Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Göktürk KADIOĞLU
Göktürk KADIOĞLU

Yeni Türkiye, Eski Avrupa: SAFE Krizi ve Değişen Dengeler 🇹🇷

Son dönemde hem Fransız hem de İspanyol basınında çıkan analizler, Türkiye’nin artık eski Türkiye olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Bir yanda Avrupa savunmasının “vazgeçilmez ortağı” olarak nitelendirilmemiz, diğer yanda Türk İHA’larının küresel pazarda “oyunun kurallarını belirlediği” manşetlere taşınmamız, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik yerleşik bakış açısının çoktan miadını doldurduğunu gösteriyor.

Güvenlikte Çifte Standart ve SAFE Krizi

AB’nin ortak savunma yatırımlarını güçlendirmek amacıyla oluşturduğu SAFE (Avrupa Güvenlik ve Savunma) mekanizması, Türkiye ile stratejik bir ortaklığın kapısını aralayabilecek önemli bir adımdı. Fransız Les Echos’un da belirttiği gibi Ankara, ABD’nin bölgeden kademeli uzaklaşmasıyla oluşan boşlukta yeniden silahlanan Avrupa için “zorunlu bir güvenlik ortağı” olarak görülüyordu. Nitekim Türkiye, son beş yılda Ukrayna’daki en büyük yabancı yatırımcı konumuna yükselmiş, ekonomik ve savunma sanayii alanlarında derin işbirlikleri kurmuştu. Hatta Ukrayna’da bir “güvence gücüne” katılma iradesi bile ortaya konmuştu.

Tam SAFE programında somut ilerlemeler yaşanırken, Almanya gibi bazı AB ülkelerinin desteğine rağmen Yunanistan ve GKRY’nin yıllardır süregelen alışıldık vetosu yine devreye girdi. Bu tutum, Türkiye’nin AB ile savunma alanında tam entegrasyonunun önünü bir kez daha tıkadı.

Ankara’nın Net Tavrı: “Ben Yokum”

Türkiye, bu engellemenin geleceğini öngörerek artık küçük ortak muamelesi görmeyi reddeden kararlı bir tutum sergiledi: “Ben yokum.” Bu restin ardından Avrupa’nın en önemli savunma ortaklarından biri olan Birleşik Krallık da “Türkiye yoksa ben de yokum” diyerek SAFE programından çekildiğini açıkladı.

Sonuç? AB’nin 150 milyar avroluk dev savunma inisiyatifi bir anda çıkmaza girdi ve projenin geleceği belirsizliğe sürüklendi. Bu gelişme, Avrupa’ya çok net bir mesajdır: Türkiye’yi “AB dışı ortak ülke” statüsüne sıkıştırarak, veto mekanizmalarına teslim ederek güçlü bir savunma mimarisi kuramazsınız.

Yeni Türkiye, Yeni Kurallar

Türkiye’nin İHA pazarındaki yüzde 65’lik küresel ihracat payı ve sahadaki etkileyici başarıları, onu artık sadece bir üretici değil, modern savaş doktrinini şekillendiren bir oyun kurucu konumuna taşımıştır. Buna rağmen AB’de hâlâ Türkiye’ye yukarıdan bakma alışkanlığını sürdüren çevrelerin, değişen gerçekliği kabul etmeleri biraz daha zaman alacak gibi görünüyor.

Ancak sahadaki güç dengeleri ve ekonomik göstergeler çok açık: Türkiye, ideolojik hesapların ötesine geçen, çıkarlarını merkeze alan, bağımsız ve güçlü bir aktör olarak ilerlemeye devam ediyor.

Avrupa’nın bu yeni tabloyu görmezden gelmesi mümkün değil. Türkiye’ye hak ettiği stratejik ortak değeriyle yaklaşmak, artık bir tercih değil, zorunluluk. Aksi hâlde 150 milyar avroluk savunma bütçeleri, sahada hiçbir karşılığı olmayan kâğıt üzerindeki projeler olarak kalmaya mahkûm olacaktır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER