1)BAŞINDAN VURULARAK ÖLDÜRÜLEN HİLAL’İN KATİLİ TUTUKLANDI
DİYARBAKIR’da dini nikahla birlikte yaşadığı Hilal Kar’ı (33) ayrıldıktan 1 yıl sonra tabanca ile başından vurarak öldüren Mehmet Demirhan, tutuklandı.
Olay, 23 Haziran’da Bağlar ilçesi 5 Nisan Mahallesi 798’inci Sokak’ta meydana geldi. Mehmet Demirhan, 6 yıl dini nikahla yaşadığı 1 çocuk annesi Hilal Kar’ı, ayrıldıktan 1 yıl sonra sokakta yürürken arkasından yaklaşıp, tabancayla vurdu. Kar başına isabet eden kurşunla yere yığılırken, Demirhan kaçtı. Hayatını kaybeden Hilal Kar, Bağlar ilçesinde Yeniköy Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi.
İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olay sonrası yakalanmamak için sürekli yer değiştiren Demirhan’ın, Sur ilçesi kırsalında olduğunu tespit etti. Sürekli şapka takıp, farklı kıyafetler giyip ve bisiklet kullanan şüpheli, kaldığı barakada operasyonla yakalandı. Emniyet ve adliye işlemleri tamamlanan Mehmet Demirhan tutuklandı. (DHA)
DÜN GEÇİLEN GÖRÜNTÜLERLE
-BİLGİ İÇİN –
DİYARBAKIR (DHA)
======================================
2)BİLİM İNSANLARINDAN ‘İZMİR KÖRFEZİ’ RAPORU: ORTAMDA ATIK SU GİRDİSİNİN OLDUĞU ANLAŞILDI
İZMİR Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü’nden bilim insanları, balık ölümleri ile kötü kokuyu araştırmak için İzmir Körfezi’ndeki 11 noktadan aldıkları numune inceledi. Sıcaklık ve tuzluluk değerleri İzmir İç Körfezi için normal değerlerin üzerinde olduğu belirlenirken, yüksek amonyum azotunun varlığı, ortama arıtılmamış atık su girdisinin olduğu tespit edildi. İzmir İç Körfezi’nde ekolojik durumun ‘kötü’ ve deniz ekosisteminin tehdit altında olduğuna dikkat çeken bilim insanları, gerekli tedbirler alınmazsa durumun daha da kötü olabileceğini belirtti.
DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü’nden bilim insanları, 28 Ağustos ve 9 Eylül tarihlerinde ‘Koca Piri Reis Araştırma Gemisi’ ile İzmir Körfezi’ne açıldı. Balçova İnciraltı’dan Karşıyaka’nın Bostanlı hattının doğusunda kalan iç körfezde belirlenen 11 noktada numuneler alındı. İzmir’de yaşanan kötü koku ve balık ölümlerinin nedenleri; Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nil Kula Değirmenci, Öğr. Gör. Dr. Janset Kayaalp, Araş. Gör. Dr. Tarık İlhan, Dr. Öğr. Üyesi Nuran Özlem Yıldız, Prof. Dr. Şengül Beşiktepe, Dr. Öğr. Üyesi Hakan Alyürük, Dr. Mustafa Bilgin, Doç. Dr. Canan Eronat, Doç. Dr. Banu Bitlis Yiğit ve Dr. Burcu Omuzbüken ile öğrencilerin de yer aldığı ekip tarafından incelendi. Numunelerle balık ölümlerinin nedeni ve körfezin son durumu hakkında rapor hazırlandı. İncelemelerde; fitoplankton (mikroalg) örneklemelerinde, Ege Denizi için kritik sınır değer olan litrede yaklaşık 1 milyon hücre miktarlarının aşıldığı tespit edildi. Bu yıl gerçekleşen balık ölümlerine neden olan bu patlamaların, litredeki hücre sayısı artışının denizel ortamın olağan dinamiklerinde dağılıp yok olması gerekirken, birçok faktörün bir araya gelmesiyle uzun süreli olduğu ve daha geniş alanda dağılım gösterdiği belirlendi.
ATIK SU GİRDİSİ OLDUĞU ANLAŞILDI
Sıcaklık ve tuzluluk değerleri İzmir İç Körfezi için normal değerlerin üzerinde olduğu tespit edilen incelemede, “Yüksek amonyum azotunun varlığı, ortama arıtılmamış atık su girdisinin olduğunun göstergesidir. Ayrıca, yüksek klorofil-a konsantrasyonları anomali (sıra dışı) düzeyinde tespit edilmiştir. İzmir İç Körfezi’nde klorofil-a konsantrasyonlarının, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Deniz İzleme Kılavuzu’nda Ege Denizi ve Akdeniz için belirlenen sınır değerlerinin oldukça üstünde seviyelere ulaştığı, ölçülen en yüksek değerlerin yaz dönemi sınır değerlerinin 50 katına ulaştığı gözlenmiştir” denildi.
‘KRİTİK SINIR OLAN LİTREDE YAKLAŞIK 1 MİLYON HÜCRE MİKTARI DEĞERİ AŞILMIŞ’
Raporda ayrıca “Deniz tabanı sediman örneklerinde, daha çok kil ve çamurdan oluşan ince taneli sediman varlığı tespit edilmiş, bu örneklerde yüksek organik madde gözlenmiştir. Ağustos ayı ortalarından itibaren, İzmir İç Körfez’de kırmızı ve yeşil renkli alg patlamaları gözlenmiştir. Bayraklı kıyılarından limana kadar olan bölgede görülen yeşil renkli alg patlamaları balık ölümlerinin görüldüğü yerlerde tespit edilirken, kırmızı alg patlamaları ise İnciraltı-Mavişehir hattı doğusunda kalan alanda gözlenmiştir. Yapılan fitoplankton (mikroalg) örneklemelerinde, Ege Denizi için kritik sınır değer olan litrede yaklaşık 1 milyon hücre miktarlarının aşıldığı tespit edilmiştir. Balık ölümü olaylarının gerçekleştiği yeşil alg patlamaları olan yerlerde litrede 10 milyona yakın sayılarda hücre tespit edilirken, kırmızı alg patlamalarında litrede 2,5 milyon civarında hücre sayılmıştır. Aslında iç körfezde alg patlamaları yeni bir durum değildir. Fakat bu yıl gerçekleşen balık ölümlerine neden olan bu patlamaların, yani litredeki hücre sayısı artışının, denizel ortamın olağan dinamiklerinde dağılıp yok olması gerekirken, birçok faktörün bir araya gelmesiyle birlikte uzun süreli olması ve daha geniş alanda dağılım göstermesidir. Yapılan ölçümlerde, deniz suyu yüzey sıcaklığının 27 ile 27,6 santigrat derece arasında olduğu tespit edilmiş, en yüksek yüzey suyu sıcaklığı değerlerine ise ilk balık ölümlerinin de gerçekleştiği körfezin en iç kısmı olan Bayraklı-Liman bölgesinde rastlanmıştır. Tuzluluk ise 40,1 ile 40,69 psu arasında ölçülmüştür. Sıcaklık ve tuzluluk değerleri İzmir İç Körfezi için normal değerlerin üzerindedir. Ayrıca, suyun bulanıklılığı için yapılan ölçümlerde yüksek bulanıklık değerleri (0,5-3,5 m arası) tespit edilmiştir ” tespitlerine yer verildi.
‘SINIR DEĞERLER OLUMUSUZ YÖNDE AŞILMIŞ’
Deniz suyu kalitesinin değerlendirmesi için yapılan fizikokimyasal çalışmalara da değinilen raporda, şu ifadelere yer verildi: “İç Körfez’de 13 istasyonda pH, çözünmüş oksijen, klorofil-a, bulanıklık, askıda katı madde, amonyum azotu, nitrat azotu, nitrit azotu, orto-fosfat fosforu ve reaktif silis analizleri yapılmıştır. Birçok istasyonda sınır değerlerin olumsuz yönde aşıldığı tespit edilmiştir. Örneğin, ilgili yönetmeliğe (SKKY EK-Tablo 4) göre, amonyum azotu konsantrasyonu sınır değer olan 0,02 mg/L’nin 12 katı kadar aşılmıştır, askıda katı madde miktarı sınır değerin (> 30 mg/L sınır değer) üzerindedir, yüzde 90 oksijen doygunluğu değerinden çok daha düşük oksijen konsantrasyonu (ortalama 2.0 µg/l:KÖTÜ) ve yine aynı kılavuzda İzmir Körfezi için belirlenen sınır değerlerinin (YAZ ayları:>4.29 µg/l:KÖTÜ, tüm dönemler>4.15 µg/l:KÖTÜ) oldukça üstünde seviyelere ulaştığı, ölçülen en yüksek değerlerin yaz dönemi sınır değerlerinin 50 katına ulaştığı gözlenmiştir. Mikrobiyolojik su kalitesinin tanımlanmasında indikatör olan Escherichia coli ölçümlerinde, İç Körfez’de alınan örneklerde bir istasyon hariç tüm numunelerde sınır değerin aşıldığı görülmüştür. Deniz tabanında yapılan biyolojik çalışmalarda, özellikle Karşıyaka ve Alsancak hattı arasındaki kıyı şeridinde, kirlilik indikatörü olarak bilinen Varicorbula gibba (Bivalvia) türüne ait bireylerin yoğunluğu dikkat çekmiş, ölü kabukların yaygın olduğu gözlemlenmiştir. İç kesimlerdeki kıyı hattında örneklenen (canlı) tür ve birey sayılarının bölgede daha önce yapılan çalışmalarla karşılaştırıldığında oldukça düşük olduğu saptanmıştır. Deniz tabanı sediman örneklerinde ise, daha çok kil ve çamurdan oluşan ince taneli sediman varlığı tespit edilmiş, bu örneklerde yüksek organik madde gözlenmiştir.”
Raporun son bölümünde, İzmir İç Körfezi’nde ekolojik durumun ‘kötü’ ve deniz ekosisteminin tehdit altında olduğuna dikkat çekilip, bölgede yaşanan balık ölümlerinin bu durumun sonuçlarından sadece biri olduğunu vurgulanıp, gerekli tedbirler alınmazsa, durumun daha da kötü olabileceğini ifade edildi.(DHA)
Görüntü dökümü
—————————-
-ARŞİV
Haber: Tekin GÜRBULAK / İZMİR, DHA)
==============================================
3)KAZADA ÖLEN 3 KİŞİ ESKİŞEHİR’DE TOPRAĞA VERİLDİ
AFYONKARAHİSAR’da TIR ile çarpışan otomobilde hayatını kaybeden Fethi Belyurt (84), gelini Gülüzar (48) ve torunu Nurcan Belyurt (30), Eskişehir’de gözyaşlarıyla toprağa verildi.
Kaza, dün Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesine bağlı Salihler köyü yakınlarında meydana geldi. H.A. (36) yönetimindeki 03 ACC 933 plakalı TIR ile karşı yönden gelen Nurcan Belyurt yönetimindeki 26 PY 170 otomobil çarpıştı. Kazada otomobil sürücüsü Nurcan Belyurt ile yanındaki annesi Gülüzar Belyurt ve dedesi Fethi Belyurt hayatını kaybetti. Ağır yaralanan Gülüzar Belyurt’un kardeşi Lokman Belyurt ise hastanede tedaviye alındı.
Kaza ölen 3 kişinin cenazeleri, işlemlerinin ardından yakınlarınca alınarak memleketi Eskişehir’e getirildi. Odunpazarı ilçesine bağlı 71 Evler Mahallesi Zümrüt Camii’nde Nurcan Belyurt ile annesi ve dedesi için cenaze namazı kılındı. Cenazeye, Gülüzar Belyurt’un Odunpazarı Belediyesi’nde çalışan eşi Adem Belyurt, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ile yakınları katıldı. Cenazeler, kılınan cenaze namazlarının ardından Asri Mezarlığı’nda gözyaşlarıyla toprağa verildi. Kazada ağır yaralanan Lokman Belyurt’un tedavisinin ise sürdüğü belirtildi. (DHA)
Görüntü Dökümü
————————-
-Cenazeler ve dua edenler
-Cenazeye katılanlar
-İmamın konuşması ve duası
-Cenaze namazları
-Cenazelerin araca taşınması
-Genel görüntüler
-Kazada ölen anne kızın fotoğrafı
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN/ESKİŞEHİR,(DHA)
===============================================================
4)’AYŞE’ FİLMİNE ALTIN PORTAKAL’DA BÜYÜK İLGİ; DOWN SENDROMLU RIDVAN’DAN ABLASINA SEVGİ GÖSTERİSİ
BU yıl 61’incisi düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yönetmen ve senarist Necmi ve Ahmet Sancak kardeşlerin, kuzenleri down sendromlu Rıdvan ile ona bakan ablası Fatma Sancak’ın hayatını anlattığı ‘Ayşe’ filmi, büyük beğeni topladı. Filmin başrol oyuncusu down sendromlu Rıdvan Sancak, filmin güzel olduğunu belirtip, ablasına dönerek “Seni seviyorum” dedi.
Türkiye’nin en uzun soluklu film festivali olan Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu yıl 61’inci kez düzenleniyor. Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması da Necmi Sancak’ın ‘Ayşe’ filminin gösterimi ile başladı. Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda yapılan gösterime vatandaşlar, yoğun ilgi gösterdi. Gösterimi izlemek isteyen sinemaseverler, kapıda kuyruk oluşturdu. Filmin yapımcıları Necmi ve Ahmet Sancak’ın kuzenleri down sendromlu Rıdvan ile ona bakan ablası Fatma’nın yaşadıklarını konu alan filmin oyuncuları arasında Binnur Kaya, Rıdvan Sancak, Menderes Samancılar ve Nazlıcan Demir bulunuyor. Filmin gösterimine, yarışma jürisi Ferzan Özpetek, Deniz Göktürk Kobanbay, İlker Kaleli, Melis Behlil, Melisa Önel ve Mercan Dede de katıldı.
‘RİSKLİ İŞLERİN İÇİNDE OLMAYI SEVİYORUM’
Film sonrasında gerçekleştirilen söyleşide konuşan Binnur Kaya, seyredilmesinin zor bir film olduğunu, bu nedenle katılan izleyicilere teşekkür etti. Kaya, “Sadece iyi bir senaryo okumuştum. Bu, çok cesur bir iş. Riskli işlerin içinde olmayı seviyorum. Daha önce kendilerinin de denemediği bir şey denediler. Zor ve riskli bir işti. Rıdvan, harika bir partnerdi; işi hiç aksatmadı. Rıdvan’ın ablası Fatma, benim oynadığım karakterin gerçek hayattaki hali. Hayatından büyük bir sevgiyle vazgeçmiş bir kadının hayatından anca bir kesit olabilir. Çok büyük bir fedakarlık. Harika bir abla olduğu için Fatma Sancak’a çok teşekkür ederim. Onun yaşadıklarının çok küçük bir kısmını gösterebildik” diye konuştu.
‘FATMA ABLA VE RIDVAN’DAN ETKİLENEREK BİR HİKAYE YAZDIK’
Filmin senaristlerinden Ahmet Sancak, “Ben, Necmi, Rıdvan ve Fatma ablayla kuzeniz ve birlikte büyüdük. Bu fikir, 10 yıl önce Rıdvan- Fatma’nın hikayesinden esinlenerek ortaya çıktı. Bugün burada olmak, çok büyük bir heyecan” dedi. Filmin senarist ve yönetmeni Necmi Sancak da “Ahmet’le beraber kuzenimiz Fatma abla ve Rıdvan’dan etkilenerek bir hikaye yazdık. Fatma abla evlilik teklifi alsaydı nasıl olurdu gibi sorular sorarak böyle bir senaryo ortaya çıktı. 2-3 yıl boyunca bunu hayata geçirmek için çalıştık. Ben, Ahmet ve Binnur Kaya, senaryoyu geliştirmeye başladık. Sonra Menderes abiye sorduk; o da bizi kırmadı. Oynamasını istediğimiz karaktere kendisi de bir şeyler ekleyerek, çok güzel bir karakter oluşturdu. Ardından Ali Seçkiner Alıcı abiye gittik, ‘Binnur hanıma aşık olmak isteyen kişi olur musun?’ dedik, o da ‘Seve seve’ dedi. Uzun bir sürecin sonunda izleyiciyle buluşmasını sağladık” dedi.
‘ROLÜN BÜYÜĞÜ, KÜÇÜĞÜ YOK’
Bu tür filmlerde rol almayı seve seve kabul ettiğini belirten Menderes Samancılar, “Necmi ile film için buluştuk ve Ayşe’yi Binnur’un oynayacağını söyledi. Senaryoyu okuduğumda ‘Tamam’ dedim. Rolün büyüğü, küçüğü yok. Önemli olan projenin neye hizmet ettiği. Senaryoyu okudum derdi var, sıkıntısı var ve çözüm istiyor. Hepimizin çözüme ihtiyacı var. Sıkıntıları çözmek için bu tür projelerin içerisinde seve seve yer almak boynumuzun borcu” diye konuştu.
ABLAYA UZUN SÜRE ALKIŞ
Filmin başrolü down sendromlu Rıdvan Sancak ise filmin güzel olduğunu belirtip, ablasına dönerek “Seni seviyorum” dedi. Filmi kardeşiyle birlikte izlemeye gelen Rıdvan’ın ablası Fatma Sancak da seyirciler tarafından uzun süre alkışlandı. (DHA)
Görüntü Dökümü
————————-
-Cam piramitten dron görüntüsü
-Katılımcılardan detay
-Bilet sırasından detay
-Salondan ve izleyicilerden detay
Haber: Semih ERSÖZLER/ANTALYA,(DHA)
===================================================
5)DİYARBAKIR ULU CAMİİ’NDE ERKEK TURİSTLER, KADINLAR İÇİN AYRILAN ETEKLERİ GİYDİ
DİYARBAKIR’daki tarihi Ulu Camii’ne ziyarete gelen ve şort giyen erkek turistler, yoğunluk nedeniyle kendileri için ayrılan pantolon ve eşofmanları bulamayınca, kadınlar için ayrılan etekleri giydi. Turistlerin etekle camiyi ziyaret ettiği anlar, cep telefonuyla görüntülendi.
Sur ilçesindeki İslam aleminin 5’inci Harem-i Şerifi olarak kabul edilen tarihi Ulu Camii, yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor. Camide kıyafeti uygun olmayan ziyaretçiler için de ziyaret süresi boyunca giyecekleri pantolon, eşofman, etek ve başörtüsü gibi kıyafetler bulunduruluyor. Ziyaretlerin yoğun olduğu dönemde kıyafet bulamayan ve şortla gelen erkek turistler, kadınlar için ayrılan etekleri giyip camiye girdi. O anlar cep telefonu kamerasıyla kaydedildi.
Sur İlçe Müftülüğü’nde görevli cami rehberi Yaser Aydın, gelen yabancı turistlere 6 dilde hizmet verildiğini belirterek, “Diyarbakır Ulu Camii, Türkiye’miz ve Anadolu’muz için önemli bir değer. Bu anlamda yerli ve yabancı turistlerin gözdesi durumundadır. Yaz sezonu ve sonbahar aylarında ciddi manada GAP turlarının yükseldiğini görüyoruz. Yoğun bir turizm sezonu yaşıyoruz. Yabancı ve yerli turistler camimize geldikleri zaman cami adabıyla alakalı bilgilendirmelerde bulunuyoruz. Bu anlamda camimizin girişinde 6 dilde hazırlamış olduğumuz bilgilendirme ve uyarı panomuz bulunmaktadır. Gelen ziyaretçiler giriş panolarını okuyarak cami ziyaretlerine başlıyorlar” dedi.
‘PANTOLON BULAMAYINCA ETEK GİYDİLER’
Gelen erkek turistlerin pantolon ve eşofman bulamayınca etek giydiklerini belirten Aydın, cami adabına uydukları için memnun olduklarını ifade ederek, “Cami avlumuz içerisinde kadınlar ve erkekler için ayrı kabinler bulunuyor. İçerisine temiz etekler, başörtüleri ve uzun kıyafetler bulunduruyoruz. Dışarıdan yabancı misafirler geldikleri zaman, burada cami adabına uygun bir şekilde gezmeleri için hazırlık yapabiliyorlar. Gelen misafirlerimize nezaket düzeyinde zarif bir şekilde yaklaşarak onlara ücretsiz bir şekilde başörtüsü, etek gibi elimizde bulunan materyalleri ücretsiz olarak kullanabileceklerini söylüyoruz. Yönlendirmeyi yaparken herhangi bir zorbalık veya zorlamada da bulunmuyoruz. Sadece caminin manevi dokusunu onlara hissettirmek noktasında buranın önemli bir mekan olduğu izlenimini hissetmelerini sağlıyoruz. Kıyafetler içerisinde pijamalar, pantolonlar da bulunuyor. Erkek ziyaretçilerimiz bazen geldikleri zaman şortla geliyorlar. Tur gruplarının yoğun olduğu günlerde gelen misafirler pijama veya pantolon bulamayınca, kadın ziyaretçiler için olan etekleri alarak bacaklarını örtüp, cami adabına uygun şekilde camii içerisine girebiliyorlar. Bu da tabii renkli görüntüler oluşturuyor. Cami adabına hassasiyetle yaklaştıkları için bizi aslında mutlu ediyor. Kimse etek giymeleri için zorlamıyor. Ziyaretçilerin cami ve cami adabına, manevi dokusuna uygun bir şekilde hareket etmiş olmaları hem bizleri hem cami cemaatini hem de buradaki esnafı, hassasiyetleri yüksek olan kardeşlerimizi mutlu ediyor” diye konuştu.
’14 KİŞİ MÜSLÜMAN OLDU’
Aydın, “Yaklaşık 5 yıllık süreç içerisinde dünyanın birçok yerinden ziyaretçiler ağırladık. Yabancı ziyaretçiler buraya geldikleri zaman onlara ücretsiz olarak cami tarihi ile beraber İslami bilgilendirmelerde de bulunuyoruz. Soruları oldukları zaman cevaplıyoruz. 5 yıllık süreç içerisinde yaklaşık 14 kişinin Müslüman olmasına burada şahitlik ettik. 2 hafta önce de bir kardeşimiz Müslüman oldu” ifadelerini kullandı. (DHA)
Görüntü Dökümü
—————-
-Ulucamii’nden detay
-Gelen turistler
-Etek giymeleri
-Genel ve detay görüntüler
-Yaser Aydın röportajı
Haber-Kamera: Gıyasettin TETİK-Seyfettin EKEN/DİYARBAKIR,(DHA)
===================================
6)İSKENDERUN MARATONU’NU GEÇEN İLK KADIN YÜZÜCÜ OLDU
ADANA’nın Yumurtalık ilçesinden başlayan 4’üncü İskenderun Körfezi Açık Deniz Yüzme Maratonu’nda Özlem Sanem Dilek, yarışmadaki ilk kadın yüzücü oldu. 39 kilometrelik maratonu tamamlayan Dilek’e kupa verildi.
2 bireysel sporcu ve 5 kişilik bir bayrak takımından oluşan yüzücüler, Yumurtalık kıyısından 4’üncü İskenderun Körfezi Açık Deniz Yüzme Maratonu’na başladı. 11 saat 41 dakikada 39 kilometre mesafeyi geçen yüzücüler İskenderun sahiline ulaştı. Ellerinde Türk bayrağı ile denizden çıkan yüzücüleri, İskenderun İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Ferit Ali Gündel çiçekle karşılayarak tebrik etti. İskenderun Yelken İhtisas Kulübü’nde düzenlenen törende maratona katılarak parkuru tamamlayan sporculara kupaları takdim edildi. Kupa törenine Sahil Güvenlik Grup Komutanı SG. Yarbay Onur Emir, İskenderun İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Ferit Ali Gündel, Yelken Kulübü Başkanı Meriç Özkaya da katıldı.
İSKENDERUN MARATONU’NU YÜZEN İLK KADIN
Özlem Sanem Dilek, yarışmadaki ilk kadın yüzücü oldu. 39 kilometrelik maratonu tamamlayan Dilek’e kupa verildi. Törende konuşan Boğaziçi Olimpik Yüzme Spor Kulübü Başkanı Ahmet Selamı Vanlı, “Kristal berraklığındaki lacivert suları tüm dünyaya tanıtma gayreti içindeyiz. İki sporcumuz da arkada solo yüzerek yarışmaya tamamladı. 39 kilometreyi tek başlarına yüzdü, bir erkek, bir kadın sporcumuz, bayrak takımımız birer saatlik periyotlarla parkuru tamamladı. İskenderun Körfezi Maratonu’nu yüzen ilk Türk kadın yüzücü Özlem Sanem Dilek oldu. İlk olması hasebiyle de en iyi dereceye sahip kadın yüzücü oldu” diye konuştu. (DHA)
Görüntü Dökümü
—————————–
Türk kadın yüzücü Özlem Sanem Dilek denizden çıkınca çiçekle karşılanması
Tebrik edilmesi
Kupa töreninden görüntü
Boğaziçi Olimpik Yüzme Spor Kulübü Başkanı Ahmet Selamı Vanlı’nın konuşması
İlk kadın yüzücüye madalyasının verilmesi
Katılan yüzücülere madalyaların verilmesi
Haber-Kamera Ufuk Aktuğ/İSKENDERUN(Hatay),(DHA)
================================================
7)BİTLİS’TE 3 KİLO 100 GRAM METAMFETAMİN ELE GEÇİRİLDİ
BİTLİS’in Tatvan ilçesinde polisin durdurduğu bir otomobilde yapılan aramada 3 kilo 100 gram metamfetamin ele geçirildi, gözaltına alınan 2 şüpheli tutuklandı.
Bitlis Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, önceki gün Tatvan ilçesinde bir otomobili durdurarak arama yaptı. Narkotik köpeği Gill’in de kullanıldığı aramada, otomobilde 3 kilo 100 gram metamfetamin ele geçirildi. Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan gözaltına alınan 2 şüpheli, çıkarıldıkları mahkemede tutuklandı. (DHA)
Görüntü Dökümü
—————————-
-Aracın durdurulması
-Aracın dedektör Gill ile aranmasından detay
-Köpeğin tepki vermesi
-Stepne lastiğin içinden uyuşturucu çıkarılması
-Sürücü ve yanındakinin adliyeye sevk edilmesi
-Özel ve genel detaylar
HABER:Özcan ÇİRİŞ/BİTLİS, (DHA)
==================================================
8)ERCİŞ’TE GAZZE İÇİN RESİM SERGİSİ AÇIP, GÖK YÜZÜNE BALON BIRAKTILAR
VAN’ın Erciş ilçesinde kaymakamlık desteği ile Şehit Ahmet Çelik İmam Hatip Orta Okulu öğrencileri, Gazze’deki İsrail katliamlarına dikkat çekmek için kermes, Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri ise resim sergisi açtı.
Erciş kaymakamlık binası bahçesinde yapılan kermeste, Şehit Ahmet Çelik İmam Hatip Orta Okulu öğrencileri, katliamlara dikkat çekmek için gökyüzüne balon bıraktı. Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan etkinlikte, Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri ise karakalem tablolarla Gazze’deki acıları anlatan bir sergi açtı. Kermes ve sergi gelirinin Filistin’e gönderileceği belirtilirken, etkinlik alanını gezen İlçe Kaymakamı Murat Karaloğlu, “İsrail Siyonist devletinin Gazze, Filistin, Lübnan’da başlattığı soykırım sürüyor. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımız en son Birleşmiş Milletler zirvesinde de açıkladı. Bu durumu Cumhurbaşkanımız gibi açık yüreklilikle, cesaretle dile getiren lider de görmedik ve şükranlarımızı iletiyoruz. Bizde bugün öğrencilerimiz ve katılım yapan vatandaşlarımızla kermes düzenledik. Katılım yapan öğrenci ve vatandaşlarımızı tebrik ediyorum.” dedi
Görüntü Dökümü
—————————
-Sergilenen tablolardan görüntüler
-Yöresel ürünlerden görüntüler
-Öğrencilerin gök yüzüne balon bırakması
-Detaylar
HABER:Barış KUL/ERCİŞ (Van), (DHA)
=============================================
9)İŞÇİ SERVİS MİNİBÜSÜ YANDI
ZONGULDAK’ın Ereğli ilçesinde fabrikaya işçileri bıraktıktan sonra geri dönerken motor kısmından alev alan işçi servis minibüsü kullanılamaz hale geldi.
Ereğli ilçesi Hamzafakıhlı Mahallesi’nde sabah saatlerinde, organize sanayi bölgesindeki bir fabrikaya işçileri bıraktıktan sonra geri dönmek için yola çıkan 67 AEN 787 plakalı işçi servisi, seyir halindeyken motor kısmından yanmaya başladı. Aracını yolun kenarına park eden sürücü, itfaiyeye haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle yangın kontrol altına alınarak söndürüldü. Yangında minibüs kullanılamaz hale geldi.
İlk belirlemelere göre minibüsün elektrik aksamından kaynaklı yandığı öğrenildi. Yangınla ilgili inceleme başlatıldı. (DHA)
Görüntü Dökümü
————————-
-Aracın yandığı anlar
Haber: Sinan KABATEPE/EREĞLİ (Zonguldak), (DHA)
GündemDemirören Haber Ajansı{url}
DÜNYA
13 Aralık 2024MAGAZİN
13 Aralık 2024GÜNDEM
13 Aralık 2024EKONOMİ
13 Aralık 2024EKONOMİ
13 Aralık 2024YEREL HABERLER
13 Aralık 2024TV90HABER
13 Aralık 2024