1) APARTMANDA TAŞLI SOPALI ‘AİDAT’ KAVGASI; 11 YARALI
ŞANLIURFA’da, apartmanda yaşayanlar arasında ‘aidat ödemesi’ nedeniyle kavga çıktı. Taş ve sopaların kullanıldığı, 11 kişinin yaralandığı kavgayı polis ekipleri, havaya ateş açarak sonlandırdı.
Olay, dün akşam saatlerinde, Siverek ilçesi Ayvanat Mahallesi’nde meydana geldi. Apartman komşuları arasında aidat ödemesi nedeniyle çıkan tartışma, taş ve sopaların kullanıldığı kavgaya dönüştü. Kavgayı görenlerin ihbarıyla adrese çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Polis, uyarıya rağmen kavgayı sürdüren tarafları ayırmak için havaya ateş açtı. Olayda yaralanan 11 kişi hastaneye kaldırıldı. Çevredekilerin cep telefonu kamerasıyla görüntülediği olayla ilgili soruşturma başlatıldı. (DHA)
Görüntü Dökümü
————————
– Kavga eden bina sakinleri
– Olay yerine polis ekiplerinin gelmesi
– Toplanan kalabalık
– Polislerin havaya ateş açması
– Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet SEZGİN -ŞANLIURFA-DHA
======================================
2) VALİ BİLGİHAN: BURDUR’UN HUZURU, TÜRKİYE’NİN HUZURU
BURDUR Valisi Tülay Baydar Bilgihan, eylül ve ekim aylarında kentte yürütülen asayiş olaylarına ilişkin toplantıda, “Burdur’un huzuru, Türkiye’nin huzuru” dedi.
Vali Tülay Baydar Bilgihan, İl Emniyet Müdürü Ahmet Kurt ve İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Mehmet Balcı ile birlikte düzenlediği basın toplantısında kentte eylül ve ekim aylarında gerçekleşen asayiş olaylarıyla ilgili bilgi verdi. Ankara Kahramankazan’da TUSAŞ’a yönelik terör saldırısında şehit olanlara rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Vali Bilgihan, “2024- 2025 eğitim öğretim döneminin başlaması ile birlikte öğrencilerimizin huzur ve güven ortamı içerisinde öğrenimlerine devam etmelerini sağlamak amacıyla ilimiz genelinde toplam 244 okulda (ilkokul-ortaokul-lise) 10 sabit okul kolluk görevlisi ve 224 güvenli eğitim koordinasyon görevlisi ile 425 yaya ve 120 motorize ekiplerimizce gerekli tedbirler alınmıştır. İl genelinde, eylül ve ekim aylarında genel asayiş ve kamu düzenin sağlanması, suç ve suçlularla mücadele edilmesi, özellikle okul ve yurt çevrelerinde öğrencilerimizin güvenli bir ortamda öğrenim ve barınmalarını sağlamak amacıyla 400 ekip ve 975 personelin katılımıyla gerçekleştirilen planlı/şok uygulama kapsamında; 138 kafe, kafeterya, 51 internet kafe, oyun salonu, 268 market, büfe, 577 umuma mahsus park, bahçe, 199 okul çevresi kontrol edilmiş, çocuklara sigara satışı yaptığı tespit edilen 1 iş yeri sahibi hakkında ‘sağlık için tehlikeli madde temini’ suçu kapsamında adli işlem yapılmıştır. 8 bin 498 şahsın GBT sorgusu yapılmış, aranması tespit edilen 3 şahıs yakalanmıştır. 10 bin şahıs sorgulanmış, 1250 araç ve sürücüsü kontrol edilmiş, kusurlu olduğu tespit edilen 37 araç sürücüsü, plakasına 186 bin 228 TL trafik idari para cezası uygulanmıştır” dedi.
UYUŞTURUCU MADDEDEN 11 TUTUKLAMA
İlde eylül ve ekim aylarında uyuşturucu ile mücadele kapsamında yapılan faaliyetlerde gerçekleşen 60 operasyonda 74 kişiye işlem yapıldığını ve 11 kişinin tutuklandığını belirten Vali Bilgihan, “Yapılan operasyonlarda 2 bin 29,38 gram kubar esrar, 7,47 gram eroin, 125 kök kenevir bitkisi, 148,81 gram bonzai, 45 gram kenevir tohumu, 295 sentetik ecza, 26,05 gram metamfetamin, 83,58 gram toz esrar, 5,97 gram skunk, 5,95 kokain ile 35 uyuşturucu kullanma aparatı ele geçirildi” diye konuştu. Vali Bilgihan, ‘En İyi Narkotik Polisi Anne’ projesi ve madde bağımlılığı ile mücadele kapsamında 1484 anne ve anne adayı ile 8 bin 722 üniversite öğrencisine bilgilendirme ve farkındalık eğitimi verildiğini söyledi.
ASAYİŞ OLAYLARI
Vali Bilgihan, kentte eylül ve ekim aylarında gerçekleşen mal varlığına yönelik meydana gelen 274 olayın 196’sının, kişilere yönelik meydana gelen 820 olayın yüzde 99’4’ünün, millete ve devlete karşı gerçekleşen 35 olayın yüzde 100’ünün aydınlatıldığını, 14 kişinin tutuklandığını, 4 kişi hakkında adli kontrol işlemi uygulandığını da aktardı. Vali Bilgihan, “Yapılan operasyonlarda 24 yivsiz tüfek, 12 tabanca, 2 kurusıkı tabanca, 18 kesici ve delici alet ele geçirilmiştir. Burdur’un huzuru Türkiye’nin huzuru diyoruz. İlimizin asayiş ve güvenlik faaliyetleri kapsamında kıymetli çalışmalar yürüten emniyet müdürlüğümüze ve jandarma komutanlığımıza teşekkür ediyorum” dedi. (DHA)
Görüntü Dökümü:
———————–
– Toplantıdan detaylar
HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)
======================================
3) 18’İNCİ YÜZYILDAN KALMA MEZARLIKTA DEFİNECİ TAHRİBATI
EDİRNE’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Çömlekakpınar köyünde 18’inci yüzyıldan kalma Kırıkköy Mezarlığı, kaderine terk edildi. Trakya Üniversitesi’nden emekli sanat tarihçisi Prof. Dr. Engin Beksaç, Bektaşi mezarlığı olarak bilinen alanın defineci faaliyetleriyle tahrip edildiğini ve bir an önce korumaya alınması gerektiğini belirterek, “Türk kimliğini, Osmanlı kimliğini en güzel belgeleyen mezarlık alanlarından birisi. Trakya’daki atalarımızdan bize kalan yadigarların başında geliyor bu kabristanlar. Hepsi aynı şekilde kaderine terk edilmiş, bırakılmış, defineci faaliyetine açık kalmış yerler olarak karşımıza çıkıyor, bunların bir an önce korunması lazım” dedi.
Çömlekakpınar köyü yakınlarında, Balkan Savaşı yıllarındaki işgallerle yok olan Kırıkköy’de yaşayan yerel halkın mezarlarının bulunduğu, 18’inci yüzyıldan kalma Kırıkköy Mezarlığı bakımsızlıktan ve defineci faaliyetlerinden dolayı yok olma tehlikesi yaşıyor. Trakya Üniversitesi’nden emekli sanat tarihçisi Prof. Dr. Engin Beksaç, zamanla etrafında oluşan çukurlar ve mezar taşlarındaki tahribatların dikkat çektiği alanın, mutlaka koruma altına alınması gerektiğini ifade etti. Beksaç, Betkaşi mezarlığı olarak da bilinen alanın Trakya’daki Osmanlı kimliğini en güzel belgeleyen mezarlıklardan birisi olduğuna dikkat çekti.
‘HER ŞEYİYLE BİR OSMANLI MEZARLIĞI’
Kırıkköy’ün, Trakya’nın ve Edirne’nin en tanınmış ama bir o derecede de unutulmuş yerlerinin başında geldiğini anlatan Beksaç, “Pek çok tartışmaya, uzlaşmaya açık konulara maruz kalan bir mezarlık alanı burası. Önceki yıllarda, daha Şevket Aziz Kansu zamanından beri burasının bir menhir alanı olduğu tezi ileri sürülmüşse de bizim 2000’li yıllarda başlayan yüzey araştırmalarımız esnasındaki çalışmalarımız benzerlerini ortaya koydu. Burasının bir Osmanlı mezarlığı olduğunu kanıtlama fırsatımız da vuku bulmuş oldu. Çalışmalarımız sırasında bazı defineciler tarafından da tehdit edildik, saldırılara da uğradık ama biz çalışmalarımızı sürdürdük. Kırıkköy her şeyiyle bir Osmanlı mezarlığı. Trakya’da ve Balkanlar’da bulmuş olduğumuz, daha çok heterodoks İslami karakterli, Bektaşi karakterli mezarlıkların tipik bir örneği. Özellikle 19’uncu yüzyıl sürecini ele alan bazı çalışmalarda da burasının 1844-1845 sürecinde bir köy olduğunu biliyoruz ki; zaten halk anlatılarında da bu bölgedeki bir köyün olduğu bizim bilgimiz dahilinde” diye konuştu.
‘TÜRK VE OSMANLI KİMLİĞİNİ EN GÜZEL BELGELEYEN MEZARLIKLARDAN BİRİSİ’
Bölgede yaptıkları çalışmalarda, köyün de kalıntılarını bulduklarını ifade eden Engin Beksaç, “Yapmış olduğumuz yüzey araştırmalarında yakında köyün kalıntılarını ve izlerini de bulma fırsatımız olmuştu yıllar önce. Kırıkköy belki de Lalapaşa’nın Türk kimliğini, Osmanlı kimliğini en güzel belgeleyen mezarlık alanlarından birisi. Buna rağmen maalesef yıllardır kendi kaderine terk edildi, unutuldu. Etrafına korunması için bir çit yapılmıştı, demir parmaklıkları ve demir bir kapısı vardı. Şu anda gördüğünüz gibi ne demir parmaklık kaldı ne kapı kaldı. Bunların hepsi yok olup gitmiş durumda. Esasında arazide de görüldüğü gibi bir sürü defineci çukuru var” dedi.
’17’NCİ YÜZYILA KADAR GİDEN KABRİSTANLAR VAR’
Mezarlıkta 17’nci yüzyıla kadar giden kabristanlar bulunduğunu belirten Beksaç, “Elimizde kalan bilgilere göre 18’inci yüzyıl başlarına hatta 17’nci yüzyıla kadar giden kabristanlar bunlar. Hemen yakın çevresinde de bu tip mezarlıklar var. Çömlekakpınar’ın hemen güney kesiminde de tekke olarak bilinen yerde de bu tip büyük taşların kullanıldığı kabristanlar görebiliyoruz. Edirne içinde olsun, Trakya’nın başka kesimlerinde olsun bu tip mezarlıklar çok yaygın. Halk arasında özellikle kuzey kesimindeki olan taşlara ‘Karataş’ deniyor çünkü bu bölgedeki taşlar yerli, granit kayalardan, koyu renkli kayalardan oluşmakta. Edirne’nin güney bölgesinde yani Keşan ve çevresindeyse ‘Sarıtaş’ olarak ifade ediliyor. Halk arasında da bunların mezarlık olduğu bilinen bir gerçek. Özellikle Bulgaristan’da Bektaşilik ve bağlı heterodoks kültürler üzerine yapılan çalışmalarda, mezar taşlarının sivri uçlu olanlarının erkek, düz uçlu olanlarınsa kadınlara ait olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘ACİLEN KORUNMAYA ALINMALI’
Bölgenin acilen korumaya alınması gerektiğine vurgu yapan Engin Beksaç, “Trakya’daki Türklüğün belki de en önemli kanıtı bu tip mezarlıklardır. Maalesef en hızlı biçimde şu anda tükenmekte olanlar da bu tip mezarlıklar. Her ne kadar burası tescil edilmişse de halini görmek mümkün. Özellikle Balkan Savaşı ve öncesinde vuku bulan işgaller sürecinde buranın bir İslami bir köy olması ve bir Türk köyü olması nedeniyle yok olmuş. Bazı anlatılara göre de önemli bir hastalık nedeniyle halkının kırıldığı anlatılmaktaydı. Yıllar önce hemen yakın köylerdeki ihtiyarlar ki hepsi vefat etti, onların anlattığına göre de buradaki köyün önemli bir salgın nedeniyle yok olduğunu, kırıldığını bilmekteyiz. Bunun kabristanı olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
‘ÖNEMLİ DEFİNECİ FAALİYETLERİ VAR’
Bölgede defineci faaliyeti de görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Beksaç, “Maalesef Trakya’nın hemen her tarafında olduğu gibi bu mezarlıklarda da önemli bir defineci faaliyeti var. Bunlar İslami mezarlıklar. İslami mezarlıklarda hiçbir şey bulunamayacağı bir gerçek. Hatta burada 2004 sürecinde kırık Osmanlıca mezar taş parçaları bile bulmuştum. Bunlar kırılarak yok edilmişti. Bunların ne amaçla kırıldığına dair hala kafamda şüpheler var. Definecilere çağrım, böyle ata yadigarını yok etmeyin, buralarda hiçbir şey bulamazsınız, yok. Bunlar İslami mezarlıklar. Kaldı ki Hıristiyan mezarlıklarında da bir şey bulamazsınız. Bunlar yeni mezarlıklar, boşuna tahribat yapıyorsunuz. Zaten unutulmuşluklar içerisinde kalan bir yer, yok etmeyin. Trakya’daki atalarımızdan bize kalan yadigarların başında geliyor bu kabristanlar. Hepsi aynı şekilde kaderine terk edilmiş, bırakılmış, defineci faaliyetine açık kalmış yerler olarak karşımıza çıkıyor, bunların bir an önce korunması lazım” diye konuştu. (DHA)
Görüntü Dökümü
—————————–
-Kırıkköy mezarlığından dron
-Kalan mezar taşlarından dron
-Tahribata uğrayan taşlardan dron
-Ayakta kalan mezar taşlarından detay
-Definecilerin kazı yaptıkları alanlardan detaylar
-Kırılan mezar taşlarından detay
-Prof. Dr. Beksaç ile röp.
-Beksaç’ın mezar taşlarını incelemesi
-Mezarlıktan detaylar
Haber – Kamera: Umut IŞIK / EDİRNE, (DHA)
=====================================
4) GAZİPAŞA’DA KAZA: 2 YARALI
ANTALYA’nın Gazipaşa ilçesinde otomobille üç tekerlekli elektrikli bisikletin çarpışması sonucu meydana gelen kazada 2 kişi yaralandı.
Olay, saat 09.30 sıralarında Pazarcı Mahallesi Uğur Mumcu Caddesi’nde meydana geldi. Sahil istikametinden ilçe merkezi istikametine seyir halinde olan Mustafa Ç. idaresindeki 07 BHG 430 plakalı otomobil, aynı yönde hareket halindeyken sola dönüş yapmak isteyen Kadir Akay idaresindeki üç tekerlekli elektrikli bisikletle çarpıştı. Elektrikli bisikletin yan yattığı kazada sürücü Kadir Akay ile yolcu olarak bulunan Medine Akay yaralandı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ekipleri ve polis sevk edildi. Yaralılara ilk müdahale olay yerinde yapıldı. Yaralılar Gazipaşa Devlet Hastanesi’ne götürülüp tedaviye alındı. Polis kazayla ilgili inceleme başlattı.
KAZA KAMERADA
Kaza güvenlik kamerasına da yansıdı. Görüntüde otomobilin üç tekerlekli elektrikli bisikletle çarpmasının ardından bisikletteki 2 kişinin yola savrulduğu anlar yer aldı.
Görüntü Dökümü
————————-
– Güvenlik kamerası görüntüsü
– Sağlık ekiplerinin yaralılara müdahalesi
– Yaralıların ambulansa konulması
– Ambulansın ayrılışı
– Kazaya karışan araçlardan görüntü
Haber-Kamera: Yücel BULUT/GAZİPAŞA, (DHA)-
==================================
5) 12 YAŞINDA BAŞLADIĞI MESLEĞİNİ 80 YILDIR SÜRDÜRÜYOR
DİYARBAKIR’da Kemal Gürcüm (92), 12 yaşında başladığı saraçlık mesleğini 80 yıldır sürdürüyor. Artık yaşlandığı ve tek başına zorlandığı için mesleği bırakacağını söyleyen Gürcüm, “80 yıla yakındır bu mesleği yapıyorum. Eskiden iş vardı, şimdi yok. Yaptığım eyerler, artık o kadar satılmıyor. Bu meslek öldü, ben de vakit geçsin diye dükkana geliyorum” dedi.
Sur ilçesinde yaşayan Kemal Gürcüm, saraçlık mesleğini 80 yıldır sürdürüyor. Yaklaşık 20 metrekarelik iş yerinde çalışan Gürcüm, işlerin artık eskisi gibi olmadığını belirterek, “80 yıla yakındır bu mesleği yapıyorum. Küçüktüm, 12 yaşından itibaren babamın yanında çalışmaya başladım. 60 yıldır da bu dükkandayım. Rahmetli babam 1980 yılında vefat etti. O ölene kadar beraber çalışıyorduk. O öldükten sonra şimdiye kadar çalışıyorum. Eskiden vardı, şimdi iş yok. Yaptığım eyerler, artık o kadar satılmıyor, şimdi alacak kimse yok. Benim gibi birkaç kişi vardı, öldüler. Şimdi caminin karşısında 3 tane saraç ustası var” dedi.
‘ESKİDEN YANIMDA 4-5 KİŞİ ÇALIŞIRDI’
Yaptığı eyerlere eskiden çok rağbet olduğuna değinen Gürcüm, “At eyeri yapıyorum. İstanbul, İzmir, Ardahan, Kars, neresi olursa isteyenlere gönderiyorum. Zanaat öldü, artık kemer yaparak satıyorum. At eyerleri, yukarda duruyor, hiç satılmıyor. İş yok. Eskiden hayvan çoktu, at çoktu. Şimdi ise hayvanın yerini taksiler aldı. Bu meslek öldü. Ben de vakit geçsin diye dükkana geliyorum. 3 çocuğum var, onlar da başka iş yapıyorlar. Ben de artık bırakmak istiyorum, çünkü hiç iş yok. Evde sabrım gelmediği için buraya vakit geçsin diye geliyorum. Artık çalışamıyorum, hemen hemen bırakmak üzereyim. Yaşlıyım, biraz rahatsızlığım da var. Böyle yavaş yavaş atlar için minderler de hazırlıyorum. Eskiden, 4-5 sene evvel yanımda 5 işçi çalışıyordu. Şimdi kimse çalışmıyor” diye konuştu.
‘AHLAKI VE KOMŞULUĞU İYİ BİR USTADIR’
Mobilya malzemeleri satan komşusu Tarık Hanazay ise Gürcüm’ü 55 yıldır tanıdığını belirterek, “Hacı Kemal Usta’nın 1970’ten beri burada olduğunu hatırlıyorum. Babası vefat etti, şimdi kendisi bu işi yapıyor. Ondan başka bu çarşıda, bu sırada bu işi yapan yoktur. Böyle yaşlı insan kalmadı. Hacı Kemal dayı esnaftır, ahlaklıdır, alim gibi insandır. Ahlakı hoş, komşuluğu iyidir. At eyerlerini yapıyor, kemer yapıyor, atların başına takılan çeşit çeşit boncukları yapıyor.” (DHA)
Görüntü Dökümü
———————-
Kemal Gürcüm’ün çalışması
Eyer yapması
Yaptığı kemer ve eyerler
Kemal Gürcüm’ün babasının fotoğrafı
Yaptığı kemer ve eyerler
Dükkanın tabelası
Kemal Gürcüm’ün konuşması
Komşularıyla sohbet etmesi
Komşusu Tarık Hanazay’ın konuşması
Genel ve detay görüntüler
Haber- Kamera: Gıyasettin TETİK-Seyfettin EKEN/DİYARBAKIR, (DHA)
======================================
6) BURSA’DAKİ CUMHURİYET BAYRAMI KONSERİNDE EMİR CAN İĞREK SAHNEYE ÇIKTI
BURSA’da Osmangazi Belediyesi’nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında şarkıcı Emir Can İğrek, konser verdi. İğrek, seslendirdiği şarkılarla Bursalılara bayram coşkusu yaşattı.
Osmangazi Belediyesi’nin, Cumhuriyet Bayramı’nın 101’inci yılını kutlama etkinlikleri kapsamında şarkıcı Emir Can İğrek, Osmangazi Meydanı’nda konser verdi. İğrek, duygusal ve hareketli parçalardan oluşan repertuvarını seslendirirken, binlerce kişi ellerindeki Türk bayraklarıyla şarkılara eşlik etti. İki saat sahnede kalan İğrek, Türkiye’nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlarken, Ankara’nın Kahramankazan ilçesinde TUSAŞ’a düzenlenen terör saldırısını da lanetleyip, şehitlere rahmet, yaralılara ise acil şifalar diledi.
‘COŞKUYLA KUTLUYORUZ’
Konseri izleyen Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, eşi Nadire Aydın ile birlikte sahneye çıkarak Emir Can İğrek’e çiçek ve plaket verdi. TUSAŞ’a düzenlenen terör saldırısını lanetleyen Aydın da “Şehitlerimizin mekanı cennet olsun. Yaralılarımıza da Allah acil şifalar versin. Ülkemizi bölmek isteyen teröristlere asla geçit vermeyeceğiz. Cumhuriyetimizin 101’inci yılını meydanlarda, konser alanlarında ve sokaklarda büyük bir coşkuyla kutluyoruz. İnşallah nice 101 yıllar daha kutlayacağız. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ‘Cumhuriyet’i biz kurduk onu yaşatacak olanlar da sizlersiniz’ diyordu. Şimdi ben meydanı dolduran binlerce gencimize, Atatürk’ün dediği gibi Cumhuriyet’i ilelebet yaşatmaya var mısınız diye soruyorum” dedi. Binlerce kişinin, ‘Evet’ yanıtı üzerine Başkan Aydın, “Siz varsanız biz dünden varız. Cumhuriyetimizin 101’inci yılı kutlu olsun. İnşallah hep birlikte nice Cumhuriyet Bayramları kutlayacağız” ifadelerini kullandı. (DHA)
Görüntü Dökümü
————————
-Konser alanı ve seyircilerden detaylar
-Havai fişek gösteri
-Emir Can İğrek konseri
-Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın konuşmaları
-Haber: Memet Can YEŞİLBAŞ -Kamera: BURSA, (DHA)
======================================
7) AKSARAY ÖĞRETMEN ÇİFT, GELENEKSEL HAT VE TEZHİP SANATINI GELECEK NESİLLERE AKTARIYOR
AKSARAY’da, İnşaat Teknolojileri Öğretmeni Erzade Yurdagül (48) ile eşi Felsefe Öğretmeni Emine Yurdagül (43), hat ve tezhip sanatıyla ilgili yaptıkları eserleri hem sergiliyor hem de ilgisi olanlara öğretiyor. Erzade Yurdagül, “Şanlıurfa’da öğretmenlik yaparken hat ve tezhip sanatına başladık. Bizim felsefemiz; ‘İki günü aynı olan ziyandadır.’ Hadis gereği kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Amacımız bu sanatı görünür kılmak ve öğrenci yetiştirmek ve bir gelenek oluşturmak istiyoruz” dedi.
İstanbul’dan Aksaray’a bir yıl önce tayini çıkan Şehit Atıf Akay Mesleki Eğitim Merkezi İnşaat Teknolojileri Öğretmeni Erzade Yurdagül ve Felsefe Öğretmeni Emine Yurdagül, mesleklerinin yanı sıra hat ve tezhip sanatıyla da ilgileniyor. Öğretmen çift, açtıkları iş yerinde yaptıkları eserleri hem sergiliyor hem de ilgisi olanlara öğretiyor.
‘AMACIMIZ BU MESLEĞİ GÖRÜNÜR KILMAK’
Hat ve tezhip sanatına 15 yıl önce Şanlıurfa’da görev yaparken başladığını belirten Erzade Yurdagül, “Şanlıurfa’da öğretmenlik yaparken hat ve tezhip sanatına başladık. O dönemde Şanlıurfa’da bu hat sanatı çok yapılıyordu. Bizde bir hevesle başladık. Zamanla bu iş ciddi boyutlara ulaştı. Eserlerimize genelde hadis ve şiir tarzında şeyler yazıyoruz. Ben sadece yazılarına yazıyorum. Eşim de kenarlarındaki veya içindeki süslemeleri yapıyor. Bizim felsefemiz; ‘İki günü aynı olan ziyandadır.’ Hadis gereği kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Amacımız bu sanatı görünür kılmak ve öğrenci yetiştirmek ve bir gelenek oluşturmak istiyoruz” diye konuştu.
‘BİZİM RUHUMUZA İYİ GELİYOR’
3 çocuk annesi Emine Yurdagül ise “Felsefe öğretmeniyim. Daha sonra çocuk gelişimini de okudum. Şu anda tezhip sanatıyla uğraşıyorum. Ben çocukken resme meraklıydım. Renkleri, boyaları çok severdim. Hobi olarak bu işe 15 yıl önce başladık. Eşim hat sanatıyla bir motivasyonda kazandı. Biz bu işi hayal dahi edemezken, usta-çırak ilişkisiyle başladık. Biz o dönem hep ustamızın dibinde oturduk. Aksaray’a geleli bir yıl oldu. Buraya gelince hocalarımızdan uzak kaldık. Hocalarımızdan helallik isterken hocam, ‘Helallik sadece helal olsun demek değildir. Biz ilim öğrettik. Eğer sizde bunu başkana aktarırsanız, ancak bu ilim helal olur’ demişti. Sanırım o bize bir mihenk taşı oldu. Allah’ımda nasip etti ve buraya açtık. Bu sanat ruhunu ehlileştiren bir meşgale diyebilirim. Bu da bizim ruhumuza iyi geliyor. Bize işimiz zahmetli gelmiyor. İşimizi yaparken de huzur buluyoruz ve mutluyuz” dedi. (DHA)
Görüntü Dökümü:
——————
– Erzade Yurdagül hat eşi Emine Yurdagül’ün tezhip sanatı yapmaları
-Çiftin çalışırken sohbet etmeleri
-Yaptıkları eserlerin görüntüsü
– Erzade Yurdagül’ünü açıklaması
– Emine Yurdagül’ünü açıklaması
-Genel detaylar
Haber- Kamera: Erkan ALTUNTAŞ AKSARAY (DHA)
==========================================
8) EVİNİN YAKININDAKİ FUTBOL SAHASINA PARAŞÜTLE İNDİ
BURSA’nın İnegöl ilçesinde yaşayan Adem Keskin (40), paraşütle futbol karşılaşmasının yapıldığı sahaya indi. Futbolcular ve taraftarla büyük şaşkınlık yaşarken, Keskin, “Evime yakın olduğu için top sahasına iniş yapmak zorunda kaldım” dedi.
İnegöl’de yaşayan Adem Keskin, 2 yıl önce mesaiye geç kaldığı gerekçesiyle çalıştığı mobilya fabrikasının bahçesine paraşütle inmişti. Bu kez de Bursa Amatör Ligi 1’inci Küme Yenicespor-Şirinevler futbol karşılaşmasının devre arasında, futbol sahasına paraşütle indi. Paraşütçüyü gören futbolcu ve taraftarlar önce büyük şaşkınlık yaşadı, ardından da Keskin’i alkışladı. Uludağ eteklerinden paraşütle süzülerek, futbol sahasına inen Adem Keskin, “Uludağ’dan uçuş yaptık. Evime yakın olduğu için, top sahasına iniş yapmak zorunda kaldım. Güzel bir uçuştu, iniş yaptım. Sahada futbolcular top oynuyormuş. Devre arası olduğu için sıkıntı yaşamadık, daha sonra arkadaşlar ikinci yarıya başladı. Evimin kapısının önüne iniş yapacaktım ama etrafta araçlar olduğu için yapamadım. Top sahasına iniş yaptım, herkes çok şaşırdı. Güzel bir iniş oldu” diye konuştu. (DHA)
Görüntü Dökümü
—————————
-Adem Keskin’in sahaya paraşüt ile inmesi cep telefonu görüntüleri
-Adem Keskin röportaj
-Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/BURSA, (DHA)
DÜNYA
20 gün önceMAGAZİN
20 gün önceGÜNDEM
20 gün önceEKONOMİ
20 gün önceEKONOMİ
20 gün önceYEREL HABERLER
20 gün önceTV90HABER
20 gün önce