Sonuçlar bilim insanlarını bile şaşırtıyor… Hamilelik beyinde nasıl değişimlere yol açıyor? ‘Asfalt yol gibi’

Sonuçlar bilim insanlarını bile şaşırtıyor… Hamilelik beyinde nasıl değişimlere yol açıyor? ‘Asfalt yol gibi’

ABONE OL
Eylül 19, 2024 05:51
Sonuçlar bilim insanlarını bile şaşırtıyor… Hamilelik beyinde nasıl değişimlere yol açıyor? ‘Asfalt yol gibi’
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hamileliğin beyinde bazı kritik değişimlere yol açtığı uzun zamandır bilinen bir durum. Anne olan pek çok kişi de bu değişimleri yaşadığını dile getiriyor. Ancak yaşanan değişimlerin nedeni ve nasılı henüz tam olarak anlaşılabilmiş değil. Son dönemde yapılan bazı araştırmalar, bu konuda çok önemli şeyler söylüyor.

Kadınların hamile kalmasından önce ve sonra yapılan beyin taramaları, özellikle sosyal ve duygusal işlemeyle alakalı bazı beyin ağlarının hamilelik esnasında küçüldüğünü gösteriyor. Bu durum beynin ebeveynliğe hazırlık aşamasında geçirdiği bir ince ayar süreci olarak açıklanıyor.

Bu değişimler hamilelik hormonlarının, özellikle de östrojenin artışıyla eş zamanlı olarak yaşanıyor ve doğumdan sonra en az iki yıl daha devam ediyor.

Hafta başında bilim dergisi Nature Neuroscience’ta yayımlanan yeni bir araştırma, bir kadının hamilelik süreci boyunca çekilen beyin MR’ları yoluyla sürecin gidişatını ortaya koyuyor. Güncel çalışma geçmişte yapılan araştırmaların sonuçlarını teyit edip yeni detaylar sunuyor.

Özellikle beyindeki beyaz madde liflerinin hamilelik esnasında beyin hücreleri arasındaki sinyalleri verimli bir biçimde iletmekte büyük başarı göstermesi ve bebek doğduktan sonra bu değişimin hızla ortadan kalkması çok çarpıcı bir bulgu olarak öne çıkıyor.

Amsterdam Üniversitesi Tıp Merkezi bünyesinde bulunan Hamilelik ve Beyin Laboratuvarı’nı yöneten nörobilimci Dr. Elseline Hoekzema, “Bu araştırmanın en ilginç yanı çok detaylı bir harita sunması” dedi.

Geçmişte 100’den fazla kadının hamilelik öncesi ve sonrası beyin taramalarını analiz eden çalışmalara liderlik eden Dr. Hoekzema, parçası olmadığı araştırmanın, beynin yapısındaki ve fonksiyonlarındaki geçmişte kayıt altına alınan kalıcı değişimlerin yanı sıra çok daha örtülü ve geçici değişimler yaşandığını da ortaya koyduğunu belirtti.

California Üniversitesi İnsan Gelişim Enstitüsü’nün direktörü olan Dr. Ronald Dahl da yeni araştırmaların ergenlik ve hamilelik gibi geçiş dönemlerinde önceliklerde ve motivasyonlarda yaşanan değişimlere rehberlik eden hormonların oynadığı kritik rolü yansıttığını söyledi. Dr. Dahl, “Hormonların bu sistemlerin pek çoğunu etkilediğine dair anlayış gittikçe kuvvetleniyor” dedi.

Araştırmanın katılımcısı Elizabeth Chrastil, California Üniversitesi’nde bir nörobilimci. Chrastil, 2019 yılında 38 yaşındayken tip bebek yöntemiyle hamile kaldı. Bu da hamilelik sürecinin başından sonra takip edilebilmesine imkân sağladı.

Chrastil, toplam 26 kez beyin taramasından geçirildi. Bunlardan dördü hamileliğin başlamasından önce, 15’i hamilelik esnasında, yedisi de oğlunun doğumundan sonraki 2 yıl içinde gerçekleştirildi.

Dr. Chrastil, “Bir nörobilimci olmak ve neyi bilmediğimizi bilmek bir avantaj oldu. Bu sayede, ‘Haydi böyle bir şey yapalım. Ben hamile kalmak üzereyim. Bence bu araştırmayı yapmalıyız’ diyebildim” ifadelerini kullandı. Dr. Chrastil, hamileliği sırasında beyninde çok kapsamlı değişimler yaşandığını ama bu değişimlerin neden olduğu semptomları ya da etkileri fark etmediğini vurguladı.

Örneğin hamileliğin dokuzuncu haftası itibarıyla, beyinde analiz edilen 400 bölgenin yüzde 80’inde gri madde hacminde ve korteks kalınlığında azalmalar görüldü. Bölge başına ortalama yüzde 4 olan küçülmeler, hamilelik boyunca devam etti. Değişim, özellikle diğer kişilerin duygularını ve bakış açılarını anlamakta kritik rol oynayan varsayılan mod ağında çok belirgindi.

Araştırmanın California Üniversitesi’nde nörobilimci olan baş yazarı Dr. Emily Jacobs, beynin hamilelik sırasında küçülmesinin “kötü bir şey olmadığını” küçülme esnasında oluşan kıvrımların “beynin daha odaklı çalışmasını sağladığını” belirtti. Benzer süreçlerin ergenlikte ve bebeklikte de yaşandığını hatırlatan Dr. Jacobs, yeterli miktarda kıvrım olmamasının bazı nörolojik bozuklukları beraberinde getirebildiğini vurguladı.

Beynin bir mermer heykel gibi oluştuğunu söyleyen Dr. Jacobs, “Sanatçı büyük bir mermer bloğu üzerinde çalışmaya başlar. Malzemenin fazlalıklarının dikkatle alınması ve yapılan ince ayarlar sonucu altta yatan güzellik ortaya çıkar. Bu araştırma sayesinde beyin dediğimiz heykelin ortaya çıkışını hafta hafta görebiliyorsunuz” dedi.

Hacim kaybının doğumdan sonraki iki yıl boyunca da büyük oranda devam ettiğini belirten Dr. Jacobs, “Hamilelik hormonları beyinde kalıcı izler oluşmasına yol açıyor olabilir” diye konuştu.

Bununla birlikte beyaz maddede yaşanan değişimler kalıcı olmadı. Dr. Chrastil, anlaşılamayan sebepler nedeniyle, ilk iki trimesterde lif yumaklarının asfalt yol gibi olduğunu, bu sayede “işlerin daha sorunsuz ilerlediğini, bilginin hiçbir yere takılmadan seyahat edebildiğini” söyledi. Chrastil’in 2020’de doğum yapmasının ardından beyaz madde eski haline döndü.

Araştırmacılar, Dr. Chrastil’in tarama sonuçlarını ikisi erkek sekiz kişinin taramalarıyla kıyasladı. Hamile olmayan bu kişilerin hiçbirinde Dr. Chrastil’in beyninde yaşanan değişimler görülmedi. Öte yandan Dr. Jacobs, ilerleyen dönemde başka hamile kadınların beyinleri üzerinde yapılan taramalarda, Dr. Chrastil’inkine benzer sonuçlar alındığını da vurguladı.

Dr. Hoekzema, hamilelik sırasında yaşanan değişimlerin örüntüsünün çok net olduğunu, geliştirdikleri bir bilgisayar algoritması sayesinde “sadece beyindeki değişimlere bakarak” kadının hamile olup olmadığını tespit edebildiklerini söyledi.

Dr. Hoekzema’nın ekibinin yaptığı araştırma, “hamilelik döneminde beyinde yaşanan değişimlerin, annenin beyninin ve bedeninin bebeklere verdiği tepkiyle ilişkili” olduğunu gösteriyor. Bu değişimler, “anne ile fetüsün arasında bağ oluşması, yuva kurma davranışı ve bebek gören kadının kalp atış hızının verdiği tepki” gibi karakteristiklerle de uyum gösteriyor.

Dr. Dahl, hamilelikle alakalı hormonların nörolojik “öğrenme pencereleri” yaratabileceğini ve “duruma uyum sağlamaya yardımcı şeyler öğrenmek, bağlar kurmak ve bireyin bir bebeğin ihtiyaçlarına yanıt verirken güçlü bir uzmanlık geliştirmek yönünde hassaslaştırabileceğini” söyledi. Dr. Dahl, bu nedenle hamilelik döneminde sosyal ve duygusal destek sağlamanın çok daha önemli olduğunu çünkü beynin bu bilgiye öncelik vermeye ayarlı olduğunu da sözlerine ekledi.

Ne var ki ebeveynliğin beraberinde getirdiği sonuçlar şüphesiz çok daha karmaşık ve çeşitli. Dr. Jacobs, evlat edinen ebeveynlerin, babaların ve diğer bakım verenlerin “birinci elden hamilelik yaşamadığını ama yine de çocuklarının bakımı için gerekli tüm davranışları sergilediklerini” söyledi.

Araştırmacılar, hamilelik döneminde beyinde yaşanan değişimlerin anlaşılabilmesinin, doğum sonrası depresyonu gibi ve gebelik zehirlenmesinin nörolojik etkileri gibi durumlara dair de bilgi sağlayabileceğini belirtti. Dr. Chrastil, “Henüz sadece yüzeyi kazımaya başlıyoruz” diye konuştu.

Hamilelik döneminde, hormonların anne beyninde bazı değişimlere yol açtığı biliniyor. Ancak bu değişimlerin kapsamı ve nedenleri halen merak konusu. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir araştırma bu konuda çok çarpıcı veriler ortaya koydu.Yaşamhttps://www.hurriyet.com.tr/aile/galeri-sonuclar-bilim-insanlarini-bile-sasirtiyor-hamilelik-beyinde-nasil-degisimlere-yol-aciyor-asfalt-yol-gibi-42535326Hamile,Araştırma,Baş,Beyin,Değişimler,Beynin,Beyinde,Tarama,Doğum,Bebek

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r