0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İsrail’in Cuma gecesi İran’ın askeri üslerine düzenlediği taarruzların akabinde İran, Birleşmiş Milletler (BM) Muahedesi 51. Maddesi’ne dayanarak “kendini savunma hakkına ve yükümlülüğüne sahip olduğunu” söyledi.

İsrail, İran’ın 1 Ekim’de düzenlediği balistik füze ataklarına misilleme yapacağını uzun müddettir tekrarlıyordu.

Şimdi gözler İran’a çevrildi.

BBC Dış Haberler Editörü Jeremy Bowen son yaşananları tahlil etti.

Jeremy Bowen

BBC Dış Haberler editörü

İsrail hücumları bekleniyordu. İran’ın 1 Ekim’deki balistik füze saldırısından sonra İsrail bunun olacağını söylemişti. Artık soru İran’ın yanıt verip vermeyeceği.

ABD Başkanı Biden, İsrail’e İran’ın nükleer, petrol ve gaz tesislerine saldırmamasını söylemişti. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu bu olayda onun tavsiyesini dinledi.

Amerikalılar, sadece askeri gayelere saldırmanın İran’ı İsrail’e bir akın daha düzenlememeye ikna edebileceğini umuyor.

Ülkeler cevap vermezse zayıf ve vazgeçmiş olarak görüleceklerine inandıklarında, arka arda gelen akın ve karşı hücumları durdurmak sıkıntı. Savaşlar bu türlü tırmanır ve kötüleşir.

1 Ekim’de İran, İsrail’in müttefiklerine, bilhassa Lübnan’daki Hizbullah’a yaptığı taarruzlara karşılık verdi. Artık İsrail, İran’ın, yalnızca bu balistik füze saldırısı değil birebir vakitte İran müttefiklerinin yaptığı aylarca süren daima taarruzlara karşılık verdiğini söylüyor.

İsrail ayrıyeten Gazze’nin kuzeyinde büyük bir akın yürütüyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, İsrail ordusu tüm bir nüfusu bombaladığı, kuşatma ve açlık riskine maruz bıraktığı için bunu, Gazze savaşının en karanlık anı olarak nitelendirdi.

Dışarıdan, İsrail’in İran’a yönelik hücumlarının zamanlamasının milletlerarası dikkati Gazze’den uzaklaştırmak için tasarlanıp tasarlanmadığını bilmek imkansız. Lakin bu, hesaplamanın bir modülü olabilir.