EDEPLE GELEN LÜTUFLA GİDER

EDEPLE GELEN LÜTUFLA GİDER

ABONE OL
Temmuz 29, 2024 01:59
EDEPLE GELEN LÜTUFLA GİDER
1

BEĞENDİM

ABONE OL

İnsan, Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. Hiç şüphesiz bu yönüyle bile insan kıymetli ve şerefli bir varlıktır. Bununla birlikte insan edep tacını da giydi mi ulu kişi, arif insan, nezaket timsali, kibar ve zarif bir şahsiyet olur. Eğer insanın edepten nasibi yoksa zaten insan değildir. O insanı bir âdem olarak değerlendirmek doğru değildir. Hz. Ali (r.a.) edebi aklın bir sureti görür ve en güzel edebin en güzel ahlak ile olabileceğini söyler.

didişmemişler, kavgadan uzak sevgi dolu, nezaket dolu bir üslup içinde olmuşlardır. Her daim kendilerini kalp kırmaktan sakındırmışlardır. Öyle bir tavır sergilemişler ki bizi öldürmeye gelen bizde dirilsin demişler ve bunun gereği olarak dostluğu, kardeşliği, yarenliği ve gönüllere girmeyi prensip edinmişlerdir. Hoşgörü ve nezaketin insanoğlu için açamayacağı kapı yoktur.
Ziya Paşa bunu şu sözü ile teyit etmektedir:
“İlim meclisinde aradım kıldım talep
Gördüm ki ilm-i kebîrdendir, illâ edeb illa edeb.
Yazımı Hz. Mevlana’nın edebe dair bir sözü ile tamamlıyorum.
“Her kim edepten nasibini almamışsa, o insan değildir. Çünkü insanla hayvan arasındaki fark, edeptir. Gözünü aç da Allah’ın kitabı olan Kur’an-ı Kerim’e dikkatle bak! Göreceksin ki o, ayet ayet edepten ibarettir.”

Edep, adap insana bütün kapıları açar. Zira edep, zahir ve batın terbiyesidir. Edep kişinin kendisini bilmesi ve haddi aşmamasıdır. Bu itibarla da tasavvuf ve dervişliğin esasıdır. İslam’da edep denilince akla, hayatın her yönünü kapsayan görgü ve ahlak kuralları gelmektedir. İncelik, letafet, zarafet, nezaket, güzel ahlak ve kibarlık edebin ölçüsüdür.
Ahlakın zirve noktası olan edep tacını bürünen insan, ham insan olmaktan çıkar ihsan duygusu ile kâmil bir insan olma noktasına erişir. Süfyan-ı Sevrî “Güzel edebin Allah’ın gazabını söndürdüğünü ifade eder. Ol sebepten ötürü insanı dünya da en şerefli varlık haline getiren hasleti edebidir. Gönüllerin sultanı Yunus Emre’de:
“Ehl-i diller arasında aradım kıldım talep,
Her hüner makbul imiş; illa edep, illa edep.”
Sözüyle edebin ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.
Bir Müslüman’ın diğer bir Müslüman kardeşine veya insanlara karşı güler yüzlü ve tatlı dilli olması güzel edep örneklerinden biridir. Müslüman kişi elinden ve dilinden emin olunan kişidir. Edep tacı ile donanan insan da İslam’ı en güzel şekilde yaşamaya çalışan kişidir. O taç ki giyildiğinde insanı hem Allah’ın indinde değerini arttırır hem de kullar nezdinde kıymetini arttırır. Edep insanı kötü sözlerden koruduğu gibi insana verdiği sözünde durma melekesi de kazandırır. Nitekim edepli bir kişi asla verdiği sözden caymaz. Yapamayacağı bir şey içinde söz vermez.
Edep öyle bir düsturdur ki, gönül kırmamayı, insanları incitmemeyi öğretir. Gönül ehli Sufiler insanları incitmemeyi kalp ve gönül kırmamayı İslam ahlakının asıl unsurları arasında görürler. Anadolu’yu ilmek ilmek dokuyan gönüllerin sultanı ve sözün üstadı Yunus Emre bir başka ifadesinde gönül yıkmak veya gönül yapmak için şunları söylemektedir:
“Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil
Bir gönülü yaptın ise, er eteğin tuttun ise
Bir kez hayr ettin ise, binde bir ise az değil.”
Anadolu topraklarını mayalayanlara baktığımızda gönül eksenli bir hayatı kendilerine rehber edindiklerini görüyoruz. Anadolu toprakları fethedildiğinde o topraklarda yaşayan insanlara nezaket ve adaletle muamelelerde bulunulmuş ve böylece o insanların gönlüne girilmiştir. Eğer bir insanın gönlüne giremiyorsan orada çok fazla da kalamazsın. Şanlı tarihimize baktığımızda fethedilen yerlerde önce gönüllere girmeye çalışılmış daha sonra da öyle bir adalet sergilenmiş ki gönüllere açılan kapılar bu vesile ile her daim açık kalmıştır. İşte bu gönülleri fetheden duruş ve anlayış edebin getirdiği bir yoldur. Her nerede olursanız olun edepli bir tavır içinde olursanız size açılmayacak kapı yoktur. Edep ile gelen her zaman lütuf ile karşılanır. Zannederim günümüzde en büyük eksiğimiz de bu. Edep, ahlak düsturunu kaybettik. Ecdadımızın gönül coğrafyamızda sergilediği edebin eseri olan hoşgörü ve nezaketten uzaklaşmamızın acısını şu anda çok derin hissediyoruz.
İslam coğrafyasında gönül fethini gerçekleştiren, adları kimi zaman Alperen, kimi zaman Hak dostu olarak anılan Sufiler, Anadolu erenleri hiçbir zaman hiç kimse ile

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r