Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Halil Gökmen ATILAN
Halil Gökmen ATILAN

Bahçeli’den Sert Mesajlar “Devşirilmiş Aslan Yavrusu” Çıkışı ve Cumhur İttifakı’nın Kader Hesabı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son grup toplantısında hem Müsavat Dervişoğlu’na verdiği sert yanıtlarla hem de Cumhur İttifakı’nı “milletin ve devletin kaderi” olarak tanımlayan sözleriyle siyasetin tansiyonunu yeniden yükseltti.

Atatürk Vurgusu: Kurucu Lider Üzerinden Birlik Mesajı

Bahçeli konuşmasına Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e güçlü bir vurgu yaparak başladı.
Atatürk’ü “Türkiye Cumhuriyeti’nin haysiyeti, Türk milletinin hürriyet meşalesi” olarak tanımlarken, onu yok saymaya çalışan odaklara da sert tepki gösterdi.

“Atatürk yok sayıldıkça çoğalacak, saldırıya uğradıkça milli gönüllerde çağlayacaktır” diyerek aslında hem içerdeki tartışmalara yanıt verdi, hem de kurucu lider üzerinden toplumsal bir birlik zemini tarif etti.

Bu çerçevede, 10 Kasım’da Kocaeli’ndeki camilerde Mevlid-i Şerif okutulması kararını da özellikle takdir etmesi, MHP’nin son dönemde Atatürk vurgusunu daha görünür kıldığının işareti olarak okunabilir.

Dervişoğlu’na Mesaj: “Bir Lafına Bakıyorum Laf mı, Söyleyene Bakıyorum Adam mı Diye”

Konuşmanın en çok konuşulan kısmı kuşkusuz İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’na verilen cevaptı.
Bahçeli, ismini anmadan, ama herkesin kimi kastettiğini bildiği bir üslupla “devşirilmiş aslan yavrusu” ifadesini kullandı; ardından da şu cümle geldi:

“Bir lafına bakıyorum laf mı, söyleyene bakıyorum adam mı diye.”

Bu sözler, Ankara kulislerinde sadece bir polemik cümlesi olarak değil, MHP–İYİ Parti hattındaki kopuşun artık tam anlamıyla “duygusal ve siyasi” bir restleşmeye dönüştüğünün göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Burada dikkat çeken bir çelişki de var:
Bahçeli bir yandan muhalefeti çok sert bir dille eleştirirken, diğer yandan siyasette temiz dil, empati ve erdemli üslup çağrısı yapıyor.

Tam da Türkiye’de siyasetin geldiği noktayı gösteren bir tablo bu:
Sözler sert, mesaj “yumuşak dil” vurgulu.

Terörsüz Türkiye Vurgusu ve Galile Benzetmesi

Bahçeli’nin altını kalın çizgilerle çizdiği bir diğer başlık ise “Terörsüz Türkiye, terörsüz bölge” hedefi oldu.
Türkiye kamburlarından kurtuldukça, terörle mücadelede mesafe aldıkça, içeride ve dışarıda yalan ve iftira kampanyalarının arttığını söyledi.

Tam bu noktada tarihi bir göndermeyle Galile’yi hatırlattı: Engizisyon baskısıyla “Dünya dönmüyor” demeye zorlanan Galile’nin içinden “Ne yaparsanız yapın, dünya dönüyor” deyişini, terörle mücadelede geri dönüş olmayacağı mesajıyla birleştirdi.

Bu anlatım, MHP’nin güvenlik eksenli siyaset dilini koruduğunu, yeni dönemde de “terörle mücadele – milli birlik – güçlü devlet” üçgeninden ayrılmayacağını gösteriyor.

Cumhur İttifakı’nı Kader Ortaklığı Olarak Tanımladı

Konuşmanın siyasal omurgası ise tartışmasız Cumhur İttifakı vurgusuydu.
Bahçeli, MHP ve Cumhur İttifakı’nı:
• Milletin kaderi,
• Devletin bekası,
• Türkiye’nin istikbali

ile özdeşleştiren bir dille anlattı.

“Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı’nın kaderi milletin kaderidir” cümlesi, önümüzdeki dönemde ittifaka yönelik her eleştirinin “doğrudan devlet ve millet çizgisine karşı konumlanmak” şeklinde çerçeveleneceğinin işareti.

Ayrıca MHP’yi, “icazetli, kiralık, ipotekli bir siyaset” yürütmekle eleştiren çevrelere de cevaben; partinin sahadaki varlığını, 81 il ve 710 ilçedeki programları örnek gösterdi. Bu, tabana “biz buradayız, sahadayız, geri çekilmiyoruz” mesajı niteliğinde.

Karabağ, Türk Dünyası ve “Türk Devri” Mesajı

Bahçeli’nin dış politika başlığında öne çıkan tarafı ise Karabağ ve Türk dünyası vurgusu oldu.
8 Kasım Zafer Günü ve 9 Kasım Devlet Bayrağı Günü vesilesiyle Azerbaycan’ı tebrik ederken, Türkiye–Azerbaycan ilişkisini “bir millet, iki devlet” çizgisinde yeniden hatırlattı.

“Türk Devri” ifadesiyle de Türk dünyasının önümüzdeki dönemde sadece duygusal bir birlik değil, stratejik ve siyasi bir güç olarak öne çıkacağı tezini dillendirdi.
Bölgeye dönük kirli hesaplar, Siyonist ve emperyalist planlar karşısında Ankara–Bakü hattını bir güvenlik ekseni olarak konumlandırdı.

Son Söz: Siyaset Gerilimle mi, Sağduyuyla mı Yürüycek?

Bahçeli’nin son grup konuşması;
bir yanda Atatürk ve Cumhuriyet üzerinden birlik mesajları,
diğer yanda Müsavat Dervişoğlu’na yönelik çok sert çıkışlar,
ve bunların üzerine oturtulan Cumhur İttifakı–devlet–millet kader ortaklığı vurgusuyla okunmalı.

Bir yanda “geri zekâlılıkta sınır yoktur” gibi ağır ifadeler,
diğer yanda “temiz dil, empati, erdemli üslup” çağrısı…

Türkiye siyaseti tam da bu ikili dil arasında sıkışmış durumda:
Gerilim mi kazanacak, yoksa sağduyu mu?
Sloganlar mı yükselecek, yoksa soğukkanlılık mı öne çıkacak?

Ankara’da son sözü sandık söyleyecek.
Ama bugünden görünen şu ki:
Bahçeli, hem MHP’yi hem Cumhur İttifakı’nı, “Türkiye Yüzyılı” söyleminin tam merkezine yerleştirme konusunda kararlı.

Halil Gökmen Atılan
TV90 Medya
Genel Yayın Yönetmeni – Yönetim Kurulu Başkanı

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER