Travma ve Travmanın Etkileri

Travmayı ve travmanın insanlar üzerindeki etkilerini anlamamız açısından alana önemli katkılarda bulunan Van Der Kolk tarafından yazılan “Beden Kayıt Tutar” kitabında, Kolk ilk bölümüne Jessica Stern’ün Denial: A Memoir of Terror kitabından bir alıntı yaparak başlar. Bu alıntı, travma yaşayan birinin ağzından, travmanın kişi üzerindeki etkisini bize mükemmel bir şekilde özetler. İşte, travma yaşayan bir insanın ağzından travma şu şekilde anlatılabilir:“ Bazı insanların yaşamları, öykü gibi akıp gidiyor, benimkinde ise bir sürü duraklamalar ve başlangıçlar var. İşte travmanın yaptığı şey bu. Akışı bölüyor... Sadece “olup bitiyor” ve ardından yaşam devam ediyor. Kimse sizi buna hazırlamıyor.”

Travma; günlük rutini bozan, kişiyi korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, çoğu kez olağandışı ve beklenmedik olayların yol açtığı etkiler bırakır. Kişinin; beden bütünlüğünde ve ruhsal işleyişinde onarılması gereken hasarlara neden olur. Yukarıdaki alıntıda da görüldüğü gibi kişinin hayatındaki akışı bozabilir. Peki, travma bunu nasıl mı yapıyor? Travma; kişinin geçmişinde “olup biten” bir olay olmaktan ziyade, kişinin zihninde, beyninde ve bedeninde iz bırakıyor.

Travmanın türlerine bakacak olursak: çocuk istismarı, doğal afetler, yangın ve yanıklar, savaş, işkence, tecavüz ve cinsel saldırı, motorlu araç kazaları travmanın bazı türleridir. Travma tepkisi herkeste aynı şekilde görülmez. Travmaya maruz bırakılan kişiye dair değişkenler (kadın cinsiyeti, toplumsal cinsiyet, yaş, ırk, yoksulluk, işlevsiz baş etme yolları vb.), yaşanan travmanın özellikleri (kasıtlı şiddet eylemleri, yaşama dönük tehditler, fiziksel yaralanma, cinsel saldırıya maruz bırakılma vb.) ve toplumsal tepki,destek ve kaynaklar (aile üyeleri, arkadaşlar ve çevrenin desteği, suçlayıcı olmayan tepkiler, yardım kuruluşlarının varlığı vb.) travma tepkisini etkileyebilecek değişkenlerdir.

Çocuklukta yaşanan travmaların kişi üzerinde daha kalıcı psikolojik zorluklara neden olduğu söylenebilir. İnsan gelişiminin olumsuz dış etkilere en açık olduğu bir dönemi olması nedeniyle, çocuklukta yaşanan travmalar kişi üzerinde, hızlı bir şekilde müdahale edilmediğinde, yaşam boyu biriken ve katlanan etkiler bırakabilir. Çocukluk travmaları, psikolojideki rahatsızlıklar söz konusu olduğunda, uzmanların her zaman öncelediği, rotalarını belirledikleri bir pusula gibi görünür.

Travmanın Etkileri Neler Olabilir?

Travma kişiyi, biyolojik-psikolojik-sosyolojik olarak etkiler. Travmanın kişi üzerinde birçok olumsuz ve başa çıkılması zor etkileri olabilir. Genel olarak kişiler; korku, çaresizlik, dikkat toplama güçlüğü, öfke ve suçluluk gibi duygular yaşarlar. Travmayı hatırlatan kişi(ler)den ya da ortam(lar)dan kaçma çabası söz konusudur. Bunlarla birlikte; hissizlik, dalgınlık, duygusal küntlük (duygusal donukluk), şaşkınlık, farkındalıkta azalma, depersonalizasyon (kişinin kendi bedenine ya da zihnine yabancılaşması), derealizasyon (kişinin gerçek dünya algısından uzaklaşması) ve dissosiyatif amnezi (strese bağlı olarak gelişen anormal hafıza kaybı) gibi belirtiler oluşabilir. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)’nda kişi; yineleyici, istemsiz ve sıkıntı veren anılar/düşler görebilir. Flashbackler (geçmişe dönüşler) yaşayabilir. Anksiyete, kaygı ve panik bozukluk, majör depresyon, psikotik depresyon, somatik (bedensel) belirtiler ve bağlantılı bozukluklar, bağışıklık sistemi zayıflığı, psikoz, madde kullanım bozukluğu, bağlanma sorunları da travmanın neden olabileceği başka etkiler olarak sayılabilir. Yani, travmanın kişi üzerindeki etkilerine bakıldığında, travmanın bazı hastalıkların sebebi, bazılarının hazırlayıcısı ve bazıları içinse sürdürücü etkisi olduğu söylenebilir.

Travmaya Maruz Bırakılan/Kalan Beyinde Neler Olup Biter?

Travmatik bir olaya maruz kalan ya da maruz bırakılan kişi artık farklı bir sinir sistemiyle hayatta kalmaya çalışır, buna mecbur kalır. Travma yaşayan insanların beyninde; biyolojik ve nörolojik düzeyde önemli değişiklikler meydana gelebilir. Travma; beynin yapısını ve işleyişini derinden etkileyerek stres yanıtlarını, duygusal düzenlemeyi ve hafıza süreçlerini değiştirebilir. Ancak bu değişiklikler her zaman kalıcı değildir. Terapi, ilaç tedavisi, farkındalık çalışmaları ve destekleyici sosyal ilişkiler, beynin iyileşmesine yardımcı olabilir. Travmanın etkilediği başlıca birkaç beyin bölgesine bakılacak olursa, bunlar:

Amigdala, korku ve tehdit algısından sorumlu bir beyin bölgesidir. Travma sonrası, amigdala aşırı aktif hale gelebilir. Bu, kişinin sürekli olarak tehlikede olduğu hissini yaşamasına ve gereksiz yere "savaş ya da kaç" tepkisi göstermesine neden olabilir.

Hipokampus, anıların oluşumu ve düzenlenmesinden sorumlu bir bölgedir. Travma yaşayan kişilerde bu bölge etkilenebilir ve travmatik olayların işlenmesi zorlaşabilir. Bunun sonucunda kişi, geçmiş olayları hatırlamakta zorlanabilir veya travmatik anıları doğru bir şekilde işleyemeyebilir.

Prefrontal korteks, karar verme, düşünme ve duygusal düzenlemeden sorumlu olan beyin bölgesidir. Travma sonrasında, bu bölgenin işlevi zayıflayabilir. Prefrontal korteks yeterince etkin çalışmadığında, kişi duygusal tepkilerini kontrol etmekte zorlanabilir, ani öfke patlamaları, kaygı atakları veya kontrolsüz duygusal tepkiler gösterebilir. Prefrontal korteksin işlevindeki bozulmalar, travma yaşayan kişilerin rasyonel düşünme yeteneklerini olumsuz etkileyebilir. Travmatik olaylar karşısında mantıklı kararlar almak zorlaşabilir ve kişi, tehlikenin ortadan kalktığını bilse bile kendini sürekli tehdit altında hissedebilir.

Görüldüğü gibi travma, kişinin hayatı algılayış biçimini tamamen değiştiren zorlayıcı bir yaşantıdır. Travmanın etkileri geniş kapsamlı ve çok boyutludur. Bu etkiler her bireyde farklı yoğunlukta ve şekilde ortaya çıkabilir. Ancak doğru yaklaşım ve destekle travmanın etkilerini hafifletmek ve iyileşme sürecine girmek mümkündür. Kaynaklara göre birçok insan; psikoterapi, ilaç tedavisi, fiziksel aktivite, farkındalık ve sosyal destek ile travmanın etkileriyle başa çıkabilir.

Benzer Videolar