Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Berrin YAĞLIOĞLU (Sosyolog)

LİYAKATİN KATİLLERİ NEREDE?..

LİYAKÂTİN KATİLLERİ NEREDE?..

Günümüzde bilgiye erişim hiç olmadığı kadar kolay. Ancak bilginin bolluğu, her bileni ehil kılmaz. Bir konu hakkında fikir sahibi olmak, o konuda yetkinlik ve ehliyet sahibi olmak anlamına gelmez.

Ne yazık ki, özellikle medya ve sosyal platformlarda uzmanlık alanı dışında ahkâm kesen, halkı yönlendirmeye çalışan insanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu durum, sadece bireysel hatalarla sınırlı kalmıyor; toplumun doğru bilgiye ulaşma hakkını elinden alarak büyük bir kargaşaya sebep oluyor.

Yetkin Olmadan Yorum Yapmanın fikir beyan etmenin sonuçlarını sosyal hayatımızda çok acı örneklerini görüyoruz. Örneğin, herhangi bir dini eğitimi olmayan, İslamî ilimlere vakıf olmayan kişilerin televizyon programlarında fetva vermesi ya da gazetelerde, youtube kanallarında ve farklı medya mecralarında dinî konular üzerine görüş bildirmesi, toplumda yanlış anlamalara ve bilgi kirliliğine sebep oluyor. Aynı şekilde, sanat hakkında hiçbir temel bilgisi olmayan birinin sanata yön verme çabası da aynı derecede hatalıdır. Sanatın ruhunu ve tarihini bilmeyenler, yeni kurallar koymaya çalışırken aslında sanatı yozlaştırıyor.

Daha da kötüsü, eğitim veya sağlık gibi kritik alanlarda da liyakat sorunu yaşanıyor. Yıllar önce memleketime gittiğimde, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde önemli bir birimin başına bir inşaat mühendisinin şube müdürü olarak atandığını duyduğumda şaşkınlığa uğramıştım. Eğitimin alanları ve pedagoji üzerine hiçbir ilgisi olmayan birinin, eğitim sisteminin önemli kararlarını almasındaki mantıksızlık karşısında hayretler içinde kaldım. Ne yazık ki, zaman geçtikçe benzer örnekleri daha sık gördüm ve üzüntüm katlanarak arttı.

Genel anlamda istatistiklere baktığımızda tekrar acı gerçekle burun buruna geliyoruz. Türkiye’de liyakat eksikliği üzerine yapılan araştırmalar da bu konuda iç karartıcı veriler sunuyor.
Örneğin: OECD 2023 Eğitim Raporu’na göre Türkiye, öğretmen atamalarında liyakati en az gözeten ülkeler arasında yer alıyor.
TÜİK verilerine göre, kamuda yapılan atamaların %60’ında liyakat yerine referans ve siyasi bağlantılar ön planda tutuluyor.
Sağlık sektöründe yapılan bir çalışmaya göre, hastanelerde yönetici pozisyonundaki kişilerin %40’ı sağlık eğitimi almamış kişilerden oluşuyor.
Bu istatistikler, işin ehline verilmediğinde ne tür sorunların yaşandığını açıkça ortaya koyuyor. Liyakatten uzak atamalar, sadece bireysel hatalar doğurmakla kalmıyor, sistemin tamamını çökertiyor.

Peki bunca olumsuzluğa rağmen ne tür çözümler oluşturabiliriz. Liyakatli insanların ön plana çıkması için toplum olarak birkaç noktaya dikkat etmeliyiz düşüncesindeyim.

Eğitim ve Uzmanlık Önemsenmeli: Her birey, yetkin olmadığı konularda konuşmadan önce araştırma yapmalı, bilgi sahibi olmadan ahkâm kesmemeli.

Kamu Atamalarında Şeffaflık Artırılmalı: Referans yerine ehliyet ve yetkinliğe dayalı atamalar yapılmalı.

Medya Sorumluluk Almalı: Özellikle televizyon programlarında ve gazetelerde, herhangi bir konuda konuşan kişilerin alanında uzman olup olmadığı denetlenmeli.

Halk Bilinçlenmeli: Toplum, her duyduğu bilgiyi sorgulamalı ve yetkin kişilerden bilgi almaya özen göstermeli.

Atalarımızın dediği gibi: “Yarım doktor candan, yarım imam dinden eder.” Bir mesleği sadece para kazanmak için yapanlarla, o mesleği tutkuyla icra edenler arasındaki fark, toplumun geleceğini şekillendiriyor. Daha bilinçli, liyakat sahibi insanlarla dolu bir toplum inşa etmek hepimizin sorumluluğunda. Ancak bu gidişata herkes inanırken, kimsenin harekete geçmemesi de düşündürücü değil mi?

Sosyolog Berrin YAĞLIOĞLU

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER