Suriye Halk Devrimi

Suriye’ de muhalif güçlerin 27 Kasım 2024’te Halep’in batısına yönelik askeri harekatıyla başlayan aşama 8 Aralık 2024 itibarıyla Baas rejiminin 12 günde devrilmesiyle sonuçlandı.

Küçük bir azınlık tarafından yönlendirilen totaliter Baas rejiminin Suriye halkını baskı, korku ve dış destekle zoraki yönetiminin sonuna gelindi. Suriye’de 61 yıllık Baas rejimi muhaliflerin başkent Şam ve diğer önemli şehirleri ele geçirmesi ile fiili olarak sona erdi.

İran’ın Suriye’yi terk etmek zorunda kaldığı ve Rusya’nın Suriye’ de kazanımları kaybettiği bir sürece girdi. Çöken Baas rejiminin devrik lideri Beşşar Esed’e verilen koşulsuz destek yüzünden Suriye halkının “kendi öz vatanında parya” olduğu dönem sona erdi.

Türkiye mazlum Suriye halkına hiçbir zaman sırtını dönmedi. Türkiye iç ve uluslararası baskılara rağmen insani ve ahlaki duruşunu bozmadı. Binlerce Suriyeli ülkelerindeki iç savaştan güvenli bölgelere kaçmak isterken yollarda, denizlerde boğularak hayatlarını kaybettiler. Çok büyük insani dramlara tanıklık ettik.

Şam’ın alınmasıyla beraber her ne kadar Baas rejimi devrilse dahi tüm Suriye’de halk devrimi iktidarının tesis edilmesi için belirli bir zamana ihtiyaç var.

İsrail’in “fırsatçılık” yaparak bazı hedeflere saldırılar düzenlemesi ve Golan’ dan biraz daha toprak kopartması art niyetli ve hesapsız girişimler, Öte yandan muhalefet ve rejim kalıntılarının isyan girişimi genel huzuru bozuyor.

Diğer bir ifadeyle İsrail ve İran konusu Suriye’ nin geleceğine tehdit oluşturuyor.

Suriye’ nin kuzey vilayetlerini büyük oranda kontrol eden Kürt liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), ülkenin yeni yönetiminin kurumlarına entegre olmayı kabul etti. Bu şekliyle Öcalan’ ın çağrısı bir anlamda karşılık bulmuş oldu ve YPG Terör örgütü kendini fesh etti.

Suriye’nin toprak bütünlüğüne korunmuş oldu. Suriye’nin terörden arındırılması ve mutabakatın eksiksiz uygulanması, Suriye’nin güvenliğine hizmet edecektir. Bu mutabakat Türkiye’ nin sınır güvenliği açıcısından da büyük önem arz ediyor.

Rejim artığı mezhepçi teröristlerin saldırılar düzenlemesiyle lazkiye çevresi ve Deyrizor’ da muhtemelen bir müddet daha isyan bastırılana ve adalet tesis edilene kadar operasyonlar devam edecek.

Devrimin bundan sonraki aşaması ise Suriye halkının talep ettiği katılımcı siyasi sistemin oluşturulması, geçiş dönemiyle istikrarın sağlanması ve Suriye’nin toprak ve nüfus bütünlüğünün yeniden tesis edilmesi olacaktır.

Türkiye’nin afet yönetimi, altyapı inşası ve profesyonel insani yardım konusundaki tecrübeleri ülkeyi diğerlerinden ayırmakta. Türkiye eğer bölgesel ölçekte terörle mücadelede mutlak bir üstünlük sağlamak istiyorsa Suriye’ nin devlet kapasitesini arttırmak zorundadır.

Suriye’ nin ordu ve güvenlik doktrinini sil baştan yenilenecek.

Muhtemel terör sızmalarına karşı olduğu kadar İsrail işgal ve ihlalleri açısından da Türk hava savunma teknolojisi büyük önem taşıyor.

İHA/SİHA ihracının ardından Radar ve elektronik harp ve entegre güvenlik sistemleri, muhabere araçları, silah, kara, hava ve deniz araçlarının yeni orduya entegresi Suriye’nin geleceğine yön veren adımlar olacak. Çünkü onlar açısından her şey sıfırdan başlıyor. Türkiye’den savunma sanayi ihtiyaçlarının tamamına yakınını karşılayabilecek kapasitede. Diğer yandan Türk silahları rüştünü fazlası ile ispat etti.

Suriye’nin yeni yönetimi, savunma kaynaklarının planlanması ve yönetim anlayışı ile ilgili acil bir yol haritası belirlemek zorunda. Bu kapsamda bir Millî Güvenlik Siyaset Belgesi hazırlanmalıdır. Sistemi en tepeden komple yapılandırmaları gerekiyor

Türkiye, Suriye için tek alternatif. Askeri üsler ve Teknoloji ihracı yanında personel eğitimi ve sonraki aşamalar da büyük önem arz ediyor.