0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Gazeteciler İmamoğlu’na, Esenyurt Belediye Başkanı Özer’in tutukluğuna yapılan itirazın reddedilmesi tarafındaki görüşlerini sordu. İmamoğlu soruyu, “Neresini, hangi kısmını anlatayım, Şahsımla ilgili kısmı mı anlatayım ya da yalnızca Prof. Dr. Özer’in tutuklanma süreciyle ilgili, daha mahkemeye mevzu intikal etmeden, daha savcılık iddianamesi çıkmadan atılan manşetleri mi? Hepsi bir garabet. Yani hukuk mahkemede mi görülüyor, yoksa Ankara’da bir öteki ofiste mi yazılıp çiziliyor” diye yanıtladı.

Haber: Edda SÖNMEZ – Kamera: Hakan KAYA

(İSTANBUL) – TBB ve İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, Yeniden Refah Partisi Genel Lideri Fatih Erbakan ile “kayyum gündemli” görüşme gerçekleştirdi. Gazeteciler İmamoğlu’na, Esenyurt Belediye Başkanı Özer’in tutukluğuna yapılan itirazın reddedilmesi tarafındaki görüşlerini sordu. İmamoğlu soruyu, “Neresini, hangi kısmını anlatayım, Şahsımla ilgili kısmı mı anlatayım ya da yalnızca Prof. Dr. Özer’in tutuklanma süreciyle ilgili, daha mahkemeye bahis intikal etmeden, daha savcılık iddianamesi çıkmadan atılan manşetleri mi? Hepsi bir garabet. Yani hukuk mahkemede mi görülüyor, yoksa Ankara’da bir diğer ofiste mi yazılıp çiziliyor” diye yanıtladı.
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, siyasi parti önderleriyle dün Ankara’da yaptığı “kayyum gündemli” görüşmelerinin bir benzerini Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Lideri Fatih Erbakan ile gerçekleştirdi. Fatih’teki YRP Gençlik Kolları Vilayet Başkanlığı binasında bir ortaya gelen İmamoğlu ve Erbakan, yaklaşık yarım saat süren görüşmenin akabinde kameraların karşısına geçti. Erbakan’a, Ankara’da görüşmek için davetiye gönderdiklerini belirten İmamoğlu, “Kendileri İstanbul’da olunca, ‘Burada görüşebiliriz’ halindeki kabulleriyle buradayız” dedi. İkili görüşmede Erbakan’ı Esenyurt’ta ve öbür kentlerde yaşanan kayyum süreciyle ilgili bilgilendirdiğini aktaran İmamoğlu, “Hem kayyum öncesi yaşananların hem kayyum sonrası yaşananların bu ülkenin demokrasisine, bu ülkenin hukukuna, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına hiçbir biçimde uygun bir durum olmadığını, nitekim başımızı öne eğdiğini ve milletimize büyük bir hüzün verdiğini, seçme ve seçilme hakkıyla ilgili olarak insanlarımızın inancını ve itimadının kaybına sebep olduğunu söz ettim” diye konuştu.
“Bir meclis var ortada, ancak meclisin kararı yok”
Mardin, Batman ve Halfeti’deki kayyum atamaları ile birlikte sürecin boyutunun üst taşındığını belirten İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“Ne yazık ki, iktidara mensup şahısların, ‘Bu süreçler devam edecek’ usulünde, yetki ve alanları olmamasına karşın pervasızca birtakım tanımlarının de ülkemiz ismine tekrar büyük bir ayıp olduğunu anlattım. Alışılmış Sayın Genel Başkanımızı ve öteki genel liderleri da ziyaretimizde, bu sıkıntının şu anda var olan birinci Anayasa unsuru değil, lakin daha sonra oluşan kanun hususu ve kanun kararında kararname unsurlarıyla bir arada yaratılan, hakikaten berbat bir dizaynla oluşan hususta doğan boşlukla bir arada, iki dudak ortasında, tabiri caizse süreç işletilmekte. Kayyum ataması olabilir. Kimi hallerde, belediye başkanlıkları vazifeden alınabilirler. Lakin sonraki uygulamalar daha da makus. Bir meclis var ortada, lakin meclisin kararı yok. Meclis, kendi içinden lider ya da lider vekili seçebilir. Kanunda bunun yeri var. Lakin bırakın seçmeyi, meclis üyeleri belediye binasına giremiyor. ve bu mevzuyu da olağanmış üzere; kamunun bürokratları, mülki amirleri, ne yazık ki tabiri caizse barikatlarla, polisle, belediyeleri sararak, izole ederek uygulamaya çaba ediyorlar.”
“Düşülen durum, hukuken garabet; çok kötü”
“Düşülen durum, hukuken garabet; çok berbat. Ülkemizin prestiji açısından makus. Yaşatılan, belediyelerde görünen o ortamlar berbat. Yani hiçbir formda, hiçbirimizin, hukuka inanan, adalete inanan, demokrasiye inanan hiç kimsenin kabul edemeyeceği imajlar. Bu kapsamda, mutlak Meclis’in bu işe hassas olmasını ve bir anayasa hususu düzenlenmesiyle ilgili, kanun unsuru düzenlenmesiyle ilgili bir sürecin çalışılması gerektiğini, TBB encümenimizde bu türlü bir görüşün ortaya çıktığını kendileriyle paylaştım. Temelde gayemiz; bundan sonra, şayet uygun görürlerse siyasi partilerimiz, TBB’nin hazırlayacağı taslağı onlara da sunarak, onların da hazırladıklarını alarak, bütünleşik bir biçimde bütün partilerin imza attıkları bir formuyla, bu kanun unsurunun düzenlenmesi ve bu hak savunuculuğunun yalnızca iki partiye değil, bundan sonra hangi partiye ilişkin belediyeye yapılırsa yapılsın, lokal yönetimcilerin, mahallî idare demokrasisinin, hukukunun korunması ismine bir sağlam sürece erişmesini dilek ettiğimizi tabir ettik. Kendileri de olumlu yaklaşımlarıyla bizleri keyifli ettiler.”
Erbakan: “Belediye lider vekili, belediye meclisince seçilmeli”
“Türkiye’de, son birkaç gün içerisinde bilhassa yaşadığımız bu belediyelerdeki gelişmeler ve kayyum atamaları konusunda bir istişare ve görüşme oldu” diyen YRP Genel Başkanı Erbakan da özetle şu sözleri kullandı:
“Kendilerinin de belirttiği üzere, dün Ankara’da siyasi parti genel liderleriyle görüştüler. Bugün de burada, biz kendileriyle görüştük. Biz de kendilerinin bu telaşlarına katıldığımızı ve bu yapılan kayyum uygulamalarıyla ilgili, biz de YRP olarak bu uygulamaların uygun olmadığına, tüzel olmadığına, bir haksızlık içerdiğine inandığımızı kendilerine söz ettik. Bizim YRP olarak söylediğimiz; bir defa bir belediye başkanı, tabii ki bir cürüm işlerse, bunun bir karşılığı olacaktır. ‘Belediye liderleri hiçbir vakit kabahat işlemez’ demek yanlışsız bir yaklaşım değildir. Lakin, bir kabahat işlendiği vakit, onun bir yargı kararıyla, kesin bir kararla sabit hale gelmesi ve bunun gerisinden bu yargı kararı verilip de kesin karar ortaya çıktıktan sonra da bu belediye başkanı görevinden alındığı takdirde, orada yeniden seçilmiş olan, milletin iradesiyle, halkın iradesiyle seçilmiş olan belediye meclis üyelerinin yapacağı bir seçimle bir belediye lider vekilinin, belediye meclis üyeleri tarafından seçilmesi. Millet iradesine hürmet bakımından, hukuka uygunluk bakımından daha uygun olacağını düşünüyoruz.
“Atılan adımlar, burada DEM Parti’nin daha da güçlenmesine, daha da büyümesine yol açacak adımlar oluyor”
“Hatta bununla ilgili, İstanbul milletvekilimiz Doğan Bekin Bey de bir yasa teklifini Meclis’e sundu. Sayın Başkan’ın da ifade ettiği üzere; öteki siyasi partilerin de görüşleri alınarak, TBB hukukçularının da tavsiyeleri, görüşleri alınarak bir ortak tabanda buluşulabilir. ve daima birlikte, ortak bir teklif olarak da bu sunulabilir. Fakat bu 2016’da yapılan, eklenen unsur, burada millet iradesine maalesef haksızlık yapıyor, millet iradesini çiğniyor. ve hukuka muhalif bir yaklaşım oluyor. Bundan sonra da bu doğrultuda yapılacak olan çalışmalara takviye olacağımızı kendilerine söz ettik. ve burada aslında, bilhassa doğu ve güneydoğudaki atılan adımlar, burada DEM Parti’nin daha da güçlenmesine, daha da büyümesine yol açacak adımlar oluyor. Ayrıyeten malum örgütün de aslında arayıp bulamadığı bir, tabiri caizse malzemeyi de kendilerine vermiş oluyoruz. Onlara da diyorlar ki, ‘Efendim işte görüyorsunuz siyasi yollar bize kapalı. Siyaset yapılmasına müsaade edilmiyor. Öyleyse biz silahlı çaba yapalım. Gelin siz de dağa çıkın’ demesine fırsat sağlamış oluyoruz. Bu bakımdan da son derece sakıncalı. O nedenle bu kanunun düzenlenmesi, gerekli yasal düzenlemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Bundan sonra da bu maksat doğrultusunda atılacak olan adımlara da dayanak olacağımızı söz ediyoruz.”
İmamoğlu: “Hangi programı uygularsanız uygulayın; enflasyon düşmüyor, üste çıkıyor. Yoksulluk azalmıyor, artıyor”
İmamoğlu, gazetecilerden gelen, “Ahmet Özer’in tutukluluğunu bugün bir itiraz yapıldı saat 11.00 üzere. 3 gün içerisinde de o itiraza yanıt bekleniyordu. Lakin 7 saat içinde, jet bir cevap geldi ve itiraz reddedildi. Hazır kayyum konusunu konuşuyorken, bu itirazın reddedilmesi konusunda, bu sürat için ne düşünüyorsunuz” sorusuna şu cevabı verdi:
“Zaten hukuka dönük süreç işletilmesiyle ilgili korkularımızı daha evvelki konuşmalarımızda da ilettik. Yani neresini, hangi kısmını anlatayım, bilemiyorum. Şahsımla ilgili kısmı mı anlatayım ya da yalnızca Prof. Dr. Ahmet Özer’in tutuklanma süreciyle ilgili, daha mahkemeye mevzu intikal etmeden, daha savcılık iddianamesi çıkmadan atılan manşetleri mi yahut daha sonra atanacak kişinin 4-5 evvel vali yardımcısı olarak atanmasını mı? Hepsi bir garabet. Yani hukuk mahkemede mi görülüyor, yoksa Ankara’da bir öbür ofiste mi yazılıp çiziliyor, öbür bir yerde mi bu tarifler yapılıyor noktasında takdiri milletimiz veriyor aslında. Hukuka olan insanların inancının bu kadar yerle bir edilmesi, milletimizin çok büyük oranda mutsuzluğu, huzursuzluğu ve moralsizliğine vesile olmakta. Bugün işte ne yaparsanız yapın, hangi programı uygularsanız uygulayın; enflasyon düşmüyor, üste çıkıyor. Yoksulluk azalmıyor, artıyor. Bütün bu sıkıntıların özünde bahsettiğimiz, işte tam da hiç incelemeden, irdelemeden, süreci 7 saatte karara bağlama suratı, hukuka dair olan o berbat durumun bir özeti.”