0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Tıp uzmanları, halk ortasında eklem romatizması ya da iltihaplanması olarak bilinen, birçok alt tipi bulunan artrit hastalığının, erken tedavi edilmediğinde iç organları etkileyerek hayat kalitesini düşürdüğü, ömrü kısalttığı ihtarında bulundu.

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde, “12 Ekim Dünya Artrit Günü” münasebetiyle erken teşhisin değerine dikkati çekmek için bilgilendirme standı kuruldu. Standa gelenlerin eklemlerinde iltihap olup olmadığına ultrason aygıtıyla bakan vazifeliler, bu kişileri bilgilendirdi.

BUÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Kolu ve Romatoloji Bilim Kolu Lideri Prof. Dr. Yavuz Pehlivan, AA muhabirine, Dünya Sıhhat Örgütünce 1996’dan bu yana, kas iskelet sistemi hastalıkları konusunda farkındalık oluşturmak hedefiyle 12 Ekim’in özel bir gün olarak belirlendiğini söyledi.

Kurulan stantla, şikayetleri olanların romatoloji uzmanlarına başvurması ve erken teşhis konulması konusunda farkındalık oluşturmayı hedeflediklerini belirten Pehlivan, “Bazen kan analizlerinde çıkmayabiliyor. Burada ultrasonla erken periyotta eklemlerdeki iltihap tespit edilebiliyor. Şikayetleri olan bir hastada analizler olağan bile olsa, erken tedavi için erken teşhis metotları kullanılarak tedavi bahtı yakalanabiliyor.” dedi.

Yetişkin nüfusunun yüzde 5’inden fazlası risk altında

Kas iskelet sistemi hastalıklarının çok değerli ölçüde iş gücü kaybına, hasebiyle önemli maliyetlere neden olduğunu vurgulayan Pehlivan, bu hastalıkların erken tanınması ve tedavi edilmesinin, sakatlıkların ve maliyetlerin engellenmesi bakımından değer taşıdığını lisana getirdi.

Prof. Dr. Pehlivan, iltihaplı ve iltihapsız romatizmaların, erişkin nüfusun yüzde 5’inden fazlasını etkileyen hastalıklar olduğuna dikkati çekti.

Bunların çok yaygın görülen, erken teşhisle tedavi edilirse büsbütün düzelme imkanına sahip hastalıklar olduğuna işaret eden Pehlivan, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Araştırmalar gösteriyor ki erken teşhisle bu hastalıkların büsbütün düzgünleşme ihtimali varken, geç teşhis konulduğunda ise maalesef kalıcı sakatlık oranları yüksek. Natürel yalnızca eklem olarak da düşünmemek lazım bu hastalıkları. Birtakım iç organları etkileyerek önemli manada hayat kalitesini bozmalarının yanında hayat mühletini kısaltmaları üzere özellikleri de var. Erken teşhisle eklemle ilgili şikayetlerin düzelme ihtimali varken, hem de iç organlara bu hastalıkların atlaması yahut iç organların etkilenmesi engellenmiş olacaktır.”

Sigara tekrar başrolde

Pehlivan, romatizmal hastalıkların genetik kökenli olmasına karşın, önlenmesi bakımından birtakım çevresel faktörler bulunduğunu belirtti.

En büyük risk faktörünün sigara olduğunu vurgulayan Pehlivan, “Yine maalesef besin hijyeni dediğimiz, doğal olmayan besinlerin bu tip hastalıklara neden olduğunu biliyoruz. Birtakım enfeksiyon casusların da bu tip hastalıklara neden olduğunu biliyoruz. Bunlara dikkat edilmeli.” değerlendirmesinde bulundu.

“Birçok teşhis tekniği var”

BUÜ İç Hastalıkları ve Romatoloji Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ediz Dalkılıç ise romatolojinin çoklukla iltihabi romatizmal hastalıklarla ilgilendiğini söyledi.

Hastalarda yalnızca eklem ve kaslarda değil göz, akciğer, böbrek ya da deride de bulgular olabileceğini bildiren Dalkılıç, şunları kaydetti:

“Bütün iç hastalıklarını ilgilendiren, hatta iç hastalıkları dışındaki branşları da ilgilendiren bir kısım. Bütün branşlarla işbirliğimiz var. Burada hastane girişine bir stant kurduk. Gelen hastalarımız da bunun farkındalığına varsın. ‘Romatizmanın tedavisi yok.’ üzere bir söylenti var. Mutlaka bu türlü bir şey yanlış. Bilhassa iltihaplı romatizmal hastalıklarda erken tedavi olduğu vakit çok yüz güldürücü tedaviler var. Son devirde bilhassa yeni kullanılan casuslar, ilaçlar var. Ultrasonla eklemlere bakıp erken devirde iltihabi bir durum var mı yok mu onu saptıyoruz. Birçok teşhis metodu var. Kan analizinde yeni belirteçler var. O nedenlerle romatolojinin son periyotta ne kadar ilerlediğini de göstermek için bu türlü bir aktiflik planladık.”