Nöbetçi Eczaneler
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni yasama yılı açılış resepsiyonunda, farklı siyasi partilerin liderlerinin aynı çatı altında bir araya gelmesi, ülkemizin demokrasi kültüründe önemli bir dönüm noktası olarak tarihe geçti. Siyaset arenasında uzun yıllardır gözlemlenen sert ve ayrıştırıcı dilin yerine, ortak aklın ve uzlaşının ön plana çıkması, Türkiye’nin geleceği adına umut verici bir gelişmedir.
Kaleme aldığım bu satırlarda özellikle altını çizmek isterim ki; farklı düşünceler ve ideolojik yaklaşımlar, toplumun zenginliğidir. Bu çeşitlilik çatışma nedeni değil, tam tersine bir milletin en büyük gücüdür. Bu nedenle siyasette de toplumda da ayrışmalar yerine ortak hedeflere yönelen bir birlik ruhunu hâkim kılmak, geleceğe bırakacağımız en kıymetli miras olacaktır.
İsmail Engin olarak uzun süredir dile getirdiğim bir gerçeği burada bir kez daha vurgulamak isterim: Siyaset, rekabetin ötesinde, ortak aklın üretildiği ve milletin geleceği için fikirlerin birleştiği bir zemindir. TBMM’de sergilenen bu uzlaşmacı tablo, bu anlayışın mümkün ve sürdürülebilir olduğunu açıkça göstermiştir.
Bu noktada Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğini ayrıca değerlendirmek gerekir. Sayın Cumhurbaşkanımız, uzun yıllardır sürdürdüğü vizyoner yönetim anlayışıyla Türkiye’yi yalnızca bölgesel değil, küresel siyasette de söz sahibi bir ülke hâline getirmiştir. Savunma sanayisinden altyapı projelerine, enerji güvenliğinden dış politikaya kadar atılan stratejik adımlar; yalnızca bugünü değil, geleceğin Türkiye’sini de şekillendiren hamlelerdir.
İsmail Engin’in ifadesiyle, “Küresel dengelerin her geçen gün yeniden şekillendiği bir çağda Türkiye’nin bu kadar güçlü ve kararlı adımlarla ilerliyor olması tesadüf değil; doğru liderlik, doğru vizyon ve millet iradesinin birleşimidir.” Bugün Türkiye, krizlere dirençli bir ekonomiyle, barış ve diplomasinin savunucusu kimliğiyle ve mazlum coğrafyaların sesi olma sorumluluğuyla dünya sahnesinde hak ettiği yeri almıştır.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım atarken en önemli görevimiz, siyasi farklılıklarımız ne olursa olsun, ortak paydamız olan “Türkiye’nin geleceğinde” buluşmaktır. Bu ortak hedefe ulaşmanın yolu, tıpkı TBMM’de olduğu gibi, hoşgörü ve birlik ekseninde kenetlenmekten geçmektedir.
İsmail Engin’in bu satırlarda altını çizdiği gibi; büyük hedeflere ancak birlikte yürüyerek ulaşabiliriz. Türkiye, güçlü liderliğin rehberliğinde ve milletin ortak iradesiyle yeni bir yüzyıla hazırlanırken, bizlere düşen görev bu yürüyüşü ve Sayın Cumhurbaşkanımızı desteklemek ve güçlendirmektir. Çünkü gelecek, ayrışanların değil, birleşenlerin olacaktır.