DHA İSTANBUL BÜLTENİ – 2

ABONE OL
Ekim 19, 2024 13:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL

1- YENİDOĞAN ÇETESİ’ SORUŞTURMASINDA KİLİT İSİM, DHA’YA KONUŞTU: KAYITLARI DİNLEMESEM, BİR KORKU FİLMİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜRDÜM

Özlem YURTÇU KARABULUT, Kübra SONKAYA, Uğur GÜLBOY / İstanbul (DHA) Bebekleri doğumdan sonra anlaştıkları özel hastanelere sevk edip ölümlerine neden olan ‘Yenidoğan çetesi’ne ilişkin soruşturmanın başlamasını sağlayan ve iddianamede ‘bilgi sahibi’ sıfatıyla ifadelerine yer verilen dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Özel Hastaneler Denetim Birimi’nde uzman olarak görev yapan Dr. Malik Türkay Esin, Demirören Haber Ajansı’na (DHA) konuştu. Dr. Esin, 2023 yılının Mart ayında “SGK’nın dolandırıldığı” yönündeki bir ihbar üzerine dönemin İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’na durumu bildirdiklerini ve soruşturmanın bundan sonra başladığını belirtti. İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde özel bir komisyon kurulduğunu, derinlemesine araştırmalar yapıldığını, sonra da sürece İstanbul Emniyeti’ni dahil edildiğini, bu sayede polisin yaptığı telefon dinlemeleri ile çetenin ortaya çıkarıldığını kaydeden Dr. Esin “Kayıtları dinlemesem, görmesem, bunun bir korku filmi kasıtlı ya da olarak sağlık camiasını kirletmek amacıyla yapılabilecek bir iş olduğunu düşünürdüm. Bir insan olarak bunun yapılabilmesi hakikaten ciddi bir patoloji. Hele bir de bebeğe yapılmasını aklınız kabul etmiyor” dedi.

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarihindeki en büyük operasyon olarak addedilen “Yenidoğan bebek çetesi’ soruşturmasının başlamasını sağlayan denetimleri gerçekleştiren dönemin İl Sağlık Müdürlüğü Özel Hastaneler Denetim Birimi Uzmanı ve şu anda Taksim İlkyardım Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Başhekim Yardımcısı olarak görev yapan Dr. Malik Türkan Esin, detayları DHA’ya anlattı. Dr. Esin, “SGK’nın dolandırılması” şüphesiyle başlanan incelemelerden, bebek ölümlerine uzanan sürecin, İstanbul İl Sağlık müdürlüğü bünyesinde kurulan komisyonla çok titiz ve gizli bir şekilde yürütülen araştırmalar sayesinde ortaya çıkarıldığını söyledi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 22’si tutuklu 47 şüphelinin yer aldığı “Yenidoğan çetesi” hakkındaki iddianamede, “bilgi sahibi’ sıfatıyla ifadelerine yer verilen Dr. Esin, dönemin İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun talimatıyla kurulan komisyonun, İstanbul Emniyeti’ni de sürece dahil ettiğini ve çete üyelerinin bu sürecin ardından tutuklandığını kaydetti. Dr. Esin, “İşin içinde olmasam, yapılan dinlemelerin kayıtlarını dinlemesem, bunun bir korku filmi ya da kasıtlı olarak sağlık camiasını kirletmek amacıyla yapılabilecek bir iş olduğunu düşünürdüm. Bir bebeğe bunun yapılabilmesini aklınız kabul etmiyor” dedi.

TÜM SAĞLIK KURUMLARI HER YIL 3-4 DEFA DENETLENİYOR

Dr. Esin, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Özel Hastaneler Denetim birimi olarak İstanbul’da bulunan diş hekimliğinden hastanelere, dispanserden polikliniklere kadar tamamını yıl içinde düzenli olarak denetlemekle görevli olduklarını kaydederek, bu rutin denetlemelerin dışında, CİMER şikayetlerini de dikkate alarak denetimler gerçekleştirildiğini söyledi. Dr. Esin, şu bilgileri verdi: “2023 yılı denetimleri başladığında biz, hastane ve dispanserlere ekiplerimizle denetimlere gitmeye başladık. Her sağlık kuruluşunu senede 2-3 defa, farklı sebeplerle denetliyoruz. Yılbaşı sonrası biz normal denetimlerimizi yaparken, üçüncü ayda gelen bir CİMER şikayetinde bir hastane ismi verilerek burada çalışan doktorun daha önce bir terör örgütü ile irtibatlı olması nedeniyle cezai işleminin olduğu ve bu kişinin bir organizasyonla yenidoğan bebeklerle ilgili yoğun bakımlarda organize bir şekilde SGK’yı dolandırmak amaçlı işlemler yaptığı yönünde bilgiler vardı. Hem hakkında ihbarda bulunan hastane, hem diğer hastaneleri bu gözle de denetlemeye başladık. Ayrıca o güne kadar tutanak tuttuğumuz, cezai işlem başlattığımız veya yasal işlemleri devam eden kurumlarla ilgili geriye dönük tekrar inceleme yaptık. İşin ciddiyetini öğrendiğimizde, o dönemki görevim gereği dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu’na çıkarak ‘Efendim böyle bir CİMER şikayeti var. Bizim yaptığımız denetim ve araştırmalar da bu ihbarı doğruluyor. Bununla ilgili özel bir çalışma yürütmek istiyoruz’ dedik. Kendisi ‘Sonuna kadar gidin’ diyerek destek oldu”

İL SAĞLIK MÜDÜRÜ’NÜN TALİMATIYLA ÖZEL EKİP OLUŞTURULDU

Bunun üzerine özel bir ekip talebinde bulunduklarını ve Prof. Dr. Memişoğlu’nun bu konuda her türlü desteği vermesiyle, içinde farklı kurumlardan yenidoğan yoğun bakım doktorlarının da yer aldığı bir komisyonla, yenidoğan yoğun bakımları markaja aldıklarını vurgulayan Dr. Esin, “SGK dolandırılıyordu ama bebeklerin de zarar görmesi söz konusuydu. Para için bebeklere zarar veren bir yapı, bazı bebeklerin daha fazla zarar görmeden bu işin önüne geçebilmek için yaptığımız (belge ve gözlemlere dayalı) denetimler yeterli olmayacaktı. Bu kişilerin kendi aralarındaki konuşmaları, kayıtları, mesai sonrası görüşmeleri ve takipleri gerekiyordu. Bunun için de polisle çalışmaya ihtiyaç vardı. Bize buradan bir yol açılması gerekli diyerek elimizdeki evraklarla beraber İl Sağlık Müdürlüğü’nün de yazısıyla, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne müracaat ettik. Onlar da özel bir ekip kurdular. Hemen bizim isimlerini verdiğimiz, şüphelendiğimiz kişilerle ilgili bugüne kadar tuttuğumuz tutanakların incelemesini yaptılar ve belli kişilerin telefonlarını dinlemeye, takiplerini yapmaya, harcamalarını kontrol etmeye başladılar. Zaten olayın ondan sonraki kısmı tamamen emniyet ayağında devam etti” diye konuştu.

SIZMAMASI İÇİN SÜREÇ GİZLİ TUTULDU

Soruşturmanın selameti açısından yapılan takip ve incelemelerin dışarı sızmaması için, sürece çok fazla kişinin dahil edilmediğini de vurgulayan Dr. Esin, olayın asıl vahametinin emniyetin sürece dahil olmasıyla ortaya çıktığını söyledi. Esin, bir kişiyle başlanan dinlemeler sonucu, adı geçen diğer isim ve hastanelerin de emniyetin markajına girdiğini, soruşturmanın bugünkü aşamaya gelmesini sabırla ve gizlilikle sürdürülen bu takiplerin sağladığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, bu aşamadan sonra emniyete sadece dinlemeler veya incelemelerinde danışmanlık hizmeti vererek süreçte yer aldık. Yani konuşma ya da yazışmalarda bazı teknik terimler ve tıbbi bilgiler konusunda polise yardımcı olduk. Yaklaşık 6-7 aylık titiz bir araştırma sonucunda 2024 yılına geldik. Emniyet bir gece vakti şüphelileri gözaltına almaya başladı. Olayda daha ağır olan kısım, aslında emniyetin aldığı ifadeler ve bu ifadelerde yapılan itiraflardı”

“İFADELERİN TAMAMINI SAVCILIK AŞAMASINA KADAR GÖRMEDİK”

Emniyetin aldığı ifadelerin tamamını tüm soruşturma bitip savcılık aşamasına gelene görmediklerini de kaydeden Esin, “Bizim yaptığımız daha çok, sağlık sisteminin yasal cezaları ile ilgili incelemeler, kurumsal cezalar, kapatma cezaları ya da hastanedeki ilgili servisin boşaltılması gibi cezaları içeriyorduö dedi. Dr. Esin, bu korkunç olaya karışan doktor ve sağlık personelinin birkaç kişi düzeyinde bir yapı olduğunu belirterek “Öyle 50-100-500 gibi bir rakam değil söz konusu olan. Yenidoğan bebekleri sabahlara kadar bakıp kurtaran hekim ve sağlık çalışanlarını göz önüne alırsak, her sektörde çıkabilecek çürük elmalar gibi. Aynı kurumu senede 5-6 defa denetliyorsunuz, birinci denetimden kaçmayı başarsa bile, ikinciye üçüncüye mutlaka takılıyor. O yüzden ben bütün sağlık camiasının bu konuda bir kabahati ya da problemi olduğunu düşünmüyorum” dedi.

“GERÇEK SEBEP ANCAK OTOPSİ İLE BELLİ OLUR”

Yenidoğan olup yoğun bakımda takip edilmesi gereken bebeklerin çok riskli bir grup olduğunu da belirten Dr. Esin, “Yoğun bakıma giren bebeklerin çok ciddi bir kısmı, hele ki 3’üncü seviye yoğun bakımda olan bebeklerin çok ciddi bir kısmı, kaybedilme ihtimali olan, çok ağır vakalar da olabiliyor. Bu yüzden, ‘Evet bu bebek ihmalden, evet bu bebek kendiliğinden, ya da doğumsal anomalisi nedeniyle vefat etti’ diye sınırları net bir şekilde çizemiyorsunuz. Bu ancak yapılacak otopsiden sonra ortaya çıkıyor” dedi.

“TÜM SAĞLIK CAMİASINI BUNLARLA AYNI KEFEYE KOYMAK ÇOK BÜYÜK HAKSIZLIK”

“Kayıtları dinlemesem, görmesem, bunun bir korku filmi kasıtlı ya da olarak sağlık camiasını kirletmek amacıyla yapılabilecek bir iş olduğunu düşünürdüm. Bir insan olarak bunun yapılabilmesi hakikaten ciddi bir patoloji. Hele bir de bebeğe yapılmasını aklınız kabul etmiyor” sözleriyle yaşadığı dehşeti ifade eden Dr. Esin, sözlerini şöyle noktaladı: “Bu kişilerin sağlıkçı, doktor, yenidoğan camiasının içinden bile sayılmaması gerekiyor. Hele ki kurtardıkları bebekler göz önüne alındığında, bu olaydan dolayı birkaç iki kişinin yaptığını, bütün bir sağlık camiasına atfetmek, ciddi büyük bir haksızlık olur. İstanbul’da her gün yüzlerce bebek doğuyor ve bunlar kurtarılıyor. İçinden patolojik bir yapı çıktı diye bunu tüm camiaya mal etmek maalesef olabilecek en kötü şey”

Görüntü dökümü:

————

Dr. Malik Türkay Esin röp

Genel detaylar

=============================

2- ‘YENİDOĞAN ÇETESİ’ SORUŞTURMASI: 9 ÖZEL HASTANENİN RUHSATI İPTAL EDİLDİ

İSTANBUL (DHA) Bebekleri doğumdan sonra anlaştıkları özel hastanelere sevk edip ölümlerine neden olan ‘Yenidoğan çetesi’ne ilişkin soruşturma kapsamında 9 özel hastanenin ruhsatı iptal edildi.

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünden İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne gönderilen yazıda “Teftiş Kurulu Başkanlığının 28 Eylül 2024 tarihindeki sayılı inceleme raporu ve ekleri ile mezkur rapora istinaden Bakanlık makamından alınan 18 Eylül 2024 tarihli onay gereği alınmış olunan ve yazı ekinde yer alan makam onayları doğrultusunda işlem uygulanması, uygulanan bu işlemlerin, Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin ‘Faaliyetin durdurulması durumunda hastalara ilişkin işlemler’ başlıklı 65/A maddesinde yer alan ‘Özel hastanenin tamamında veya bir kısmında faaliyetin geçici olarak durdurulması veya ruhsatın iptal edilmesi söz konusu olduğunda müdürlük tarafından öncelikle mevcut yatan hastalarla ilgili tespit yapılır. Nakli mümkün olmayan hastaların tedavilerinin tamamlanmasından ve nakli mümkün olanların da diğer hastanelere nakillerinden sonra özel hastanenin faaliyeti durdurulur. Bu durumdaki hastanelere yeni hasta kabulü yapılamaz.’ hükmü doğrultusunda yürütülmesi hususunda bilgilerini ve gereğini rica ederim.” ifadeleri yer aldı.

RUHSATLAR İPTAL

Soruşturmada adı geçen Özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar, Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesinin ruhsatları iptal edildi.

Görüntü Dökümü:

———–

Hastanelerden görüntü

Genel ve Detaylar

=================================

3- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, ALMANYA BAŞBAKANI OLAF SCHOLZ İLE BİR ARAYA GELDİ

Kübra SONKAYA / İSTANBUL, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye çalışma ziyaretinde bulunan Almanya Federal Cumhuriyeti Başbakanı Olaf Scholz’u Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde kabul etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Federal Cumhuriyeti Başbakanı Olaf Scholz ile Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde bir araya geldi. Basına kapalı yapılan ikili görüşmenin ardından, basın açıklaması düzenlenmesi bekleniyor.

Görüntü Dökümü:

—————–

-Görüşmeden görüntüler

==================================

4- BAKAN FİDAN: İSRAİL’İN SALDIRGAN TUTUMU İRAN’I MEŞRU MÜDAFAAYA DÖNÜK ADIMLAR ATMAYA ZORLUYOR

Kübra SONKAYA /İSTANBUL, (DHA)- DIŞİŞLERİ Bakanı Hakan Fidan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile Sarıyer’de Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliği’nde bir araya geldi. Ortak basın açıklamasında konuşan Bakan Fidan, “Nükleer enerjinin barışçıl ve sivil amaçlarla kullanılmasına karşı değiliz. Diyalog ve müzakere yoluyla nükleer meseleye bir çözüm bulunabileceğine inanıyoruz. Gazze’de soykırıma devam eden İsrail, Lübnan’ını da kana bulamaya devam ediyor. Netanyahu bölgede sürekli yeni cepheler açıyor. İran’ı da bu savaşa çekmeye çalışıyor. İran’ın petrol ve nükleer tesislerini vurmakla tehdit ediyor. İsrail’in saldırgan tutumu İran’ı meşru müdafaaya dönük adımlar atmaya zorluyorö dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 3+3 Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformu Toplantısı’na katılmak üzere İstanbul’a gelen İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliği’nde görüştü. İkili görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

‘SINIR İLLERİMİZİ KAPSAYAN BÖLGEYİ BİR TİCARET HAVZASINA DÖNÜŞTÜRMEK İSTİYORUZ’

Bakan Fidan, ülkeler arası ikili ilişkileri ele aldıklarını belirterek, “Bölgesel sahiplenme anlayışıyla Güney Kafkasya’da işbirliğimizi daha da geliştirmek istiyoruz. Katılımları için hem değerli kardeşim Arakçi’ye hem de diğer mevkidaşlarıma huzurlarınızda bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. İran’ın yeni kurulan hükümetinin ikili ve bölgesel işbirliğine yönelik olumlu mesajlarını memnuniyetle karşılıyoruz. İran’ın komşularla ilişkilere öncelik veren bu vizyonunu biz de paylaşıyoruz. Türkiye ve İran bölgenin iki kadim medeniyetidir. Bölgenin barış, refah ve istikrarına katkıda bulunmak temel hedefimizdir. Bugün değerli mevkidaşımla ikili ilişkilerde atacağımız adımları ve hedeflerimizi etraflıca ele alma imkânımız oldu. 2014’de kurduğumuz yüksek düzeyde işbirliği konseyi daha da etkin hale getirmek için karar aldık Ülkelerimiz arasında daha fazla ticaret yaparak halklarımızın refahını arttırmamız mümkün. Biz Türkiye olarak bunun için gerekli siyasi iradeyi ortaya koymaya hazırız. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu konudaki irade beyanını dün sayın meslektaşım Cumhurbaşkanımız tarafından kabul edildiği zaman kendisi de gördüler. Gerekli altyapı yatırımlarını yapmak ve sınır illerimizi kapsayan bölgeyi bir ticaret havzasına dönüştürmek istiyoruz. Yeni sınır kapıları açmamız gerekiyor. Mevcut sınır kapılarını ve yolları yenilememiz ve bunların kapasitelerini arttırmamız gerekiyor. Ulaştırma, gümrük ve sınır güvenlik konularında senelerdir atılması gereken adımlar var. Gerçekten çok sistemli çalışmamızı gerektiriyor. Daha fazla gecikmeden karşılaştığımız sorunları yaratıcı ve yatmış bir anlayışla çözmek zorundayızö dedi.

‘GÜÇLÜ ADIMLAR ATMAMIZ GEREKEN BİR DİĞER ALAN DA TERÖRLE MÜCADELE KONUSUDUR’

Bakan Fidan, PKK ve PJAK gibi uzantıların ortak düşman olduğunu vurgulayarak, “Ortak bir şekilde kararlı ve güçlü adımlar atmamız gereken bir diğer alan da terörle mücadele konusudur. Her iki ülkede terörden çok büyük zararlar gördü uzun yıllar boyunca. Bugün PKK ve PJAK gibi uzantıları iki ülkenin de ortak düşmanıdır. Bu hususta Türkiye ve İran arasında bir anlayış birliği mevcuttur. Bu ortak tutumu ortak bir mücadeleye dönüştürmek zorundayız. Komşuluk ve kardeşlik hukuku gereği teröre karşı beraber savaşmalıyız. Bu konuyu her düzeyde ele almaya devam edeceğizö ifadelerini kullandı.

‘İSRAİL, LÜBNAN’INI DA KANA BULAMAYA DEVAM EDİYOR’

Bakan Fidan, bölgede yeni cepheler açıldığını ifade ederek, “Nükleer enerjinin barışçıl ve sivil amaçlarla kullanılmasına karşı değiliz. Diyalog ve müzakere yoluyla nükleer meseleye bir çözüm bulunabileceğine inanıyoruz. Bugünkü görüşmelerimizde bölgesel meseleleri de değerlendirdik. Bölgemiz son derece büyük bir tehditle karşı karşıya bulunmaktadır. Gazze’de soykırıma devam eden İsrail, Lübnan’ını da kana bulamaya devam ediyor. Netanyahu bölgede sürekli yeni cepheler açıyor. İran’ı da bu savaşa çekmeye çalışıyor. İran’ın petrol ve nükleer tesislerini vurmakla tehdit ediyor. İsrail’i saldırgan tutumu İran’ı meşru müdafaaya dönük adımlar atmaya zorluyor. İsrail uluslararası hukuka açık biçimde ihlal eden eylem ve söylemlerine son vermek zorundadır. Krizin başından bu yana yaptığımız uyarıyı tekrarlamak istiyorum. Savaşın tüm bölgeye yayılma riski asla hafife alınmamalı. Küresel düzeyde çok ciddi yansımaları olabilecek bir gerilimin içindeyiz. Bölge ülkeleri ve bölge dışı aktörler geri dönülemez bir adım atmaktan kaçırmak zorundalar. Biz Türkiye olarak bölgemizde savaş istemiyoruz. Bu konuda sağduyulu ve soğukkanlı davranılması gerektiğini savunuyoruz. Mevcut gerilimi azaltmak için Gazze’de acilen ateşkes ilan edilmelidir. İsrail Lübnan’a yönelik saldırılarını bitirmelidir. İsrail her türlü saldırgan tavırdan ve provokasyondan vazgeçmelidir. Türkiye ve İran bu bölgede ilelebet var olacaktır. İkili ilişkilerimiz her alanda geliştirmeye ve bölgesel konulardaki işbirliğimizi arttırmaya yönelik çalışmalarımız da sürdüreceğiz. Son dönem yaşanan gelişmeler bu işbirliğinin önemini daha da arttırmıştırö şeklinde konuştu.

‘GERGİNLİĞİN LÜBNAN’A YAYILMASI OLDUKÇA ENDİŞE VERİCİDİR’

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ise konuşmasında, “Siyonist rejimin suçlarının devam etmesi Gazze ve Lübnan’da kadın ve çocukların öldürülmesi başta olmak üzere, bölgedeki gelişmeleri ve Siyonist rejiminin savaşın kapsamını genişletme yaklaşımını ele aldık. Her iki her iki ülke olarak Gazze ve Lübnan’daki soykırımın bir an önce durdurulması zarureti ve başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm ülkelerin çocuk katili Siyonist rejiminin savaş makinesini durdurmak için tüm siyasi ve ekonomik kapasiteleri ve araçlarını kullanması gerektiğine inanıyoruz. İşgalci rejimin yayılmacı politikaları, bölge ve dünyanın barış ve güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye atabilecek bir barut fırçasına dönüştürmüştür. Bölgedeki savaşın yayılması ciddi bir tehdittir. Bölgede Siyonizm rejimi dışında hiç kimse bu durumu istemez. Biz her zaman vurguladık biz barışı destekliyoruz. Buna ek olarak da her türlü senaryoyu biz hazırız dedik. İsrail rejimi dünya barışına en büyük tehdittir. Ne yazık ki uluslararası kurumlar ve başta Birleşmiş Milletler İsrail’in bu suçların önünü alacak girişimlerde bulunamamıştır. Bunun için yeterli olmamıştır. Özellikle batılı ülkelerde Amerika İsrail’e sağladıkları silah, mali ve istihbarat desteğiyle Netanyahu’yu işlediği katliamlarda daha cesaretlendirmiştir. Gerginliğin Lübnan’a yayılması oldukça endişe vericidir. İsrail rejimi savaş suçlarına herhangi bir sınır tanımıyor. Biz kalıcı ve bir an önce uygulanabilecek bir ateşkesi destekliyoruzö ifadelerine yer verdi.

‘2 EKİM’DEN BU YANA İSE KUZEY GAZZE’YE HİÇ YARDIM GİTMİYOR’

Hamas yetkilileri ile gerçekleştirdiği görüşmenin detaylarına ilişkin soru yöneltilen Bakan Fidan, “Dün Hamas Siyasi büro yetkilileri ile bir araya geldik. İstanbul’da uzun bir görüşme yaptık. Tabii bölge olağanüstü bir süreçten geçiyor, savaşın yaygınlaşma riski var. İsrail’in devam eden bir soykırımı var. Milyonlarca insan şu anda Gazze’de küçük bir alana sıkışmış, aç ve çaresiz, hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Konuştuğumuz konular arasında özellikle Gazze’deki insani yardımlar meselesini nasıl iyileştirebiliriz, bu öncelikli bir husustu. Şu anda ifade ettiğim gibi savaştan dolayı 2 milyon insan gıdasız, susuz, ilaçsız, herhangi başlarını sokacak bir yer olmadan hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Savaştan önce bildiğiniz gibi yaklaşık 500 tır Gazze’ye gıda ve insani yaşam malzemesi taşıyordu. Bugün ise Gazze’nin tamamına girebilen yardım miktarı, günde, eğer olursa o da 30 tır. Ekim ayının başından itibaren hemen hemen böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Tabii ki bu insani krizi giderek derinleştiriyor. 2 Ekim’den bu yana ise Kuzey Gazze’ye hiç yardım gitmiyor. Oradaki insanlar gerçekten şu anda daha da çaresiz duruma düşmüş durumdalar. Hamas heyeti, gerçekten bu kardeşlerine daha fazla nasıl insani yardımı yapılabilir, uluslararası seferberlik daha fazla nasıl oluşturulabilir o konuda bizimle görüştülerö dedi.

‘GAZZE’YE SEVK ETTİĞİMİZ YARDIMLARIN TOPLAMI 84 BİN TONU AŞMIŞ DURUMDA’

Bakan Fidan, yardımların çok ağır bir süreçte gerçekleştiğini belirterek, “Biz de Türkiye olarak bildiğiniz gibi savaşın başından itibaren insani yardım faaliyetlerimizi artırmış durumdayız. Şu ana kadar Gazze’ye sevk ettiğimiz yardımların toplamı 84 bin tonu aşmış durumda. Bildiğiniz gibi geçmiş aylarda Refah Sınır Kapısı’na gittik, Mısır’a gittik, El Ariş’te yardımların nasıl geldiğini, stoklandığını ve sistemli bir şekilde ulaştırılmaya çalışıldığını gördük. Ama Refah Sınır kapısı kapatıldığı için oraya gönderilen yardım malzemeleri maalesef çok ağır, gıdım gıdım tabiri caizse içeriye taşınabiliyor. Günde 30 kamyon dediğim gibi çok fazla bir rakam değil. Bu insani yardım konusu önemli, bu konuda daha fazla neler yapılabilir, neler olmalı onu görüştük. Daha sonra ateşkes müzakerelerine ilişkin neler yapılıyor, neredeyiz, Netanyahu Hükümeti’ni biliyorsunuz ateşkesle çok fazla bir ilgisi yok. Ama savaşın bir diğer tarafı olan Hamas, bu konuda nerede, özellikle son yaşanan gelişmelerden sonra, onu konuştuk, derinlemesine müzakere ettikö diye konuştu.

‘FİLİSTİN İÇ UZLAŞISINI ÇOK ÖNEMLİ VE STRATEJİK OLDUĞUNU DEĞERLENDİRİYORUZ’

Filistinlilerin iç uzlaşmasının önemine değinen Fidan, “Diğer bir önemli hususta Filistinliler arası birlik meselesi biliyorsunuz. Hamas, El Fetih ve diğer Filistin örgütlerinin bir araya gelmesi meselesi ve bu iç uzlaşma sürecinin ulusal birlik sürecinin nasıl gittiğine ilişkin bilgi aldık. En son Kahire’de bir araya gelmişlerdi biliyorsunuz. Buradan da Mısırlı meslektaşlarımıza da teşekkür etmek istiyorum. Filistinlilerin iç uzlaşı sürecine Türkiye ile beraber verdikleri destekten dolayı. Biliyorsunuz iç uzlaşı süreci ne kadar iyi olursa, Filistinliler hem kendi birlik ve beraberliklerini daha iyi sağlayacakla, kendi pozisyonlarını daha iyi temsil edecekler, hem de işgal edilmeleri, sürülmeleri, insanlık dışı muameleye maruz kalmaları daha zor olacak. Onun için Filistin iç uzlaşısını çok önemli ve stratejik olduğunu değerlendiriyoruz.

Görüntü Dökümü:

————

Hakan Fidan’ın konuşması

Abbas Arakçi’nin konuşması

==============================

5- TBMM BAŞKANI KURTULMUŞ: HER ALANDA GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE’Yİ ORTAYA KOYMAK ZORUNDAYIZ

Derya EVREN KORKMAZ-Emir Efe BENLİOĞLI/İSTANBUL, (DHA)- TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul Çocukları Vakfı tarafından düzenlenen kahvaltıda, LGS’de 500 tam puan alan öğrencilerle bir araya geldi. Kurtulmuş burada yaptığı açıklamalarda ” Bilimden, teknolojiden, sanata, edebiyata kadar toplumsal yapımızın güçlenmesinden, devlet – millet kaynaşmasına kadar her alanda güçlü bir Türkiye’yi ortaya koymak zorundayız. Spordan sanata sadece kendileriyle değil dünyanın bütün gençleriyle yarışan güçlü bir gençlik olmak mecburiyetindeyiz. Sizin bu üstün başarınız aslında sadece sizin ve ailenizin desteği başarısı değil, 85 milyon vatandaşımızın ortak başarısıdır. Siz 500 tam puan alarak kendi alanınızda bir hedefe ulaşmış olmuyorsunuz” dedi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul Valiliği ve İstanbul Çocukları Vakfı tarafından düzenlenen ‘Türkiye Yüzyılı Çocukları ile Kahvaltı Programı’nda’ Liselere Geçiş Sınavı (LGS) ‘den 500 tam puan alan öğrencilerle buluştu. Programa TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul Valisi Davut Gül, protokol üyeleri ile öğrenciler katıldı.

VALİ GÜL’DEN ÖĞRENCİLERE 5 BİN LİRA BURS MÜJDESİ

Programda konuşan İstanbul Valisi ve İstanbul Çocukları Vakfı Başkanı Davut Gül, öğrencilere burslarına zam yapıldığı müjdesini vererek, “Çocuklarımız nereye giderlerse gitsinler, kaliteli yerlere gitsinler. Yani her hangi bir ülkede üniversite okumak, o okuduğunuz üniversite Türkiye’de okuduğunuz üniversiteden daha iyiyse gitmenizi gerektirecek bir üniversitedir. Türkiye’deki üniversitelerden daha kötü bir üniversite yurtdışında olduğu için gidecekseniz, bana göre bir 100 kere düşünmek lazım. Geçen sene 3’er bin lira burs verdik. Bu burs eğitim hayatınız boyunca devam edecek, şartlar değişiyor, satın alma gücümüz değişiyor, fiyatlar değişiyor bu sene Allah fırsat verirse bursa devam edeceğiz. Bursları da bu aydan itibaren 5’er bin lira olarak hesaplarınıza yatıracağız” dedi.

‘TÜRKİYE YÜZYILI SİZİN ÜZERİNİZDEN YÜKSELECEKTİR’

TBMM Başkanı Kurtulmuş , “Türkiye Yüzyılı nedir derseniz? Türkiye Yüzyılı sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’nin yüzyılıdır. Dünyanın her yerinde yaptıklarıyla ortaya koyduklarıyla gerçekten sözünün etkisi olan söylediği sözün karşılığı olan bir Türkiye’dir. Bunun için her alanda güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Sadece bir ya da birkaç alanda değil. Bilimden, teknolojiden, sanata, edebiyata kadar toplumsal yapımızın güçlenmesinden, devlet – millet kaynaşmasına kadar her alanda güçlü bir Türkiye’yi ortaya koymak zorundayız. Spordan sanata sadece kendileriyle değil dünyanın bütün gençleriyle yarışan güçlü bir gençlik olmak mecburiyetindeyiz. Sizin bu üstün başarınız aslında sadece sizin ve ailenizin desteği başarısı değil, 85 milyon vatandaşımızın ortak başarısıdır. Siz 500 tam puan alarak kendi alanınızda bir hedefe ulaşmış olmuyorsunuz. Aynı zamanda bu ülkenin hedeflerine ulaşması için bir büyük yarışın başlangıcında koşuya çok hızlı bir şekilde başlıyorsunuz. İkinci hedefiniz bu ülkenin bugünden çok daha ileri gitmesi, çok daha başarılı olması dünyanın en büyük en güçlü ülkelerinden biri olmasını sağlamak için mücadele etmektir. Cumhuriyetimizin ikinci asrındaki Türkiye yüzyılı hedeflerinin öncüleri siz gençlersiniz. Türkiye yüzyılı sizin üzerinizden yükselecektir” ifadelerini kullandı.

‘SAVUNMA SANAYİMİZDE MÜHENDİSLERİMİZİN YAŞ ORTALAMASI 33’

Kurtulmuş “Savunma Sanayi Başkanımız ve savunma sanayindeki şirketlerimizin yöneticileriyle bir toplantı yaptık. Çok güzel şeyler anlattılar ama bir tanesi aklınızda kalsın diye anlatacağım. Savunma sanayimizde bizim mühendislerimizin yaş ortalaması 33, Amerika’nın ise 51’dir. Yani bundan sonra dünyadaki savunma sanayiinde bizim genç Türk mühendislerimiz öncü olacak ve bu sanayide dünyanın en büyük ülkelerinden biri olacağız” diye konuştu. Konuşmaların ardından protokol üyeleri öğrencilerle hatıra fotoğrafı çekerek salondan ayrıldı.

Görüntü Dökümü:

————————

-Salona gelinmesi

-Protokolden görüntü

-Öğrencilerden görüntü

-Vali Gül konuşması

-Numan Kurtulmuş konuşması

-Fotoğraf çekinilmesi

-Detay görüntüler

==================================

6- ÖMER BOLAT: DEVLET ÖNCELİĞİ DEPREM BÖLGELERİNİN AYAĞA KALDIRILMASINA VERDİ

Özgür EREN / İSTANBUL, (DHA)- Önder Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin 5. Olağan Kongresi’ne katılan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Devlet ilk önceliği deprem bölgelerinin ayağa kaldırılmasına verdi. İkinci önceliği enflasyonla mücadeleye ve enflasyonu 2026’nın sonuna kadar tek haneli rakama indirmeye verdi. Daha 2 yılı doldurmadan deprem bölgeleri ayağa kalkmakta. 200 Bine yakın insanımız yıl sonuna kadar yeni evlerine kavuşmuş olacaklar. Önümüzdeki yıl da ciddi bir deprem yükümüz olacak. Ondan sonra inşallah deprem yükü minimuma doğru inecek” dedi.

Önder Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (ÖNSİAD), 5. Olağan Kongresi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirildi. Kongreye Ticaret Bakanı Ömer Bolat da katıldı. Kongrede konuşan Bolat, “Deprem felaketi yaşadık, deprem felaketi dediğimiz şey 11 vilayetimizi sarstı, bunlarda 5 vilayetimiz ağır hasar aldı. Bu depremin devletimize ilk tahminlerde 105 milyar dolar hasar tahmini vardı. Bunu ödeyebilecek bir havuz veya bir yardım buluşması bu miktarda mümkün değildi. Bu rakamlar devletin bütçesinden ödenecekti” dedi.

‘200 BİNE YAKIN İNSANIMIZ YIL SONUNA KADAR YENİ EVLERİNE KAVUŞMUŞ OLACAKLAR’

Bakan Bolat, “Devlet ilk önceliği deprem bölgelerinin ayağa kaldırılmasına verdi. İkinci önceliği enflasyonla mücadeleye ve enflasyonu 2026’nın sonuna kadar tek haneli rakama indirmeye verdi. Bazı alanlarda kısıntı yapmak zorunda kaldı. Buna rağmen koronavirüsün olduğu 2020 yılında da pozitif büyüme gösterdi. 2021 yılında da yüzde 11’in üzerinde büyüme gösterdi. Bu sıkıntılarda ve doğal afetlerde büyüme performansını göstermek çok büyük bir başarı. Biz bu büyümeyi halkımızla, sizlerle sivil toplum kuruluşlarıyla başardık. 2023 6 Şubat’ında deprem olduğunda bizim gider bütçemiz 4,5 trilyon lira olarak belirlenmişti. Temmuz ayındaki ek bütçeyle 6 trilyon liraya çıkarılmıştı. 2 sene önceki hesaplara göre 2 trilyon lira depremin yükü vardı. Devletin bütçesinin yüzde 40’ı kadar bir harcama gerekiyordu. Bu da ancak dayanışma ile başarılabilir. Daha 2 yılı doldurmadan deprem bölgeleri ayağa kalkmakta. 200 Bine yakın insanımız yıl sonuna kadar yeni evlerine kavuşmuş olacaklar. Önümüzdeki yıl da ciddi bir deprem yükümüz olacak. Ondan sonra inşallah deprem yükü minimuma doğru inecek. Arta kalan kaynaklarda üretim için, yatırım için, özellikle sosyal kesim için, emekliler için daha çok pay ayrılarak 6 Şubat depreminin etkilerini ortadan kaldırmış olacağız” ifadelerini kullandı.

‘MUHALEFET SÜREKLİ OLARAK KRİZ VE FELAKET TELLALLIĞI YAPIYOR’

Bolat, “Muhalefet sürekli olarak kriz edebiyatı ve felaket tellallığı yapıyor. Ülkeyi ekonomik açıdan kaos ortamına sürüklemeye çalışıyor. Son zamanlarda sosyal medyada yalan ve iftira furyalarıyla toplumsal alanda da kaos ortamına sürüklemeye çalışıyor. Bununla kendine iktidar yolu aramaya çalışıyor” diye konuştu.

‘2025 VE 2026 YILI İSTİKRAR DÖNEMİ OLACAK’

Temel amaçlarının deprem bölgelerini 3 yıl içerisinde ayağa kaldırmak olduğunu ifade eden Bolat, “Orta vadeli program uyguluyoruz. Ekonomide bir dengeleme programı. Temel amacımız deprem bölgelerini 3 yıl içerisinde ayağa kaldırmak Bunun 1,5 yılı tamamlandı. 2’nci yılını birkaç ay sonra tamamlayacağız. 3’üncü yılda inşallah enflasyonla mücadelede hızlı bir iniş sürecine gireceğiz. Eylül ayı itibariyle TÜFE yüzde 40 seviyelerine geriledi. Gıda fiyatlarının ortalaması yüzde 43’tü. Hızlı bir gerileme kaydettik. 4 ayda 26,5 puan yıllıklandırılmış enflasyonda gerileme oldu. 2025 ve 2026 yılı istikrar dönemi olacak. Enflasyonu yirmili rakamlara indirip ondan sonra da inşallah tek haneli rakama indirilecek” dedi.

Görüntü Dökümü

——————–

-Salondan genel ve yakın detaylar

-Ticaret Bakanı Ömer Bolatın konuşması

-Ömer Bolata tablo hediye edilmesi

==================================

7- BAKAN GÖKTAŞ: GÜÇLÜ KADIN, GÜÇLÜ TÜRKİYE DEMEKTİR

Leyla YILDIZ- Fırat ALKIZ / İSTANBUL, (DHA)- ‘Uluslararası Farkındalık Zirvesi’nde konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Güçlü Kadın, Güçlü Türkiye demektir. Kadınların, iş dünyasındaki varlığını, ekonomik çeşitliliği artırmak; yeniliği ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik etmek açısından kritik bir öneme sahiptir. Girişimci ruha sahip olan kadınların, kendi işlerini kurması demek, ekonomiye değer katmanın yanı sıra diğer kadınlara ilham kaynağı olması demektir. TÜİK verilerine göre bugün, işveren ve kendi hesabına çalışanlar içindeki kadın oranı yüzde 17,8’dir” dedi.

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) tarafından ‘Uluslararası Farkındalık Zirvesi’ programının ikincisi gerçekleştirildi. Programa Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, MÜSİAD Kadın Başkanı Meryem İlbahar Koca, MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Nurten Öztürk, OPET Yönetim Kurulu Kurucu Başkanı Fikret Öztürk, Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, TUBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Burcu Özsoy ve Yıldız Holding Kadın Platformu Başkanı Begüm Mutuş katıldı. Program Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başlayıp, Bize Fark Etmez filmi ile devam etti. Programda konuşan Göktaş, “Bu zirveyi, kadınların potansiyelini ortaya çıkarmaya, onlara destek olma ve farkındalığı artırma yolunda atılmış önemli bir adım olarak görüyoruz. Bugün burada, paylaşılacak bilgi ve deneyimlerin, hepimize yeni ufuklar açacağına ve geleceğe dair umutlarımızı pekiştireceğine ben yürekten inanıyorum. 30 yılı aşkın süredir faaliyetlerini yürüten MÜSİAD, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasına büyük katkılar sunmaktadır. MÜSİAD Kadın ise bu çabayı daha ileri taşımak ve kadın girişimciliğinin önünü açmak adına önemli çalışmalar yürütmektedir” dedi.

’12. KALKINMA PLANIMIZLA HEDEFLERİMİZİ YÜKSELTMEYİ PLANLIYORUZ’

Mahinur Özdemir Göktaş, ‘MÜSİAD Kadın’ın, başarıyla hayata geçirdiği her bir projeyle sadece Türkiye’de değil, uluslararası arenada da büyük bir fark ortaya koyduğunu görmek, bizleri son derece mutlu ediyor. Kadın girişimciliği ve istihdamı alanlarında yürütülen çalışmalar, her geçen gün daha fazla farkındalık yaratıyor ve güçlü bir etki oluşturuyor. Kadınların çalışma hayatına katılımı, bir ülkenin ekonomik büyüklüğünün yanı sıra sosyal ve kültürel gelişimini de etkileyen son derece kritik bir konudur. Bu anlamda, Bakanlık olarak, kadının iş gücüne katılımının ve istihdamının artırılması, kadın girişimciliğinin ve kooperatifçiliğinin desteklenmesi önceliklerimiz arasında yer alıyor. Aldığımız tedbirler, uyguladığımız teşvikler ve yürüttüğümüz politikalarla bu konuda önemli bir mesafe kat ettik. Atılan güçlü adımlarla kadın istihdam oranı yüzde 32,9’a, kadınların iş gücüne katılım oranını yüzde 37,3’e çıkardık. Nitekim, 12. Kalkınma Planımızla, 2028 yılı sonuna kadar kadının iş gücüne katılma oranını yüzde 40,1’e, istihdam oranını ise yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

‘GÜÇLÜ KADIN, GÜÇLÜ TÜRKİYE DEMEKTİR’

Bakan Göktaş, “Güçlü Kadın, Güçlü Türkiye demektir. Kadınların, iş dünyasındaki varlığını, ekonomik çeşitliliği artırmak, yeniliği ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik etmek açısından kritik bir öneme sahiptir. Çünkü girişimcilik, sadece yeni işletmelerin kurulması anlamına gelmez. Aynı zamanda mevcut organizasyonlarda ve sektörlerde inovasyonu tetikler. Bu anlamda girişimci ruha sahip olan kadınların, kendi işlerini kurması demek, ekonomiye değer katmanın yanı sıra diğer kadınlara ilham kaynağı olması demektir. Ayrıca, istihdam oluşturma potansiyelleriyle çevrelerini ve toplumu önemli şekilde ve olumlu bir şekilde etkilemek demektir. Dolayısıyla Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomisine katkı sağlayan kadın girişimcilerin sayısını artırmak, var olan kadın girişimcileri güçlendirmek büyük bir önem arz ediyor. TÜİK verilerine göre bugün, işveren ve kendi hesabına çalışanlar içindeki kadın oranı yüzde 17,8’dir. Bu oranı artırmak hepimizin sorumluluğudur. Ve bu sorumluluğu ise ancak ve ancak el birliğiyle, sizlerle beraber MÜSİAD gibi güçlü kurumlarla beraber gerçekleştirmek mümkün olacaktır” dedi.

‘ÜLKEMİZİN REFAHINI ARTTIRMAYI DÜŞÜNÜYORUZ’

Göktaş, “12. Kalkınma Planımızda da yer alan İş ve aile yaşamının uyumlaştırılmasına yönelik çalışmalara hız verilecektir. Yeni hizmet modelleri geliştiriyoruz. Bu konuda en çok önemsediğimiz hizmetlerden birisi ise 0-3 yaş grubunu kapsayacak şekilde mahalle tipi kreş modelinin yaygınlaştırılmasıdır. Böylece kadınların iş ve ev arasında bir tercih yapmak zorunda olmalarının önüne geçmeyi hedefliyoruz. Bunun yanı sıra ‘Finansal Okuryazarlık ve Kadınların Ekonomik Güçlenmesi Seminerleri’ ile kadınların ekonomik destekler, teşvikler ve başvuru mekanizmalarına daha kolay ulaşmalarına imkân sağlıyoruz. ‘Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi’ ile kadınların ekonomik ve sosyal hayata daha etkin katılımlarını teşvik ediyoruz. Proje kapsamında, mevcut kooperatiflere katılımı artırmak, kadınların kapasitelerini geliştirmek ve istihdam artırmak adına eğitim, danışmanlık ve farkındalık çalışmaları yürütüyoruz. Yürüttüğümüz tüm bu çalışmalarla, kadınların gücünü ve potansiyelini doğru bir şekilde yönlendirerek ülkemizin refahını artıracağımıza inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘AİLE REHBER SİSTEMİ BAŞLATIYORUZ’

Şiddetle mücadelede bugün yeni bir hizmet modelini hayata geçirdiklerini belirten Göktaş, “Böylece koruyucu-önleyici mekanizmaları hayata geçirmek için risklerin erkenden tespit edilmesini sağlayacağız. Bu kapsamda 81 ilimiz ve 922 ilçemizde de sosyal risk haritalarını çıkarmak için çalışmalarımızı başlattık. Sosyal risk haritaları ile ne yapacağız; kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı, bağımlılık gibi sosyal olguları bütüncül olarak ele alabileceğiz ve bunları görebileceğiz. Elde edeceğimiz bulgularla her bir şehre, ilçeye, mahalleye hatta aileye özgü olarak koruyucu ve önleyici faaliyetler belirleyebileceğiz. Bunun yanı sıra, Bakanlık olarak, ‘Aile Rehberi Sistemi’ni başlatıyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında yaygınlaştırmayı hedeflediğimiz Aile Rehberi Sistemi ile, talep eden haneleri yakından takip ederek, sorunlara hızlı ve etkili çözümler bulmayı hedefliyoruz. Bu yolda attığımız her adımla, koruduğumuz her hayatla, sağladığımız her destekle, geleceğe umutla bakacağız” dedi.

‘İSRAİL SOYKIRIMINDA 42 BİN MASUM CAN VERDİ’

Bakan Göktaş, “Burada en temel hakları olan yaşama hakkı için mücadele eden Filistinli kadın ve çocuklara özellikle dikkat çekmek istiyorum. İsrail’in tam bir yıldır devam eden soykırımı nedeniyle hayatını kaybeden masum insan sayısı 42 bini aştı. Bugün Gazelli çocuklar, hiç büyüyemeden, çocukluklarını yaşayamadan, acılarını, haykırışlarını, gözyaşlarını kimseye duyuramadan bu dünyadan ayrılıyor. Akıl almaz zulümlere maruz kalan, her gün hayatla ölüm arasında yaşayan Filistinli kadınlar unutulmaz yaralar alıyor. İsrail yönetiminin Filistin halkına, özellikle kadınlar ve çocuklara yönelttiği zulüm asla kabul edilemez. Tüm dünyada direnişin sembolü olan Filistinli kadınlar, çocuklarını yaşatmak, vatanlarını korumak için insanüstü bir çaba sarf ediyor. Her ne olursa olsun, cesaretleriyle verdikleri mücadeleden asla ödün vermiyorlar. Sergiledikleri bu dik duruşla, dünyada milyonlarca insanı adalet ve özgürlük için ayağa kaldırıyor. Kadınların ve çocukların geleceklerini şekillendirmede aktif rol alacakları bir hayata sahip olmalarını savunmayı sürdüreceğiz. Güvenli ve sağlıklı bir ortamda yaşamaları için bütün dünyadaki mazlumların sesi olmaya biz Türkiye olarak devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:

——————–

-Kur’an-ı Kerim Tilaveti

-Bize Fark Etmez film gösterimi

-Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş konuşma

-Genel ve detay

================================

8- OYUNCU VURAL ÇELİK SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

Mustafa Mert KARACA-Derya KORKMAZ-Emir Efe BENLİOĞLU/İSTANBUL,(DHA)- Hayatını kaybeden oyuncu Vural Çelik (51) için Barbaros Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törenin ardından Vural, Kilyos Mezarlığı’na defnedildi.

Üsküdar’daki evinde ölü bulunan oyuncu Vural Çelik’in Beşiktaş Levent’teki Barbaros Hayrettin Paşa Camii cenaze töreni düzenlendi. Törene Vural’ın oyuncu arkadaşları ve yakınları katıldı. Törende taziyeleri anne Cemile Güzelordu ve kız kardeşi Kadriye Çelik kabul etti. Cenaze, öğlen kılınan namazın ardından Kilyos Mezarlığı’na defnedildi.

‘SÖZÜN BİTTİĞİ YER’

Cenaze törenine katılan oyuncu Ferdi Akarnur, “Vural benim çok eski arkadaşım. Yani sözün bittiği yer, kalp krizi olduğu söyleniyor. Haziran ayında zaten bir kriz geçirmiş. Şekeri de varmış ama ne olursa olsun ölüm kötü. Ben uzun zamandır görmüyorum çünkü farklı işlerdeyiz. 30 senedir arkadaşım” diye konuştu.

‘AİLEMDEN BİRİSİNİ KAYBETMİŞÇESİNE ÜZÜNTÜLÜYÜM’

Oyuncu Yavuz Seçkin, “Çok üzüntülüyüz, üzgünüz. Ben birkaç gündür ailemden birisini kaybetmişçesine üzüntülüyüm. Vural, son derece arkadaş canlısı, güzel kalbi olan fakat yalnız bir arkadaşımızdı. İçine kapanık, ufak tefek yalnızlıkları olan, güzel bir kardeşimdi. Arada mesajlaşır, şakalaşırdık. Bizim bulunduğumuz sektör, etrafımız kalabalık gibi gözükür, etrafınızda çok fazla dostunuz, arkadaşınız varmış gibi hissedersiniz ama aslında yalnızsınızdır. Vural bu yalnızlığı yaşıyordu ama güzel şeyler olacaktı ben duyuyordum. Güzel birkaç tane projesi vardı, kabul edilmişti. Çok heyecanlanıyordu ama nasip olmadı. Yalnız başına vefat etti, keşke yanında birisi olsaydı” dedi.

‘KALBİ ÇOK TEMİZDİ’

Vural Çelik ile beraber ‘Seksenler’ dizisinde rol alan Ceyhun Fersoy, “2009 yılında bir tane skeç programında tanışmıştık biz Vural abiyle. Daha sonra ‘Seksenler’ dizisinde yolumuz kesişti. Yaklaşık dört sezon birlikte oynadık. Çok erken kayıp, muhteşem bir insandı. Kalbi çok temizdi, çocuk kalpliydi, çok eğlenceliydi. Onun olmadığı yerde sürekli bir şey eksikti. En son görüştüğümüzde sektörel bir konuşma yapmıştık. Her projede olması gereken bir insandı bence Vural abi, sektör mü küstü, o mu sektöre küstü ama durduğu yerde sosyal medyaya paylaşım yapardı oyunculuğu bıraktım diye, sonra şu anda oyunculuğa başlıyorum derdi. Çok güzel bir video paylaşmıştı evinde, ‘zengin olabilirsiniz, fakir olabilirsiniz ama yalnız olmayın’ diye. Yalnızlığı ama kendi de seçti, sürekli abi-kardeş olarak konuşuyorduk. ‘Hadi abi, hiç değilse hayatında nefes birisi olsun, elini tutacak, birlikte zaman geçireceğiniz birisi olsun’ diye ama mekanı cennet olsun. Çok iyi bir insandı” ifadelerini kullandı. Rol arkadaşı Begüm Öner ise, “Çocuk ruhunu kaybetmeyen çok ender insanlardandı bence Vural abi. Uzun yıllar birlikte çalıştık. Onunla ilgili hatırladığım kötü bir anım yok o yüzden teşekkür ediyorum bize yaşattığı her gülümseme için. İnşallah huzur içinde yatsın” dedi.

‘ÇOK GÜLDÜRÜRDÜ BİZİ’

Seksenler dizisinin yapımcılığını üstlenen Birol Güven, “Çok kendine özgü, çok farklı bir enerjisi olan, çok güldürürdü bizi, eğlenceli bir insandı. Aynı zamanda da bence bir çocuktu. Çocuk gibi duyguları vardı, çocuk gibi gülerdi, çocuk gibi üzülürdü. Bir gelirdi ben dahil dünyadaki herkese küsmüş, 6 ay küserdi sonra kimsenin haberi yok bir anda gelir barışırdı. Yine kimsenin haberi yok” diye konuştu.

‘BU YAPTIĞI SON ŞAKA OLDU’

Vural Çelik’in kız kardeşi Kadriye Çelik ise, “Ordu’ya gelecekti, bacım geleceğim dedi. Havaalanı kapalı dedi, kokunu içime çekeceğim ablacım dedi. Artık bana kim bacım diyecek. Kim bir şey istiyor musun bacım diyecek. Kim bana sürpriz yapacak. Babamdı, atamdı, her şeyimdi. Çocuk gibiydi hemen küserdi, bir şey desek alınırdı. Çocuk ruhluydu, abim yalnız yaşardı. Yalnız yaşamayı o istedi, her gün görüntülü görüşürdük yaklaşık bir buçuk saat. Ben Ordu’ya taşındım oraya gelecekti. Boztepe’ye çıkarız kardeşim dedi, mangal yaparız dedi. Seni çok özledim bacım derdi. Bu yaptığı son şaka oldu” diye konuştu. Oyuncu Sarp Apak, “Tüm sevenlerine ailesine sabır diliyorum, baş sağlığı diliyorum. Son görevimizi yapmaya geldik. Bir süredir göremiyordum kendisini, sağlık sorunları vardı. Maalesef kaybettik, başımız sağ olsun” ifadelerini kullandı.

Görüntü dökümü:

—————–

AKTÜEL

-Röportajlar

-Cenaze namazı

-Cenazeden detaylar

-Annesi ve kız kardeşinin tabuta sarılıp ağlaması

-Tabutun araca yüklenişi

-Cenaze aracının gidişi

Genel detaylar

================================

9- İSTANBUL’DA YARIN BAZI YOLLAR TRAFİĞE KAPATILACAK

İSTANBUL (DHA) İstanbul Valiliği, uluslararası bisiklet yarışı ile 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın etkinlik provaları kapsamında yarın trafiğe kapatılacak yolları ve alternatif güzergahları duyurdu.

İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre “Tour de France, L’etape By Tour de France Uluslararası Bisiklet Yarışı” ile “29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 101. Yıl Dönümü Ekinlikleri” kapsamında Vatan Caddesi’nde yarın gerçekleşecek prova sırasında ve tören günü program bitimine kadar trafiğe kapatılacak yollar ve alternatif güzergahlar belirlendi.

Bisiklet yarışı dolayısıyla yarın saat 06.00’dan 14.00’e kadar trafiğe kapatılacak yollar şöyle sıralandı: Küçüksu Caddesi, Cuma Yolu Caddesi, Körfez Caddesi, Mehmet Ali Birand Caddesi, Okul Caddesi, Fatih Sultan Mehmet Caddesi, Orhan Veli Kanık Caddesi, Nazım Sokak, Hekimbaşı Çiftlik Caddesi, Göksu Caddesi, Atatürk Caddesi, Cumhuriyet Caddesi, Çengeldere Caddesi, Polonezköy Yolu, Seyri Caddesi, Ayazma Caddesi, Trabzon Caddesi, Seniye İsmail Hanım Caddesi, Meraşal Mustafa Kemal Caddesi, Meftun Caddesi, Şehit Levent Birgen Caddesi, Şehit Mehmet Ali Şener Caddesi, Riva Caddesi, Paşabahçe Polonezköy Yolu, Yeni Riva Yolu, Kavacık Kavşak, Mihrişah Valide Sultan Caddesi.

ALTERNATİF YOLLAR

Buna karşı Kandilli İskele Caddesi’nden Rasathane istikameti, Dereboyu Caddesi’nden Yavuztürk Caddesi istikameti, Çubuklu Şehit Ersin Güner Caddesi’nden Dedeoğlu Caddesi istikameti, Dr. Ömer Besim Caddesi, Nişangah Caddesi ve Göksu Otağtepe Caddesi’ni kullanmaları önerildi. Yarış için saat 08.00’den program bitimine kadar kapanacak yollar TEM Otoyolu Güney Maslak ayrımı, TEM Güney Maslak Yan Yol, TEM Güney Etiler katılımı ve TEM Kuzey Kavacık ayrımları oldu. Buna karşılık, TEM Otoyolu Güney’den gelen akım Maslak Yan Yoldan TEM Kuzey ve Büyükdere Caddesi istikametine verilecek. Güney Etiler katılıma gelen akım Etiler içinden Büyükdere Caddesi’ne yönlendirilecek, TEM Kuzey Kavacık ayrımlarına gelen akım TEM Kuzey transitten köprü istikametine yönlendirilecek.

CUMHURİYET BAYRAMI ETKİNLİKLERİ İÇİN DE BAZI YOLLAR TRAFİĞE KAPATILACAK

Bayram etkinlikleri kapsamında Fatih Vatan Caddesi’nde yarın yapılacak prova ve 29 Ekim tören günü saat 06.00 itibarıyla program bitimine kadar Adnan Menderes Bulvarı (Vatan Caddesi) ile buna çıkan tüm yollar uygun noktalardan trafiğe kapatılacak. Bugün saat 22.00’den itibaren yarınki prova sona erene kadar Adnan Menderes Bulvarı ile bunun yan yolları üzerinde park halinde bulunan araçlar kaldırılacak. Turgut Özal Bulvarı (Millet Caddesi) ve Fevzipaşa Caddesi’ni alternatif olarak kullanılabilecek. (DHA)

==================================

10- KARTAL’DA 11 ARACIN HASAR GÖRDÜĞÜ ZİNCİRLEME
KAZA KAMERADA

Muharrem ÇAM- İsa ALMAÇAYIR / İSTANBUL, (DHA)- Kartal Sahil Yolu’nda, iddiaya göre yarış halindeki sürücülerden birinin otomobiline arkadan gelen başka bir araç çarptı. Savrulan otomobil park halindeki 2 otomobile çarptı. 11 aracın hasar gördüğü kaza, başka bir aracın araç içi kamerasına an be an yansıdı.

Kaza, Kartal Sahil Yolu Pendik istikametinde dün akşam saatlerinde meydana geldi. İddiaya göre, akan trafiğe aldırış etmeden yarışan iki otomobil sürücüsü, makas atarak ilerliyordu. Hızla ilerleyen otomobillerden birine orta şeride geçtiği sırada arkadan gelen başka bir araç çarptı. Kaza sonucu savrulan otomobil park halindeki iki araca çarptı. Arkadan gelen araçta güçlükle duran otomobile çarparak durabildi. Park halindeki araçlardan biri kullanılamaz hale gelirken, 2 kişi hafif yaralandı.

KAZA KAMERADA

Toplam 11 aracın hasar gördüğü kaza, araçlardan birinin araç içi kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde, bir otomobilin hızla ilerleyip orta şeride geçtiği, o sırada hızla gelen başka bir otomobile, arkadan gelen bir aracın çarptığı görülüyor. Kaza sonucu araç park halindeki iki araca çarparak güçlükle duruyor. Arkadan gelen araçta güçlükle durabilen otomobile çarpıyor. Park halindeki araçlar kaza nedeniyle savruluyor.

‘TOPLAMDA 10 YA DA 11 ARAÇ ZARAR GÖRMÜŞTÜ’

Otomobilin çarptığı park halindeki araçlardan birinin sahibi Uğur Kızılcım, “Kaza anında biz bir sosyal tesiste yemek yiyorduk. İtfaiye erinin gelip ‘zincirleme kaza var, bakın’ demesi üzerine yerimizden kalktık. Aracım 100-150 metre ilerideydi. Ses ya da gürültü duymadık. Bir baktım, kaldırımın üstünde, yarısı olmayan, arka kısmı dönük bir araba, benim arabam. Şok oldum, araba darmadağın olmuş. Balıkçılar geldi, ‘Araba 3 metre yükseldi’ dedi, iyice sinirlendim. İki sürücünün hız yapması, birbirine makas atması yüzünden benim arabam parçalandı. Birkaç kişi daha vardı, toplamda 10 ya da 11 araç zarar görmüştü. Kalabalıkta neyin ne olduğunu da anlayamadım. Sağ olsun trafik polisleri rapor tutmuş, rapor da E-Devlet’imize düştü. İki sürücü de kusurlu, benim aracım darmadağın, pert oldu. İki sürücünün eğlencesi yüzünden oradan geçenler Allah korusun zarar görebilirdi. Oradan bebekli bir insan da geçebilirdi, bir çocuk ya da bir erkek de geçebilirdi. Videolara göre ortada bir yarış olduğu gözüküyor, birbirlerine makas atıyorlar. İnşallah çarpan araçların sigortası, kaskosu benim aracımın değerini karşılar. Ben güzellikle o iki gence aracımın değerini karşılatmak istiyorum. Şikayetçi olmadım, zaten benim aracım park halindeydi. Trafik polisleri tutanakları tuttu, karşı tarafın sigortası ve kaskosundan karşılanacağını söylediler” dedi.

Görüntü Dökümü:

——————-

-Araç içi kamera görüntüsü

-Kaza anı araç içi kamera görüntüsü

-Park hakindeki aracın havaya kalkma görüntüsü

-Araç sahibi ile röportaj

================================

11- ÜMRANİYE’DE İŞ YERİNİN ÇATI KATINDA YANGIN ÇIKTI

Mert ORDU / İSTANBUL, (DHA)- ÜMRANİYE’de, bir iş yerinin depo olarak kullanılan çatı katında yangın çıktı. Yangın itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kısa sürede söndürüldü.

Yukarı Dudullu Mahallesi, Bayrak Caddesi’nde bulunan bir iş yerinin depo olarak kullanılan çatı katında saat 15.00 sıralarında bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen yangını görenler itfaiye ekiplerine haber verdi. Olay yerine çok sayıda itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri, yangına müdahale ederek kısa sürede söndürdü. Ekiplerin müdahalesi sırasında dumanlar etrafı sardı. Yangında yaralanan olmazken iş yerinde hasar meydana geldi. Olayla ilgili inceleme başlatıldı.

Görüntü Dökümü:

——————-

– İtfaiye ekiplerinin müdahale görüntüsü

– Yanan binadan görüntü

– Genel ve detay görüntüler

===============================

12- ‘HAYALET EKRAN’ HIRSIZLARI KAMERADA

Ali AKSOYER / İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL’da park halindeki lüks otomobillerin içindeki elektronik donanımlarını çaldıkları iddia edilen 3 şüpheli polis tarafından yakalandı. Yakalanan şüphelilerin daha önceden onlarca suç kayıtları olduğu, bir şüphelinin ise 14 yıl 6 ay kesinleşmiş hapis cezasıyla arandığı ortaya çıktı. Şüpheliler hırsızlık yaptığı anlar ise güvenlik kameralarına yansıdı.

Beşiktaş, Sarıyer, Kağıthane, Eyüpsultan, Bayrampaşa, Sultangazi ve Gaziosmanpaşa’da art arda yaşanan otodan hırsızlık olayları üzerine polis soruşturma başlattı. Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri yaptıkları incelemede şüphelilerin bazı olaylarda güvenlik kameralarına yakalandığını tespit etti. Görüntülerde sahte plaka takılan bir araçla olay yerine geldikleri, kısa sürede hırsızlıkları gerçekleştirip kaçtıkları görüldü.

Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri bu görüntülerin izini sürerek şüphelilerin kimliklerini tespit etti. Polis önceki gün düzenlediği operasyonda Fazlı K. (41) ile Ferhat S.’yi (44) çalıntı bir otomobille suçüstü yakalayarak gözaltına aldı. Olayla ilgili P.Ç.’nin (46) de yakalanmasıyla gözaltı sayısı 3’e çıktı. Yakalanan şüphelilerle birlikte 4 hayalet ekran olarak bilinen elektronik donanım, 3 NBT Ekran, ekran beyinleri, 2 araç joysticki ele geçirildi.

33 OTO HIRSIZLIĞI

Şüphelilerden Fazlı K.’nın daha önceden 44 suç kaydı olduğu ayrıca hakkında 14 yıl 6 ay kesinleşmiş hapis cezasıyla arandığı ortaya çıktı. Ferhat S.’nin daha önceden 17 suç kaydı olduğu öğrenildi. Şüpheli P.Ç.’nin ise daha önceden 113 suç kaydı olduğu tespit edildi. Hırsızlık Büro Amirliğinde sorgulanan şüphelilerin 33 otodan hırsızlık olayının failleri olduğu belirlendi. İşlemlerin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Ferhat S. ve Fazlı K. tutuklanarak cezaevine gönderildi. P.Ç. ise serbest kaldı.

Görüntü Dökümü:

——————

(Güvenlik kamera görüntüleri)

-Şüphelilerin işledikleri hırsızlık olayları

(Aktüel)

-Şüphelilerin adliyeye sevki

===============================

13- KAĞITHANE’DE POLİSİN BAYRAK HASSASİYETİ

Doğan Can CESUR / İSTANBUL, (DHA)- KAĞITHANE’de devriye dolaşan bir polis, sokakta yere düşen Türk bayrağını görünce araçtan inip, bayrağı yerden kaldırdı.

Merkez Mahallesi’nde dün devriye dolaşan polis ekibi, sokakta yere düşmüş Türk bayrağını gördü. Hemen aracı durduran polis memuru, aşağıya inip bayrağı yerden aldı. Bayrağı önce katlayan memur ardından da yanına aldı. O anları da çevredeki bir vatandaş cep telefonuyla görüntüledi. (DHA)

Görüntü Dökümü:

——————

(Güvenlik kamerası)

Ekibin gelmesi

Bayrağı yerden alması

Katlaması ve arada binmesi

Ekibin ayrışması

================================

14- MALTEPE’DE UYUŞTURUCU OPERASYONU: 1 KİŞİ TUTUKLANDI

Muharrem ÇAM / İSTANBUL, (DHA)- MALTEPE’de bir eve düzenlenen uyuşturucu operasyonunda 1 kişi gözaltına alındı. Şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede tutuklandı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Maltepe Altıntepe Mahallesi’nde bir adreste uyuşturucu ticareti yapıldığını tespit etti. Ekipler, belirlenen adrese operasyon düzenledi. Operasyonda K.A. (30) yakalanırken,

adreste yapılan aramada, 304,99 gram eroin, 96 gram bonzai, hassas terazi, ruhsatsız tabanca, 2 şarjör ile 16 fişek ve 2 bin 995 lira para ele geçirildi.

Gözaltına alınan şüpheli K.A. (30) emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Adliyeye sevk edilen K.A tutuklanarak ceza evine gönderildi.

Görüntü Dökümü:

—————–

-Emniyete giriş görüntüsü

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r