0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BRICS Doruğu’na katılmak için, Rusya’ya bağlı Tataristan’ın Kazan kentine gitti. Burada kıymetli görüşmeler yapan Erdoğan, dönüş yolunda ortalarında Kanal 7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 muharriri Mehmet Acet’in de olduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan; Ulusal paralarla ticaret tıpkı vakitte özgür ticarettir. Münasebetiyle alternatif finans ve ödeme sistemi milletlerarası ticareti kolaylaştırır, çeşitlendir. Biz yıllardır ulusal paralarla ticaret siyasetini savunuyoruz. Bu, ikili ticaretin döviz baskısından kurtarılmasını sağlar.

SORU:  BRICS Tepesi’nde “alternatif finans sistemi” dillendirildi. Sizin bu mevzudaki görüşlerinizi evvelden beri biliyoruz zati. ABD Lider adaylarından Donald Trump geçtiğimiz günlerde “Doları rezerv para ünitesi olmaktan çıkaran ülkelerin mallarına yüzde 100 vergi getirilebileceği” tehdidinde bulundu. Bu durumda mevcut finans sistemine alternatif bir finans sistemi hayata geçirilebilir mi?

Burada maksadımız mevcutları birbiriyle yarıştırmak değil. Bizim yerli ve ulusal paralarımızla yolumuza devam etmemiz lazım. Sayın Trump, Amerika Birleşik Devletleri’nin başında bulundu. Bu çeşit bir görüşü olabilir. O vakit da biz kendileriyle finans kesimiyle ilgili tüm hususları görüştük. Bunları kendileriyle paylaştık. O vakit ne için buna müdahale etmediler? Yerli ve ulusal paralarla hangi ülke ile bu adımı atabiliyorsak atarız. Burada hedefimiz ‘kazan-kazan’ aslına dayalı olarak finansal kesimi ayağa kaldırmaktır. Bu mevzuda Amerika olsun, Batı ülkeleri olsun herkes adımını buna nazaran atacak olursa biz de kazanırız, onlar da kazanır, Amerika da kazanır. Biz yıllardır ulusal paralarla ticaret siyasetini savunuyoruz. Bu, ikili ticaretin döviz baskısından kurtarılmasını sağlar. Ülkelerin ticari faaliyetlerine diğer ülkelerin müdahil olmasının önüne geçer. Ulusal paralarla ticaret tıpkı vakitte özgür ticarettir. Birebir halde ödeme sistemlerinde çeşitliliğin olmaması da finans piyasalarının şoklara karşı kırılganlığını artırıyor.  Münasebetiyle alternatif bir finans ve ödeme sistemi hem memleketler arası ticareti kolaylaştırır hem de çeşitlendirir.

SORU: Son devirde Türkiye’de bilhassa savunma sanayii destekleme fonunun artırılması noktasında birtakım tartışmalar yaşandı. Hava savunma sistemleri konusu bu kapsamda tartışıldı. Dün Putin ile görüşmenizde S-400’ün yeni fazı ve bilhassa Türkiye’nin kurmaya başladığı Çelik Kubbe Hava Savunma Sistemleri ile ilgili ortak hareket edilmesi üzere bir durum kelam konusu oldu mu?

Demir Kubbe ile bizim Çelik Kubbe projemizi birbirine karıştırmamız gerekiyor. S-400 konusuna gelince o zati farklı bir adım. S-400’ün öbür fazıyla alakalı ‘acaba birileri ne der?’ diye bizim bir niyetimiz yok. Onun kararını Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak biz veririz. Bu mevzuda hükümetimiz oturur, değerlendirmelerini yapar, kararını verir. Lakin dediğimiz üzere Çelik Kubbe ismini biz koyduk. Çelik Kubbe ismini biz koyduğumuza nazaran bunun takvimini de biz belirleyeceğiz. Adımını da vakti saati geldiğinde savunma sanayii ile atarız. Bu konuda Türkiye’nin muhalefet partisi yahut muhalifleri sanki ne diyor? Bütçe sıkıntısında muhalefet çılgına döndü. ‘Niye şuradan para alıyorsunuz? Niçin buradan para alıyorsunuz?’ dediler. Biz kaynaklarımızı kendimiz temin ederiz ve bu kaynakları temin ettiğimiz vakitte da adımlarımızı atarız. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti kaynak temini noktasında rastgele bir sorunun içinde değildir. Vakti saati geldiğinde adımını atar, kaynaklarını üretir ve Çelik Kubbe’sini de yapar. Burada önceliğimiz kendi gereksinimlerimizin eksiksiz karşılanmasıdır. Savunma sanayiinde geldiğimiz noktaya nasıl kademe basamak ulaştıysak, daha ileri amaçlarımıza de sağlam adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz.

SORU: Bir taraftan Çin’den gelen milyar dolarlık yatırımların haberlerini yapıyoruz, bir taraftan “Çin Dünya Ticaret Örgütü’ne Türkiye’yi şikayet etti” biçiminde haberler geliyor. Ankara-Pekin bağlantılarıyla ilgili vizyon nedir? Ben Nisan’da gittiğimde Çinli yetkililer “biz Sayın Cumhurbaşkanını ülkemize bekliyoruz” demişlerdi. Nereye yanlışsız evrilecek Çin’le münasebetimiz?

Çin ile geçmişten bugüne uzanan bağlarımız bulunuyor. Birbirlerini etkileyerek gelişmiş iki büyük uygarlığın mirasçılarıyız. İlgilerimizi bu bağlar üzerine inşa ediyor, esaslı yeni bağlar oluşturmak için çalışıyoruz. Çin dünya siyasetinde de ticaretinde de son derece faal bir ülke. Stratejik iştirak seviyesindeki münasebetlerimizi geliştirmek için yeni adımlar atabiliriz. Çinli dostlarımızla ikili ticaret hacminin artırılmasından, yatırım potansiyellerine kadar birçok başlığı vakit zaman ele alıyoruz. Biz Çin’den yakın vakitte bir ziyaret bekliyoruz. Ondan sonra da biz iade-i ziyareti yaparız. Sanıyorum bu çok uzun bir vakit almayacak. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping bize bir ziyaret gerçekleştirecek, akabinde da biz kendilerine bir ziyaret yapacağız.