İkili insan ilişkileri daima karmaşık bir yapıya sahip olup, bu ilişkilerde hislerin ve ruhsal durumların korunması mühimdir. Hislerime zarar vermeye asla müsaade etmeyeceğim; zira her birey, öz benliğini ve duygusal yapısını muhafaza etme hakkına sahiptir. İnsan, varlığını inşa ederken, içindeki duyguları en kıymetli hazinelerden biri olarak görmekte ve onları dışsal etkenlerden koruma gayretine girmektedir.
Hayatım boyunca, duaların kıymeti yalnızca üst semaya yönelmekle kalmaz; her bir kelime, ruhun derinliklerine nüfuz etme arzusundadır.
Haysiyetim, içsel varlığımın bir yansımasıdır ve bu yansımanın, başkalarının etkisiyle karartılmasına izin vermemek, insanın kendi ruhsal denizinde yol alması için elzemdir.
İfade biçimleri, düşüncelerin ve duyguların aktarımında mühim bir rol oynamakta olup, bu yolların ucuzlaşması, insanın özünü kaybetmesine neden olabilmektedir.
Yalnızca benim kalbim, bir varlık olarak çığlık atarsa, o sesin yankısı yalnızca bana ait olur. Hayatın uzunluğu, zamanın akışıyla değil, içimizde saklı kalan hislerin derinliğiyle ölçülmelidir. Kalbim, senin sesini duymayı reddediyor; her bir çığlık, içimdeki sessizliği korumak adına bir direniş halini alıyor. Bu direniş, bireyin içsel huzurunu bulma arzusunun bir tezahürüdür.
“Efendim, bir karar veriyorsunuz,” derken aslında, içimdeki çelişkilerle yüzleşme gerekliliğine vurgu yapmaktayım. Kendime seslenişim, ruhsal bir mücadelenin çağrısını yansıtır. Her cümlede, her kelimede, içimdeki çığlığı ifade etme çabası içindeki kaybolmuş benliğimle hesaplaşma fırsatı doğmaktadır.
Hayatın uzunluğu, yalnızca bir zaman dilimi olmaktan öte; ruhumun derinliklerinde süzülen ve asla kaybolmayan duyguların bir toplamıdır. Kalbim seni duymayı reddetmekte; bu reddediş, kendi varlığımın izlerini keşfetme arzusunun bir yansımasıdır. Efendim, şimdi karar verme zamanı; ruhumun özgürlüğü için içimdeki savaşımı kazanma zamanı gelmiştir.
Netice itibarıyla, birey, hislerinin ve haysiyetinin koruyucusu olarak kendi içsel evrenine hükmedebilir. Bu hüküm, yalnızca dışsal etkenlere karşı bir direnç değil, aynı zamanda bireyin kendine karşı olan sorumluluğunun da bir ifadesidir. Hislerin inceliği, insanın öz benliğini tanımasına ve ruhsal dinginliğini bulmasına vesile olacaktır.
Saygı ve sevgilerimle,
Murat Mustafa Ciritçi
GENEL
1 saat önceGÜNDEM
3 saat önceBİYOGRAFİ
3 saat önceBİYOGRAFİ
3 saat önceBELGESEL KANALI
3 saat önceBELGESEL KANALI
3 saat önceBELGESEL KANALI
3 saat önce