Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Göktürk KADIOĞLU
Göktürk KADIOĞLU

BU HESAP TUTMAZ!

“Asgari ücrete zam gelirse enflasyon azar, maliyetler artar, fiyatlar uçar.” Ekonomi yönetiminin ve iş dünyasının bir kısmının diline pelesenk olmuş, ezberletilmiş, bayatlamış ve artık vicdanları kanatan o meşhur tekerleme… Bu tespitten daha saçma, gerçeklikten daha kopuk ve daha acımasız bir yaklaşım olamaz.

Ortada devasa bir illüzyon var ve bu illüzyonun tek bir kurbanı var: Emekçi.

Asgari ücretli dediğimiz kesim, zaten 22 bin lira gibi, büyükşehirlerde kira parasına denk bir rakamla ayı kurtarmaya çalışan, hayatta kalma mücadelesi veren insanlardır. Bu insanlar, ekonominin çarklarını döndüren asıl dişlilerdir. Şimdi kalkıp, açlık sınırında yaşam mücadelesi veren bu kitleyi “enflasyon canavarı” ilan etmek, enflasyonla mücadelenin faturasını en yoksula kesmek, hangi iktisadi ahlaka sığar?

Bir işletmenin maliyet kalemlerini alt alta yazdığınızda; enerjiden hammaddeye, lojistikten vergi yüküne kadar onlarca kalem varken, patronların aklına tasarruf denince neden ilk olarak “işçinin kursağındaki lokma” gelir? İşçinin emeği, neden maliyetlerin “ilk ve en kolay harcanabilir” kalemi olarak görülüyor? Enflasyonun sebebi, evine ekmek götürmeye çalışan işçinin aldığı üç kuruş zam değil; yönetilemeyen ekonomi politikaları, denetlenemeyen piyasalar ve fırsatçılıktır.

Emekliye Reva Görülen “Yüzyılın Garabeti”

Geçtiğimiz günlerde bir yetkilinin çıkıp; “Emeklilere zam verirsek enflasyon artar” minvalindeki açıklaması ise tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır, yüzyılın garabetidir. Eğer devletin yönetim anlayışı, ömrünü bu ülkeye çalışarak adamış insanları birer “enflasyon yükü” olarak görmek üzerine kuruluysa, bu milletin yüzü asla gülmez. Emekliyi, ekonominin sırtında bir kambur olarak gören zihniyet, sosyal devlet ilkesini ayaklar altına almıştır.

Matematik de Vicdan da Bu Hesabı Reddeder

Mevcut zam hesaplama yöntemi, neresinden tutsanız elinizde kalıyor. TÜİK verilerinin sokaktaki enflasyonla uyuşmadığını sağır sultan bile duydu. Ancak asıl hata, zammın mantığında.

Hakkaniyetli bir zam sistemi nasıl olmalı? Çok basit bir matematiği var, ama işlerine gelmiyor:

  1. Öncelikle 2025 hedef enflasyonu ile gerçekleşen arasında oluşan o %7’lik sapma (fark), kayıtsız şartsız masaya konmalı.

  2. Bunun üzerine 2025’in son 6 aylık enflasyon farkı eklenmeli.

  3. Yetmez! Asıl mesele burada: Emekli ve çalışan, neden enflasyonu yaşayıp ezildikten sonra farkını alıyor? 2026 yılı ilk 6 ayı için hedeflenen enflasyon farkı da peşinen zamma eklenmeli.

Siz bir hedef belirliyorsunuz, “Enflasyon şu olacak” diyorsunuz. Bu, “Senin alım gücün bu kadar düşecek” demenin itirafıdır. O halde, düşecek alım gücünü bugünden güvence altına almak devletin görevi değil midir? “Önce ezil, sonra telafi ederiz” mantığı bitmelidir.

Adaletin Terazisi Şaştı: 8800 Gün ile 3600 Günün Savaşı

Ve gelelim sistemin en büyük yarasına, emeklilik sisteminin dönüştüğü ucube hale… Bugün gelinen noktada, prim gün sayısı ile alınan maaş arasındaki bağ tamamen kopmuş, adalet kavramı yok edilmiştir.

Bir yanda 8800 gün prim ödemiş, dirsek çürütmüş, sisteme yıllarca para akıtmış bir vatandaş 19 bin TL alıyor. Diğer yanda, her önüne geleni emekli eden popülist politikalar sonucu 3600 gün ile emekli olan vatandaş 16 bin TL alıyor. Aradaki fark komik, durum trajikomiktir.

Çalışmanın, çok prim ödemenin, sisteme sadık kalmanın cezalandırıldığı; az çalışanın ise ödüllendirildiği bir sistem ayakta kalamaz. Bu, emeklilik sistemi değil, bir sosyal yardım kaosudur. Adalet terazisi şaşmış, sistem kendi evlatları arasında ayrımcılık yapan bir yapıya dönüşmüştür.

Sonuç olarak; enflasyonun faturasını işçiye, emekliye kesmekten vazgeçin. Emekçinin cebindeki üç kuruşu kısarak ekonomi düzelmez, sadece yoksulluk derinleşir. Bu millete matematik oyunlarıyla değil, hakkaniyetli bir paylaşımla gelin. Aksi takdirde, bu “ucube” sistemin altında sadece emekçi değil, o hesapları yapanlar da kalacaktır.

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER