Şiir,toplumsal hayatın en temel öğesi olup, düz yazı dışında kalan bir anlatım biçimidir. Şiir adeta dilin veinsanın özüdürdesekyanlış ifade etmişolmayız. Bir şiirde önemli olan şeyne söylenenne de söyleme şekline de anlamdır. Şiir bambaşka birşeydir.İnsan ruhunu etkileyen sözlerindizeler halinde sıralanmasıdır. Bazen uzunca yazı ile ifade edemediğini şiirde çok kısa şekilde birmısrada ya da bir kıtada ifade edebilir insan. Şiirlerin toplumiçerisindeyeri çok önemlidir. Şiirlerin hamurunda insan bazen detabiat vardır.İnsan sevgisi şiirin ana eksenidir.İnsanıanlamadan şiir yazılamaz, yazılsa bileeksikkalır. Şiirve şair toplumun dinamiğidir. Şiirin ve şairin bulunmadığı toplumlarda insandan veinsan sevgisindenbahsetmek olmaz. İnsanı insana yaklaştıran ve sevdiren şairin dizelere döktüğü şiirdir. Şiir ve şaire dair Sait FaikAbasıyanık şunları ifade eder: “Şiir olmayan yerde insan sevgisi de olmaz. İnsanı insana ancak şiir sevdirir. Şiir, insanı insana yaklaştıran şeydir.”Şiirle ilgili bu girizgahtan sonra usta şairlerden bahsederek ülkemizin yetiştirdiğikalemiyle bir toplumu arkasından sürükleyen yazdığı şiirler ile bir döneme damga vuranve hala bir çoğumuzun dilinde ve belleğinde yer tutan sık sık şiirlerini okuduğumuz Necip Fazıl Kısakürek üstadın hayatına ve şiirine dair bir şeyler söylemeye çalışalım. Bizde şiir denilince ilk akla Horasan erenlerinden olup Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasıiçinönemli birrol üstlenmişYunus Emre geliyor akla.Anadolu mutasavvıfı ve halk şairi olan Yunus Emre,bütünşiirleri ile İslam’ın sabır, kanaat, hoşgörü, cömertlik, iyilik ve fazilet değerlerinibenimseyerekinsanlığa yüzyıllardır ışık saçmaya çalışmış ve bugün de bu ışık hala devam etmektedir. Yunus Emre’nin şiirlerinde de hepana ekseniinsan oluşturmaktadır. Bir dizesinde bunuaçıkça şöyle ifade etmektedir:“Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyleme. Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme.”Şiir öyle bir anlatım şeklidir ki;varisi olmakla iftihar ettiğimiz OsmanlıDevleti’nin, imparatorluğunun,Padişahları bileşiirle meramlarını anlatmaya çalışmaktan geri durmamışlardır. II. Murad(Muradi), Fatih Sultan Mehmed(Avnî), II. Bayezid(Adlî), Yavuz Sultan Selim(selîmî), Kanuni Sultan Süleyman (Muhibbî) , II. Selim(Selîmîve
Tâlibî), Sultan III. Murad(Muradî), IV. Murad(Muradî)ve I. Ahmed(Bahti),mahlasları ile divan şiirimizin ustaşairleriFuzulî, Bakî, NedimveNef’îgibilerinden geri kalmamışlardır. Şiirleriyle ve fikirleriyle bugün bilehepimizin önünde bir rehber ve ışık olmaya devam eden Necip fazıl Kısakürek 79 yıllık hayatında hem bir fikirveaksiyoninsanı olmuş hem de yüzlerce şiiri ile gönülleri coşturmayıbilmiştir. 26 Mayıs 1904 yılındaMaraşlı bir ailenin çocuğuolarak İstanbul’dadünyaya gelen Necip Fazıl24 yaşında yayımladığıikinci şiir kitabı Kaldırımlar ile tanınmaya başlamıştır. 1934 yılında Abdülhakîm Arvâsîile tanışması ile hayatında büyük bir değişim yaşayan Necip Fazıl gençliğinde peşinden sürüklendiğisol zihniyeti ve CHP’yi bir kenara itmiş İslamcı çizgisiyle Müslümanayakışır bir hayat tarzını özümsemiş veo günden sonra da kalemini savunduğuİslami fikirler için kullanmıştır. Büyük üstaddiye ifade ettiğimiz NecipFazıl Kısaküreksadece Türk edebiyatınındeğil,Türk tefekkür tarihi için de önemli bir isimolarak yer almıştır. Necip Fazıl kişilik bakımından zor bir insandı. Kendi kabına sığmayan şair,şiirlerinde insanın iç dünyasında hitap etmeye çalışmıştır. Mücadeleci yönüyle bakıldığında kalemealdığı şiirlerin hemen hemen hepsinde bir davanın peşindengittiğini görürsünüz. Bugün birçok programda onun şiirlerine yer vererek onundiriltmeye çalıştığı ruhu yaşatmaya gayret ederiz. Bir Sakarya Türküsü, Zindan dan Mehmet’e Mektup ya da Beklenen, Bekleyen ve diğer bütün şiirlerinden anlayacağımız gibi sıra dışı bir kişiliksergileyen şairNecip Fazıl titizce kaleme aldığı şiirlerinde, yer yertedirgin ve sıkıntılı,kimi zamanhoş sohbet, cömertvemücadeleciözelliklerini yansıtmıştır. Necip FazılKısakürek’i, Müslüman-Türk aydın tipinin en önemli temsilcilerindendirdiye ifade etsek doğru bir tanımlama yapmış oluruz. Fikriyönü yüksek şiirlerkaleme almaya başladığı dönemden bu yana söylediği her sözü ile çağları aşarak günümüzde birçok kimsenin rehberi ve rol modeli olmuştur. İslam felsefesi ile yoğrulmuş mistik şiirin en büyük temsilcisi olan usta şair Necip Fazılbugün deinsanlığailham vermeye devam etmektedir.40. ölüm yıldönümündeüstad Necip FazılKısakürek’i rahmet ve minnetle yâd ederek,hayatının dönüm noktası sayılabilecekbir zaman diliminde yazdığı, toplumtarafındanda tanınmasına vesile olan,hepimizin severek okuduğu ve bugün Aykut Kuşkaya’nın da besteleyerek müzik camiasınakazandırdığıKaldırımlar şiirinden birkaç mısraya yer vererekyazımıtamamlamak istiyorum.Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;Yürüyorum,arkama bakmadan yürüyorum.Yolumun karanlığa saplanan noktasında,Sanki bekleyen bir hayal görüyorum.Ne sabahıgöreyimne sabahgörüneyim;Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!Islak bir yorgan gibi, sımsıkıbürüneyim,Örtün,üstüme örtün, serin karanlıkları.Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;Kaldırımlar,içinde yaşamış bir insandır.Kaldırımlar,duyulur, seskesilincesesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
DÜNYA
30 Aralık 2024MAGAZİN
30 Aralık 2024GÜNDEM
30 Aralık 2024EKONOMİ
30 Aralık 2024EKONOMİ
30 Aralık 2024YEREL HABERLER
30 Aralık 2024TV90HABER
30 Aralık 2024