Anadolu’nun kapısının Türklere açıldığı Malazgirt Zaferi sonrasında bu topraklar önemli komutanlar, büyük işler başaran beyleri gördü. İşte bu beylerden biri de bugün çok ismi bilinmese de Gazi Turhan Bey. Şahsen ben bile bu ismi çok geç tanıdım. Belki birçok defa gittiğim Trakya’nın pirinç ambarı Uzunköprü’de türbesinin olduğunu öğrendiğimde hiç vakit kaybetmeden türbesini görmek ve huzurunda bir dua etmek gayesiyle kabrinin bulunduğu Kırkkavak köyüne doğru yöneldim.
Uzunköprü İmam Hatip Okulu mezunlar derneği ve Cihannüma temsilciliği yapan Refik Yakınlar ağabeyimizin rehberliğinde ulaştığım türbenin yeniden restore edilişini görmek beni ziyadesiyle sevindirdi. Refik ağabeyin anlatımıyla önceleri türbe ve çevresi harabe hainde, yıkık bir vaziyette imiş. Şimdilerde hiç değilse türbe ve bitişiğindeki cami tamir ettirilmiş ve ziyaret edilecek konuma getirilmiş. Burada her yıl anma etkinliği yapıldığını ve öğrenciler ile birlikte halkın zaman zaman ziyaret ettiğini öğrendiğimde mutlu oldum.
Gelelim bu girizgahtan sonra Mora ve Teselya fatihi olarak bilinen Gazi Turhan beyi tanımaya. OsmanlıDevleti sultanları 2. Murat ve Fatih Sultan Mehmet döneminde yaşamış olan Gazi Turhan Bey’in doğum yılı kesin olarak bilinmemekle beraber 1370’li yıllarda, 1. Murat tarafından Saruhanlı bir Türkmen Beyi’nin oğlu olan Paşayiğit Bey’e yurt olarak verilen Kırkkavak Köyü´nde dünyaya geldiği bazı kaynaklarda ifade ediliyor. Sultan 2. Murat’ın damadı Fatih Sultan Mehmet’in eniştesi olan ve 2. Murat ile Fatih Sultan Mehmet dönemlerinde Balkanlarda Osmanlı Devleti adına çok önemli fetihlerde bulunmuş bir uç beyi olan Gazi Turhan Bey, Batı Anadolu Bölgesinden Trakya’ya gönderilmiş Türkmenlerdendir. “Mora Fatihi” olarak da bilinen Gazi Turhan Bey, Yunanistan’ın kademe kademe fethinde en büyük rolü oynamış Serhat Beylerinin Türk Akıncı Kumandanıdır. Osmanlı Devleti’nin Balkanlarda kök salmasında büyük katkısı olan ve Üsküp’ü fetheden Paşa Yiğit’in oğlu olan Gazi Turhan Bey tıpkı babası gibi Balkanların fethinde önemli işler başaran komutanlararsında olmuştur.
Gazi Turhan Bey’in ilk görevi Karadeniz sahilindeki Bizans şehirlerini zapt etmek olarak belirlenmiş ardından Balkanlarda özellikle de Teselya, Mora ve Varna savaşlarında çok etkin olmuştur. 2. Murat döneminde yapılan 2. Kosova ve Varna savaşlarında büyük yararlılıklar göstermiş, Balkanlar’da fethedilen yerlere Türkmen aşiretlerin yerleştirilmesinde önemli rol oynamış biri olarak tarihe geçen Gazi Turhan Bey, Fatih Sultan döneminde de İstanbul’un fethinde bulunmuş, fetih öncesinde Avrupa’dan İstanbul’a gelecek olanyardımları engelleyerek fethe de büyük katkısı olmuştur.
Yaptığı onca önemli hizmetlerden dolayı 1454 yılında bugün Uzunköprü’ye 8 km uzaklıkta olan Kırkkavak köyü Gazi Turhan Bey’e vakıf olarak verilmiş, o da burada büyük bir külliye inşa ettirmiştir. Meşhur Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi 1658’de bu köyü gezmiş ve meşhur eseriSeyahatname’sinde köyün güzel bir hanı, hamamı ve camisi olan bir yer olduğundan bahsetmiştir. Ayrıca külliye şeklinde yapılan caminin olduğu yerde bir medrese ve imaret de bulunurken günümüzde ise bu külliyeden geriye sadece cami ve türbesi kalmış, medrese, imaret, han ve hamamdan eser kalmamıştır.
Doğumu olduğu gibi ölüm tarihi de tam olarak belli olmasa da kendisinin 1456 yılının ortalarına doğru vefat ettiği ve Kırkkavak Köyü’nde kendisinin inşa ettiği caminin hemen yanı başında adına yaptırılan türbeye defnedilmiştir.
Gazi Turhan Camisi ve Türbesi çağdaşı türbe ve camilerle yapısal olarak aynı karakteristik özellikleri taşımaktadır. Her ikisi de süsleme bakımından oldukça sade tutulan kompleksin camisi moloz taş ve tuğladan, türbesi ise kesme taştan kare planlı olarak inşa edilmiş ve üzerleri kurşun kaplı birer kubbeyle örtülmüştür. Tek şerefeli bir minareye sahip olan camide ahşaptan bir son cemaat sundurması da bulunmaktadır.
Uzun zamandır bakımsız, türbesi yıkık ve harabe konumunda olan bu kadar önemli yararlıklar göstermiş Gazi Turhan beyin hatırası 2008 yılında Edirne vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından tarihi belge ve fotoğraflara dayanılarak restore edilmiş ve halkın ziyaretine açılmıştır.
Sultan 1. Murat döneminde bizzat kendisi tarafından Paşayiğit Bey’e yurt olarak verilen topraklar içinde bulunan Kırkkavak Köyü o dönemlerde bir askeri üs halindeymiş. Burası medreseler, imaretler, hanlar, hamamlar ve camiler bulunan bir kasaba durumundaymış, zamanla gelişen bu yerde kendi adına vakfettirdiği yerde yaptırılan türbe de metfun bulunan Osmanlı Devleti’ne büyük hizmetleri olmuş Gazi Turhan Bey’i unutmamamız gerekir. Bu bölgeleri çocuklarımızın görmesi sağlanmalı ve ecdadımızın Balkanlara açılan kapı konumundaki bugünkü Trakya’yı hangi şartlarda nasıl hakimiyetleri altına aldıklarını görmeleri gerekir. Her daim Gazi Turhan Bey ve onun gibiler hatırda tutulmalı ve anılmalıdır. Onların gösterdiği fedakarlıkları ve gayreti nesillerimizin örnek almalarını sağlamak zorundayız. Aksi takdirde geçmişini, tarihini doğru öğrenmeyen toplumlar gelecek inşa etmekte çok zorlanırlar.

YORUMLAR