Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç tutmak size de farz kılındı. Umulur ki böylece günah ve fenâlıklardan korunursunuz. Bakara Suresi / 183. Ayet
Efendimiz s.a.vesellem Ramazan ayında Cuma hutbesine çıkarken. Birinci basamağa çıkarak Amin buyurdular. İkinci basamağı çıkarak, yine Amin buyurdular. Üçüncü basamağı çıkarak, aynı şekilde Amin buyurdular.Sahabe hutbeden indikten sonra Efendimize;
Yâ Resûlallâh! Bugün sizden daha önce işitmediğimiz şeyler duyduk. (Bunun hikmeti nedir?) diye sordular.
Cebrail aleyhisselâm bana göründü ve;
Ramazan’a erişip de günahları affedilmeyen kimse Allah’ın rahmetinden uzak olsun ! dedi. Ben de Amin dedim. İkinci basamağa çıktığımda;
Senin ismin yanında zikredilip de sana salavât getirmeyen kimse Allah’ın rahmetinden uzak olsun ! dedi. Ben de Amin dedim. Üçüncü basamağı çıktığımda:
Anne-babası veya ikisinden birisi yanında yaşlanıp da (onları râzı ederek) cenneti kazanamayan kimse Allah’ın rahmetinden uzak olsun ! dedi. Ben de Amin dedim.” (Hâkim, IV, 170/7256; Tirmizî, Deavât, 100/3545)
Mevlâ’ya hizmet etmeyi istemeli İnsan. Ramazan-ı Şerif geldi, şimdi daha fazla istemeliyiz. Allah C.C. Buyurdular ki ;
Kullarım! Birbirinizi geçercesine mağfiret kazanmaya koşunuz.” buyuruyor. Peki nasıl koşulacak? Din-i mübîn-i İslâm’ın emirlerini herkesten evvel yapmaya çalışmakla. ”Estağfirullah” demekle, beş vakit namaz kılmakla, sünnet üzere abdest almakla.
Ramazan-ı Şerîf’in ilk on günü rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden azad olma günleridir. Bu büyük günleri çok takva üzere, ibadet ve zikir ile geçirelim.
Bu aya niçin şehr denildi? Meşhur olduğu için. Bu Ramazân-ı Şerîf ayı öyle bir aydır ki; Kur’an-ı Kerim bu ayda, Kadir Gecesinde Levh-i Mahfuz’dan birinci kat semadaki Beytü’l-İzze’ye indirildi. Sonra oradan Rasûlüllâh’a âyet âyet indi.
Meselâ nefis derki: Şu Ramazan bir bitseydi. Ey Nefis! Ramazânın bitmesini istiyorsun da niçin Ramazânda Mevlâ’nın verdiği sevapları düşünmüyorsun. Peygamber Efendimiz şöyle duâ ederlerdi: “Yâ Rabbî! Göz açıp kapayıncaya kadar, bundan daha az müddette beni nefsime bırakma!” (Ebû Dâvûd, 4/484/5092)
Ramazan-ı Şerîf’te itikâf mühimdir kaçırmayın. Bugün ezandan evvel itikâfa girmek lazım. Son günde akşam namazını kılıp çıkmak lazım. İlla gitmeniz gereken vaazınız veya cenâzeniz veya mühim bir hastalığınız olur, bu gibi durumları hesaba katarak, itikâfa girerken “böyle bir durumda çıkarım” diye istisnâ edebilirsiniz.
Ey Allâh’ım! Bizi, fazlın ve keremin hürmetine, Ramazan’ın hürmetine, şerefli Peygamberin hürmetine, yüce kitabın hürmetine onlardan (yüzü gülen ve müjdelenenlerden) eyle. Âmin.Yâ Rabbî! Ecelimiz geldiği vakit bizleri hüsn-ü hâtime ile huzuruna al. Ramazân-ı Şerif’in fuyûzatına nail eyle, bizden Ramazan-ı Şerif’i râzı ve memnun eyle.
Ramazan-ı şerif öyle büyük bir aydır ki, bunun kadar kıymetli hiçbir ay yoktur. Bu mübarek ayda Kur’an-ı Azimüşşan, levh-i mahfuzdan birinci kat semadaki Beytül-İzzet’e indirildi.
Sonra Hazreti Cebrail (Aleyhisselâm) Kur’an-ı Azimüşşan’ı ayet ayet Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e taşıdı. Bu ne büyük iştir, bunu takdir eden var mı acaba? Ben edemiyorum, siz edebiliyor musunuz? Derler ki: “Elde olmayan beyde olur.”
YORUMLAR