Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Göktürk KADIOĞLU
Göktürk KADIOĞLU

Erdoğan’ın Kudüs Hamlesi: İki Kilise, Tek Bayrak ve Siyonist Bloğa Cevap!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasi sahnesine sürdüğü son hamle, sadece bir fotoğraf karesi değil, Ortadoğu’daki dini ve jeopolitik dengeleri altüst etme potansiyeli taşıyan bir meydan okumadır. Fener Rum Patriği Bartholomeos ile (varsayımsal olarak) Katolik Kilisesi lideri Papa’yı aynı anda Türkiye’de, Türk bayrağının gölgesinde bir araya getirmek; basit bir protokol ziyaretinin çok ötesinde, çok sert ve çok net bir stratejidir.

Bu kare tek başına her şeyi anlatıyor: İki büyük Hristiyan mezhebinin liderleri, Ankara’nın ev sahipliğinde yan yana. Peki bu buluşma kime, hangi mesajı veriyor?

Evanjelik Kıyamet Senaryosu Çıldırdı

Bu hamlenin doğrudan hedef aldığı blok, Kudüs’ü “sadece İsrail’in başkenti” olarak gören Evanjelik-Siyonist ittifaktır.

Bu teolojik-siyasi blokun kıyamet senaryosunda, Kudüs’ün tamamen Yahudi kontrolünde olması ve Ortodoks/Katolik kiliselerin etkinliğinin sınırlandırılması şarttır. Çünkü bu, onların kutsal kitap yorumlarına göre, son günlerin gelişini hızlandıracak bir adımdır.

İşte tam bu noktada Erdoğan’ın hamlesi, bu senaryoyu dinamitliyor.

Ortodoks ve Katolik kiliselerin, İstanbul’da, yani Hristiyanlığın doğuş ve merkez noktalarından birinde, yeniden yakınlaşması ve Türkiye’nin diplomatik çatısı altında birleşmesi, o blok için teolojik bir kriz ve siyasi bir yenilgidir.

Bu buluşmanın hemen ardından Protestan çevrelerden yükselen “Papa Türkiye’de ayin mi yapacak?!” şeklindeki feveran, aslında onların ne kadar korktuklarının, dengenin ne kadar hassas olduğunun göstergesidir. Türkiye bu hamleyle, KAZAN-KAZAN ilerlemektedir: Hem kendi dini diplomasi gücünü artırıyor, hem de Kudüs’ün statüsünü tek taraflı dayatmalara karşı koruma zeminini genişletiyor.

Kudüs’ün Anahtarı Hâlâ İstanbul’un Elinde

Ayasofya’nın statüsü tartışmaları ne kadar alevlenirse alevlensin, bu buluşma bize bir gerçeği tekrar hatırlatıyor: Ayasofya’nın ruhu hâlâ canlıdır ve İstanbul, yalnızca İslam dünyası için değil, tüm Hristiyan dünyası için de vazgeçilmez bir manevi merkezdir.

Türkiye, bu manevi ağırlığını masaya koyarak, Kudüs’ün sadece İsrail’in ve Siyonist politikaların konusu olmadığını; yüzlerce yıldır Kudüs’teki cemaatlerin hamiliğini yapan İstanbul’un da bu denklemde vazgeçilmez bir söz hakkı olduğunu dünyaya ilan etmektedir.

Nihai Hedef: İsrail’i Sıkıştırmak

Bu diplomatik zirvenin ana hedefi, sizin de tespit ettiğiniz gibi çok açık: Erdoğan, yarın bu iki büyük dini liderin oluşturduğu güç birliği ile Kudüs’ün statüsü konusunda İsrail’i sıkıştırmayı hedefliyor.

Bu, Kudüs’e yönelik baskının sadece İslam ülkeleri üzerinden değil, Hristiyan dünyasının büyük bir çoğunluğu üzerinden de yapılması demektir. İsrail üzerindeki baskı, tek boyutlu olmaktan çıkıp, küresel ve çok dinli bir hal alacaktır.

Erdoğan’ın bu hamlesi, Türkiye’nin bölgesel liderlik vizyonunu sadece askeri ve ekonomik güce değil, aynı zamanda küresel dini diplomasi gücüne de dayandırdığını bir kez daha kanıtlamıştır. Oyun kurucu bir Türkiye, sadece cephede değil, kiliselerin ve camilerin kalbinde de masaları yeniden kurmaktadır.

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Mehmet için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER