Türkiye, son günlerde arka arkaya yaşanan siyasi gelişmelerin gölgesinde yeni bir dönemece girmiş durumda. TRT önünde yaşanan yürüyüşten Ankara’daki soruşturma tartışmalarına; TBMM Komisyonu’nun İmralı kararıyla gündeme taşınan hassas başlıklardan parti liderlerinin peş peşe açıklamalarına kadar her olay, ülkenin siyasi ikliminde giderek artan sıcaklığı gösteriyor.Bu yazı, olup biteni yalnızca sıralamak için değil;
Büyük resmi görmek, devlet aklıyla değerlendirmek ve toplumsal sağduyu çağrısı yapmak için kaleme alınmıştır.TRT Önündeki Yürüyüş: Şeffaflık Talebinin Büyüyen Yankısı, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın İBB davasının canlı yayınlanması talebiyle gerçekleştirdiği yürüyüş, polis bariyerlerine rağmen TRT Ulus önüne ulaşılmasıyla sonuçlandı. Bu manzara, sıradan bir protestodan ibaret değildir.
Asıl mesele şudur:
Toplum artık filtrelenmiş bilgi değil, çıplak gerçeği görmek istiyor. Şeffaflık talebi büyüyor.TRT’nin yayın politikalarına yönelik tartışmalar, bugün sadece siyasi değil, toplumsal güvenin merkezinde duran bir meseledir.Mansur Yavaş’a Soruşturma İzni: Ankara’da Siyasi Sarsıntı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında verilen soruşturma izni, siyasi atmosferi bir anda ısıttı. Kimileri bu adımı hukuki bir süreç;
kimileri ise yaklaşan seçimlerin gölgesinde siyasi bir hamle olarak değerlendiriyor.
Gerçek şu ki:
Türkiye’de hukuk ile siyaset çatıştığında, toplum kararın arkasındaki niyeti tartışmaya başlar. Bu nedenle süreç ne kadar şeffaf yürütülürse, siyasi gölgeler o kadar azalır.
İmralı Ziyareti: Meclis Kararı Siyasetin Fay Hatlarını Yeniden Hareketlendirdi
TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun aldığı İmralı ziyareti kararı—32 evet oyu, farklı partilerden isimler, CHP’nin katılmama tavrı, İYİ Parti ve Zafer Partisi’nin sert itirazları—Türkiye’nin en hassas başlıklarından birini yeniden gündemin merkezine taşıdı.
Heyette AKP’den Hüseyin Yayman, MHP’den Feti Yıldız, DEM Parti’den Gülistan Kılıç Koçyiğit yer alacak.Bu tablo, yeni bir gerçeği ortaya koyuyor:
Türkiye’de siyasi eksenler yeniden şekilleniyor;
eski ittifakların yerini yeni kırılmalar alıyor. Toplumsal hafızanın en hassas konusunda atılan bu adım, devlet aklıyla dikkatle yönetilmeli; çünkü yanlış bir iletişim, büyük kırılmalara sebep olabilir. Liderlerden Peş Peşe Açıklamalar: Siyasi Dil Sertleşiyor Süreçle ilgili açıklamalar da siyaset zeminindeki gerilimi artırıyor:
Özgür Özel:
Ziyareti “yanlış ve tehlikeli” olarak değerlendirdi.
Müsavat Dervişoğlu:
Kararı “korsan komisyon” diye tanımlayarak sert bir çıkış yaptı.
Ümit Özdağ:
CHP’nin katılmama kararını tebrik etti, ancak “Komisyondan tamamen çekilin” diyerek daha radikal bir adım çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan:
“Komisyon en doğru kararı verecektir,” diyerek süreci destekledi.
Devlet Bahçeli:
“Kimse gitmezse üç arkadaşımla ben giderim,” diyerek tavrını net biçimde ortaya koydu.
Bu açıklamalar, Türkiye’de siyasi dilin sertleştiğini gösteriyor. Her parti kendi tabanına net mesaj verirken, toplumsal tansiyon yükseliyor.
Büyük Resim Türkiye Nereye Gidiyor? Toplumsal Gerilim Tırmanıyor ?
Her olay, sosyal medya ve sokaktaki yansımasıyla yeni fay hatlarını tetikliyor.
Türkiye’nin toplumsal refleksi güçlüdür ancak bu refleks doğru yönetilmelidir.Ekonomik Belirsizlik Siyasi Belirsizliğin Gölgesinde Ekonominin en büyük ihtiyacı olan “öngörülebilirlik”, siyasi tansiyon yükseldikçe zayıflıyor.
Seçim Atmosferi Şimdiden Başladı, Siyasi aktörler söylemlerini kampanya diline çekmiş durumda.
Erken başlayan rekabet, toplumsal yorgunluğu artırıyor.
Devlet Kurumları Tartışmaların Odak Noktası
Yargı, medya, komisyonlar…
Kurumların yıpranması, siyasetten önce topluma zarar verir.Türkiye İçin Yol Haritası: Devlet Aklıyla, Sağduyuyla ve Birlik Üzerine
Bugün en çok ihtiyaç duyulan şey,
birleştirici, sakinleştirici ve çözüm üreten bir yaklaşımdır.Siyasi dil yumuşamalı, Gerilim, hiçbir tarafın kazandığı bir alan değildir. Hukuki süreçler şeffaf olmalı Şeffaflık, fitneyi değil; güveni besler. Medya sorumluluk bilinciyle hareket etmeli
Ekranlar kavga değil, bilgi üretmelidir. Devlet kurumları korunmalı, Devletin devamlılığı tüm siyasi tartışmaların üzerindedir. Ortak fayda yeniden merkeze alınmalı milletin birlik ve bütünlüğü, her kavramın üstündedir.
Son Söz: Gerilimi Büyütmek Kolay, Azaltmak Devlet Aklıdır. Türkiye büyük bir milletin omuzlarında yükselen köklü bir devlettir.Her fırtınayı atlatmış, her badireden güçlenerek çıkmıştır.
Bugün ihtiyaç duyduğumuz şey;
kutuplaştıran değil birleştiren, öfkeyi değil sağduyuyu büyüten, gerilimi değil çözümü öne çıkaran bir anlayıştır.Kazanın altındaki ateşi büyütmek kolaydır. Ama ateşi kısmak, işte o gerçek liderliktir.
Köşe Yazısı / Halil Gökmen Atılan
TV90 Medya Genel Yayın Yönetmeni ve Yönetim Kurulu Başkanı

YORUMLAR