Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hüseyin SAĞLIK

Weimar Cumhuriyeti

Tarih derslerinde Almanya’ nın Birinci Dünya Savaşı sonrası, 1933’te Nasyonal Sosyalistlerin yükselişine yol açan “Weimar Cumhuriyeti” hakkında bilgi verilmiyor. Bu sistem Modern dünya için çok fazla sır barındırıyor.

Roma İmparatorluğu sona erdiğinde, Almanlar 18. Ve 19. yüzyıllar boyunca güçlü liderler, sadık hükümdarlar ve iyi yönetim altındaydı. Almanya canlı bir sanayi, ordu ve kültüre sahipti. Avrupa Hristiyanlığının merkeziydi.

1.Dünya savaşının başlamasıyla Avrupa’daki dominantlığını ve cihanda söz sahibi olmak isteyen Alman Devletini zor zamanlar bekliyordu. Almanya bir dizi zafer kazandı ve barışçıl bir ateşkes istedi ancak savaşın arkasındaki küresel finansörlerin başka planları vardı.

Savaşın bitişi, Weimar’ın kuruluşu açısından önemlidir. 1918’de Komünistler cephane fabrikalarında grevlere öncülük ettiğinde Almanya’da şiddetli bir Devrim yaşandı. Ve büyük çöküş başladı. Monarşi düştü, Alman halkı boş bir çukura itildi ve Weimar kuruldu.

Weimar Cumhuriyeti Almanya’ da, Philip Scheideman’ ın 9 Kasım 1918 tarihinde cumhuriyetin kurulduğunu ilan etmesi ile başlayıp 30 Ocak 1933 tarihinde Adolf Hitler’ in şansölye olmasına kadar süregelmiş döneme verilen isimdir.

Almanya’da olan olayları anlamak için bu devrimin öncülerine bakmak gerekirse tamamı Yahudi kökenliydi. Versay Antlaşmasıyla Almanya sakat bırakıldı. Weimar elitleri bu antlaşmaya karşı çıkmadı. Küresel elitler Alman halkını sömürmeye başladı.

“Weimar” terimi, bu yeni, liberal demokratik hükümetin ilk kez toplandığı Weimar şehrinden geliyor. Bu doğal olmayan, parçalanmış Almanya’da halka yeni bir anayasa dayatıldı.Neredeyse on yıl boyunca bu hükümet ezici bir çoğunlukla Sol, Liberal ve Alman olmayan etkiler tarafından yönetildi.

Weimar’ın ilk yılları kargaşa ve acılarla doluydu. Halk örgütlü değildi. Aşırı Sol sık sık isyanlar başlattı. Yiyecek kıtlığı ve yoksulluk vardı. Fransa, 1923-1925’te Birinci Dünya Savaşı tazminatlarını toplamak için Almanya’yı işgal etti. Tam bir karmaşa yaşanmıştı.

Etkisiz hükümet, merkezde bir grubun olduğu sık sık skandallara karışıyordu. Barmat Skandalı, Sklarek Skandalı, Kutisker Davası, Katzenellenbogen Davası, Hepsi Almanya’ yısiyasi yolsuzluk, rüşvet, dolandırıcılık, savaş vurgunculuğu vb. ile dolandıran Yahudi suç çeteleriyle ile ilgiliydi.

Weimar’ın parçalanmış siyasi dünyasına aynı derecede hasta ve yozlaşmış bir kültür ve toplum eşlik ediyordu. Her şey tolere edilerek normalleştirildi. Berlin dünyanın günah başkenti oldu. Pek çok zavallı, çaresiz Alman, kendilerini ucuz mallar gibi sattı. Tüm cinsel sapkınlıklar söz konusuydu. Bu cinsel “devrimin” merkezinde Magnus Hirschfeld vardı. Berlin’de bulunan, her türlü cinsel fetişi kutlayan, trans-ameliyat, araştırma vb. yürüten “Cinsel Araştırma enstitüsünü” kurdu. Bunların hepsi Weimar Almanya’sında yaşandı.

Pornografi işi de Weimar döneminde son derece popüler ve kazançlı hale geldi ve çoğu zaman iş arayan Alman kadınlarından yararlandı. Weimar’ da sanat, üzüntü ve anlaşmazlıktan başka hiçbir şeye ilham vermeyen anlamsız, sapkın eserlere doğru benzer bir düşüş yaşadı. “Dadaizm” ve “Kübizm” çok popülerdi. Elitler bunu “entelektüel” ve modern olarak tanıttılar.Sistem halkı fakirleştirip, şımarık azınlıkları yücelterek ahlaksızlık yayıyordu. Alman film Endüstrisi de yozlaşmış temalarla doluydu.

Alman Medyası, tıpkı bugün olduğu gibi, Almanların içinde bulunduğu kötü durumu ve Alman kültürünün tamamen yozlaşmasını göz ardı ederek toplumsal elitlerle işbirliği yapıyordu. Bu yozlaşmış yapı, versay antlaşması ve yanlış politikalar sonucu dibe vurdu. Yozlaşmış toplum tamamen hazırlıksızdı.

Daha sonra Hirschfeld, Yahudi ve eşcinsel olduğu için ilk faşistler ve daha sonra Naziler tarafından hedef alındı; 1933’te Cinsel Wissenschaft Enstitüsü yağmalandı ve kitapları Naziler tarafından yakıldı. İşsizlik, açlık, hastalık ve paranın çöküşü. Weimar kâbusu tamamlanmıştı.

Alman halkının yozlaşmasına tepki olarak Nasyonel Sosyalist Alman İşçi Partisi ve Adolf Hitler bir kurtarıcı haline gelmişti. Hitler’ in Alman Halkını köle haline getiren ve yozlaşmasına neden olan Siyonist zihniyetle olan savaşını birde bu şekilde değerlendirmek gerekir.

Bugün beynimize sokmaya çalıştıkları ve propagandasını yaptıkları benzer konular.

Bu yazının esas amacı Weimar’ın ne olduğunu, onu kimin yönettiğini ve Alman toplumunu nasıl etkilediğini görmenizdi. Son yıllarda dayatılan yozlaşmanın denemesi o yıllarda yapılmış.

Weimar ilk baskıcı neo-liberal demokrasiydi. Bizlere bundan hiç bahsedilmedi. Weimar 2.0’deyiz. Eğer bunu öğrenirsek, ondan nasıl kaçacağını da öğrenebiliriz. Ve bu onları korkutuyor.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER