DHA Görüntülü Yurt Haber Bülteni – 4
1)NARİN'İN TUTUKLANAN ANNESİ YÜKSEL GÜRAN: SALİM'İN KIZIMA NEDEN ZARAR VERDİĞİNİ BİLMİYORUM
DİYARBAKIR'ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan Narin Güran (8) cinayeti ile ilgili soruşturmada tutuklanan annesi Yüksel Güran'ın savcılıktaki ifadesi ortaya çıktı. Güran ifadesinde, tutuklu amca Salim Güran'a ilişkin, "Nevzat ve Salim her zaman birlikte gezerler. İyi arkadaştırlar. Onları her zaman birlikte görüyordum. Dost olduklarını biliyorum. Bizim Salim ile ailecek herhangi bir husumetimiz yoktur. Kızıma neden zarar verdiğini bilmiyorum" dedi.
Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan, 19 gün sonra dere yatağında, çuval içerisinde ve üzeri taş ve çalılıklarla kapatılmış cesedi bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan 10 şüpheliden annesi Yüksel Güran'ın ifadesi, ortaya çıktı.
OLAY GÜNÜNÜ TEK TEK ANLATTI
Yüksel Güran, ifadesinde, olay gününü anlatarak, "Sabah 5 gibi kalktım. Bahçeden bamya topladım. Baktım ki bir hindi bahçede ölmüş ve yarısı yenmiş. Geri kalan yarısı da yerde kalmıştı. Saat 06.00 sıralarıydı. Gittim eve O.'yu kaldırdım. İşe gidecekti. Hemen aşağıya indim. İndikten sonra damdakilerin hepsi indiler. Sonra bana, 'Sofrayı kur, M. de kahvaltıya gelecek' dediler. Ben de sofrayı kurup, kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra M. ve eşim Arif, Batman'a gittiler. Baran da onlarla birlikte kalktı, gitti. Kalktıklarında saatin kaç olduğunu hatırlamıyorum. Sofrayı kaldırdık. Enes banyoya girdi ve çıktı. Ben ve Narin evdeydik. Çamaşır makinemiz bozuktu. H.'yi aradım. Makinesi boşsa 'Elbiseleri getireceğim' dedim. Sonra elbiseleri alıp, buraya götürdüm. Daha sonra dönüp, evimi toparladım. Çocuklar da evdeydi. Hepsi, 'Ağabeyimiz oyuncak getirmemiş' diyerek şakalaşıp, oynuyorlardı. Balkonu yıkadım. Saat kaç olduğunu bilmiyorum. Sonra amcamın gelininin evine gittim. Batman'dan gelmişti. Evleri bizim evin arkasındadır. Ev, kız kardeşim S.K.'nin evidir. Burada kahveyi içtikten sonra Ferhat gelip, bana Enes'in ona, 'Anne gelsin, acıktık' dediğini söyledi. Ben de eve gittim. Saat 12.00 gibiydi. Biraz evde çocuklarla oynadım. Sonra çocuklar patates kızartması istedi. Ben de onlara patates kızartması yaptım. Narin ve E., telefon için kavga ediyorlardı. 'Onlara neden böyle yapıyorsunuz' diyerek telefonu onlardan aldım" dedi.
'NARİN'İN NE GİYDİĞİNİ GÖRMEDİM'
Yüksel Güran, ifadesinde, şöyle devam etti:
"Saat 13.00'tü. Sofra üzerinde yemek yiyorduk. Sonra sofrayı topladım. Kızım Narin toz alıyordu. Koltukta uzanıyordum. Narin bana, 'Kur'an kursuna geç kaldım' dedi. Saatin kaç olduğunu bilmiyorum. 'Kızım hava sıcaktır, gitme' dedim. O da çok ısrar etti ve bana, 'Saat 16.00'ya kadar kurs var, gitmek istiyorum sonra Hüseyin amcanın evine gideceğim' dedi. 'Bana onları çok özledim' dedi. Çok ısrar etti. Gitmek için ısrarlı şekilde çığlıklar atıyordu. Narin yaz boyunca hiç evden çıkmamıştı. Hatta kızıma, 'Kızım bacakların çıplak bu haliyle insan kursa gider mi' dedim. Üzerine siyah şort ve tişört giymişti. Sonra M. geldi. Bu sırada Narin dışarı çıkmıştı. Narin'in dışarı çıktığını görmedim. Bu nedenle dışarı çıktığında ne giydiğini görmedim. Oturma odasında oturuyordum. Bu oda evin çıkış kapısını görmemektedir. M. geldi ve biraz konuştuk. Çok yorulmuştum, orada yattım. M. de orada yattı. Enes de orada yatıyordu. E. ise telefon ile oynuyordu. Bir ara uyanıp, mutfağa gidip, su içip, tekrar yattım. Sonra kalktım. M. uyanıktı. Elinde benim telefonum vardı. Bana, 'Yenge elbiselerimizi getirdi' dedi. Ben de ona 'Neden beni uyandırmadın' dedi. O da 'Yenge bırakmadı' dedi. Sonra H. geldi. H. dönüşte bana kendisine ait su dinamonun şalterini kapattığını söyledi. İlk geldiğinde dinamonun şalterini açıp, ikinci gelişinde şalteri kapatmıştı. H. ikinci gelişinde Enes uyuyordu. H.'nin evime ilk gelip, beni uyandırmadan dönmesi ile ikinci geldiği süre arasında ne kadar geçtiğini bilmiyorum. Ancak geldiğinde uyanmıştım. H.'nin su dinamosu şalteri, Salim'in evinin kapısının hemen önündedir. Salim ile H.'nin dinamosu aynı şalteri kullanmaktadır. H. geldiğinde biraz oturup, sohbet ettik. Valizi getirdim. Valizin içerisindeki tüm elbiseler, Enes'e aitti. Elbiselerin tümünü H. ile katlayıp, valize koyduk. Oturmaya devam ettik."
'MUHAMMED'E GİT, KARDEŞİN NARİN'İ DE YEMEĞE ÇAĞIR' DEDİM'
Yüksel Güran, ifadesinde, "Bu sırada Enes'in telefonu çaldı. Kim olduğunu sorduğumda, 'Arkadaşlarım' dedi. Sonra Enes kalkıp, evin içeri kısmında gitti. Sonra da evden çıktı, gitti. Enes eve gelmedi. Bu sırada eltim ve ben içeride oturduk. Bayağı oturduk. Konuştuk. H. bir süre sonra evden çıktı. H. çıkarken eve Enes geldi. Enes geldiğinde babasını yemek için aradı. Sonra mutfağa gidip, yemeği ocağa bıraktım. Sonra gidip, dinamoyu çalıştırıp, geri eve geldim. Sonra balkonumu yıkadım ve suyu bahçeye verdim. Sonra içeriye girdim. Baktım etim pişmişti. Mutfağı ve evi toplayıp, dama çıktım. Dama yatakları sermek için çıkmıştım. Damda iken Enes'in sesi gelmekteydi. Aşağı indiğimde Eren'i gördüm. Eren'e, 'Abin orada mı' diye sordum. O da 'Evet' dedi. Ben de gidip, Enes'i çağırdım. 20-30 metre çocuklardan uzaktaydım. Çocuklar sigara içmekteydi. Sigara içtikleri için kendilerini uyarıp, tembihledim. 20-30 metre uzakta Enes, U., ismini İ. ya da Y. olarak bildiğim çocuklarla beraber oturuyorlardı. Saatin kaç olduğunu hatırlamıyorum. Ancak hava kararmaya başlamıştı. Enes'e seslenip, 'Oğlum bana yardım et' dedim. Oğlum Enes geldi, bana yardım etti ve ahırın penceresini kapattık. Pencere yüksektedir. Enes'in yardımıyla birlikte ahırın penceresini kapatmıştık. Hindileri ahıra koyduk. Sonra eltim olan muhtarın eşi M.G., yanındaki kızı ve kız kardeşleri hep birlikte kapıda oturuyorlardı. M.'nin ameliyat olan babasının sağlık durumunu sorup, elbise konusuna girdiklerinde, 'Beni tutmayın, evde pilavım ateşin üzerinde' diyerek oradan ayrılıp, eve gittim. Eve geldiğimde çocuklar da eve doğru geliyorlardı. 'Muhammed'e git, kardeşin Narin'i de yemeğe çağır' dedim" dedi.
'CAMİNİN KAPISINA GİDİP, FERYAT ETTİM'
Yüksel Güran, ifadesinin devamında, şunları anlattı:
"Mutfağa girene kadar Muhammed eve döndü ve 'Narin orada değil' dedi. Dışarı fırlayarak, 'Enes sen camiye git bak' dedim ve ben de tepeye çıktım. Tepeden Maşallah'ı çağırdım. Çünkü daha önce yüzlerce defa Narin'i, Maşallah'ın evine bırakmıştım. Kurstan sonra orada olabileceğini düşünerek oraya gittim. Narin'i sordum. Maşallah bana Narin'in orada olmadığını söyledi. S. de oradaydı. 'Narin sizde değil mi' diye sordum. Çünkü İ.H.G.'nin de küçük kızı vardı. Belki oradadır diye düşünmüştüm. Sonra H.'yi aradım. 'Narin orada değil mi' diye sordum. O da 'Yok, burada değil' dedi. Sonra H.'nin kızı E.'yi, Y.'nin evine Narin'i sormaya gönderdim. Sonra çocuklarım Eren veya Muhammed'e telefonumda Y.'nin telefonunun numarasını bulmalarını söyledim. Enes de bu sırada caminin orada Narin'i arıyordu. S.'yi de arayıp, Narin'i sordum. Gittik, halası A.K.'nin kapısını çaldık. Narin'i sorduk ve 'Orada değil' dediler. Hemen camiye gittik. Cami inşaattır. Belki bir yere düşmüştür diye oraya gittik. Caminin kapısına gidip, feryat edip, 'Narin burada mı' diye sordum. O sırada İ.K., bana saat 18.00'de Narin'i cami civarında gördüğünü söyledi. Onun bunu söylemesi üzerine biraz gevşedim. Dedim belki arkadaşları ile oynamaya dalmıştır. Sonra eve gittiğimde bütün köy toplandı."
'17.00-17.30 SIRALARINDA NARİNİ GÖRDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ'
Yüksek Güran, ifadesinde, "Hava kararmıştı. Ancak saatin kaç olduğunu bilmediğim bir sırada Maşallah'ı tekrardan gördüm. Kendisi de bana 17.00-17.30 sıralarında Narin'i gördüğünü söyledi. Ancak Narin'i bulamadık. Ağlayıp, çocuklarım da aşağıya inip, çeşmeye koşmaya başladık. Bütün köylü, Narin'i aramaya başladık. Ancak bulamadık. Kocama Narin'in kaybolduğunu söylemedim. Ancak köyden biri, kocamı arayıp, Narin'in kaybolduğunu söylemiş. O da beni aradı ve 'Narin nerede' diye sordu. 'Ben de bilmiyorum' dedim ve kocam telefonu kapattı. Saat kaçta aradı, bilmiyorum. Narin'in biri ayağında, diğeri de eskisi evde olmak üzere iki adet terliği vardır. Evdeki terliğinin rengi pembedir. Terliğin önünde ne olduğunu hatırlamıyorum. Terliği halen evdedir. Salim ile hiç görüşmedim. Ancak bu görüşmeler varsa çocuklarım yapmış olabilir. Nereye gitsem Arif'in telefonu yanımızda olduğu için kendi telefonumu evde bırakıp, öyle giderim. Arif ile nişanlanmadan önce Salim ile M. nişanlandı. Salim nişanlandıktan sonra Arif askere gitti. Arif acemi birliğinden döndükten sonra Arif ile nişanlandık. Benim mutlu bir ailem vardır" dedi.
'HER İKİ İFADEMDE DE SÖYLEMİŞ OLDUĞUM SAATLER YANLIŞ OLABİLİR'
'Tüm gün evde olduğunu, özellikle Narin'in kaybolduğu saatlerde evde olduğunu beyan etmenize rağmen Narin'in 15.15'te kurstan gelerek patika yola girmekte ve evlerinin olduğu tepeye çıktıktan sonra dönüp, arkadaşlarına el salladığı dosya kapsamında sabit olmasına karşın Narin'in eve gelmediğini beyan ettiniz. Bu hususta söyleyecekleriniz neler?' sorusuna Yüksel Güran, "Bahsettiğiniz saatlerde eltim H.'nin bizde olduğunu hatırlıyorum. O geldiğinde yatıp, uyuyorduk" dedi.
Daha sonra kollukta müşteki olarak alınan ifadesinde H.'nin saat 16.00 sıralarında eve geldiğini beyan etmesine rağmen şu anki ifadesinde 15.15'te beraber oturduklarını söylemesi ile ilgili soru üzerine, Yüksek Güran, "Saate bakmadığımdan saatleri hatalı söylemiş olabilirim. Her iki ifademde de söylemiş olduğum saatler yanlış olabilir. Uyuduğumdan H.'nin saat kaçta eve geldiğini bilmiyorum" diyerek karşılık verdi.
Olay günü 15.15 sıralarında Salim ile bir arada olup olmadığı sorusuna ise Yüksel Güran, "Hayır değildim. Salim'i sadece dinamoyu çalıştırmaya gittiğimde, hacı Hüseyin'in evinin önünde gördüm. Kendisi ile bir araya da gelmedik" cevabını verdi.
SORULARA KARŞI YÜKSEL GÜRAN'IN CEVAPLARI
*Narin sizin evinize patikayı çıkıp yukarıya geldiğinde sizle Salim'in ilişkisine denk gelmesi nedeniyle mi öldürdünüz?
-Kesinlikle Narin'i görmedim. Benim bu adamla da herhangi bir ilişkim olamaz.
*Eylemi siz gerçekleştirmediyseniz kimin gerçekleştirdiğini düşünüyorsunuz?
-Benim şüphelendiğim kimse yoktur. Kocamın da husumetlisi olup, olmadığını bilmiyorum.
*Nevzat Bahtiyar ifadesinde sizin ahırınızın olduğu kısımdan Salim'in kendisine doğru "Nevzat hazırlan, seninle işimiz var" diye bağırdığını beyan ettiği, sizin evin konumu Nevzat'ın bulunduğu yere daha yakın olması da değerlendirildiğinde Salim'in bu seslenmesini duyup duymadınız mı?
-Kesinlikle böyle bir seslenme duymadım. Evde klima çalışmaktaydı. Pencereler de bu nedenle kapalıydı. Saat 05.00'te uyandığımızdan, her gün o saatlerde klimayı çalıştırarak uyumaktayız. Bu nedenle bu seslenmeyi duymamış olabilirim.
*Evinizde bulunan halıları, Narin'in kaybolduğu gün veya sonrasında değiştirdiniz mi?
-Halıları değiştirmedim. Ancak eve insanların gelip, gitmesi nedeniyle hatırladığım kadarıyla 5-6'ncı günde kız kardeşim Y. bana gelerek halıların kirlendiğini, temiz halım olup olmadığını sordu. Ben de temiz halım olduğunu söyledim. Y., temiz halıyı alıp, serdi. Eski halım da evde yıkanmamış halde bulunmaktadır.
*Narin'in kaybolduğu gün Salim'e veya herhangi bir kimseye battaniye verdiniz mi?
-Kimseye herhangi bir battaniye vermedim. Ancak olay nedeniyle evime gelen giden çok fazla olduğundan benim evimden Salim'in evine uyumak için battaniye götürülmüşse de bir bilgim yoktur. Şehir dışından bu olay nedeniyle ziyaretimize gelenlerin çoğunluğu benim evim, Salim'in evi ve kız kardeşim S.K.'nin evinde uyumaktaydı.
*Salim'e ait beyaz Renault 19 Europa marka aracın sol ön koltuğunda kızınız Narin Güran'a ait DNA örnekleri çıktığını biliyor musunuz? Babası Arif Güran'ın arabasında arama yapılmasına rağmen çıkmayan DNA örnekleri Salim Güran'ın aracında neden çıkmış olabilir?
-Ailecek hiçbir zaman Salim'in arabasına binmedik. Narin kızım da bizden ayrı kesinlikle binmedi. 14 Temmuz 2024 tarihinde Berat'ın nişan merasim günü eşim Arif'in Mersin ilinde olması nedeniyle Salim'in aracına Narin, Eren, Ecrin, Damla, Hediye, Miran bindiler. Aracı Devran sürmekteydi. Benim kızım Narin aracın arka koltuğuna bindi. Aracın ön yolcu koltuğunda Fuat'ın karısı H. oturmaktaydı. Bu araca hiç binmedim. Narin de bunun dışında bu arabaya hiç binmedi.
*Narin'in kaybolduğunu neden eşiniz Arif'e bildirmediniz?
-Eşimin Batman ilinden eve döndüğünü ve yolda olduğunu biliyordum. Telaşa düşerse kaza yapar diye kendisine haber vermedim. Eşim döndüğünde kendisine haber vermediğim için bana kızdı.
*Nevzat Bahtiyar ifadesinde kızınız Narin Güran'ın cansız bedenini kendisine Salim'in verdiğini belirmişti. Bu hususta ne biliyorsunuz, anlatınız?
-Hiçbir bilgim yoktur. Nevzat ve Salim her zaman birlikte gezerler. İyi arkadaştırlar. Onları her zaman birlikte görüyordum. Dost olduklarını biliyorum. Bu hususu, ilk defa jandarmada, gözaltına alındığımda öğrendim. Bizim Salim ile ailecek herhangi bir husumetimiz yoktur. Kızıma neden zarar verdiğini bilmiyorum. İfademe başkaca ekleyeceğim bir şey yoktur. Salim'in bize neden böyle bir şey yaptığını bilmiyorum."
ARŞİV GÖRÜNTÜLERLE
HABER: Seyfettin EKEN-Gıyasettin TETİK/DİYARBAKIR, (DHA)-
====================================================
2)24 YILDIR KAYIP OLAN SİNEM'İN BABASI: NARİN OLAYINDA YÜREĞİM CIZ EDİYOR
SAMSUN'da 24 yıl önce, 5 yaşındayken evinin önünde oynarken kaybolan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Sinem Özdemir'in babası Mahmut Özdemir (59), "Narin olayını izlerken yüreğim cız ediyor" dedi.
İlkadım ilçesi Zeytinlik Mahallesi Kalfa Sokak'ta 2000 yılının haziran ayında Sinem Özdemir, evinin önünde oynarken kayboldu. Ayşe ve Mahmut Özdemir çifti, yıllarca kızlarından haber bekledi. Geçen zaman içerisinde herhangi bir ize rastlanılamadı. 2014 yılında dönemin savcısı Vedat Soğukpınar Zeytinlik Mahallesi'nde cinsel suçlardan yargılanan, hapis cezası alan, sabıkası bulunan kişileri tespit etti. Belirlenen isimlerin hepsinin dosyası tek tek incelendi. 2008 yılında intihar eden Ahmet Demirci adı üzerinde yoğunlaşıldı. Sinem'in evine çok yakın mesafede oturan Demirci'nin 1995 yılında 2 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunup öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınıp, delil yetersizliğinden beraat ettiği ortaya çıkınca, eşi ifadeye çağrıldı. Eşinin verdiği ifadeye göre o dönem Ahmet Demirci'nin mutfakta inşaat yaptırdığı ve mutfak tezgahını değiştirdiğini öğrendi. Bunun üzerine savcılık şu an boş olan ve kullanılmayan evin mutfağında kazı çalışması yaptı. Yapılan kazıda, bir kişiye ait kafatası, diş ve kemik parçaları bulundu. Alınan parçalar İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan incelemede evde bulunan kemik parçalarının 15 yaşlarında başka bir kız çocuğuna ait olduğunu saptadı.
'ÖLMÜŞ OLSAYDI BİR YERDEN ÇIKARDI'
Samsun'un 24 yıldır çözülemeyen vakası olarak kayıtlardaki yerini alan Sinem Özdemir dosyası ile ilgili aile umudunu koruyor. Halen kızının bulunacağına inanan Mahmut Özdemir, "2000 yılının Haziran ayında cuma günü kızım kapının önüne çıkıp, çocuklarla oynuyor. 1 saat sonra eşim kapının önüne baktığında Sinem'i göremiyor. Her yere bakıyorlar ama bulamıyorlar. 2000 yılından beri ne ölüsüne ne de dirisine rastlayamadık. Şu anda bununla ilgili hiçbir araştırma yapılmıyor. Dosya belki de raftan kalktı. Ben hala bu olayın Zeytinlik Mahallesi'nden çözülebileceğine inanıyorum. Bunu da emniyet, istihbaratlar çözecek. Ben 59 yaşımdayım, adımın Mahmut olduğunu biliyorsam, bu olayın Zeytinlik Mahallesi'nden çözüleceğini biliyorum. İnanç olmadan yaşanmaz. Yaşayıp yaşamadığını Allah bilir. Bu zamana kadar ölmüş olsaydı bir yerden çıkardı diye düşünüyoruz. Televizyon programlarına bakıyoruz 30 senenin 40 senenin üzerine aileler birbiriyle buluşuyor. Allah'ım inşallah bize o günleri gösterir" dedi.
Narin olayını izlerken yüreğinin cız ettiğini söyleyen Özdemir, "Bu kadar vicdansızlık olur mu? Bir hırsın veya kinin varsa, bunun annesi var, babası var. Git hırsını ondan çıkar. Bizim 24 sene oldu hala bir ses yok. Herkesten yardım bekliyorum" diye konuştu. (DHA)
Görüntü dökümü:
----------------------
-Mahmut Özdemir otururken detay
-Mahmut Özdemir'in kızının fotoğrafını göstermesi
-Mahmut Özdemir ile röportaj
Haber-Kamera: Emre ÖNCEL/SAMSUN, (DHA)
Görüntü dökümü
----------------------
-Mahmut Özdemir otururken detay
-Mahmut Özdemir'in kızının fotoğrafını göstermesi
-Mahmut Özdemir ile röportaj
Haber-Kamera: Emre ÖNCEL/SAMSUN, (DHA)
================================================
3)EŞ KATİLİ İLE YARDIM EDEN ARKADAŞI ADLİYEDE
Antalya'da boşanma aşamasındaki eşi Fadim Temirhanoğulları'nı öldüren Savaş Temirhanoğulları ile kaçmasına yardım eden arkadaşı F.İ., emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Temirhanoğulları, gazetecilerin "Eşinizi neden öldürdünüz" sorusuna, karşılık vermedi. (DHA)
Görüntü Dökümü
------------------------
-Semt polikinliği detay
-Polisler detay
-Eşini öldüren Savaş Temirhanoğulları ve F.İ.'nin görüntüsü
-Genel detaylar
Haber-Kamera: Adem AKALAN/ANTALYA, (DHA)-
================================================
4)ÇİFT KOL NAKİLLİ ŞİMŞEK: SANKİ HİÇ NAKİL OLMAMIŞIM GİBİ
ANTALYA'da elektrik akımına kapıldığı için iki kolu kesilen ve 5 yıl önce Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde çift kol nakli olan Yusuf Oğuz Şimşek'in (30) tedavisi sürüyor. Fizik tedavilerini aksatmayan Şimşek, "Her şey eskisi gibi çok şükür. Sanki hiç nakil olmamışım gibi" dedi.
Antalya'da yaşayan Yusuf Oğuz Şimşek, 2015 yılında güneş enerji paneli montajı sırasında elektrik akımına kapıldı. İki kolunda da ciddi yanıklar oluşan Şimşek'in, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde gerçekleştirilen operasyonla iki kolu da ampute edildi. 26 Kasım 2019'da kadavradan nakledilen iki kolla yeni bir hayata başlayan Şimşek, 5 yıldır fizik tedavi görüyor. Tedavilerine Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde devam eden Şimşek, kendisine yeni bir hayat imkanı sunan, operasyonu gerçekleştiren ve ikinci kez Akdeniz Üniversitesi Rektörü seçilen Prof. Dr. Özlenen Özkan'ı ziyaret etti. Rektör Özkan ile sohbet eden ve hayırlı olsun dileğinde bulunan Şimşek, kollarını artık çok rahat kullanabildiğini ve ihtiyaçlarını görebildiğini anlattı. Rektör Özkan'la el sıkışan Şimşek, destekleri için de teşekkür etti.
'SÜREÇ İÇERİSİNDE HİÇBİR SORUN OLMADI'
5 yıldır yakından izlediği Yusuf Şimşek'in kendisine iyi baktığını ve tedavi kurallarına en iyi şekilde dikkat ettiğini söyleyen Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, "En baştaki ve sonraki sürecini yakından biliyorum. 5 yıl önce 2 kol nakli yaptık ve süreç içerisinde hiçbir sorun olmadı. Bu ameliyatlar hem bizim hem de hasta için zor süreçler. Problemsiz bir şekilde uyum sağladığını gördüm. Yusuf artık tek başına hayatını idame ettirebiliyor. Anne ve babası Yusuf'u evde yalnız bırakabiliyor. Ömür boyu takipleri sürecek. 5 yıl boyunca kendisine çok iyi baktı ve hiçbir sorun yaşamadık" diye konuştu.
'BÜTÜN ÇEVREM DESTEK OLUYOR'
Zorlu tedavi sürecini en iyi şekilde geçirmek için elinden gelen gayreti gösterdiğini belirten Yusuf Oğuz Şimşek, anne ve babasıyla beraber yaşadığı evde ihtiyaçlarını kendi başına giderebildiğini söyledi. Ameliyat öncesi ve sonraki yıllarda alışma süreci yaşadığını ve bu durumun kendisinde rahatsızlığa neden olduğunu anlatan Şimşek, üniversite hastanesinde verilen destekle kısa sürede bu sorunu da aştığını söyledi. Kollarını ve ellerini istediği gibi kullandığını, ağırlık dahi kaldırabilecek duruma geldiğini anlatan Şimşek, "Her şey eskisi gibi çok şükür. Sanki hiç nakil olmamışım gibi. Bütün çevrem destek oluyor. Fizik tedavi sürecim devam ediyor" dedi.
'NAKİL OLDUKTAN SONRA DAHA MUTLU'
Baba Mustafa Şimşek, hem tedavi sürecinde hem öncesinde oğlunu hiç yalnız bırakmadıklarını, psikolojik anlamda destek olmaya çalıştıklarını anlattı. Sürecin zorlu geçtiğini ama artık daha güzel günleri yaşamaya başladıklarını belirten baba Şimşek, "İlk zamanlardan bugüne psikolojisi ve fiziksel hareketleri düzeldi. Süreci atlatmak zor oldu ama nakil olduktan sonra daha güzel, daha mutlu. Önceleri evlilik düşünmüyordu ama şimdilerde düşünmeye başladı. Duşunu alıyor, sakal tıraşı oluyor. Kol nakli olduğunu bilmeyen birinin anlamayacağı duruma geldi" diye konuştu. (DHA)
Görüntü Dökümü
---------------------------
- Çift kol nakli olan Yusuf Oğuz Şimşek
- Şimşek'in kolundan detay görüntü
- Prof. Dr. Özlenen Özkan'ın Şimşek'in kolunu incelemesi
- Genel detay
- Röp. Yusuf Oğuz Şimşek
- Röp. Mustafa Şimşek
- Röp. Prof. Dr. Özlenen Özkan
Haber: Alparslan ÇINAR - Kamera: Burak YALMAN/ANTALYA,(DHA)
========================================
5)SURİYE'DE GÖREV YAPACAK JANDARMA KOMANDOLAR DUALARLA UĞURLANDI
SURİYE Barış Gücü kapsamında Suriye'nin El Bab bölgesinde görev yapacak olan Osmaniye Jandarma Komando Özel Harekat Tabur Komutanlığı, törenle uğurlandı.
İl Jandarma Komutanlığı'nda düzenlenen törene Vali Erdinç Yılmaz'ın yanı sıra 12'nci Komando Tugay ve Garnizon Komutan Vekili Albay Hakan Kocabaş, Belediye Başkan Vekili Ahmet Hayva, Cumhuriyet Başsavcısı Uygur Kaan Arısoy, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgay Uzun, Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Şener Kaytez, İl Emniyet Müdürü Mehmet Sarıbuva katıldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Şehitler Camii İmam Hatibi Bayram Özdoğan, Kur'an-ı Kerim okudu. Törende konuşan İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Şener Kaytez, "Osmaniye Jandarma Komando Özel Harekat Tabur Komutanlığı, Suriye Barış Gücü kapsamında El Bab'a görevlendirilmiştir. Verilen her türlü görevi yapmaya hazır olan kahraman komandolarımız bu görevi de kendilerine yakışır üstün bir vazife anlayışıyla icra edeceklerdir" dedi.
Vali Erdinç Yılmaz ise "Bugün kahraman komandolarımızı Suriye'ye uğurluyoruz. Hep olduğu gibi bugün de komandolarımız, vatan için, bayrak için, millet için, bu kutsal vatan topraklarının korunması için her görevde, her şartta, en zor şartlarda başarıyla görevlerini yaptılar. İnanıyoruz ki yine başarıyla, en iyi şekilde yapacaklar. Güvenimiz, inancımız sonsuzdur. Çünkü tarihten gelen o inanılmaz, dünyayı şaşkına çeviren, dünyaya ders veren, her türlü şartta başarıyı sağlayan komandolarımız, kahraman ordumuzun mensupları, Türk milletinin asil evlatları mutlaka başarılı olacaklardır. Bizim de dualarımız kendileriyle. Allah ayaklarına taş değdirmesin, yolları açık olsun. Yolunuz, bahtınız açık olsun, Allah'a emanet olun" diye konuştu.
Jandarma komandolar, komando andının okunmasının ardından İl Müftüsü Ali Çakmak'ın okuduğu dualarla görev yerine uğurlandı. (DHA)
Görüntü Dökümü
---------------------------
Vali Erdinç Yılmaz'ın Jamdarma komutanlığında karşılanması
İstiklal marşı okunması detay, kuran okunması
İl Jandarma Komutanlığı'na Jandarma Kıdemli Albay Şener Kaytez konuşması
Vali Erdinç Yılmaz'ın konuşması
Jandarma komandoların jandarma andını okumaları detay
İl Müftüsü Ali Çakmak'ın dua yaptırması
Protokol üyeleri dua detay
Haber: İbrahim EMÜL - Kamera: Osmaniye, (DHA)
=========================================
6)FOTOĞRAF MAKİNESİNİ KARGOCU KIYAFETLİ DOLANDIRICIYA KAPTIRDI
KARS'ın Kağızman ilçesinde fotoğrafçılık yapan Atakan Çiftçi (44), satışa çıkardığı 145 bin lira değerindeki fotoğraf makinesini, kargo kıyafetli dolandırıcıya kaptırdı. Çiftçi, "Böyle dolandırılacağım aklımın ucundan geçmezdi. Kime güveneceğimize şaşırıp kaldık" dedi.
Olay, 9 Eylül'de İstanbul'da meydana geldi. Kağızman ilçesinde yıllardır fotoğrafçılık yapan evli ve 4 çocuk babası Atakan Çiftçi, ikinci el fotoğraf makinesini sosyal medyada satışa çıkardı. Çiftçi'yi saat 22.39'da cep telefonuyla arayan ve adının Onur olduğunu ifade eden kişi, makineye talip oldu. Bu kişiyle 145 bin liraya anlaştığını ifade eden Atakan Çiftçi, "Şahsa fotoğraf makinesini İstanbul'da ikamet eden akrabamın iş yeri adresine göndereceğimi söyledim. Kendisinin nezaretinde makineyi inceleyip sonrasında ödeme yaparak teslim alabileceğini belirttim. Anlaştık ve 7 Eylül 2024 günü Kağızman ilçesindeki bir kargo ile fotoğraf makinesini İstanbul'da yaşayan akrabam Savaş Köroğlu'na gönderdim. 9 Eylül 2024 günü saat 11.00 sıralarında Savaş Köroğlu beni arayarak kargonun geldiğini söyledi. Ben de fotoğraf makinesini almak isteyen Onur adlı kişiyi arayıp kargonun ulaştığını söyledim. O şahıs da Savaş Köroğlu'nu cep telefonuyla arayıp makineyi 1 gün sonra gelip alacağını söylemiş. Aynı gün saat 13.49'da kargo çalışanlarının kıyafetlerini giyinen bir kişi Köroğlu'nun iş yerine gidip, 'Evrak eksiği var' diyerek kargoyu alması gerektiğini söylemiş. O saatten itibaren ne kargocuya ne de fotoğraf makinesini alacağını söyleyen kişiye ulaşamıyoruz. Zararım 145 bin TL. Beni zarara uğratan, kargo kıyafetli şahıstan ve beni arayarak kendini Onur olarak tanıtan kişiden davacı ve şikayetçiyim. Böyle dolandırılacağım aklımın ucundan geçmezdi. Kime güveneceğimize şaşırıp kaldık" diye konuştu.
'TOPLAMA ŞUBESİNE GÖTÜRECEĞİNİ SÖYLEDİ'
Savaş Köroğlu'na ait şirkette sekreter olarak çalışan B.O. verdiği ifadede, "9 Eylül 2024 günü Savaş Köroğlu'nun beklediği paket gelmişti. Aynı gün saat 14.00 sıralarında, esmer, sakallı 20-25 yaşlarında 1,70 boylarında turuncu renkli kargo kıyafeti giyinmiş erkek bir şahıs geldi ve bana 'Savaş Köroğlu'na gelen kargonun kamyondan iniş tutanağı tutulmamış, amirim acil bir şekilde teslim almamı söyledi' dedi. Ben de kargoyu nereye götüreceğini sorduğumda, toplama şubesine götüreceğini ve 2 saate kadar geri getireceğini belirtti. Bunun üzerine Savaş beyi aradım ve durumu anlattım. O da 'İki saate kadar geri getirecekse ver' dedi. Ben de kargoyu bu şahsa teslim ettim. Sonrasında bu şahıs geri gelmedi" dedi.
'TUTANAKLA TESLİM EDİLECEĞİ BİLDİRİLMİŞ'
Fotoğrafçılık yapan eniştesi Atakan Çiftçi'nin fotoğraf makinesi ile lensini internetten sattığını, ancak buranın güvenli olmadığını belirterek makineyi alıcı kişiye teslim etmesi için kargoyla kendisine gönderdiğini anlatan Savaş Köroğlu ise şunları söyledi: "Atakan, fotoğraf makinesini alacak kişiye teslim etmem için kargo ile bana gönderdi. 9 Eylül 2024 günü saat 14.00 sıralarında ben iş gereği dışardayken bahse konu kargo iş yerime ulaşmış, iş yerine teslim edildikten yaklaşık 2-3 saat kadar sonra paketin geldiği kargo şirketinin kıyafetini giyen bir şahıs iş yerine gelerek kargonun tutanaksız teslim edildiği ve tutanak karşılığında teslim edileceğini bildirmesi üzerine sekreter hanımdan teslim almış ve iş yerinden ayrılmış. Sonrasında ben iş yerine geldiğimde bu olayı öğrendim ve kargoyu aradığımızda kargonun sistemde teslim edildi göründüğünü, onların böyle bir işlem ve kamera kayıtlarındaki şahsın çalışanları olmadığını belirtmesi üzerine dolandırıldığımızı anladık." (DHA)
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Atakan Çiftçi işyerinde çalışırken
-Çiftçi ile ile röp
-Kargocu kıyafeti giyen kişinin paketi götürmesi (güvenlik kamerası)
Haber: Turgay İPEK / KAĞIZMAN, (Kars), (DHA)
========================================
7)MERKEZLİ 'YASA DIŞI BAHİS' OPERASYONU ŞÜPHELİLERİ ADLİYEDE
KAYSERİ merkezli 4 ilde düzenlenen yasa dışı bahis operasyonunda gözaltına alınan 58 şüpheliden 22'si emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı, diğerleri ise adliyeye sevk edildi.
İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 'Yasa dışı bahis' ve 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurma' suçlarını gerçekleştiren şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışma başlattı. Ekipler, başkalarına ait banka hesaplarının para karşılığında temin edildiği ve 8 farklı yasa dışı bahis sitesinde kullanılıp 3 milyar 177 milyon 207 bin TL işlem hacmi bulunduğunu tespit etti. Bu kapsamda Kayseri merkezli, Antalya, Kırklareli ve Yozgat'ta 338 personelin katılımıyla, belirlenen adreslere operasyon düzenlendi. Suçtan elde edilen geliri soğuk cüzdanlarla yurt dışına çıkarak para akladıkları tespit edilen 58 şüpheli yakalandı.
Şüphelilerden 22'si emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı, diğerleri ise adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü
-----------------------------
-İl Emniyet Müdürlüğü'nden detay
-Şüphelilerin otobüse bindirilişi
-Genel görüntü
Haber-Kamera: Furkan KAVUKLU/KAYSERİ, (DHA)
Gündem Narin,Saat,Kız,Geldi,Gün,Kargo,Güran,Git,Etti,Kol,Enes,Bana,Eve,Hiç,Orada,Süre,Dha,Telefon,Evin,Üzeri,Jandarma,Detay,Çocuklar,Soru,Ben De,Şimşek,Teslim,İş,Arif,Dedim,Mahmut Özdemir,Kendisine,Babası,Olay,Zaman,Salim,Ait,Komutan,İfade,Biliyor,Eden,Edildi,Tedavi,Anne,Tek,Birlikte,Gidip,Komandolar,Çift,