Yolculuklarımızda çoğumuzun ilgiyle merak edip gittiği mekanlar ülkemizin kültürel mirası için oldukça önemli.

Knidos, Karya bölgesinin önde gelen antik kentlerinden biridir ve Rodos ile Kos adaları arasında konumlanmaktadır. Dorlar tarafından inşa edilen bu şehir, teraslar üzerinde yer almaktadır. Büyük tiyatrosu, kentin hakim bir noktasında bulunmasına rağmen günümüzde yalnızca duvar kalıntılarıyla varlığını sürdürmektedir. Bu tiyatro, taşlarının Dolmabahçe Sarayı ve Kahire’deki Mehmet Ali Paşa’nın sarayı ile camisinin yapımında kullanılması için sökülerek kentten alınmıştır.

Antik kentin ilk yerleşim kalıntılarının M.Ö. 300 civarına tarihlendiği ve Helenistik dönem izleri taşıdığı düşünülmektedir. Bu döneme ait duvar kalıntıları hala gözlemlenebilmektedir. Ayrıca, M.Ö. 2. yüzyıldan itibaren Roma ile Anadolu’daki kentler arasında çatışmaların yaşandığını gösteren izler de bulunmaktadır.

Ayrıca Olympos’un doğusunda, sahilden 300 metre içeride yer alan Çıralı, Caretta caretta deniz kaplumbağalarının yumurta bıraktığı muhteşem kumsalı ve çeşitli bitki örtüsüyle dolu sahil kumulları da içimizi açııyor.

Hem politik hem de ticari bir merkez olan şehir, M.Ö. 7000 yılından bu yana kesintisiz yerleşim görmüş ve önemli bir liman kenti olmuştur. Efes Örenyeri, Celcus Kütüphanesi, büyük tiyatro ve Artemision gibi tarihi kalıntılarıyla zengin bir geçmiş sunar. Yılda ortalama 1,5 milyon ziyaretçi ağırlayan bu antik kent, Anadolu arkeolojisine önemli katkılar sağlamaya devam etmektedir.

Saklıkent Milli Parkı, Xanthos-Letoon ve Patara Antik Kenti hem doğa güzelliği hem de köklü tarihi geçmişiyle sosyalleşebileceğimiz mekanlar olmasının yanı sıra kültürel aktiviteler için de tavsiye edilebilecek mekanlar arasında yer alır.

Geçmişin izlerini takip ederek, unutulmaz bir tatil deneyimi yaşamak isteyenler için harika seçenekler! Siz de bu yerleri ziyaret ederek hem kültürel bir yolculuğa çıkabilir hem de güzel anılar biriktirebilirsiniz. 

Paylaşımı için Basileos’a teşekkürler.