na bağlı Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı tarafından inşa edilen konutlarda hasar oluşmadı. Dün yaşanan 5.9 büyüklüğündeki depremde ilçede inşa edilen konut ve iş yerlerinin yanı sıra 16 derslikli okulun da zarar görmediği belirtildi.
Öte yandan ilçede Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından da 268 konut, 1 cami ve 3 iş yerinin yapımına başlanmıştı. (DHA)
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Toki drone görüntüleri
-Genel ve detay görüntü
Haber- Kamera: MALATYA-DHA
==========================================
2) PROF. DR. SÖZBİLİR: ÇOK YAKIN BİR GELECEKTE KAHRAMANMARAŞ FAYININ TEKRAR BİR DEPREM ÜRETMEMESİ GEREKİYOR
DOKUZ Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 6 Şubat depremi ile ilgili bölgede yaptıkları incelemelere ilişkin değerlendirmede, "Kahramanmaraş fayının kendisi, 6.8 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip. Geçmişte bunu 3 kez yapmış. Bunlardan birini de 500'lü yıllarda yapmış. Bu deprem Doğu Anadolu fayı üzerinde 500'lü yıllarda gerçekleşen depremin tek bir fay üzerinde gerçekleşmediğini, Maraş fayının da bu depreme kaynaklık ettiğini anlayabiliyoruz. Dolayısıyla çok yakın bir gelecekte, Kahramanmaraş fayının tekrar bir deprem üretmemesi gerekiyor" dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri sonrası 11 ilde geniş çaplı etüt çalışmaları başlattı. Bakanlığın koordinasyonunda üniversitelerden bilim insanlarının öncülüğünde çalışmalar yürütüldü. Beraberindeki ekiple Kahramanmaraş fayında incelemelerde bulunan DEÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü ve AFAD Bilimsel Destek Kurul Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, çalışmalar hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Sözbilir, "6 Şubat depreminden sonra dikkat ettiğimiz konu, kırılmayan fay parçalarıydı. Bunlardan biri dün Malatya-Kale depreminde kırılmış oldu. 5.9 büyüklüğündeki Malatya-Kale depremi, 2020 Elazığ deprem kırığının güneybatı ucu ile 6 Şubat 2023 Maraş-Pazarcık depreminin kuzeydoğu ucu arasındaki bölgede gerçekleşti. Burası aynı zamanda iki deprem arasındaki sismik boşluğa karşılık gelen bir bölge. Benzer özellikler şu an Maraş fay zonunun kendisinde var. Yani Maraş merkezli, 6 Şubat'ta 2 deprem oldu. Birincisi Pazarcık, diğeri Elbistan merkezliydi. Maraş'ın kendisinin il merkezi olarak oturduğu fay henüz kırılmadı. Bu fayın deprem tehlikesini anlamak için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı jeolojik- paleosismolojik bir etüt çalışması istedi. Biz o çalışmayı yaptık, tamamladık" dedi. O çalışma kapsamında Maraş'ın kuzeyindeki Ahır Dağı'ndan güneye doğru yaklaşık 7-8 fay parçasında oluşan bir fayı zonunu incelediklerini belirten Prof. Dr. Sözbilir, "Şehir merkezinin büyük bir bölümü bu fay zonu üzerinde kurulu. Yaptığımız çalışmalarda, dağdan ovaya doğru fay parçalarının gençleştiğini saptadık. En genç, en aktif fayın en uç kısımda yer alan ovayla, sınırında yer aldığını ortaya koyduk. Fayı haritaladık ve güvenli tarafta kalma adına fay sakınım bandı çizdik. O fay üzerinde 5 hendek açtık. Fay üzerinde açtığımız hendeklerde geçmişe ait 3 eski depreme karşılık gelen bir yırtılmanın geliştiğini gözlemledik. Yani Maraş fay zonu, geçmişte özellikle son 10 bin yılda 3 yıkıcı deprem üretmiş. Bunlar hep 6 üstü depremler. Kahramanmaraş fayının kendisi, 6.8 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip. Geçmişte bunu 3 kez yapmış. Bunlardan sonuncusunu da 500'lü yıllarda yapmış. Dolayısıyla Doğu Anadolu fayı üzerinde gerçekleşen depremin tek bir fay üzerinde gerçekleşmediğini, Maraş fayının da bu depreme kaynaklık ettiğini anlayabiliyoruz. Bu nedenle de çok yakın bir gelecekte, Kahramanmaraş fayının tekrar bir deprem üretmemesi gerekiyor" diye konuştu.
'KAHRAMANMARAŞ İL MERKEZİNİN ÇOK İYİ BİR ZEMİNİ YOK VE YAPI STOKU KÖTÜ'
Zemine de dikkat çeken Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "6 Şubat depremi Maraş il merkezindeki fay kırılmamasına rağmen, kentte ciddi can ve mal kaybına neden oldu. Bu şu anlama geliyor. Demek ki il merkezinin çok iyi bir zemini yok ve yapı stoku kötü. Yerleşime uygunluk anlamında birçok yer önlemli alan sınıfında. Dolayısıyla o bölgelerde eğer bir yapı yapacaksak önce zemini anlayıp, iyileştireceğiz. Ondan sonra da yapıyı o zemine göre inşa etmemiz gerekiyor" diye konuştu. (DHA)
Görüntü Dökümü
------------------------
-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir'in açıklaması
-Genel ve detay görüntü
Haber: Kadir ÖZEN - Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR, DHA
=========================================
3) MİRAS KAVGASINDA 1 KİŞİYİ ÖLDÜRÜP, 2 KİŞİYİ YARALAYAN ENİŞTEYE MÜEBBET VE 22 YIL HAPİS
BOLU'da, miras anlaşmazlığı nedeniyle kayınbiraderinin oğlu Erhan Üreten'i (24) pompalı tüfekle öldüren, kayınbiraderi Ekrem Üreten (46) ve küçük oğlu Ersan Üreten'i (23) de ağır yaralayan Kenan Ünen (50), 'Kasten Öldürme' suçundan müebbet, 'Kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan da 22 yıl hapisle cezalandırıldı.
Olay, geçen yıl 15 Aralık'ta İzzet Baysal Küçük Sanayi Sitesi'nde meydana geldi. Ekrem Üreten ile oğulları Erhan ve Ersan Üreten, araçlarını yıkatmak için oto yıkama dükkanına gitti. Ekrem Üreten, burada miras anlaşmazlığı nedeniyle husumetli olduğu eniştesi Kenan Ünen ile karşılaştı. Taraflar arasında çıkan tartışma, kavgaya dönüştü. Kenan Ünen, otomobilinden aldığı pompalı tüfekle kayınbiraderi Ekrem Üreten ile çocukları Ersan ve Erhan Üreten'e ateş açtı. Yaralılardan Erhan Üreten hastanede yaşamını yitirdi.
Olayın ardından tutuklanan Kenan Ünen hakkında Bolu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesinde 'Silahla basit yaralama', 'Mala zarar verme', 'Silahla tehdit', 'Tasarlayarak öldürme' ve 'Tasarlayarak öldürmeye teşebbüs' suçlarından dava açıldı.
KARAR DURUŞMASI
Davanın karar duruşmasında, olayda yaralanan Ekrem Üreten ve ailenin avukatları hazır bulundu. Tutuklu yargılanan Kenan Ünen ise duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı. Kararını açıklayan mahkemeye heyeti, Kenan Ünen'i 'Kasten öldürme' suçundan müebbet, 'Kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan da 22 yıl hapisle cezalandırdı.
ARŞİV GÖRÜNTÜLERLE
Haber: Mutlu YUCA/BOLU,(DHA)
=========================================
4) PANDEMİDE ÜRETTİKLERİ ELEKTRİKLİ ARACI GELİŞTİREN ÜNİVERSİTELİLER, YURT DIŞINDAKİ YARIŞLARA HAZIRLANIYOR
TRAKYA Üniversitesi öğrencilerinden oluşan 'Pehlivan Team' ekibi, pandemi döneminde ürettikleri elektrikli aracı geliştirerek yeni bir modele imza attı. Enerji verimliliği baz alınarak 1 yılda geliştirilen ve 8 saat kesintisiz şekilde 150 kilometre gidebilen 'Pehli1' isimli yeni modele ilişkin takım kaptanı Fatih Coşar, "Hedefimiz, TÜBİTAK yarışlarına katılmak. Ama sadece TÜBİTAK yarışlarında değil, yurt dışı yarışlarında da hem üniversitemizi hem Türkiye'mizi temsil ederek başarılı şekilde yarıştırmak" dedi.
Trakya Üniversitesi'nde okuyan öğrencilerin 2013 yılında kurduğu 'Pehlivan Team', 2014'te ilk olarak güneş enerjisiyle çalışan otomobil yaptı. Takım daha sonra 2016 yılında ilk elektrikli otomobilleri 'Pehlivan Elektrak'ı üreterek, yurt içi ve yurtdışındaki fuar ve yarışlarda adından söz ettirdi. Üyeleri değişse de Ar-Ge fikrine açık yeni öğrencilerle yoluna devam eden Pehlivan Team, 2022 yılında pandemi döneminde yeni elektrikli araçlarını üretti. Araçla ilgili enerji verimliliği üzerine kafa yoran 9 kişilik takım, son olarak daha az elektrik harcayan 'Pehli1' ismini verdikleri yeni modele imza attı. Araç ilk olarak Trakya Üniversitesi'nde gerçekleştirilen topluluklar buluşmasında görücüye çıktı.
'AMACIMIZ, MAKSİMUM VERİMLE, MAKSİMUM MESAFE'
Enerji verimliliği baz alınarak 1 yılda geliştirilen yeni aracın 8 saat kesintisiz şekilde 150 kilometre gidebildiğini belirten Trakya Üniversitesi Makine Mühendisliği 3'üncü sınıf öğrencisi, Pehlivan Team Takım Kaptanı Fatih Coşar, "Aslında pandemide üretilen sarı aracımızın kabuğunu kullanıyoruz. Ama tabii ki de pandemiden beri teknoloji çok gelişti ve TÜBİTAK'ın aslında yarışlardaki regülasyonları da çok fazla değişti. Bu aracımızı sadece kabuğu kullanacak şekilde aldık, tüm elektronik aksamları değiştirdik ve yeniden tasarladık. Hala tasarlayıp, üzerine geliştirmeler yapıyoruz. Amacımız; maksimum verimi kazanmak, maksimum mesafeye ulaşmak. Tekrar teknolojinin gelişmesi ile yeni parçalar kullanarak, yeni tasarımlar yaparak, yerli motor ve batarya sistemleri, yeni batarya sistemleri kullanarak, arabamızın verimini arttırmayı planlıyoruz" dedi.
'MOTORUMUZ YÜZDE 95 VERİMLE ÇALIŞAN BİR MOTOR'
Yeni elektrik araçta motorun yüzde 95 verimle çalıştığını söyleyen Coşar, "Önceki yaptığımız araçtan farkı, nereden bakarsanız geliştirmeler ile aşağı yukarı 40-50 kilometre menzil kazandık. Verimimizi yüzde 5-10 civarında arttırdık ki motorumuz normalde yüzde 95 verimle çalışan bir motor. Motor sürücümüzü yerli yaptık. Verimini asla kaybetmeden motoru çok uyumlu bir sürücü yaptık. Motorumuzun yüzde 93'ünü kullanabiliyoruz. Aynı zamanda batarya konusunda da batarya verimi çok kısıtlı olan bir parça. Batarya paketlerimizi yeniden teknolojiye uygun şekilde dizayn ederek, yeniden yeni soğutma sistemleri kullanarak, bataryanın ısınma sorununu ortadan kaldırdık. Isınma sorununu ortadan kaldırmamız bize bataryadan yüzde 4 verim kazandırdı ki bu da aynı zamanda menzilimizin artmasına sebep oldu" diye konuştu.
YARIŞLARDA YURT DIŞI HEDEFİ
Aracı yurt dışı ve yurt dışındaki yarışlara sokarak başarı hedeflediklerini anlatan Coşar, "Şarjı şöyle söyleyeyim, kilometre bazında 100-110 kilometre kullanabiliyoruz. Hız olarak da aracımızın biraz gücünü kıstık. Çünkü verimlilik yarışlarına katılıyoruz, amacımız hız değil. 60-65 kilometre hızla çok rahat şekilde seyahat edebiliyoruz. Aslında bu aracı geliştirmeye geçen seneden başladık. Bu araba ilk çıktığında bir TÜBİTAK'ın yarışına katıldı. Bir yarış geçmişi var. Sonra geçen sene bu arabayı aldık ve baştan tasarlamaya başladık. Geçen senenin sonunda arabamızı yürütmeyi başardık. Hedefimiz, TÜBİTAK yarışlarına katılmak. Ama sadece TÜBİTAK yarışlarında değil, yurt dışı yarışlarında da hem üniversitemizi hem Türkiye'mizi temsil ederek başarılı şekilde yarıştırmak" dedi.
'GELİŞEN DÜNYAYA ÇOK DAHA AYAK UYDURABİLECEK BİR ARAÇ'
Trakya Üniversitesi Makine Mühendisliği 2'nci sınıf öğrencisi Eşref Kaan Kurtoğlu da yeni aracın gelişen dünyaya ayak uydurabilen daha iyi bir araç olduğunu söyledi. Kurtoğlu, "Aracımız gerçekten çok daha farklı oldu. Çok daha yeni. Gelişen dünyaya çok daha ayak uydurabilecek bir araç oldu. Yeni sistemlilerin çok daha kolay ekleyebileceğimiz bir aracımız oldu. Daha da geliştirmeye devam ediyoruz" diye konuştu. (DHA)
Görüntü Dökümü
-----------------------------
-Topluluk buluşmalarından detay
-Elektrikli araçtan detaylar
-Pehlivan Team Takım Kaptanı Fatih Coşa ile röp.
-Pehlivan Team üyesi Eşref Kaan Kurtoğlu ile röp.
-Aracın içinden detay
-Araç pilotundan detay
-Araca binilmesinden detay
-Aracın hareket etmesinden detaylar
Haber - Kamera: Olgay GÜLER -Umut IŞIK / EDİRNE, (DHA)
=====================================
5) ÖĞRENCİLERE HAFTADA BİR GÜN ÇORBA İKRAMI
AFYONKARAHİSAR'ın Sandıklı ilçesinde çorba içme ve kahvaltı yapma alışkanlığı kazanmaları amacıyla Barbaros Ortaokulu öğrencilerine haftada bir gün sabah çorba ikram ediliyor.
Barbaros Ortaokulunda 'Bir Kepçe Çorba Güne Zinde Başla' projesi kapsamında iki yıldır haftada bir gün sabah ilk ders öncesi öğrencilere çorba ikram ediliyor. Okul yönetimi tarafından yapılan proje kapsamında her hafta çarşamba günü sabah erken saatte gelen çorbalar öğretmenler ve hizmetliler tarafından karton bardaklara konularak yanında ekmek ile çocuklara dağıtılıyor. Öğrenciler sıralarında çorba ve ekmeği yedikten sonra derse başlıyor. Geçen yıldan bu yana süren çalışma ile öğrencilere kahvaltı yapma ve çorba içme alışkanlığı kazandırılması amaçlanırken, projenin uzun süre devam ettirilmesi hedefleniyor.
'ÇORBA İÇTİKLERİ GÜNLERDE DERSLERİ DAHA İYİ DİNLİYORLAR'
Fen bilimleri öğretmeni Ayşe Özçelik, "Geçen sene böyle bir etkinliğe başladık. Fark ettik ki öğrencilerimiz sabah erken kahvaltı yapmakta zorlanıyor. Kahvaltı yapsalar da poğaça, simit, tost olduğu için şekerleri çok çabuk düşüyor. Bir de çorba bizim geleneksel sabah öğünümüzdür. Atalarımız her kahvaltıda bir tarhana veya farklı bir çorba olsun isterler. Biz de ondan esinlenerek öğrencilerimize çorba ikram etmeyi uygun bulduk. Onlar da çorbadan faydalanıyor. Severek içiyorlar. 'Çorba içtiğimiz günler dersleri daha iyi dinliyoruz. Öğlene acıkmadan giriyoruz' gibi geri dönüşler de bizleri mutlu ediyor" dedi.
'SOĞUK HAVDA ÜŞÜYOR ÇORBA İLE ISINIYORUZ'
Öğrencilerden Aysun Özdeniz, "Havalar soğuk olduğu için üşüyoruz. Çorba sıcak olduğu için üşüme hissimizi alıyor. Bazen kahvaltı da yapamadığımız zaman oluyor. Çorba günlerimizde kahvaltı yapmış oluyoruz" diye konuştu.
'ANNEMİN YEMEKLERİNE BENZİYOR'
Öğrenci Mustafa Ali Turan, "Çorbanın tadı çok güzel, annemin yaptığı yemeklere çok benziyor. Kantinden yemektense çorba içmemiz daha sağlıklı oluyor. Kahvaltı yapamadığımız için burada kahvaltı yapmış oluyoruz" dedi.
Öğrenci Meriç Erkan, "Bazı arkadaşlarımız kahvaltı yapmamış oluyor. Paraları olmadığı zamanlar oluyor. Kantinden bir şeyler alamıyorlar onun için bu çorba etkinliği çok güzel oluyor" diye konuştu.
'ÖĞRETMENLERİN SAYESİNDE UZUN SÜREDİR PROJEMİZİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ'
Okul Müdürü Salih Bulut da "Projemiz geçen seneden beri hayatta. Bu projenin devam etmesi öğretmenlerin bunu benimsemesi hep elbirliğiyle gayret etmesiyle oluyor. Veliler geri dönüşünü okul aile birliği toplantımızda belirtti. 'Bizim evde yapamadığımızı siz okulda yapıyorsunuz' şeklinde geri dönüşler oldu. Çünkü evde çocuklara ikram etseler yemeyebilirler. Okulda birbirlerine bakarak yiyorlar. Çocuk arkadaşı yediğinde o da bu etkinliğe katılıyor. Alışkanlık kazanmış oluyor aynı zamandan bizim bu atalarımızdan gelen bir alışkanlık inşallah çocuklara faydalı olmaya çalışıyoruz" dedi. (DHA)
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Okulun tabelasının bulunduğu öğrenciler gelirken görüntü
-Çorbayı karıştırırken görüntü
-Bardaklara çorba katarken geniş acı görüntü
-Bardağa çorba katarken yakın görüntü
-Fen Bilimleri öğretmeni Ayşe Özçelik bardaklara çorba katarken görüntü
-RÖP.1:Ayşe Özçelik
-Öğretmen öğrencilere çorba dağıtımı yaparken görüntü
-Öğrenci ve sırasında çorbası ile görüntü
-Öğrenciler çorba içerken yakın görüntü
-RÖP2:Aysun Özdeniz(öğrenci)
-Çocuklara öğretmen çorba dağıtımından görüntü
-Öğrenciler çorbalarını içerken görüntü
-RÖP3:Mustafa Ali Turan(öğrenci)
-RÖP4:Meric Erkan (öğrenci)
-Çocuklar çorba içerken görüntü
-RÖP5:Salih Bulut(Okul Müdürü)
Haber-Kamera: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI,(Afyonkarahisar),(DHA)
=========================================
6) 800 YILLIK GELENEKSEL 'DİVRİĞİ PİLAVI' EVLERDEN ÇIKIP, LEZZET TUTKUNLARIYLA BULUŞTU
SİVAS'ın Divriği ilçesinde Mengücekli Beyliği döneminden itibaren gelenek haline gelen, düğün ve bayram gibi özel günlerde sıklıkla yapılarak evlerde tüketilen meşhur 'Divriği Pilavı' ilçeyi ziyaret eden tarih ve lezzet tutkunlarına da ulaştırılmaya başlandı. Farklı lezzetiyle öne çıkan pilav, tadanların beğenisini kazanıyor.
İlçede yaklaşık 800 yıllık geçmişe sahip geleneksel yemekler arasında yer alan 'Divriği Pilavı' lezzet tutkunlarıyla buluşturuldu. İçerisinde tane karabiber, yenibahar, Besni üzümü, nohut, pirinç ve dana eti yer alan pilav, ilk kez tadanları cezbediyor. Yörenin en meşhur yemeği olmasına rağmen, yıllardır sadece evlerde düğün, bayram gibi özel günlerde hazırlanan Divriği Pilavı, mutfaklardan çıkıp meraklılarıyla buluştu. Başta Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası olmak üzere zengin bir kültürel mirasa sahip ilçenin ziyaretçi sayısında son dönemde artış görüldü. Özellikle Ulu Camii ve Darüşşifası'nın 9 yıllık restorasyon sürecinin tamamlanıp yeniden ziyarete açılmasıyla meraklıları ilçeye akın etmeye başladı. Ziyarete gelenlerin yörenin meşhur yiyeceklerini de tatmak istemesiyle Divriği Pilavı ön plana çıktı. İlçede kadın esnaflar için oluşturulan Hüma Hatun Sokağı'nda lokanta açan evli, 2 çocuk sahibi Zeliha Gürsoy (38), bölgeyi ziyarete gelen ve tarihi yerleri gezenlere, yörenin geleneksel pilavını yeme imkanı sundu. Yanında üzüm hoşafı ve turşu ile birlikte sunulan pilav beğeniyle tüketiliyor.
Herkesin ismini bildiği ancak yörede yaşayanlar hariç, ilçeye gelenlerin tatma şansı bulamadığı bu lezzeti meraklılarıyla buluşturduklarını belirten İşletmeci Zeliha Gürsoy, "Bulunduğumuz sokak, kadın esnaflar için oluşturulan proje bir sokak. Ben de burada yeni esnafım. Divriği Pilavı'nı kendimce tanıtmaya çalışıyorum. Burada 800 yıldır pişen bir yemektir. Düğünlerde ve bayram sabahlarında yapılır. Emek isteyen ve yapımı zahmetli bir yemektir. Divriği'ye gezmeye gelenler, bu pilavın ününü duyuyor ama sadece evlerde yapıldığı için tatma imkanı bulamıyordu. Eskiden sadece evde 5-10 kişi için yapıyordum, şimdi herkes faydalanıyor. İlçeye gelen misafirlerimize bu geleneksel lezzeti sunuyoruz. Herkes çok beğeniyor" dedi.
'ÇOK FARKLI BİR LEZZET'
Tarihi mekanları gezmek için geldiği Divriği'Ide pilavın da tadına bakan gurbetçi Neziha Çiftçi, "Hollanda'dan geliyoruz. Divriği Pilavı'nın ününü çok duymuştum ama hiç yememiştim. Çok lezzetli bir pilav. Buraya bir daha gelmeyi isterim" dedi.
Gülay Çelme ise "Ben de ilk defa yiyorum. Çok farklı bir lezzet. Ayrıca kadın girişimcilerin böyle bir şey yapması güzel bir şey" ifadelerini kullandı. (DHA)
Görüntü Dökümü
--------------------------
-İşletmeden görüntüler
-Divriği pilavının görüntüsü ve servis edilmesi
-Zeliha Gürsoy'un açıklamaları
-Müşterilerle röportaj
Haber-Kamera: Eraydın AYTEKİN-Hüsnü Ümit AVCI/DİVRİĞİ, (Sivas), (DHA)